11 Kasım 2010 Perşembe

Beşiktaş'ın Çocuğu Allen Iverson

Philadelphia 76ers'ın kalbiydi zamanında Allen Iverson. Takımın herşeyiydi. Dar kadrosu ve sıkıntılı rotasyonuyla takımına bir kez NBA finali oynatmayı başardı ancak Amiral Robinson ve Tim Duncan'ı elinde bulunduran San Antonio Spurs'e teslim oldu. Hiç şampiyonluk yüzüğü takamadı ama NBA efsaneleri arasına girdi. 11 kez All-Star oldu. 1 kez All-Star maçında en değerli oyuncu seçildi. 3 kez NBA normal sezon sayı kralı bir kez de NBA normal sezon MVP'si oldu ancak şampiyon olmak istiyordu. LeBron'ın Cavs'ta yaşadığı sorunların benzerlerini o dönem Sixers'ta yaşadı. Sonunda ayrıldı ve bana göre NBA'in en ''overrated'' süperstarı olan Carmelo Anthony'nin yanına Denver Nuggets'a gitti ancak tutunamadı. Bir numarada oyun kurucu olarak başladığı NBA kariyerine hayatında en değer verdiği insanlardan birisi olan coachu Larry Brown'ın da telkinleriyle 2 numarada skorer guard olarak devam etti. Denver'dan sonra gittiği yerlerde de bir türlü dikiş tutturamadı. Son çare olarak yine yuvasına yani Sixers'a döndü ama büyü bozulmuştu. Olmadı. Allen Iverson sezon başında free agent olmasına rağmen kendisine NBA organizasyonunda yer bulamayınca dışarıya açıldı. Özellikle Çin liginden gelen çok cazip tekliflere rağmen yıllık 2 milyon euro karşılığında Beşiktaş Colaturka ile anlaştı ve yeni takımıyla 2 yıllık kontrat imzaladı.

Allen Iverson'ın basitçe geçmiş kariyeri böyle. NBA'in efsane oyuncuları arasında yer alıyordu. Kendisi için Türk spor tarihinin en büyük transferi desek yanılmış olmayız. Transferi yalnızca Türkiye'de değil, Dünya'da büyük bir merak oluşturdu. Şimdiden kendisini izlemek için Avrupa'nın dört bir yanından hayranlarının Akatlar'a koşacağı tahmin ediliyor. Tabi Beşiktaş'ın en büyük avantajlarından birisi takımın reklamı olacak. Iverson'ı kadrosunda barındırma özelliğini taşıyacak olan siyah beyazlılara Allen ne katar? Aslında bizim sorumuz bu:

Allen Iverson, Beşiktaş Colaturka'nın 5. yabancı basketbolcusu oldu. Kadroda Rus pivot Fedor Likholitov, Polonyalı forvet Michael Ignerski, Iverson'ın vatandaşı ve geçen sezon esrar kullanmak ve bulundurmaktan ceza almış Mire Chatman ve Avustralyalı pivot Andrew James Ogilvy, The Answer'in takım arkadaşlarından. Ayrıca Türkiye kariyerleri nispeten başarılı olan ve tanınmış Türk oyuncularda var. Eski Telekomlu Bekir Yarangüme, Efes Pilsen ve Fenerbahçe Ülker kariyeri bulunan Mustafa Abi, bir dönem Tofaş SAS'ta fırtınalar estiren Cüneyt Erden ve Darüşşafaka'da parlayan Cevher Özer bahsettiğim oyuncular.

Iverson'ın oyun yapısını tüm dünya gibi ben de az çok biliyorum. Parladığı dönemlerde yalnızca sayı atmaya endeksli bir oyun stili varken, özellikle Larry Brown'ın Sixers'ın başına geçmesinden sonra, oyun karakterini değiştiren ve sayı atmak kadar attırmak üzere de oyun kurgulayan bir Iverson izledik. Agresif karakterinin yanında ciddi şekilde de ''yıldız kaprisleri'' bulunan tecrübeli oyuncunun başında Burak Bıyıktay gibi nispeten tecrübesiz bir coach var. Belki bir Aydın Örs, Erman Kunter ya da Çetin Yılmaz Iverson'ın dilinden anlayabilirdi ama Iverson alındı diye de Bıyıktay'ın işine son vermek pek mantıklı olmaz tabi ki. Sixers'ta durulup, daha bir takım oyuncusu olduğu yıllarda, topu karşı sahaya getirme işini bıraktığı yakın arkadaşı Eric Snow kendisinin dilinden anlayabiliyordu. Burada bir soru daha çıkıyor karşımıza. Iverson mı takıma ayak uyduracak, yoksa takım mı Iverson'a? Bence takımın Iverson'a ayak uydurması gerekecek zira belli bir doygunluğa ulaşmış ve yaptığı sporun efsaneleri arasına girmiş bir adamın, takım kimyasına katılmasını beklemek fazlasıyla hayalcilik olur. Yani saçma bir cümle olacak ama takım kimyasının Iverson'ın kimyasına uyması daha doğru olacak gibi duruyor. Iverson'ın tarzı, oyun karakteri ve oyun okuması iyi idrak edilebilirse, belki de Iverson Beşiktaş'a sınıf atlattırabilir.

Neticede bir kumar oynandı ve sırf ismi yüzünden takımın ihtiyacı doğrultusunda değilde, reklam kokan bir transfer yapıldı. Iverson artık ''Beşiktaş'ın çocuğu'' oldu. Başarılı olmasını, hatta fantazi gibi ama Türkiye'de kalmasını, belki coachluk yapmasını falan çok ama çok isterim. Hemofarm maçına gidemem ama sezon içerisinde Beşiktaş'ın en az dört beş maçına gideceğim. Pardon! Iverson'ın dört beş maçına...

Hiç yorum yok: