29 Eylül 2008 Pazartesi

Turkcell Super Lig 5. Hafta Toplu Sonuçlar ve Genel Görünüm

TOPLU SONUÇLAR:



Sivasspor - Fenerbahçe: 2-1 (Murat,Sezer/Selçuk)

İstanbul B.Şehir Bel. - Beşiktaş: 1-1 (Adriano/Holosko)

Trabzonspor - Antalyaspor: 3-2 (Colman,Umut,Gökhan/Djehoua,Ertuğrul)

Kocaelispor - Bursaspor: 2-3 (Serdar-2-/Sercan-2-,Romashenko)

Gaziantepspor - Denizlispor: 2-1 (M.Yozgatlı,Eduardo/Roberts)

Gençlerbirliği - Ankaraspor: 1-1 (Kahe-pen-,Neca)

Kayserispor - Eskişehirspor: 1-0 (Aghahowa)

Hacettepe - Ankaragücü: 0-1 (Mehmet Yılmaz)

Galatasaray - Konyaspor: 4-1 (Baros-2-,Lincoln,Kewell/E.Albayrak)

HAFTANIN TAKIMI: Sivasspor

HAFTANIN FUTBOLCUSU: Sercan Yıldırım (Bursaspor)

HAFTANIN GOLÜ: Maxim Romashenko (Kocaelispor - Bursaspor)

PUAN DURUMU:

1-Trabzonspor: 13
2-Bursaspor: 12
3-Galatasaray: 11
4-Beşiktaş: 11
5-Sivasspor: 11
6-Gaziantepspor: 10

GELECEK HAFTANIN MAÇ PROGRAMI:

Ankaraspor - Sivasspor (Cumartesi 20:00)
Konyaspor - Trabzonspor (Cumartesi 20:00 LİGTV)
Antalyaspor - Gaziantepspor (Cumartesi 20:00)
Denizlispor - İstanbul B.Şehir Bel. (Pazar 16:00)
Bursaspor - Galatasaray (Pazar 18:00 LİGTV)
Eskişehirspor - Kocaelispor (Pazar 20:00)
Ankaragücü - Gençlerbirliği (Pazar 20:00)
Fenerbahçe - Kayserispor (Pazar 21:00 LİGTV)
Beşiktaş - Hacettepe (Pazartesi 20:00 LİGTV)

GENEL BAKIŞ:

5. hafta sonunda Trabzonspor tam 138 hafta sonra ilk kez lig liderliğine yükseldi. Yattara'nın eksikliğine rağmen Antalyaspor karşısında mucizevi bir şekilde maçı çevirmeyi başaran Trabzonspor inatçı karakterini de ortaya koymuş oldu. Bu sezonun flaş takımlarından Bursaspor'un flaş bir de oyuncusu var: Sercan Yıldırım. 5 hafta sonunda 4 gole ulaşan bu futbolcu hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyoruz ancak hafta içinde biraz araştıracağım bu yeni yıldız adayını. Galatasaray geçen hafta olduğu gibi bu hafta da ''hakem yardımıyla'' zora girebilecek maçı çevirerek farklı bir galibiyet aldı. Hakemler yıldızları izlemekten pozisyonları atlıyor mu acaba? Galatasaray'ın aldığı farklı galibiyetler lütfen yanıltmasın ''faullu goller'' Galatasaray'ın yardımına her hafta yetişemeyebilir. Önümüzdeki hafta Bursa'ya gidiyorlar. Çıkacak skoru merakla bekliyorum. Beşiktaş yine tartışmalı hakem kararlarının bulunduğu bir karşılaşmada İstanbul Belediyespor'a puan kaybederek liderliğini koruyamadı ancak zirve yarışını son haftaya kadar sürdürecekleri kesin. Sivaspor kaldığı yerden devam ediyor. Başta ben olmak üzere başarılarına ''tesadüfi'' gözüyle bakanları her hafta biraz daha yanıltmaya devam ediyorlar. Fenerbahçe'yi gerçekten ''ezerek'' yendiler ve devamını getirecekler gibi görünüyorlar. Gaziantepspor'da bu sezonun flaş takımlarından ve doğru tranfer politikalarıyla aldıkları oyuncular her hafta yıldızlaşıyorlar, bu hafta sıra eski Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaşlı Mehmet Yozgatlı'daydı. Fenerbahçe'nin deplasman fobisi Sivas'ta da devam etti ve öne geçtiği maçtan puan çıkaramadı. Birbirinden zorlu iki maça çıkacaklar önümüzdeki hafta. Önce Dynamo Kyiv'i sonra Kayserispor'u sahasında ağırlayacak olan Fenerbahçe'nin önündeki maç takvimi son derece zorlu görünüyor. Hoca değiştiren iki takımdan Konyaspor ve Kocaelispor Galatasaray ile oynadıkları üstüste iki maçta da biraz ''hakem kurbanı'' oldular ancak iki takımdan da henüz ümidimi kesmedim. Bu sezonun Fenerbahçe'yle birlikte hayal kırıklığı yaratan iki takımı hiç kuşkusuz Hacettepe ve Gençlerbirliği olmalı. Sezona kötü başladılar ancak Hacettepe'nin elinde artı bir Fenerbahçe galibiyeti bulunuyor.

4. Hafta genel görünüm için tıklayın

28 Eylül 2008 Pazar

Skor Tahmin Oyunu Beşinci Hafta Sonuçları

BU HAFTA PUANLAR:

FARUK: 22

MURAT: 16

YAVUSS: 14

OMANİM: 7

BALTHAZAR: 6

TOLGA: 3

HAKAN: 2

GENEL PUAN DURUMU:

FARUK: 34

TOLGA: 23

MURAT: 22

BALTHAZAR: 19

HAKAN: 19

YAVUSS: 19

OMANİM: 13


NOTLAR: Tekno Market ekibini bu haftaki puanlarından dolayı tebrik ediyorum. Hakikaten muazzam bir tahmin ekibi var orda. Özellikle Hakan Abi'yi İddaa'cıların mutlaka değerlendirmesi gerektiğini düşünüyor aynı zamanda müthiş Milan Baros tahminiyle aldığı 2 puan için tebrik ediyorum kendisini. Nice mükemmel tahminlere Hakan Abi :)

Arkadaşlar lütfen verilen puanları bir kez de siz kontrol edin. İki kez kontrol ettim ama yine de insanlık hali ne olur ne olmaz. Bir de ricam var, lütfen tahminlerimizi cumaya kadar yapalım. Cuma maçı başlayana kadar tahminler bitmiş olsun, bu tarihten sonra gelecek tahminleri dikkate almayacağımı üzülerek belirtmek istiyorum. Ayrıca tahmin değiştirildiği zaman bir gol bile olsa değişiklik lütfen diğer tahminlerinizi de tekrardan ekleyin çünkü yorum yorum arayıp bulmak zorunda kalıyorum tahminlerinizi. Hatayı en aza indirgemem adına sizlerden ricalarım bunlar olacak...

5. hafta tahminleri için tıklayın
4. hafta sonuçları için tıklayın


Ligimize Renk Geldi!

Daha önce belirtmiştim Yılmaz Vural'ın Kocaelispor teknik direktörlüğü için 1 numaralı seribaşım olduğunu. Sağolsun Kocaelispor yönetimi haksız çıkarmadı beni ve takımın başına Yılmaz Vural'ı getirdi. Aslında Antalyaspor'un başındayken kümede kalabilselerdi çok büyük başarılara imza atacağına emindim Yılmaz Hoca'nın ama belkide lig tarihinin en şanssız küme düşme hikayesini yaşadı Antalyaspor ve Yılmaz Vural. Kim ne derse desin iyi hocadır Yılmaz Hoca. İyi yerlerde eğitim almış bir adamdır. Kişiliği son derece renkli bir adam. Futbolcu dövmesinden, sahaya pet şişe atmasına, kendi takımına gol atan futbolcuyu poposuna tekme atarak kutlamasından, Antalyaspor'un küme düşmesinden sonra intihara kalkışmasına kadar bu kişiliğini her daim gösterdi. Şimdi Kocaelispor'un başında ve henüz erken. Umarım herşey Yılmaz Hoca'nın istediği gibi gider. Elinde Andjelkovic'li, Jestrovic'li, Taner Gülleri'li, Serhat Akın'lı pek yabana atılmaması gereken bir kadro var ve Hoca bu kadroyla yapabileceğinin en iyisini yapacaktır eminim buna. Hoca değişikliği erken olsa da umarım iki tarafta istediğini elde eder...

Zirve Bordo-Mavi...

Dün gece 21:45'te Trabzonspor kendi sahasında Antalyaspor'u ağırladı. Yoğun yağışa rağmen tribünleri tıklım tıklım dolduran Trabzonspor taraftarları karşısında bordo-mavili takım maça son derece hızlı başladı. İlk 15 dakika dolduğunda Cale ve Gökhan Ünal ile yüzde yüz olmak üzere tam 5 net gol pozisyonu yakaladı Karadeniz Fırtınası. Bu pozisyonlardan sonuç çıkmazken, Antalyaspor ilk kez rakip yarı alana geçtiği pozisyonda Ali Zitouni'nin kaleye attığı son derece zayıf şut şekilde havada süzülürken Antalyaspor'un ''enteresan bir vücut yapısına sahip olan forveti'' Djehoua kafayla topu Trabzonspor ağlarına göndererek soğuk duş etkisi yarattı Avni Aker tribünlerinde. Golden sonra Trabzonspor ataklarını sıklaştırıp rakip kale önüne giderken, Tayfun Cora'nın ceza alanına şişirdiği topu Umut Bulut kafayla ceza sahasına indirdi. Oluşan karambolde Gustavo Colman klas bir vuruşla topu ağlara göndererek skoru eşitledi. Trabzonspor ataklarını sıklaştırsa da ikinci golü bulamadı ilk yarıda.

İkinci yarıya hızlı başlayan ve oyunu rakip sahaya yıkan takım yine bordo-mavililer oldu. İkinci golü ararken streste arttı, oyunda ki tansiyonda yükseldi ancak gol bir türlü gelmedi. 73. dakikada Antalyaspor'un ''Gökdenizvari'' oyuncusu Ertuğrul iki savunma oyuncusu ve kaleciyi adeta ''yerle bir ederek'' Antalyaspor'u ikinci kez öne geçiren golü attı. Tribünlerin ve açık söylemek gerekirse benim de yıkıldığım an oldu topun filelerle buluşmasını izlemek ancak her Trabzonsporlu gibi bende asla ümidimi kaybetmedim. Sahada savaşan, futbol oynayan, pozisyon bulan bir Trabzonspor vardı. Önce 77. dakikada Isaac'in klas pasında Umut Bulut'un Ömer Çatkıç'ın üstünden ''kaval kemiğiyle'' aşırttığı top ağlarla buluştu. Ardından 87. dakikada Selçuk İnan'ın klas pasında Gökhan Ünal'ın bitirici vuruşu geldi. Puan almak için herşeyi yapan Antalyaspor amacına ulaşamadı ve Trabzonspor sezonun en iyi futbolunu oynadığı maçta rakibini 3-2 mağlup ederek ligde zirveye yükseldi.

Bu galibiyet sadece bir galibiyet değil. Bu galibiyet aynı zamanda özgüven, takım ruhu ve bence en önemlisi bir sezon boyunca korunabilecek olan her geriye düşülen maçta ''Antalya maçındaki gibi'' deme şansını getirdi oyunculara. Hakikaten de Trabzonspor her maçını ''Antalya maçındaki gibi'' oynarsa bileği kolay kolay bükülmez.

Ersun Yanal maçtan sonra yine döktürürken, Yattara için; O çok özel ve yetenekli bir futbolcu ancak Katar'a giderek kariyerini noktalamış oldu, futbol oynamayı değil parayı tercih etti, O Avrupa'da izlemek istediğimiz özel bir oyuncuydu'' açıklamasını yaptı. Hoca konuşurken üzüntüsü gözlerinden rahatlıkla okunabiliyordu ama Ersun Yanal ruhu takımla müthiş bütünleşmiş ve Yattara'yı zaman zaman çok arayacak olsakta hedeflerde çok büyük sapmalar olmayacağını bu maçla bir kez daha görmüş olduk.

Haftaya Konya'ya gidiyoruz. Minimum puan kaybıyla devre arasını görüp sonrasında kanatlara takviye gerekiyor acilen. Mehmet Topuz söylentisi dolaşıyor etrafta ama ayıp oluyor. Henüz transfer sezonuna çok var ve ne Mehmet Topuz'un ne de Kayserispor'un aklını karıştırmaya kimsenin hakkı yok. İstanbul Medyası'nın gazına gelip İstanbul Takımı gibi ahlaka ve etiğe uymayan davranışlar içine girmeyelim lütfen. Mehmet Topuz'u devre arasında konuşuruz. Şimdi Isaac, Serkan Balcı ve Barış Memiş'i konuşalım ''o'' kanat için...

Liderlik Kısa Sürdü.

Dün günün ilk maçında Beşiktaş, Atatürk Olimpiyat Stadyumu'nda İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u bir kez daha yenemeyerek darbe aldı ve liderlik sevinci şimdilik kısa sürdü. Maça etkili başlayan ve daha çok isteyen taraf olan Beşiktaş hafta başından beri oynayacak mı oynamayacak mı falları açılan yıldızı Filip Holosko'nun süper golüyle 1-0 öne geçti. Holosko transfer edildiği zaman tepkiler almıştı. 5 milyon euro, Koray Avcı ve Burak Yılmaz Vestel Manisaspor'a verilmişti. Herkesi tekzip edip takımının en önemli silahı olmayı başardı genç oyuncu. Attığı gol hakikaten çok klastı. Herkes O'ndan orta beklerken, o kaleyi tercih etti, bu tip pozisyonlarda tercih edilen yakın direği değil uzak direği seçti ve klas bir vuruşla ağları gördü. Golden sonra Beşiktaş böyle bir stadyumda oynanan böyle bir maç için ''fazla lüks'' bir dakikada öne geçmiş oldu. Performansını bir 20 dakika daha devam ettirse bulabileceği gol ya da golleri değil oyunu kontrol etmeyi seçti siyah-beyazlılar. Hata bu oldu zaten. Adriano ve Efe'nin kaçırdığı iki mutlak gol ders olmadı Ertuğrul Sağlam'ın öğrencilerine. Sivok'un sakatlığı ile Gökhan Zan'ın oyuna dahil oluşu ve üstüne Adriano'nun kafa golüyle skorun 1-1 olması hemen hemen bir anda meydana geldi. Maçın geri kalan kısmında Nobre ile golü buldu Beşiktaş ancak Bülent Yıldırım kendisinden beklenen fahiş hatayı yapıp ''buz gibi'' golü vermedi. Beşiktaşlı futbolcular ve teknik kadro stadyumun dev ekranından pozisyonu görüp haklı olarak itirazlarını golden 3 dakika sonraya kadar taşıdılar. Delgado'nun golündeki faul tespiti doğruydu Bülent Yıldırım'ın. Nobre önce rakibini engelleyip sonra verdi pasını. En azından eyyam yapmadı Yıldırım. İkinci pozisyonda da gördüğünü çaldı. Maç 1-1 sona ererken olan Beşiktaş'ın 2 puanına oldu.

Bülent Yıldırım geçen sezon Rüştü'yü Trabzon deplasmanında oyundan atan hakem. Umut Bulut'un ''canhıraş'' itirazlarına sessiz kalamamış ve resmen görmediği pozisyonda Rüştü'yü oyundan atmıştı. Futbol sahalarımızda ender görülen bir şekilde Tahkim Kurulu Rüştü'nün kırmızı kartını affetmiş ve herhangi bir ceza vermemişti. Bundan yaklaşık 4 ay sonra bu kez İstanbul'daki Beşiktaş - Trabzonspor maçında genç oyuncu Barış Memiş'i oyundan atarken eyyamın ''kralını'' yapmış ve Beşiktaş tribünlerinden bile yoğun tepki almıştı. Tahkim Kurulu bu kez de Barış Memiş'in gördüğü kırmızı karta herhangi bir ceza vermedi.

Bülent Yıldırım hala Super Lig hakemi ve dün akşam Beşiktaş'ı yemeyi başardı. Trabzon'daki maçta Rüştü'yü oyundan atmasına rağmen Trabzonspor beraberlik golünü bulamayınca adaletsiz bir skor çıkmamıştı ortaya. Bu kez oldu ve Bülent Yıldırım Beşiktaş'ın puanlarını ''yemeyi' başardı. Başta şahsı olmak üzere, kendisine halen bu maçta görev veren Merkez Hakem Kurulu'nu, buna ses çıkarmayan Özgener Federayonu'nu canı gönülden kutlar haftaya başka bir Beşiktaş maçında Bülent Yıldırım'ı yeniden sahada görmeyi çok istediğimi belirtmek isterim!

Maçtan sonra Sinan Engin'in Bülent Yıldırım'a ''Ne istiyorsun bizden?'' diye haykırması maçı özetledi. Bir de; Beşiktaş seyircisi şampiyonluğu siz haketmiyorsunuz. Bir daha ''Beraber yürüdük biz bu yollarda'' marşını söylemeyin. Dün siz yürümediniz ''o yollarda''...

27 Eylül 2008 Cumartesi

İstikrar Abidesi!

Dün akşam Fenerbahçe ''sezon geleneğini'' devam ettirerek Sivasspor deplasmanından da mağlubiyetle dönmekten kurtulamadı. Sahadaki duruşuyla da tam performans gösteremeyeceğini gösteren Alex'in sürüklemeye çalıştığı Fenerbahçe, sahada ''hayalet'' gibi gezen Selçuk Şahin'in kafa golüyle öne geçmeyi başardı. Öne geçtikten sonra zaten ''kontrollü'' olan oyununu ''daha kontrollüye'' çeviren sarı-lacivertliler ilk yarıyı bu skorla bitirmeyi başardı.

İkinci yarının başından itibaren oyunu rakip sahaya yıkmaya çalışan ve 50. dakikadan itibaren bunu başaran bir Sivasspor vardı sahada. Önce Balili ardından da Herve Tum'u oyuna alarak forvet sayısını ''maksimuma'' çıkaran Bülent Uygun'un takımı aradığı golü bulmaya Musa Aydın ve Mehmet Yıldız ile bir hayli yaklamışken 65. dakika civarlarında maçın kırılma anı gerçekleşti ve Alex de Souza mutlak gollük bir pozisyonu adeta ''heba'' etti. Oysaki topu tutacak, kaleciyi geçebilecek ya da sağında ve solunda bulunan arkadaşlarına pas verebilecek kadar ''bol'' zamanı bulunuyordu. Bu pozisyonu kaçıran Fenerbahçe ilk önce Sezer Badur'un ''Alex'' ortasında Murat Sözgelmez'in kafasıyla sarsıldı, biraz sonra da gecenin ''skortif'' yıldızı Sezer Badur'un mükemmel şutuyla darbeyi yiyip yere düştü. Gerçi bu golden hemen sonra Daniel Güiza müthiş müsait bir pozisyonda Petkovic engeline takıldı ama zaten Sezer Badur'un şutuyla kader ağlarını örmüştü bence.

Beşinci maçında üçüncü mağlubiyetini almak Fenerbahçe'yi iyice darboğaza itti. Salı günü Dynamo Kyiv maçı ''ölümcül derece''de önemli artık. Olası bir mağlubiyet Aragones'in Fenerbahçe kariyerini ciddi biçimde sarsacak. Türk teknik direktörlerle çalışmayı uzun bir süredir bırakmış olan Fenerbahçe Luis Aragones'i gönderme riskine girer mi bilmiyorum ama başta Burak Yılmaz olmak üzere, Selçuk Şahin ve Colin Kazım-Richards'ın da takımla ilişiklerinin bir an önce kesilmesi gerekiyor bana göre. Burak Yılmaz sahada bulunduğu 20 dakika boyunca saçma sapan bir sarı kart görmenin yanında saçlarıyla ilgilendiği kadar futbolla ilgilenmedi resmen.

İşler kötü gidiyor Fenerbahçe'de. Tekniksel taktiksel yanlışlar olduğu da muhakkak. Sadece geçen sezon buzlu zeminde Fenerbahçe'nin Sivasspor'u nasıl sürklase ettiğini hatırlayın ve bu maçı gözünüzün önüne getirin. Fenerbahçe'nin kan kaybının ne ciddi boyutlarda olduğunu o zaman daha iyi anlarız diye tahmin ediyorum...

26 Eylül 2008 Cuma

Arbede


Çakma Jennifer!

Ebru Gündeş'in albüm kapak resmi ile Jennifer Lopez'in albüm kapak resmi ''pişti'' olmuş diyeceğim ama pişti olması için iki şarkıcınında birbirinden habersiz aynı kapak pozunu vermesi gerekiyor. Jennifer Lopez'in albümü çok daha erken çıktığına göre maalesef bu iş piştiden çıkıp ''çakma''lığa giriyor. Gerçi günahını almayalım, belki Ebru Gündeş'in bu sahtecilikten haberi bile yoktur ama işgüzarın biri böyle bir işe girişmiş işte. Bu neden yapılır anlamam hiç. Zaten Ebru Gündeş olarak ülkede sevilen ve sayılan bir sanatçının bu tarz bir taklitçilik yapması ya da yaptırılmasına hiç gerek yok. En sade resmini koysa bile ''kült'' dinleyicisi alacaktır albümü. Örneğin ben ''aaa ne kadar da benzemiş Jennifer Lopez'e gidip Ebru Gündeş albümü alayım bir tane'' demem, akli dengesi yerinde olan hiç kimse demez herhalde. Neyse artık olan olmuş, bu da Jennifer'a kapak olsun!!! ne diyelim...

Aziz Yıldırım vs Genç Fenerbahçeliler

''Tek kimlik Fenerbahçelilik'' sloganıyla Aziz Yıldırım ve GFB arasındaki sürtüşme su yüzüne çıkmıştı bir süre önce. Aziz Yıldırım Fenerbahçe tribünlerindeki bu oluşumu engellemeye çalışırken GFB grubu ise direnişi sürdürmeye devam ediyor.

Kulüplerimizin tribünlerinde bir çok taraftar grubu yer alıyor. Bunların en popüleri hiç kuşkusuz Alen Markayan idaresindeki Çarşı grubu. Galatasaray'da UlrtAslan öne çıkarken, Trabzonspor'da Piranhalar, Lazkopatlar gibi gruplar tribün desteğinin öncüsü oluyor. Bursaspor'un meşhur Teksas'ı ile Ankaragücü'nün Çin Çin Mahallesi'de adını duyuran taraftar gruplarından. GFB Fenerbahçe'deki taraftar gruplarının içinde en popüler olanı. Kill For You halen tribünlerde hüküm sürüyor mu bilmiyorum ama GFB'nin popülaritesi arttıkça hiç kuşkusuz bundan en çok rahatsızlık duyan isim Aziz Yıldırım oluyor. Hiç kuşkusuz dediğime bakmayın, neden rahatsız olduğunu açıkçası bilmiyorum. FB TV'de katıldığı bir nevi '' İcraatın İçinden'' programında bu oluşumun zararlarından bahsetti ancak konuşmalarından tam olarak bir anlam çıkartamadım. Benim asıl derdim Sivas deplasmanına giden Fenerbahçe kafilesini havaalanında karşılayan ve GFB olduklarını iddia eden bir grup gencin Aziz Yıldırım aleyhine slogan atmaları. Bir kere bu gençler ''Fenerbahçeli'' olsa Fenerbahçe'nin bu zor günlerinde özellikle de Aziz Yıldırım'ın olmadığı bir ortamda kritik bir maça çıkacak olan futbolcuların yanında slogan atıp pankart açmazlar. Bunlar Fenerbahçeli değil o zaman. Bunlar amiyane tabirle ''kan emici sülükler'' (en hafif bunu buldum). Açtıkları pankartlara bakar mısınız?

TEK KİMLİK AZİZ
BİZİ BİTİVEMEZSİN
PADİŞAHIM ÇOK YAŞA
KANDIRILMIŞ ANADOLU ÇOCUKLARI
AZİZ YILDIRIM ÇARPSA BİLE

Herşeyden önce ''Bizi bitivemezsin'' nasıl bir üslup. Kendi (sözde) tuttukları takımın başkanına (ki bana göre gerçek anlamda efsane başkan ünvanını Süleyman Seba ile birlikte hakeden iki başkandan biridir Aziz Yıldırım. Birazda Faruk Süren. O da yarı efsane başkan olsun.) rakip takım taraftarı ağzıyla nasıl pankart açarsın. Aziz Yıldırım haklıymış, ufak bir sürtüşmede hemen madalyonun öteki yüzü ortaya çıktı. Maalesef sadece Fenerbahçe'de değil tüm taraftar gruplarında bir rant peşinde koşma mevcut ama Aziz Yıldırım'a yapılan bana çok ayıp ve yakışıksız geldi. Tek kimliğin ne olduğunu bilmem ama Sivas Havaalanı'nda yapılanın çok terbiyesizce olduğunu biliyorum...

25 Eylül 2008 Perşembe

İlk Gece Yarışı...

Formula 1'de sezonun bitimine 4 yarış kaldı. Gerek markalar gerekse pilotlar sıralamasında şampiyonlukların hala tam bir bilmece olduğu Formula 1'de bu hafta Singapur Grand Prix'i koşulacak ve bu yarış aynı zamanda bir tarihe tanıklık edecek. Zira Singapur Grand Prix'i gece yapılacak. Singapur sokaklarının Formula 1 pistine çevrildiği yarışta pilotlar ilk kez ışıklar altında saatte 300 kmh hızı zorlayacaklar. İngilizlerin altın çocuğu Lewis Hamilton pilotlar kategorisinde Felipe Massa'nın yalnızca 1 puan önünde bulunuyor. Markalar sıralamasında ise Ferrari en yakın rakibinin 5 puan önünde zirvede. Bakalım yağış beklenen ve son derece zevkli olacağa benzeyen Singapur Grand Prix'in galibi kim olacak. Ben de bu tarihi yarışla alakalı olarak elimden geldiğince blog okurlarını bilgilendirmeye çalışacağım...

2. Kademe Maçları Toplu Sonuçlar

Fortis Türkiye Kupası İkinci Kademe Maçları dün ve bugün yapılan maçlarla tamamlanarak gruplara kalacak tüm ekipler belli oldu. Yine birçok alt kategori takımının Turkcell Super Lig ekibini mağlup ederek sürprizlere imza attığı 2. kademe maçlarının toplu sonuçları ise şu şekilde:

Denizlispor - Sakaryaspor: 4-0
Gaziantep B.Şehir Bel. - Kayseri Erciyesspor: 2-0
Alanyaspor - Gençlerbirliği: 2-0
İskenderun Demir Çelik - Kayserispor: 1-5
Beykoz 1908 - Altay: 0-1
İstanbulspor - Ankaraspor: 0-1
Ankaragücü - Giresunspor: 5-1
Eskişehirspor - Diyarbakırspor: 2-0
Trabzonspor - Kardemir Karabükspor: 2-0
Malatyaspor - Hacettepe: 1-0
Çaykur Rizespor - Gaziantepspor: 0-2
Konyaspor - Güngören Belediyespor: 1-0
Bursaspor - Belediye Vanspor: 3-0
Manisaspor - Kocaelispor: 4-1
İstanbul B.Şehir Bel. - Tokatspor: 1-2
Samsunspor - Antalyaspor: 1-1 (7-8 pen)

Sıra geldi grupların kura çekimlerine. Bakalım Trabzonspor; Galatasaray, Beşiktaş ya da Fenerbahçe'nin seribaşılığını yaptığını gruplardan birine mi yoksa Sivasspor'un seribaşı olduğu gruba mı düşecek? Biraz komplo teorisi olacak ama sanki Fortis sponsoru olduğu kupanın henüz ilk turunda Trabzonspor'un Sivasspor'un grubuna düşmesi için ''kulis'' yaparmış gibi geliyor...

Hazır Ol Yılmaz Vural!

Geçen hafta Raşit Çetiner'in görevine son verip Giray Bulak'ı takımın başına geçiren Konyaspor'dan sonra bu hafta da Engin İpekoğlu Kocaelispor'daki görevinin başından alındı. Her sezon hep aynı senaryolar hep aynı teknik direktörler anadolu kulüplerimizi birer birer yönetmeye devam ediyor. Kariyeri boyunca beşin üzerinde takım çalıştırmış oldukça fazla teknik direktörümüz olduğuna eminim. Biraz Ziya Doğan, biraz Nurullah Sağlam, birazcıkta Mesut Bakkal diğerlerinden ayrılıp isimlerini zedelemiyorlar bu doğrultuda. Engin İpekoğlu'nun şanssızlığı ilk dört haftada karşılaştığı ekiplerin hepsinin ''dişli'' takımlar olmasıydı. Hatta bu haftada Bursaspor ile oynayacaklar. Henüz kendi ayarındaki bir Gençlerbirliği, Hacettepe, Ankaraspor, Ankaragücü, Eskişehirspor vb. takımlarla karşılaşmadılar bile. Tabi Fortis Türkiye Kupası 2. kademe maçında Bank Asya Birinci Lig ekiplerinden Manisaspor'a karşı alınan 4-1'lik ağır yenilgi biletin kesilmesini hızlandırdı. Sezon başlarken Edgar Davids ve Patrick Kluivert gibi ''ağır'' isimlerden bahseden Kocaelispor boyunun ölçüsünü erkenden almış oldu. Kocaelispor'un teknik direktörlüğü için en kuvvetli aday ya da adaylar kimler bilmiyorum ama Yılmaz Vural çoktan teyakkuza geçmiştir bence. Sürprizde Bülent Korkmaz'ı tutuyorum. Olan oldu artık bence tamamen bir kıyım olsa da Engin İpekoğlu'nun görevden alınması, iki taraf içinde hayırlı olsun demekten başka bir şey yok yapabilecek. Biz yine bir süre daha teknik direktörlük başarılarından çok ''hakem bana ananı s..im dedi ya!'' tümcesiyle hatırlamaya devam edeceğiz eski kaleciyi...

Benzema 100 Milyonsa Bizim Delgado 300 Eder!

Lyon dün açıklamıştı Benzema'nın bonservis bedelini 100 milyon euro olarak. Kendi futbolcusu değil mi isterse 500 milyon olarakta açıklar. Mevzu bu değil tam olarak. Bizim Sinan Engin: ''Benzema 100 ediyorsa Delgado 300 eder'' buyurmuş ya da patlatmış diyelim. Daha önce de ''Bobo 3 Güiza eder'' buyurmuştu. İnşallah yarın çıkıp ''ben demiştim bakın işte Bobo'nun ligde 3 Güiza'nın 1 golü var'' demez. O bu değilde acaba Delgado bu açıklamayı duyunca ne yapmıştır. Uzaktan bakıldığında O da Alex gibi aklıbaşında entellektüel bir tipe benziyor. Utanmıştır bence... Kimse böyle birşey için ''gaza gelmez'' herhalde.

Sinan Engin bu ''matematik sevdası'' ile bana daha çok malzeme olur gibi gözüküyor da, hakkını yemeyelim, adam Sivok ve Zapotocny'i getirerek bayağı büyük bir iş yapmış gibi gözüküyor.

İbrahima Yattara Transferinde Son Durum...

İbrahima Yattara Katar'a gitmek istediğini dün açıklamıştı basın toplantısı yapıp. Trabzonspor taraftarından izin istedi, 6 yıldır burada olduğunu bu kez gelen teklifin hem kendisi hem Trabzonspor için harika bir teklif olduğunu belirtti. Burada bahsettiği harikalık teklifin geldiği kulüp değil, para... Katar'ın El Saad kulübü Yattara'nın bonservisi için dün 10.8 milyon euro'ya çıktı. Zaten Yattara ile 2 milyon euro'ya anlaşmışlardı yıllık. Bildiğim kadarıyla Yattara Trabzonspor'dan yıllık 1.2 milyon euro alıyor. Teklif edilen para neredeyse iki katı. Dün Radyospor'da Hayrettin Hacısalioğlu'na ''Yattara'nın kalması adına ücretinde artış yapabilir misiniz?'' sorusu soruldu, Asbaşkan ''bu mümkün değil'' yanıtını verdi. Dün gece prensip anlaşması yapıldı haberiyle uyudum, sabah ''iş olmadı'' haberiyle uyandım. Bugün kesin olarak belli olur ne olduğu, o zaman analiz etmeye çalışırız hep beraber...

Antreman...

Isaac ve Adnan'ın Trabzonspor forması altında ilk resmi gollerini buldukları karşılaşmada Trabzonspor kendi sahasında bir alt küme rakibi Kardemir Karabükspor'u 2-0 yenerek Fortis Türkiye Kupası gruplarına kalmayı başardı. Lig TV maçı yayınlamaya değer bulmadığı için karşılaşma hakkında bir yorum yapma şansım yok zaten maç İbrahima Yattara'nın transfer pazarlıklarının gölgesinde oynandı diyebiliriz. Onur, Ceyhun, Giray ve Barış gibi yedek bekleyen oyuncularımızın ilk onbirde sahaya çıkıp kendilerini test ettiği karşılaşmada bir antreman maçı olmaktan öteye gidemezdi zaten...

24 Eylül 2008 Çarşamba

Trabzonspor - Kardemir Karabükspor

Geçen sezon ligin ilk dört sırasında yer alamadığı için Fortis Türkiye Kupası'na 2. kademeden başlamak durumunda kalan Trabzonspor bu akşam saat 20:00'de kendi sahasında Kardemir Karabükspor'u ağırlıyor. Bank Asya Birinci Ligi'nde üst sıraları hedefleyen nispeten zayıf rakibi karşısında Trabzonspor'un yedek ağırlıklı bir kadroyu tercih etmesini bekliyorum. Bu doğrultuda muhtemel onbir tahminim:

Onur Kıvrak
Giray Kaçar
Rigobert Song
Ferhat Çökmüş
Hrvoje Cale
Ceyhun Gülselam
Selçuk İnan
Gustavo Colman
Barış Memiş
Isaac Promise
Ergin Keleş

şeklinde. Tabi bambaşka bir onbir bile tercih edebilir Ersun Yanal. Yönetim daha önce Fortis Türkiye Kupası'na da fazlasıyla önem verdiklerini belirtmişti. Bu çağrıya Ersun Yanal'ın da kayıtsız kalmayacağını düşünüyorum. Bu doğrultuda hem yedek oyuncuları görmek hem de maç eksiklerini gidermek adına iyi bir antreman maçı olacağı kanaatindeyim. Lig TV maçı yayınlamıyor, unutmadan belirtmek isterim. Bu akşam radyo başında olacağız...

Kazım Kanat Vefat Etti.

Uzun yıllardır futbol gündeminde kendine yer bulan, gerek yazdığı yazılar gerekse de televizyon kanallarında dillendirdiği ''sivri'' yorumlarla bir çok kimsenin sevgisini kazanırken, bir çok insanında da nefretini uyandıran (ben bu gruptayım) Kazım Kanat bir süredir tedavi gördüğü Vehbi Koç Vakfı Hastanesi'nde bu sabah hayatını kaybetti.

Kendisinin yorumlarını, konuşmalarını sevmesem de tabi ki insan ölüm haberi karşısında irkiliyor ve üzülüyor. Kendisine allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Kazım Kanat her zaman aklımın bir köşesinde Santra programlarında Ahmet Çakar ile girdiği polemiklerle yer alacak...

Skor Tahmin Oyunu 5. Hafta Tahminleri

TAHMİN EDİLECEK MAÇLAR:

SİVASSPOR - FENERBAHÇE

TRABZONSPOR - ANTALYASPOR

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR - BEŞİKTAŞ

GALATASARAY - KONYASPOR


TAKIMLARDAKİ CEZALI OYUNCULAR:

Sivasspor: Abdurrahman Dereli

TAHMİNLERİM:

Sivasspor - Fenerbahçe: 3-1 (Mehmet Yıldız-2-, Musa Aydın/Güiza)
Trabzonspor - Antalyaspor: 3-0 (Colman, Umut, Barış Memiş)
İstanbul B.Şehir Bel. - Beşiktaş: 0-2 (Holosko, Zapotocny)
Galatasaray - Konyaspor: 4-1 (Baros, Kewell, Lincoln, Aydın Yılmaz/Tehoue)

4. Hafta Puan Durumu için tıklayın.
4. Tahminleri için tıklayın.

23 Eylül 2008 Salı

Turkcell Super Lig 4. Hafta Toplu Sonuçlar ve Görünüm

TOPLU SONUÇLAR:

Denizlispor - Trabzonspor: 0-1 (Gökhan Ünal)

Eskişehirspor - Sivasspor: 2-2 (Sezgin,Lovrek/Musa,M.Yıldız)

Ankaragücü - İstanbul B.Şehir Bel.: 0-0

Fenerbahçe - Gençlerbirliği: 3-0 (Alex,Güiza,Colin Kazım)

Kocaelispor - Galatasaray: 1-4 (Taner/Baros-2-,Nonda,Kewell)

Ankaraspor - Hacettepe: 4-0 (Mehmet Çakır-2-,Neca,Özer)

Antalyaspor - Konyaspor:0-1 (Tehoue)

Bursaspor - Kayserispor: 1-0 (Mustafa Sarp)

Beşiktaş - Gaziantepspor: 3-0 (Bobo,Serdar,Nobre)

HAFTANIN TAKIMI: Bursaspor

HAFTANIN FUTBOLCUSU: Alex de Souza (Fenerbahçe)

HAFTANIN GOLÜ: Mehmet Çakır (Ankaraspor - Hacettepe -ilk gol-)

PUAN DURUMU:

1-Beşiktaş: 10
2-Trabzonspor: 10
3-Bursaspor: 9
4-Galatasaray: 8
5-Sivasspor: 8

GELECEK HAFTANIN MAÇ PROGRAMI:

Sivasspor - Fenerbahçe (CUMA 20:00 LİGTV)
Trabzonspor - Antalyaspor (CUMARTESİ 19:00 LİGTV)
Kocaelispor - Bursaspor (CUMARTESİ 20:00)
Gençlerbirliği - Ankaraspor (CUMARTESİ 20:00)
İstanbul B.Şehir Bel. - Beşiktaş (CUMARTESİ 21:45 LİGTV)
Kayserispor - Eskişehirspor (PAZAR 20:00)
Hacettepe - Ankaragücü (PAZAR 20:00)
Gaziantepspor - Denizlispor (PAZAR 20:00)
Galatasaray - Konyaspor (PAZAR 21:00 LİGTV)

3. Hafta genel görünüm için tıklayın.

22 Eylül 2008 Pazartesi

4. Hafta... 4 Büyükler'in Birlikte Kayıpsız Geçtiği İlk Hafta

Haftanın açılışını deplasmanda Denizlispor'u 1-0 yenen Trabzonspor yapmıştı. Cumartesi günü kendi sahasında Gençlerbirliği'ni ağırlayan Fenerbahçe ise Alex ve Güiza'nın etkili olduğu maçta rakibini Alex, Güiza ve Colin Kazım'ın golleriyle 3-0 yenerek üzerindeki karabulutları 1 haftalıkta olsa dağıtmayı başardı.

İki takımın karşılıklı birbirini tartarak başladığı maçta, Fenerbahçe ara ara geliştirdiği ataklarla etkili olsa da ''Gemisini kurtaran'' Kaptan Alex de Souza'nın kişisel becerisiyle attığı klas gole kadar sönük bir oyun sergiledi. Alex de Souza ise sezon başından beri yakaladığı etkili performansını bu maçta da sürdürüp, oyunun kitlendiği anda bulduğu golle takımını rahatlattı. Ayrıca Alex'in bu golü hem Gençlerbirliği'ne karşı çıktığı dokuzuncu maçta yedinci golü oldu, hem de Turkcell Super Lig'deki 98. golüne imza atmış oldu. Bir başka etkili performans sahibi ise Daniel Güiza oldu. Oyunda kaldığı 80 dakika boyunca hiç bir topu ayırt etmeden hepsine koştu, rakip ceza alanının önünde pres yaptı, arkadaşlarına boşluklar yarattı. Bir dönemki Hakan Şükür performanslarından birini ortaya koydu bana göre İspanyol oyuncu. Ahmed El Saka'nın ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Gençlerbirliği'nin direncide ikinci yarının hemen başında kırılmış oldu. El Saka için yapılan eleştirilere katılmam mümkün değil. İkinci sarı kartı almak zorunda kaldı zira Alex de Souza kaleci ile karşı karşıya kalmak üzereydi. İki haftadır Şükrü Saraçoğlu'na gelen deplasman takımları maçı 11 kişi tamamlamayı başaramıyor. ''Abalı'' Volkan Demirel'in yerine kaleyi koruyan Volkan Babacan ise kendisine fazla top gelmemesine rağmen kalesinde güven veren bir oyun ortaya koydu. Skor güzel olsada Fenerbahçe'nin futbolunda herhangi bir olumlu ilerleme göze çarpmadı.

Dün akşam günün ilk maçında Kocaeli deplasmanına çıkan Galatasaray Bank Asya Birinci Lig'in tescilli golcüsü Taner Gülleri'nin ayağından yediği golle mağlup duruma düşsede yabancı yıldızlarının golleriyle rakibini 4-1 gibi farklı bir skorla mağlup etmeyi başardı. Galatasaraylıların dün akşamki esprisi ise ''Bize artık Galatasaray değil El Galacticos diyebilirsiniz'' oldu. Dün akşam iki gol atan Baros'un yanında Nonda ve Kewell'ın fileleri havalandırması, ayrıca Lincoln'ün etkili oyunu Galatasaraylıları bir hayli keyiflendirmiş olmalı. Maçın hakemi Selçuk Dereli'nin artık alıştığımız ''fahiş'' hatalarından birini yapıp Baros'un attığı ilk golden önce Nonda'nın kaleci Serdar Kulbilge'ye yaptığı faulu yardımcı hakemine de uyarak, ''görmezden gelmesi'' skora gölge düşüren etken oldu. Maçın gidişatı ve Kocaelispor'un saçmalıklarla dolu savunma anlayışı zaten Galatasaray'ın kazanacağı bir maç havasını ilk dakikalardan itibaren vermiş olsa da Selçuk Dereli'nin genellikle Fenerbahçe'nin aleyhine, aynı zamanda Galatasaray'ın lehine olan bu ''fahiş'' hatalarının da güzelce bir sorgulanması gerekiyor. Selçuk Dereli için ''aynı pozisyon Galatasaray 3-1 öndeyken yaşansa yine oyunu devam ettirir miydi?'' sorusunu kendime sorduğumda kesinlikle eyyamını yapıp faulu çalardı şeklinde bir cevap çıkıyor benden. Bu tip bariz hakem hataları artık ne olur ama ne olur yaşanmasın ligimizde, bu tip hem geçmişi sabıkalı hem de kasıtlı hata yapan hakemleri afaroz edelim, ligimizin tadını tuzunu kaçırmayalım.

Ligin 4. haftasının son maçını Beşiktaş kendi sahasında Gaziantepspor'u 3-0 yenerek oynadı. Ertuğrul Sağlam'ın ''rotasyon''a gittiği maçta Delgado, Holosko gibi as oyuncular kenarda otururken, İbrahim Üzülmez sol bekte, İbrahim Toraman ise sağ bekte kendine yer buldu. Bence de bu iki oyuncunun sahanın iki farklı köşesinde yer alması doğru karar zira saha ortasında yeni bir kavga patlak verebilir. Beşiktaş aynı Fenerbahçe gibi ikinci yarının başında 1-0 öndeyken rakip takım 10 kişi kalınca daha rahat bir oyun sergilemeye başladı. Pacheco'nun gördüğü iki sarı kartta tamamen ''işgüzarlık'' kokan kartlardı ve ağır bir ceza almayı haketti bana göre kulübünden. Bunların yanında Beşiktaş bu hafta büyükler içerisinde en eli ayağı düzgün futbolu oynayan takımı oldu. Erken bulduğu golle rahatlayan siyah-beyazlılar Çarşı'nın da desteğiyle domine ettiği oyunda birkaç önemli pozisyon vermesine rağmen savunmasından forvetteki adamına kadar kollektif futboldan da örnekler sundu. Beşiktaş benim beklentimin aksine iyi oturmuş savunması, koşan ve pres yapan orta sahası ile boş alanlara koşan istekli forvet hattıyla şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.

Kayserispor ve Gaziantepspor'da ligimizde mağlubiyetle tanışan takımlar olurken, Kocaelispor Teknik Direktör'ü Engin İpekoğlu'da Turkcell Super Lig'de Kocaelispor'un başında bana göre bu sezon son maçını oynadı. Umarım yanılırım ve Engin İpekoğlu görevinin başında kalır. Zira daha 4 hafta oynanmışken teknik direktör değişikliğine gitmek fazlasıyla insafsızca gözüküyor.

Skor Tahmin Oyunu 4. Hafta Sonuçları

BU HAFTA PUANLAR:

TOLGA: 20

HAKAN: 17

BALTHAZAR: 13

FARUK: 12

OMANİM: 6

SAYIN ADMİN: 6

YAVUSS : 5


GENEL PUAN DURUMU:

TOLGA: 20

HAKAN: 17

BALTHAZAR: 13

FARUK: 12

OMANİM: 6

SAYIN ADMİN: 6

YAVUSS: 5


4. Hafta Tahminleri için tıklayın.

19 Eylül 2008 Cuma

İkinci Deplasman Galibiyeti


Geçen hafta kendi evinde Beşiktaş ile berabere kalan Trabzonspor, yine Yattara'sız çıktığı ikinci maçta Denizlispor'u deplasmanda 49. dakikada Gökhan Ünal'ın attığı golle 1-0 yenerek dördüncü maçında üçüncü galibiyetini aldı.
Maça iki takımda ağır bir tempoda ve kontrollü başladı ancak oyunun kontrolü sürekli Trabzonspor'da oldu. Kanatlarda oynayan iki oyuncudan Colman ve Serkan Balcı'nın etkisiz olmaları nedeniyle nispeten kafa hakimiyeti iyi sayılabilecek iki forvete kanattan top atamayan Trabzonspor ilk yarı boyunca etkili bir atak geliştiremedi. Rakip Denizlispor'un da savunma ağırlıklı bir futbol tercih edip kendi sahasına kapanmasıyla inanılmaz kötü bir ilk yarı seyrettik. Sağ açıkta aksayan Serkan Balcı'nın yerine ikinci yarıda Isaac Promise'yi oyuna alayarak başlayarak Ersun Yanal sahadaki forvet sayısını da üçlemiş oldu. Bu değişiklikten sonra rakip sahadaki ağırlığını biraz daha hissettiren Trabzonspor 49. dakikada Selçuk İnan'ın kullandığı köşe vuruşunda Isaac'in kafa vuruşunda savunmadan seken topta oluşan karambolde Gökhan Ünal'ın kafa vuruşuyla golü buldu ve skor üstünlüğünü eline geçirdi. Golden sonraki oyun ise enteresan bir şekilde golden önceki şekliyle devam etti. Bu şekilde son dakikalara gelindikçe Denizlispor biraz daha fazla adamla rakibinin üstüne gitsede beraberlik golünü bulamadı.
Konya'da Anelka'nın elle attığı golün meşhur hakemi Özgüç Türkalp dün akşamında hakemiydi. Maçın başından son dakikalarına kadar skora etki edecek bir hata yapmasa da gerek duruş olarak gerekse çaldığı, çalmadığı düdüklerle, gösterdiği, göstermediği kartlarla Turkcell Super Lig ve Bank Asya Birinci Lig hakemi olmadığını bizlere yeniden gösterdi. İlk yarının sonunda uzatmaya eklediği dakikanın dolmasına henüz 10 saniye varken ve Trabzonspor'un rakip korner bayrağının hemen yanından taç atışını kullanır kullanmaz devreyi bitirmesiyle olsun, ilk yarıda Hüseyin Çimşir'in kendisinin gözü önünde rakibine çok net bir biçimde arkadan bileğine basmasına kart çıkarmayarak olsun, avantaj kurallarına uymayarak olsun, gerçek anlamda hakemlik yapabilecek düzeyde yeteneği olmadığını görmüş olduk. Unutmadan Özgüç Türkalp'in gerçek manada maçı katletmemesinin tek nedeni iki takımın da oynadığı silik futbol ve kritik pozisyonların çok az olmasıydı.
Maçın 87. dakikasında Trabzonspor ceza alanı içinde yaşanan pozisyon da son derece ilginçti. Sağdan Cale'yi geçerek hızla ceza alanı içine giren Süleyman Ferhat Çökmüş ile girdiği ikili mücadele de yerde kaldı. Ferhat Çökmüş'ün yerden kayarak müdahalesine topu çekerek cevap vermek isteyen Süleyman maçtan sonra Ferhat'ın kendisine müdahelesi olduğunu söyledi. Açık söylemek gerekirse hiçbir kamera açısından pozisyonu net çözemedim ancak bizim evin ahalisi pozisyonun penaltı olduğu fikrinde birleşti. Bir kere pozisyon kesinlikle net biçimde görülmüyor. Pozisyonu en net gören kişi pozisyonun olduğu kanattaki yardımcı hakem. Açıların birinde yan hakemin pozisyonu süzüşü görülüyor ancak oyunu devam ettiriyor. Eğer bu pozisyonu görüpte çalmadıysa kasıt var demektir. Ancak aklıma ilk yarıda Umut'un 1 metre geriden çıkışında alakasız kaldırdığı ofsayt bayrağı geldi. Yani bu penaltıyı vermeyen hakemin o pozisyonda da bayrağı kaldırmaması lazım. Pozisyonun kahramanı Süleyman pozisyondan sonra hakeme hiç itirazda bulunmadı. Maçtan sonra da ''aynı pozisyon Trabzonspor lehine gelişse hakem tereddüt etmeden penaltıyı verirdi'' dedi. Pozisyon zaten penaltıysa kimin lehine olursa olsun zaten penaltıdır bu bir. Sen akşam göreceğiz dersen inandırıcı olmazsın iki. Pozisyon penaltı ise çıkıp diyeceksinki aslanlar gibi ''ben topu çektiğim anda Ferhat'ta sağ ayağıma müdahele etti ayağımı kurtaramadım'' o zaman ben de hiç sorgulamazdım pozisyonu. Neyse dediğim gibi ben göremedim Ferhat'ın sağ ayağının Süleyman'ın sağ ayağına temasını, çünkü kamera açısı müsait olmadı. Erman Toroğlu'na kaldı gene işimiz.
Yattara'sız Trabzonspor'un gerçekten tadı tuzu olmuyor. Ne rakip kaleye gidebiliyoruz, ne güzel bir orta yapabiliyoruz, ne de forvetlere ince paslar atabiliyoruz. O'nsuz iki maçtan 4 puan çıkardık. Hafta arası Karabükspor ile kupa maçı var, o maçta da oynamaz muhtemelen ancak haftaya Avni Aker'de Antalyaspor'a karşı sahada görmek istiyoruz. Umarım hazır olur ve oynar.
Ersun Yanal'a atfen: Hocam ne Tayfun ne de Serkan Balcı sağ açıkta oynayamaz. O bölgenin adamı Yattara yoksa Barış Memiş'tir. Gökhan Ünal'ın silik futboluna 90 dakika katlanmak zorunda değiliz, baktın olmuyor al yanına Gökhan'ı, Isaac'i gönder sahaya, O da anlasın biraz formanın pahalı olduğunu. Bütün topları ezdi, saç baş yoldurdu bana dün akşam.
Sonuç itibariyle kimse henüz ağzına almasa da şampiyonluk yolunda bir engel daha aşılmış oldu. Defansımızın ''taş'' gibi oluşu beni en çok sevindiren konu. 4 maçta 1 gol yedik, o da savunmaya çarparak ağlarla buluştu. İki maçtır rakiplerimize kalenin yüzünü göstermiyoruz, umarım sezon sonuna kadar böyle devam ederiz...

Üçte İki...

UEFA Kupası'ndaki temsilcilerimiz dün akşam oynadıkları üç maçta iki galibiyet alırken bu galibiyetlerin ikisi de deplasmanlarda gelirken, mağlubiyet ise iç sahadaki maçta geldi.

Beşiktaş kendi sahasında ağırladığı Ukrayna'nın Metalist Kharkiv takımı karşısında Holosko'nun ofsayttan attığı golle 1-0 galip gelirken, Ukrayna ekibinin hiçte yabana atılmaması gereken bir takım olduğu görüldü. Metalist Kharkiv'in bir şutu da direkten dönerken, hızlı çıktıkları anlarda da tehlikeli kontraataklar geliştirdiler. Beşiktaş'ın ikinci maçta savunma önlemlerini biraz daha arttıracağını düşünürsek, Serdar Özkan ve Holosko gibi iyi driplingçilerle diğer maçı da kazanıp UEFA Kupası gruplarına kalmasını bekliyorum. Unutmadan hakem bence Metalist Kharkiv'in bir de net penaltısını es geçti. Türkiye Ligi'nde geçen sezon hakemlerden çok canı yanan Beşiktaş'ın UEFA Kupası'nda bu hakem şansının hep yanında olmasını temenni ediyorum.

Galatasaray ise 3-5-2 dizilişiyle çıktığı Bellinzona deplasmanında çok önemli fırsatları harcamasına rağmen gol düellosu şeklinde geçen karşılaşmayı biraz da şansının yardımıyla 4-3 kazanarak gruplara kalmayı büyük ölçüde garantiledi. Galatasaray defansının alarm verdiği karşılaşmada Bellinzona'nın bulduğu üçüncü gol son lig maçında Antalyaspor'dan yediği gole çok benzeyen bir pozisyonda geldi. Galatasaray'ın şu ana kadar görülen en büyük zaafiyeti yan toplar olsa gerek. Milan Baros ve nihayet Lincoln'ün nihayet parladığı maçta, Nonda'da kaçırdığı gollerle kelimenin tam anlamıyla saç baş yoldurdu. Lincoln'ün inanılmaz futbol şansını da ayrıca takdir ediyorum. Attığı gollerin neredeyse %70'inde top rakip savunmaya çarparak ağlarla buluşuyor.

UEFA Kupası'ndaki bir başka temsilcimiz Kayserispor ise kendi sahasında ağırladığı PSG'ye 2-1 mağlup olarak tur şansını mucizelere bıraktı. Kezman'ın erken gelen golüne ancak 87. dakikada cevap verebilen Kayserispor son dakikada Lyindula'nın ayağından yediği golle sahadan mağlup ayrıldı. Tolunay Kafkas'ın Mehmet Topuz'u forvet arkası oynatma sevdası ise başına iş açabilecek gibi duruyor...

18 Eylül 2008 Perşembe

Tahmin Oyunuyla İlgili Son Düzeltmeler ve Kesin Karar

Skor tahmin oyunumuz bugün itibariyle son şeklini almış durumda. Madde madde sıralamak gerekirse:

1- Kendi kalesine gol tahmini yapmak opsiyonuda açıldı. Bundan böyle kendi kalesine gol tahmini yapan katılımcı, doğru tahmini yaparsa 10 puan kazanacak. Örnek olarak: Denizlispor - Trabzonspor: 1-0 (song k.k) gibi.

2- Oynanan maçın skorunun doğru tahmini katılımcıya 10 puan kazandıracak. Bu puanı arttırmamın yegane sebebi, gol atan futbolcuların tahmin isabet puanı iyice cazip hale gelince maç tahminlerinin gs-fb:8-8 ya da bjk-ts: 7-7 gibi taktiksel bir şekle dönüşmemesi. Bu oyunun esas amacı doğru skoru yakalamak olduğundan goller işin sadece çerez kısmı olarak kalmaya devam etmeli. Temel amaç doğru skor tahmini.

3- Gol atan defans oyuncusu doğru tahminde katılımcıya 5 puan kazandıracak. Galatasaray maçlarında Servet, Fenerbahçe maçlarında Lugano'yu öneririm ben hemen gol tahminlerinde. Sezon boyu üç beş gol atar bu adamlar, bir de Kratochvil var tabi. Önemli olan doğru zamanı yakalayabilmek. Her hafta Lugano, Edu ya da Servet tahmini yapmak uzun vadede zararlı olabilir.

4- Gol atan orta saha oyuncusu katılımcıya doğru tahminde 3 puan kazandıracak. Kanaatimce her hafta Fenerbahçe maçlarının sabit ismi Alex de Souza olacaktır.

5- Gol atan forvet oyuncusu katılımcıya doğru tahminde 1 puan kazandıracak. Sevgili admin Murat Yılmaz'dan forvet puanının artırılması yönünde bir istek geldi ancak, uzun süre üstünde düşünmeme rağmen bu uygulamanın uygun olmayacağını düşündüm. Bir defans oyuncusun gol atması son derece zor bir iş zaten başlıbaşına. Kornerlerde ya da duran toplarda bu şansı bulabiliyorlar. O yüzden hem defans oyuncusunun gol attığı bir hafta olması hem de katılımcının tam o haftayı doğru tahmin etmesi çok zor gibi duruyor. Ben forvet tahminlerinin arada 4 puanlık büyük bir fark olmasına rağmen defans oyuncusu tahminlerinden daha çok puan getireceği kanaatindeyim. Bu yüzden forvet gol attığında puanının birde kalması gerektiğine karar verdim.

6- Turkcell Super Lig'inin 4. Haftasından itibaren oyunumuz herkesin puanlarının sıfırlanmasıyla başlıyor. Herkesinde uygun gördüğü gibi en güzeli bu olacaktı zaten, böyle de oldu.

7- Bazen puan hesaplamalarını yanlış yapabilirim, takdir edersiniz ki puanlama işi oldukça zorlaştı artık ve her pazartesi tek tek maçlara göre puanlama hesabını yapmak zorundayım. Katılımcılardan isteğim mutlaka kendi puanlarını da kendilerinin hesaplaması. Herhangi bir yanlış durumda hemen bir entry girerlerse sorunu derhal çözerim. Hiç bir şekilde bu oyuna hile ya da kayırma gibi unsurların karışmaması gerekiyor. İfade ettiğim gibi katılımcılardan ricam, puanların herkes tarafından hesaplanması.

8- Sezon sonunda puanlama sonuncusu, puanlama birincisine tuttuğu takımın ya da istediği başka herhangi bir takımın formasını hediye edecektir. Hakan Abi'nin formayı kime alacağı sezon sonunda belli olacak diyebiliriz bir başka ifadeyle :)

9- Bu haftadan itibaren oyun başlamıştır. Hayırlı uğurlu olsun bloğumuza...

Tahmin Oyununda Yeni Uygulama.

Skor tahmin oyununda gelen talepler üzerine bir değişiklik yapmaya karar verdim. Yapılan tahminlerde sıklıkla gole en yakın oyuncuların üzerine gidildiğini görünce (Gökhan Ünal, Delgado, Bobo,Alex,Semih, Nonda gibi) gol atan oyuncuların puanlarını oynadıkları mevkiye göre değiştirmeye karar verdim. Buna göre:

Gol atan forvet oyuncusu: 1 puan

Gol atan orta saha oyuncusu: 3 puan

Gol atan defans oyuncusu: 5 puan

kazanacak. Kalecileri bu listeye dahil etmedim çünkü her Kayserispor maçı tahmininde Ivankov ismini görmek istemiyorum. Ben de dahil olmak üzere her katılımcı Kayserispor'un kazanabileceği olası bir penaltının yüzü suyu hürmetine mutlaka Ivankov'u değerlendirmeye alacaktır diye düşünüyorum. Buna göre yapılan yeni düzenlemede de skoru doğru tahmin eden katılımcının alacağı puan ise 8 olarak belirlenmiştir. Yeni puanlama sistemini toparlarsak:

Doğru Skor Tahmini: 8 puan

Gol Atan Defans Oyuncusu: 5 puan

Gol Atan Orta Saha Oyuncusu: 3 puan

Gol Atan Forvet Oyuncusu: 1 puan

kazanacak. Futbolcuların oynadıkları mevkide tartışma yaşanmaması adına ise futbolcu mevkileri ntvspor.net'in halihazırda açık bulunan Fantasy Football oyunundaki datalarla eşdeğerde olacak. Yani futbolcu Fantasy Football'da hangi mevkide gözüküyorsa, bizim oyunumuzda da o mevki baz alınacak.

İlk 3 hafta yapılan tahminlerin puanlarının baki kalması ya da herşeyin adilane bir şekilde bu haftadan başlaması hakkında kendi başıma bir karar veremeyeceğimden dolayı bunu da okuyucuların görüşüne açmak istedim. Benim görüşüm oyunun bu haftadan itibaren yeni puan düzenlemesine göre sıfırdan başlaması yönünde. Zaten katılımcılarda üç aşağı beş yukarı belli durumda. Oyunun sonundaki ödül ise sonuncu olan katılımcının birinci olan katılımcıya tuttuğu takımın ya da herhangi bir takımın formasını hediye etmesi.

Yeni sisteme göre; tahminlerinde değişiklikte bulunmak isteyen arkadaşlar bu hafta için açtığım posta yeni tahminlerini (isimlerini de yazarak) ekleyebilir; ayrıca yeni sistem hakkındaki görüşlerini de bu postun yorum kısmına ekleyebilir...

Papaz ve Pilav Meselesi...

Salı günkü Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası tahminlerimde %100 isabet sağlayınca, şansımı birde çarşamba Şampiyonlar Ligi maçlarında denedim ancak bu sefer isabet oranım yarı yarıya düşerek %50'de kaldı. Lyon - Fiorentina ve Porto - Fenerbahçe maçı tahminleri isabet bulurken, Dynamo Kiev - Arsenal ve Juventus - Zenith maçlarından tahminlerimin aksine sonuçlar çıktı. Yine de İddaa tahminlerimde hiçte fena sayılmayacak oranlar yakaladığıma inanıyorum. Bu akşam ki UEFA Kupası maçları için tahmin yayınlayıp yayınlamamaya henüz karar vermedim ama programda yine cazip görünen birkaç maç var...

17 Eylül 2008 Çarşamba

Kayserispor - Paris Saint Germain

UEFA Kupası'na geçen sezon Fortis Türkiye Kupası'nı kazanarak katılma başarısı gösteren Kayserispor en zorlu kurayı çeken ekibimiz aynı zamanda. Sezon başında transfer ettiği Aghahowa, Olembe ve Purovic gibi oyuncularla UEFA Kupası'nda başarı hedefleyen temsilcimiz bu akşam saat 21:00'de Büyükşehir Belediyesi Atatürk Stadyumu'nda Fransa'nın köklü ekiplerinden Paris Saint Germain'i ağırlıyor.

PSG için köklü desem de şu an için güçlü diyemiyorum zira geçen sezon küme düşmekten kılpayı kurtulan ve bu sezona da öyle aman aman iyi başlayamayan bir ekip PSG. UEFA Kupası'na ne derece önem verdiklerini de bilmiyorum ancak kadrosunda yeni transferleri Makelele, Giuly ve Kezman gibi oyuncuları bulunduran Fransız ekibi yabana atılacak bir ekip değil. Kayserispor için zor olsa da bundan 2 yıl önce elendikleri AZ Alkmaar'dan daha iyi bir rakip değiller ve ben bu eşleşmede Kayserispor'u bir adım önde görüyorum, yeter ki rakipten çekinmesinler.

Karşılaşmanın naklen yayınını yine D-Smart üstlenmiş. Yayını yapacak olan kanalın ismi ise D-Spor...

Beşiktaş - Metalist Kharkiv

UEFA Kupası'ndaki bir diğer temsilcimiz Beşiktaş ise bu akşam saat 20:30 itibariyle İstanbul Beşiktaş İnönü Stadyumu'nda Ukrayna'dan Metalist Kharkiv ile gruplara kalma mücadelesi verecek.

Son lig maçında Trabzon deplasmanından hem puanla hem de gol yemeden ayrılan Beşiktaş'ın bu karşılaşmada da gol yiyeceğini zannetmiyorum. Atabileceği kadar fazla gol atmak isteyecek olan Beşiktaş'ın yine de savunma güvenliğini elinden bırakmaması gerekiyor. UEFA Kupası'nda önünün en açık temsilcimiz olduğuna inandığım Beşiktaş'ın bu turu aynen Siroki Brijeg serisinde olduğu gibi kolayca geçmesini bekliyorum. Karşılaşma D-Smart'ta canlı olarak yayınlanacak. Kanalın ismi ise zannedersem Futbol Smart...

Bellinzona - Galatasaray

UEFA Kupası gruplarına katılma yolunda 3 temsilcimizden biri olan Galatasaray bu akşam saat 21:00'de Basel'de St. Jakob Park Stadyumu'nda İsviçre'nin Bellinzona takımıyla karşılacak.

Henüz gruplara bile kalmamışken ''UEFA Kupası'nı Kadıköy'de kazanmak istiyoruz'' açıklaması yapan Başkan Adnan Polat herkesin izleyeceğinden çok daha stresli izleyecektir bu karşılaşmayı. Bu tür talihsiz açıklamaları daha önce de defalarca yaptığı için alışık olsakta Şampiyonlar Ligi'nden elenmenin hemen sonrasında da iyi bir gündem değiştirme taktiği olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

Galatasaray'ın normal şartlar altında Kewell, Baros, Nonda, Meira, Arda ve Servet gibi oyuncularıyla zorlanmadan geçmesi gereken bir tur. Bellinzona için işler kendi liglerinde de iyi gitmiyor ve alacakları bir beraberlik bile onlar için başarı sayılmalı.

Teknik Direktör Michael Skibbe'nin de olası bir elenme karşısında görevinde kalamayacağına inanıyorum. Karşılaşmayı Show TV naklen yayınlıyor...

Polonya'ya Seribaşı Olarak Gidiyoruz.

12 Dev Adam'ın farklı galibiyetler serisi zayıf rakibi Belçika karşısında da devam etti ve dün akşam tıka basa dolu tribünler önünde oynadığı karşılaşmada zayıf rakibini 80-64'le geçerek Fransa'ya ''turistik gezi amaçlı'' gitmeyi aynı zamanda Polonya'da yapılacak Avrupa Basketbol Şampiyonası'na seribaşı olarak katılmayı garantiledi. Maçın son çeyreğinde Engin Atsür'e atılan bariz çelmeyi es geçen İsrailli hakem Tanjevic'i çıldırttı. Tanjevic bu pozisyondan sonra teknik faul alırken sahaya atılan bir pet şişeyi gören Murat Kosova, pet şişeyi atan seyirci için ''beyin özürlü'' yorumunu yaptı. Daha önce de Anderson Varejao'nun İbrahim Kutluay'a yaptığı sert faulden sonra ''bir katil gibi davrandı'' demişti Varejao için. Murat Kosova o anlarda hislerimize tercüman oluyor hak vermemek elde değil ancak her seferinde özür dilemek zorunda kalması kendisini biraz daha frenlemesi gerektiğini de gösteriyor.

Karşılaşmada Ersan İlyasova 22 sayı 8 ribaund ile oynayıp yine bir NBA istatistiği çıkardı. Oğuz Savaş 13 sayı ve 2 ribaund ile oynarken, takımımızın ''süper yıldızı'' Hidayet Türkoğlu karşılaşmayı 12 sayı 6 ribaund ve 4 asistle tamamlayarak yine takımımızı her departmanda komuta etti.

Bundan sonrası 2009'u beklemek. Bakalım 12 Dev Adam Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda bizlere 2010 Dünya Şampiyonluğu ışığını verebilecek mi?

Kötü Başlangıç...



Dün akşam Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçına çıkan Fenerbahçe rakibi Porto karşısında etkili bir oyun ortaya koyamayarak karşılaşmayı 3-1 kaybetti ve grup maçlarına kötü bir başlangıç yaptı.

Maçın başlamasıyla birlikte Porto Fenerbahçe yarı sahasına iyi top çevirerek ve oyunu kontol ederek gitmeye başladı. İlk on dakikanın sonunda da önce Lisandro Lopez ve hemen arkasından Lucho Gonzalez'in golleriyle 2-0'ı yakalayarak ilk 15 dakika dolmadan skor avantajını elde etti. Sevilla maçında başlayan, Chelsea maçında devam eden, Partizan Belgrade ve Porto maçlarında da gerçekleşen ''maçın başında gol ya da goller yeme hastalığı'' Fenerbahçe'ye nereden bulaştı bilmiyorum ama bir an önce kurtulması gerekiyor bu hastalıktan. Sevilla ve Partizan Belgrade maçlarında bertaraf etmeyi başardığı bu hastalığını maalesef bu maçta başaramadı Fenerbahçe. Maçın başlarında sürekli sorumluluk alan iyi de oynayan Alex de Souza'nın etkinliğinin giderek kaybolması Fenerbahçe'nin oyununu yönetecek ikinci bir adamın olmaması gibi faktörlerde yenilgiyi getirdi ancak bundan daha da önemli olan gerekçeler var. Bir kere şu kesinleşti artık. Yasin Çakmak Fenerbahçe'de oynayabilecek kapasitede bir futbolcu değil. Hele hele Şampiyonlar Ligi maçlarında mümkün değil. Tüm iyi niyetine rağmen maalesef kendisinde o kapasite yok. Önder Turacı'yı geçen sezon Gökhan Gönül'ün cezası sebebiyle çıktığı Chelsea deplasmanında hatırlıyorum. Uzun aradan sonra maç oynamasına rağmen hiç sırıtmamıştı. Hacettepe ve Porto maçlarında oynamaması Luis Aragones'in büyük hatalarından birisi bence. En azından Hacettepe maçında bunu idrak edip Önder'i Porto maçına hazırlamalıydı. Daniel Güiza kesinlikle çok faydalı olacak Fenerbahçe'ye. Bütün maç boyunca yeterli destek olmamasına rağmen rakip savunmaya resmen ''bela'' oldu. Maçın hiç bir anında koşmayı bırakmadı, dar bir açıdan güzelde bir gol kaydetti. Josico oyuna girdi ve ben ne olduğunu anlamadan kenara alındı. Sakatlanmış. Yeteri kadar ısınmadı diyeceğim ancak bu yaşına gelmiş ve bu profesyonellikteki bir futbolcunun oyuna ısınmadan girmesinin pek mümkün olmadığını düşünüyorum. Maldonado savunma yapmayı tam olarak beceremesede her geçen gün takıma adapte oluyor, şut atıyor ve harika dikine paslar veriyor. Deivid de Souza'nın ilk geldiğinde nasıl eleştirildiğini de hatırlayınca bence yeni gelen futbolcuya biraz zaman ve şans tanımak gerek diye düşünüyorum.

Maçın hakemi çok net iki penaltıyı es geçti ve bu penaltılar Fenerbahçe 2-1 gerideyken meydana geldi. Güiza'nın pozisyonu olmazsa olmaz bir penaltı değil ama Lugano'nun formasının 10 metre uzadığını nasıl görmedi hayret. Lugano'nun pozisyondan sonraki ''gözü dönmüş'' isyanını ise anlamsız bir şekilde ''sırıtarak'' geçiştirdi. Pozisyonun gerçekten penaltı olmadığına inanan bir hakem Lugano'yu kesinlikle oyundan atardı sert itirazlarından dolayı. Hakemin Güiza'ya çıkardığı sarı karttan bunu rahatlıklıkla anlayabiliriz. Üst seviye maçlarda bu tip hataların yapılıyor olması beni son derece düşündürüyor.

Fenerbahçe 2-0 gerideyken Lisandro Lopez biraz da ''şımamarak'' üçüncü golü kaçırdı. O pozisyondaki savunma hatası tam anlamıyla evlere şenlikti. O pozisyon da gol olsa Fenerbahçe'yi çok zor dakikalar bekleyecekti diye tahmin ediyorum. Porto'nun zaman geçirmek için oyuna aldığı Lino son dakikada skoru belirleyen golü attı. Volkan Demirel'in yine hiç bir ekstra kurtarışı olmadı maç boyunca. Keşke bir kaleci alsaydı Fenerbahçe ya da Serdar Kulbilge'yi takımda tutmayı başarabilseydi.

Anlaşılan o ki Marco Aurelio'nun yerini dolduramayacak bu sezon Fenerbahçe. Göründüğü kadarıyla Josico'da amiyane tabirle ''traş'' çıktı. Öyle 7 dakikada kendi kendine sakatlanan 33 yaşındaki bir adamdan hayır gelmez.

Bu mağlubiyetin üstüne bir de Arsenal Dynamo Kiev deplasmanında beraberliği son iki dakikada Gallas'ın golüyle kurtararak grupta işleri karıştırdı. Dynamo Kiev ekstra puanı almayı başarmış oldu.

Fenerbahçe Porto ve Dynamo Kiev'i kendi sahasında yener mi? Bence kesinlikle evet. Yapması gereken tek şey Arsenal'dan iki maçta bir puan koparıp Dynamo Kiev'i deplasmanda yenmek. Grubun gidişatı doğrultusunda belki de Arsenal'dan alınacak ekstra puana gerek bile kalmayacak. Bu açıdan bakıldığında öyle aman aman ''felaket'' bir skor değil bu. Fenerbahçe ligden sonra Şampiyonlar Ligi'ne de iyi başlayamadı ama bu herşeyin kötü gideceği anlamına gelmiyor...

Turnayı Gözünden Vurunca...

Dün öğle saatlerinde yaptığım İddaa tahminlerinde %100 isabet sağlayınca bugün de birkaç tahmin yapmak istedim. Umarım dün bilhassa ilk kuponu oynayıp kazanan arkadaşlar olmuştur.

Akşamın en cazip görünen maçı Juventus - Zenith Petersburg karşılaşması. Son Süper Kupa finalinde ManU'ya adeta futbol dersi veren Arshavin ve arkadaşlarının Juventus'a kaybetmesi bana göre çok zor bir ihtimal. Riski sevip (benim gibi) Zenith galibiyeti oynamak isteyenler için 4.60 gibi ''kışkırtıcı'' bir oran mevcut. Çifte şans oynayıp biraz daha sağlama almak isteyenler için ise oran: 1.89. İkinci cazip maç önerim ise Lyon - Fiorentina maçı. İki takımda bu karşılaşmada birbirlerine üstünlük sağlayamayacaktır diye tahmin ediyorum. İddaa'yı bilyoner.com üstünden oynayanlar tahminciler benimle aynı fikri paylaşmıyorlar ve oyunlarının %74'ünü Lyon galibiyetine oynamışlar ancak ben maçın berabere biteceğini düşünüyorum. Beraberlik için verilen oran: 2.90. Porto - Fenerbahçe maçı da bu anlamda son derece cazip. Eksik oyuncularının yanına birde formsuzluk eklenince Fenerbahçe'nin Porto karşısında fazla şansı olmadığını düşünüyorum. Porto'nun galibiyeti ise 1.65 gibi güzel bir orana sahip. Gecenin bir diğer maçında deplasmanda Dynamo Kiev ile karşılacak olan Arsenal'in rakibini çok fazla zorlanmadan geçeceğini düşünüyorum. Arsenal'in kazanmasına verilen oran ise oldukça güzel: 1.60.

Hemen toparlayacak olursam:

Risk almak isteyenler için 1. kuponda:

Dynamo Kiev - Arsenal: 2 (1.60)
Juventus - Zenit: 2 (4.60)
Lyon - Fiorentina: 0 (2.90)
Porto - Fenerbahçe: 1 (1.65)

tahminleriyle bire yaklaşık 35 kazanmak mümkün. Yani 10 ytl'lik kuponun getirisi yaklaşık 350 ytl olacak.

İkinci kuponum ise risk almak istemeyen daha garanti seven arkadaşlar için:

Dynamo Kiev - Arsenal: 2 (1.60)
Juventus - Zenit: 0/2 (1.89)
Lyon - Fiorentina: alt (1.50)
Porto - Fenerbahçe: 1 (1.65)

şeklinde. Bu kuponda bire yaklaşık 7,5 kazanmak mümkün. Yani 20 ytl'lik bir kuponun getirisi 150 ytl olacak ki; bu da önümüzdeki maçlar için iyi bir yatırım demek.

Bugünkü kuponlarda dünkü kadar iddialı olmasamda, en azından Zenit'in yenilmezliği ve Arsenal'in galibiyetlerinde iddialıyım. Hiç olmazsa bugünkü kuponların çatısını bu iki maç oluşturabilir...

Skor Tahmin Oyunu 4. Hafta Tahminleri.

TAHMİN EDİLECEK MAÇLAR:

DENİZLİSPOR - TRABZONSPOR

FENERBAHÇE - GENÇLERBİRLİĞİ

KOCAELİSPOR - GALATASARAY

BEŞİKTAŞ - GAZİANTEPSPOR

TAKIMLARDAKİ CEZALI OYUNCULAR:

Fenerbahçe: Volkan Demirel
Gaziantepspor: Deumi, Mehmet Yozgatlı

Benim tahminlerim:

Denizlispor - Trabzonspor: 0-3 (Gökhan Ünal, Gustavo Colman, Umut Bulut)
Fenerbahçe - Gençlerbirliği: 2-2 (Alex, Colin Kazım/Mustafa Pektemek,Mehmet Nas)
Kocaelispor - Galatasaray: 0-2 (Milan Baros, Harry Kewell)
Beşiktaş - Gaziantepspor: 1-1 (Bobo, Rogerio Tabata)

Not: Fenerbahçe'de Semih'in oynama şansı an itibariyle %50 olarak açıklandı. Edu'nun kesin olarak oynayamayacağı söylendi. Trabzonspor'da Yattara'nın durumu belirsizliğini koruyor. Dün antremana çıkmadı.

Ekstra not: Sakatlıklar hakkında herhangi bir gelişme olursa blog yorumcuları bu postun altına ekleyebilir, bizlerde tahminlerimizi gelişmeler doğrultusunda yapıp, sahaya çıkmayacak olan oyuncuya gol attırmaya çalışmamış oluruz.

Ultra Ekstra Not: Tahminleri ilk oynanacak maç başlamadan önce dilediğiniz zaman yapabilirsiniz. Bugün yaptığınız skor ya da gol tahmininizi değiştirebilirsiniz. Asıl tahmin en son yapılan tahmindir.

Son Not: Ben oyunu biraz abartıyor olabilir miyim?

Sezon sonunda aramızdan birinci olacak arkadaşa sonuncu olan arkadaş bir ödül alsa nasıl olur? Ödül ne olmalıdır? Postun altına önerilerinizi bekliyorum...

3. Hafta Sonuçları İçin tıklayın.
3. Hafta Tahminleri İçin tıklayın.

İnsanoğlu Kanseri Yendi mi?

Bir süredir takip ediyorum ve anlayabildiğim kadarıyla izah etmeye çalışacağım. Tıp çok zor bir iş ve çetrefilli bir bilim dalı aynı zamanda.

Şimdiye kadar bilinen kanser hücrelerinin hep doku hücrelerinden çoğaldığına ve akciğer, karaciğer, pankreas ya da vücudun herhangi bir organında çoğaldıktan sonra doku hücreleri vasıtasıyla yayıldığına inanılıyordu. Kemoterapi tedaviside işte bu doku hücrelerinin öldürülmesi ya da tahrip edilmesi için uygulanan bir yöntemdi. Her geçen gün gelişen teknolojiyle birlikte kanserli hücrelerin incelenmesi daha çok detaya indirilebildi ve bundan birkaç gün önce Michigan Üniversitesi'nde yapılan incelemede kanserli hücrelerin yalnızca doku hücrelerinden oluşmadığı aynı zamanda kök hücrelerde de oluşum gösterdiği belirlendi.

Bundan sonrası beni aşan bir takım gelişmeler. Zira bu gerçek ortaya çıkarıldıktan sonra bu doğrultuda üretilen ilk aşı meme kanserine yönelikti ve uygulanan farelerin üstünde tam sonuç verdi. Meme kanserinin en tehlikelisi fareler üzerinde tamamen yok edildi ve hiçbir yan etki göstermedi. Muhtemelen bu aşıların devamı diğer organlar içinde gelecek. Yıllardır her zaman duyarız bu tip haberleri ama bu seferki bana çok inandırıcı geldi, paylaşmak istedim.

Ha kanser hastalığı yenilince insanlık rahat bir nefes alacak mı? Belki bir kaç yıl. Sonra mutlaka yeni bir hastalık türeyecektir ve insanoğlu bu hastalığı yenmeye çalışacaktır. Tarihten günümüze hep böyle olmadı mı zaten?

Grup Liderliği İçin Son Engel Belçika.

2009 yılında Polonya'da düzenlenecek olan Avrupa Basketbol Şampiyonası'na katılma yolunda 12 Dev Adam bu akşam saat 19:00'da Abdi İpekçi Spor Salonu'nda Belçika'yı ağırlıyor.

Şimdiye kadar grupta oynadığı dört maçı ortalama 14,5 sayı farkla kazanan millilerin en zayıf halka Belçika'ya takılmaları mümkün gözükmüyor. Futbolda yaşattıkları acı tecrübenin bir benzerini basketbolda yaşamamız çok zor görünüyor bir başka deyişle. Bu akşam milli takım kazandığı takdirde son maçında Fransa'ya tamamen turistik amaçlı gidecek. O yüzden grup liderliği için son bir kez ciddi olalım ve rakibi küçümsemeyelim. Hidayet'in de dediği gibi ''Abdi İpekçi dolsun ve 12 Dev Adam'ı Polonya'ya Abdi İpekçi'den uğurlayalım... Rastgele...

Porto - Fenerbahçe

Resmi maçlarına MTK Budapeşte'yi 2-0 ve 5-0 ile topa tutarak başlayan Fenerbahçe sonrasında 2-0 geriye düştüğü Partizan deplasmanından Alex de Souza'nın kişisel çabasıyla geliştirip attığı golle kurtulmuştu. Kendi sahasındaki rövanş maçını da 2-1 kazanarak adını Şampiyonlar Ligi gruplarına yazdırmayı başarmıştı. Ligde ilk maçını deplasmanda Gaziantepspor ile oynayıp 1-0 kaybeden Fenerbahçe ikinci hafta kendi sahasında ağırladığı İstanbul Belediyespor'u 2-0 yenmişti. Bu maçta rakibin birisi ağır bir karar sonucunda 9 kişi kaldığını da hatırlatmamız gerekiyor. Geçen hafta ise Hacettepe'ye 2-1 ile boyun eğerek üçüncü lig maçında ikinci yenilgisini aldı.

Sezon Fenerbahçe için MTK maçlarıyla mükemmel başlasa da sonrası pek iyi gelmedi. Üstüste puanlar kaybedildikçe Fenerbahçe'de ciddi bir güven erezyonu da yaşandı. İki kanat beki Roberto Carlos ve Gökhan Gönül'ün formsuzluğu sağ açıkta oynayan Colin Kazım'ın ciddiyetsiz, laubali ve umursamaz tavırları, Güiza'nın beklenen patlamayı bir türlü yapamaması gibi etkenler bu akşamki maç için sarı-lacivertlileri düşündüren belirsizlikler.

Rakip Porto Alex de Souza'nın da söylediği gibi ''gelenekleri olan bir kulüp'' müzesinde oldukça fazla sayıda uluslararası kupa bulunuyor ve kaliteli bir kadroya sahipler. Her ne kadar takımın yıldızı Quaresma artık Inter forması giyiyor olsa da bana göre ''gerçek yıldız'' Lucho Gonzalez hala Porto'da ve sezon başından beridir çok formda. Bilmiyorum Euro2008'den Lucho'yu hatırlayan var mı? Porto'nun defansında Bruno Alves ve Milan Stepanov gibi üst düzey savunmacılar bulunuyor. Euro2008'de bize ikinci golü atan Raul Meirelles'te Porto kadrosunda. Tarık Sektoui bileklerine son derece hakim bir oyuncu, defans oyuncularının çok dikkat etmesi gerekiyor çünkü Tarık Sektoui Yattaravari bilek hareketlerine sahip. Lisandro Lopez son derece etkili bir forvet ve alternatifi Hulk'ta bu sezon attığı gollerle iş yapacağını gösterdi.

Fenerbahçe'nin en hazır ve hiç kuşkusuz en iyi oyuncusu Alex de Souza. Bu akşam yine en büyük koz olacak. Güiza için defansın arkasına atması gereken önemli toplar olmalı çünkü Güiza bu tip koşuları özellikle de ofsayta düşmeden çok iyi yapıyor. Bu sezon ilk kez oynayacak Fenerbahçe savunmayı birinci öncelik olarak değerlendirmeyen bir ekiple. Rakip güçlü mü? Şu anki şartlara göre evet ama neticede futbol bu bir çırpıda sonucu tahmin etmek güç.

Maçın favorisi Porto, benim favorimde... Porto galibiyeti normal sonuç olur, beraberlik Fenerbahçe için en az galibiyet kadar önemli ve umarım bu bilinçle sahaya çıkarlar. Fenerbahçe galibiyeti sürpriz bir skor olur ancak hem ligde hem de Şampiyonlar Ligi'nde kalan maçlar öncesi müthiş bir özgüven sağlar...

Unutmadan maç saat 21:45'te başlıyor ve Star'da...

16 Eylül 2008 Salı

Cazip Bir İddaa Programı

Bilindiği gibi bu akşam itibariyle Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası maçlarının bir bölümü oynanacak. Şimdiye kadar İddaa için tek kelime laf etmemiştim blogta ancak bugün o kadar cazip bir program varki dayanamadım. 2 kupon oyunda oynadım bugün. Öncelikle neden cazip dediğimi bir izah edeyim.

Saat 19:00'da ki maçta Apoel ve Schalke 04 Rum Kesimi'nde karşılacaklar. İlk bakışta hemen Schalke galibiyeti kaçınılmaz görünüyor ve akli dengesi yerinde olan herkesin Schalke'nin galibiyetine oynayacağını düşünüyorum. Schalke galibiyetine verilen olan ise son derece cazip: 1.55. Aynı saatte oynanacak olan bir diğer UEFA Kupası maçında ise Olympiakos Nordsjaelland deplasmanına gidiyor. Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Anorthosis şoku yaşayan Olympiakos'un elinde hatırı sayılır derecede iyi bir kadro var ve Olympiakos galibiyetine verilen oran: 1.45. Saat 21:45 itibariyle Şampiyonlar Ligi maçları başlıyor ve yine enteresan oranlarla karşı karşıyayız. Basel - Shaktar Donetsk maçı bir örnek mesela. Bence bu maç Shaktar'ın Basel'e kesinlikle kaybetmeyeceği bir karşılaşma. Tabi ki garantisi yok ama içimden bir ses Lucescu'nun bu maçta Basel'e galibiyet göstermeyeceğini söylüyor. Riske edip Shaktar'a oynamak isteyenler için oran oldukça cazip: 2.70. Riske etmeyip çifte şans oynamak isteyenler için olan oranda hiç fena sayılmaz: 1.37. ManU galibiyetiyle gövde gösterisi yapan Liverpool bu akşam deplasmanda Marsilya ile kapışıyor ve Liverpool galibiyetine verilen oran: 2.05 Liverpool'un kazanması son derece normal bir sonuçmuş gibi duran bir karşılaşma ve kesinlikle denemeye değer. Bir başka cazip maç ise Panathinaikos deplasmanına gidecek olan Inter'e verilen 1.70'lik oran. Inter'in deplasmanda Panathinaikos'u yenememesi esas sürpriz olacaktır bence. PSV Eindhoven deplasmanındaki Atletico Madrid'e ise inanılmaz yüksek bir oran olan 2.60 layık görülmüş. Eğer Atletico Madrid ''belki'' kazanamaz diye düşünüyorsanız çifte şans seçeneği devreye giriyor ve çifte şansın oranı göz kamaştırıyor: 1.35.

Toparlayacak olursam ilk seçenekte:

Apoel - Schalke: 2 (1.55)
Nordsjaelland - Olympiakos: 2 (1.45)
Basel - Shaktar Donetsk: 2 (2.70)
Marsilya - Liverpool: 2 (2.05)
Panathinaikos - Inter: 2 (1.70)
PSV - Atletico Madrid: 2 (2.60)

oranlarıyla 1 misline yaklaşık 55 misli kazanmak mümkün. Yani 10 ytl yatırdığınızda kazanacağız tutar yaklaşık olarak 550 ytl'ye denk geliyor. Daha sağlam bir kupon tercihinde ise:

Apoel - Schalke: 2 (1.55)
Nordsjaelland - Olympiakos: 2 (1.45)
Basel - Shaktar Donetsk: 0/2 (1.37)
Marsilya - Liverpool: 2 (2.05)
Panathinaikos - Inter: 2 (1.70)
PSV - Atletico Madrid: 0/2 (1.35)

kuponuyla 1 misline yaklaşık 14,5 misli kazanmak mümkün yani oynayacağınız 20 ytl'lik bir kupon size yaklaşık olarak 290 ytl olarak geri dönecek.

Benim tercihim ilk kupon oldu. İkinci kupon ise daha sağlam oynamak isteyenler için. Kesinlikle İddaa tahminleri falan vermeye başladığımı düşünmeyin. Yalnızca program o kadar çok cazip geldi ki paylaşmak istedim. Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası'nın ilk maçları her zaman İddaa'dan para kazanmak için en elverişli dönemler olmuştur. Aklınızda bulunsun istedim...

2. Kademe Eşleşmeleri

Fortis Türkiye Kupası'nda Trabzonspor'un da geçen sene ilk dörde giremeyerek yer almak zorunda kaldığı 2. kademe maçlarının kuraları birkaç gün önce çekilmişti. Zaman darlığından eşleşmeleri verememiştim, eşleşmeler şu şekilde:

İstanbulspor - Ankaraspor
Malatyaspor - Hacettepe
Manisaspor - Kocaelispor
Çaykur Rizespor - Gaziantepspor
Konyaspor - Güngören Belediyespor
Alanyaspor - Gençlerbirliği
Bursaspor - Van Belediyespor
Ankaragücü - Giresunspor
Denizlispor - Sakaryaspor
Eskişehirspor - Diyarbakırspor
Samsunspor - Antalyaspor
İskenderun Demir Çelikspor - Kayserispor
Trabzonspor - Kardemir Karabükspor
İstanbul Büyükşehir Belediyespor - Tokatspor
Beykoz 1908 - Altay
Gazizantep Büyükşehir Belediyespor - Kayseri Erciyesspor

Karşılaşmalar tek maçlı eleminasyon sistemine göre oynanacak ve kazanan takımlar Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Sivasspor'un seribaşı olarak bulunduğu dört gruba yerleştirilecek. Karşılaşmalar 24 Eylül Çarşamba günü oynanacak.

Benim İçin Büyük İnsanlık İçin Küçük Bir Adım...

Bundan böyle blog haricinde www.muhabirturk.com sitesinde de yazmaya başladım. Sportif Platform çizgisinden sapmayarak ortalama üç günde yazacağım yazılarımı siteden takip edebilirsiniz. Öncü olan dostlarım Sumru ve Melih Kazdağ'a teşekkür ederim...

Hakemlerimizdeki Büyük Değişimler

Türk hakemler kendimi bildim bileli eyyamcıdır, mütemadiyen üç büyükler diye tabir ettiğimiz İstanbul takımlarını savunurlar ve asla Edirne sınırlarını geçip Avrupa Futbolu'nda söz sahibi olabilecek kapasitede adalet dağıtamazlardı. (Ahmet Çakar, Doğan Babacan gibi istisnaları kaideye bozdurmuyorum)

Bu sezon farklı bir başlangıç yaptı hakemlerimiz. Fırat Aydınus'un başını çektiğine inandığım hakemlerimiz şu ana kadar canlı olarak izlediğim Turkcell Super Lig maçlarında kendini yere bırakmaya prim tanımayan, sürekli oyunu devam ettirme çabasında olan, kartlarını kullanırken takım ayırmayan, eyyamdan umumiyetle uzak duran, mümkün mertebe sahada futbol oynanmasına yönelik hareketlerde bulunan ve en önemlisi üç büyükleri diğerlerinden ayırmayan değişik bir adalet dağıtım portresi çiziyorlar. Volkan Demirel'e kırmızı kartı bir solukta çıkartan Sayın Habitoğlu'nun bu hareketi önümde büyük bir örnek olarak duruyor. Hata yapmıyorlar mı? Tabi ki yapıyorlar ancak dikkat ederseniz hakemleri ilk üç haftada hemen hemen hiç konuşmadık. Bu yeni sistem anladığım kadarıyla biraz daha fazla kartı gerektiriyor, bu yüzden gösterilen kart sayılarında ciddi bir artış gözlemek mümkün. Örneğin Fırat Aydınus ilk üç haftada toplam 7 kırmızı ve 19 sarı kart çıkartmış. Cüneyt Çakır 5 kez kırmızı 9 kez ise sarı kartını kullanmış. Bülent Yıldırım ise 2 kez kırmızı 11 kez de sarı kartla futbolcuları cezalandırmış. Toplamda ilk üç haftada hakemlerimiz; 20 kırmızı 127 sarı kartla adalet dağıtmışlar. Ben kendi adıma maç yönetimlerinden son derece memnunum. Umarım bu hakkaniyetli tablo lig sonuna kadar devam eder ve hakemlerin müdahele etmediği lig sıralamalarına kavuşuruz...

15 Eylül 2008 Pazartesi

Turkcell Süper Lig 3. Hafta Toplu Sonuçlar ve Görünüm

TOPLU SONUÇLAR:

Trabzonspor - Beşiktaş: 0-0

Galatasaray - Antalyaspor: 1-1 (Nonda/Ngwenya)

Hacettepe - Fenerbahçe: 2-1 (İbrahim Şahin,Can-kk-/Alex)

Sivasspor - Bursaspor: 3-1 (M.Yıldız,Musa,Tum/G.Güleç)

Konyaspor - Denizlispor: 1-1 (Kaue/Kratochvil)

İstanbul B.şehir Bel. - Ankaraspor: 1-2 (Ediz-kk-/Mehmet Çakır,Murat Tosun)

Gaziantepspor - Ankaragücü: 2-2 (M.Yozgatlı,Ivan de Souza/Iglesias,Chaabani)

Kayserispor - Kocaelispor: 1-0 (Eren)

Gençlerbirliği - Eskişehirspor: 3-1 (M.Pektemek-2-,Erkan/Tayfun Türkmen)

HAFTANIN TAKIMI: HACETTEPE

HAFTANIN FUTBOLCUSU: Mustafa Pektemek (Gençlerbirliği)

HAFTANIN GOLÜ: Kaue Da Silva (Konyaspor - Denizlispor)

PUAN DURUMU:

1-Sivasspor: 7
2-Beşiktaş: 7
3-Gaziantepspor: 7
4- Trabzonspor: 7

4. HAFTA MAÇLARI:

Denizlispor-Trabzonspor (CUMA 20:00 LİGTV)
Eskişehirspor-Sivasspor (CUMARTESİ 20:00)
Ankaragücü-İstanbul B.şehir Bel. (CUMARTESİ 20:00)
Fenerbahçe-Gençlerbirliği (CUMARTESİ 20:00 LİGTV)
Kocaelispor-Galatasaray (PAZAR 19:00 LİGTV)
Ankaraspor-Hacettepe (PAZAR 20:00)
Antalyaspor-Konyaspor (PAZAR 20:00)
Bursaspor-Kayserispor (PAZAR 20:00)
Beşiktaş-Gaziantepspor (PAZAR 21:45 LİGTV)

2. Hafta genel görünüm için tıklayın.

Skor Tahmin Oyunu 3. Hafta Sonuçları

HAFTA İTİBARİYLE PUAN DURUMU:

TOLGA ŞENER: 3 PUAN
MURAT YILMAZ: 2 PUAN
HAKAN DEMİREL: 2 PUAN
MELİH KAZDAĞ: 1 PUAN
FARUK TURUTOĞLU: 0 PUAN


GENEL PUAN DURUMU:

MELİH KAZDAĞ: 8 PUAN
FARUK TURUTOĞLU: 7 PUAN
TOLGA ŞENER: 5 PUAN
HAKAN DEMİREL: 2 PUAN
MURAT YILMAZ: 2 PUAN

Üçüncü hafta tahminleri için tıklayın.



Dağ Fare Doğurdu.

Dün akşam iki büyük kulübün zevkli ve kaliteli geçmesi beklenen mücadelesinde futbol adına herhangi birşey göremedik. Maçın ilk yarısında ilk önce Gökhan Ünal'ın sağ çarprazdan yakaladığı pozisyon ve devrenin sonlarında Beşiktaş'ın kullandığı köşe atışında Cisse'nin ve Bobo'nun üstüste ıskası devrenin pozisyon sayılabilecek ataklarıydı. İkinci yarıda Serkan Balcı'nın sağ çarprazdan kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyon maçın en önemli atağı olurken, son dakikalarda Delgado'nun ceza alanı içinden sert şutuna Ferhat'ın cansiperane vücut bloğu olası bir golü önlemiş oldu.

Beşiktaş'ın teknik direktörü Ertuğrul Sağlam belli ki Trabzon'a çok korkarak gelmiş. Kısa periyodlar haricinde neredeyse bütün maçı kendi sahasında kabul eden Beşiktaş, rakibine kolay kolay pozisyon vermezken, Sivok ve Zapotocny transferlerinin maliyeti yüksek olsa da yerinde transferler olduğu bir kez daha görüldü. Rakibinin üstüne biraz evsahibi olduğu için, biraz da göstermelik olarak giden Trabzonspor'da Gökhan Ünal'ın isteksizliği ve Umut Bulut'un bal yapmayan arı tarzı oyunu bordo mavili ekibe gol getirmedi.

Beşiktaş'ta İbrahim Toraman, Gökhan Zan ve Filip Holosko sakatlıklarından dolayı kadroda yer almazken, Trabzonspor'un yıldızı İbrahima Yattara son anda maç kadrosundan çıkarıldı. Medya maymunlarımız bu olaydan nemalanmaya çalışacaklar (taze örnek Erman Toroğlu) fakat Yattara'nın ikinci kaptanlığını yaptığını, 5 yılını geçirdiği kulübünde nice para problemleri yaşamasına rağmen, bunu öne sürüp oynamadığı tek bir maç hatırlamıyorum. O yüzden Yattara'nın gerçekten sakatlığından dolayı sahaya çıkamadığına inanıyorum.

İki takımında beraberliğe razı oyunu hem futbol anlamında hem de gol anlamında izleyenlere keyif vermedi ancak skor şimdilik her iki takımın da işine yaramış gibi gözüküyor...

14 Eylül 2008 Pazar

Güç Denemesi...


Bu akşam saat 21:45 itibariyle sezonun ilk büyük karşılaşması Trabzonspor ile Beşiktaş arasında Hüseyin Avni Aker Stadyumu'nda oynanacak. Trabzonspor ve Beşiktaş takımlarında önemli eksikler bulunmuyordu ancak son haberlere göre Beşiktaş'ta Holosko, Gökhan Zan ve Toraman yoklar. Yine de haberler kesin değil ve sahaya çıkacak onbirleri gördüğümüzde ancak emin olabileceğiz.
Sezonun ilk iki karşılaşmasında iki Ankara takımını mağlup eden Trabzonspor iyi başladığı ligde Beşiktaş karşısına da yine en büyük kozları olarak; Colman, Selçuk, Gökhan, Yattara ve Umut olarak çıkacak. Defansta Song ve Egemen son derece uyumlu bir ikili olarak göze çarparken, savunmanın sağında Serkan Balcı iki maçta da takımın iyileri arasındaydı. Solda Hrvoje Cale ise daha önce de belirttiğim gibi bir görev adamı ve büyük hatalar yapacak bir potansiyeli yok. Ön liberoda Hüseyin, bildiğimiz Hüseyin. Ne ekstra üstüne koyduğu bir özellik var, ne de eksilen bir yönü. Takım olarak baktığımızda etkileyici bir kadrosu var Trabzonspor'un.
Beşiktaş ise kalede Rüştü tercihi ile birlikte savunmada muhtemelen Sivok ve Zapotocny tercihi yapacak. Ön liberoda formda İnceman ve Eduard Cisse görev yapacak. Serdar Özkan, Matias Delgado, Bobo, eğer oynarsa Nobre Beşiktaş'ın büyük kozları. Selçuk muhtemelen Delgado'ya yakın oynayacak ve yeni kaptanın markaj sevmediğini biliyoruz. Delgado Selçuk'u geriye kadar kovalamayacağı için kazanılan topların ilk pas ve şut opsiyonu Selçuk olmalı. Rüştü'nün uzaktan şutlarda ciddi zaafiyetleri olduğunu biliyoruz ve Trabzonspor'da bu işi en iyi yapan adam Selçuk İnan. Delgado durdurulursa Serdar Özkan sazı eline alabilir. Ben formda Serkan Balcı'nın Serdar Özkan'ı durdurabileceğini düşünüyorum ancak Serdar Özkan sağ kanatta oynarsa Cale ne yapar soru işareti. Bobo çok tehlikeli bir adam ve yakalarsa affetmez. O yüzden Song'un Bobo ile özel olarak ilgilenmesi gerekecek.
Orta sahalar olarak baktığımda Trabzonspor orta sahasının Beşiktaş orta sahasına göre daha çok koştuğunu ve pres yaptığını görüyorum. Bilhassa son Konyaspor maçının 70. dakikasından sonra Beşiktaşlı oyuncuların presi ve koşmayı neredeyse tamamen bıraktığına şahit olmuştuk. Ekstra bir Trabzonspor avantajıda 2 haftadır tüm basının ''Yattara oynayacak mı yoksa oynamayacak mı?'' diye papatya falı açıyor olması. Yattara oynayacak. 2 haftadır oynayacaktı zaten. Ersun Hoca güzel bir şaşırtmaca yaptı. Ertuğrul Sağlam maç öncesi basın toplantısında ''Yattara eğer oynarsa özel önlem alacağız'' dedi. Bence tuzağa düştü çünkü Colman ve Gökhan Ünal sol çizgiye yaklaştıklarında ince toplar ve iyi şutlar atabiliyorlar. Yattara'nın üstüne ikili üçlü sıkıştırmalar ile giderse hata yapar Beşiktaş. Yattara'nın karşısında savunma yapmayı sevmeyen Tello oynayacak ki, bu da Beşiktaş'ın canını sıkabilecek bir durum.
Beşiktaş'ta inatçı bir karakter var anladığım kadarıyla. Antalya'da son 12 dakikada çevirdiği maç takdire şayan fakat o maçta da hiçbirşey oynamamışlardı, bir sonraki hafta İnönü'de de Konyaspor'a karşı birşey oynamadılar. Yetenekli oyuncuları sayesinde skor almayı başardı Beşiktaş ama sahaya futbol olarak birşey koyamadılar. Trabzonspor ise tam aksine futbol oynayarak skor aldı iki maçında da.
Sonuç itibariyle futbol oynayan ve kollektif bir şekilde kazanan Trabzonspor kendi sahasında bireysel yetenekli oyuncuları ve birazda şansıyla kazanan Beşiktaş'ı ağırlayacak. Bu tip maçların favorisi olmaz görüşü bana her zaman komik gelmiştir. Tabi ki her maçın olduğu gibi bu maçında favorisi olabilir ve bana göre favori Trabzonspor'dur. Şayet baskı hissetmezlerse erken bulacakları golle rahatlayıp, rahat bir maç bile çıkarabileceklerini düşünüyorum. Galibiyet için favorim Trabzonspor'dur ve bana göre Beşiktaş galibiyeti sürpriz olacaktır.

Bir Oraya Bir Buraya Giden Maç...

İzlenecek maç trafiğinin sonuncusu Galatasaray'ın Ali Sami Yen'de Antalyaspor'u ağırladığı maçtı.

Orta saha mücadelesi gibi başlayan maçta Galatasaray rakibine birkaç pozisyon verdikten sonra hemen hemen ilk ciddi atağı sayılabilecek pozisyonda Shabani Nonda ile golü bularak 1-0'ı yakaladı. Golden sonra biraz rahatlayan Galatasaray, bence ofsaytla uzaktan alakası olmayan bir pozisyonda yan hakemin kaldırdığı bayrak ile yardımına koştuğu ve topun ağlarla buluşmasına rağmen gol değeri kazanmadığı pozisyonla sinyali almış olmalıydı aslında. İkinci duran top denemesinde rakip forveti Nonda ile kontrol etme gafletine düşen Galatasaray savunmasını çok güzel bir kafa vuruşuyla mağlup eden Ngwenya'nın golü ile de Antalyaspor beraberliği yakaladı. Amatör küme maçlarında böyle goller yeniyor mu merak ediyorum? Biz halı saha da pek yemiyoruz, belirtmek istedim. İki takım ikinci devreye 1-1'de buluşmak üzere sözleşip soyunma odasının yolunu tuttu ilk devrenin sonunda.

İkinci yarıya Ngwenya mutlak bir golü kaçırarak başladı. Ardından Galatasaray pozisyonlar yakaladı. Zaman daraldıkça Skibbe önce Baros'u ardından Lincoln'ü aldı oyuna. İkisi de fayda etmediği gibi kalesinde de ciddi gol pozisyonları yaşadı Galatasaray ancak itiraf etmek gerekirse Galatasaray'ın son 15 dakika içinde golü bulamaması tamamen bir futbol mucizesiydi. Bir top ancak bu kadar kaleye girmek istemez herhalde.

Üçüncü maçında ikinci beraberliği oldu bu Galatasaray'ın. İşler pek yolunda gidiyor denemez sarı-kırmızılılar için, Şampiyonlar Ligi'nden elenmek Skibbe'nin kredisini bir hayli aşağı çekti ve basın önümüzdeki hafta O'nunla uğraşacaktır. Gitti, hayır kalıyor, işte yeni hoca adayları, Fatih Terim ocakta geliyor gibi manşetlere hazırlıklı olmalı genç hoca.

Bu hengamenin içinde yarın oynanacak Trabzonspor - Beşiktaş karşılaşmasında alınacak 3 puan çok kıymetli oldu bence. Trabzonspor - Beşiktaş maç analizinde eklerim bu konuyla ilgili olarak birşeyler...

Hacettepe Mağlubiyeti, Volkan Demirel ve Fenerbahçe'nin Sorunları

Yoğun maç trafiğinin ikincisi Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nun suni çimlerinde oynanan Hacettepe - Fenerbahçe karşılaşmasıydı.

Fenerbahçe daha maça çıkmadan zaten sakatlar ordusu gibiydi. Başta Deivid, Wederson, Tümer olmak üzere son milli maçta sakatlanan Semih ile birlikte iki stoper birden hem Edu hem de Lugano'nun olmayışı Fenerbahçe'nin Hacettepe karşısına takımın yarısından fazlasının eksik çıkmasına sebep oldu. Stoperde iki yedek Yasin ve Can eğer yanılmıyorsam bir resmi maçta ilk kez yanyana oynadı. Josico ilk kez bir resmi maçta forma giydi ve partneri henüz rüştünü ispatlayamayan Maldonado'ydu. Forvette formsuz Güiza tek başına oynarken, ''kurtarıcı'' Semih'in olmaması hücum anlamında da Fenerbahçe'ye çok şey kaybettirdi. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Uğur Boral'ın güzel ortasına Kaptan Alex'in kafa vuruşu Hacettepe maçının sanki kolay geçeceğini gösterdi. Hacettepe'nin genç ve koşan kadrosu ise pek teslim olmaya niyetli olmadığını golden sonra birkaç dakika oyunu Fenerbahçe yarı sahasına yıkarak gösterdi. Devre olmadan da İbrahim Şahin'in golüyle dengeyi kurdular. İkinci yarıda sanki ilk haftadaki Gaziantepspor maçının kopyasını izlemeye başladım. Fenerbahçe ''yenilecekmiş gibi duruyordu''. Serkan'ın soldan hücumunda Can Arat talihsiz bir dokunuşla skoru Hacettepe lehine çevirdi. Skorda geriye düşmesine rağmen Fenerbahçeli oyuncuların kazanmak için çok istekli olmadıklarını ya da istekli olsalarda beyinlerinin ayaklarına hükmetmediğini gördüm. Sonuç itibariyle Fenerbahçe Hacettepe'ye 2-1 kaybederek üçüncü maçta ikinci yenilgisini aldı. Bu maçla alakalı olarak birkaç futbolcudan bahsetmek isterim:

Volkan Demirel: Volkan'ın kaleci falan olmadığını Ahmet Çakar ile birlikte iddia eden iki kişiden biriyim. (utanıyorum ama gerçek bu) Ne Fenerbahçe kalesini ne de milli takım kalesini koruyabilecek ayarda bir kaleci değil. Bakın bunu şimdi ayağı kaydı diye söylemiyorum. İnsanlık hali neticede John Terry'nin ayağının ne zaman kaydığını ve takımına neleri kaybettirdiğini çok iyi hatırlıyoruz. Pozisyonda savunma oyuncusunun da hatası olduğu bariz belli. Neyse mevzu şu aslında; bu adam Rüştü'nün yerine geçtiği olaylı İsviçre serisinde de kötü goller yedi. Her zaman söylüyorum, deplasmandaki maçta Valon Behrami'nin attığı golü Rüştü kesinlikle yemezdi. Volkan'da top gelmeden yere atlama huyu var. Şampiyonlar Ligi maçlarında fahiş hatalar yapıyor. Bir çırpıda aklıma gelenler; Schalke 04 maçında ayağının altından kaçırıp Kuranyi'ye hediye ettiği gol, Galatasaray maçında yanlış çıkışıyla Nonda'ya ikram ettiği gol, mesela Sevilla deplasmanında yediği iki gol, son milli maçta Belçika'dan yediği akıl almaz gol. Bu yediği golleri telafi edebilecek ekstra kurtarışları da yok. Recep Biler Sergen'den yediği frikik golü ile infaz edilirken Volkan Demirel'e bu kadar kredi neden tanınıyor anlamış değilim. Lincoln'u ''tekmeleme teşebbüsüyle'' başlayan, Jan Koller'i yere yığarak devam eden ve sarı kartı olupta sarı kart göreceğini bile bile kaçırılmış penaltıdan sonra hakeme dönüp ''yukarda Allah var'' gibisinden şeyler söyleyip kendini oyundan attırmasıyla ''tavan'' yapan kırmızı kart görme alışkanlığı hayli garip Volkan'ın. Nedir bu sinir? Bence de hakemin penaltı kararı tartışılır. Topu tokatladı ama rakibede son derecede kontrolsüz girdi ve hata yine kendisinin, o topa ya çık ya da çıkma. Kalecidir sahada en çabuk karar vermesi gereken oyuncu. Kararsız kalıp ''timing hatası'' yaparsan hakeme de çanak tutarsın penaltı çalması için. Tamam sen inanmıyorsun penaltı olduğuna buna da kabul. Yahu arkadaşım; maç 2-1 ve mağlupsun, top auta gitmiş, bir an önce aut atışını yapıp oyunu başlatsana. Rüştü'nün oyuna soktuğu top Emre Aşık'tan sekmiş Semih'in önünde kalmış ve o şutla yarı final oynamıştık Euro2008'de, sen de oradaydın. Volkan Demirel için Fenerbahçe'yi uyarı mahiyetinde bir yazı yazmıştım daha önce. Bir kez daha okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Ceza alacak şimdi ve kaç maç olacağı belli değil. Formasını çıkardıktan sonra döndü hakeme birşeyler daha söyledi, ne dediği belli değil. Haftaya kaleye Volkan Babacan geçecek. Alanyaspor maçı performansını baz alırsak, kaleye tutan şutların çoğunun gol olma ihtimali yüksek. Babacan'ın kötü kaleci olduğundan bahsetmiyorum sakın yanlış anlamayın. Oynadığı üç maçın ikisini kaybetmiş bir şampiyonluk adayının kalesini koruyacak haftaya ve umarım kendini hazırlayabilir. Aklıma Galatasaray'a karşı ''kurbanlık koyun'' gibi çıkarılan Tolga Zengin ve o gün yediği goller geliyor. Zor olur bir kaleci için mutlaka, umarım üstesinden gelebilir genç kaleci bu tip olumsuzlukların keza Fenerbahçe'nin önümüzdeki haftaki gündemlerinden birisi de hiç kuşkusuz kaleyi koruyacak kişinin Volkan Babacan olması olacak. Volkan kendini yaktı ama umarım adaşınıda yakmaz. Kesinlikle Volkan Demirel'i asalım demiyorum sadece ''Hep destek tam destek'' diye Aziz Yıldırım ne yapsa arkasında duran kesime sesleniyorum. Gördünüz mü kaleci transfer edilmemesinin nelere malolma ihtimali olduğunu? Hayır. Görmediniz. Aziz Başkan ne yapsa doğrudur değil mi?

Roberto Carlos: Asla ve asla Roberto Carlos'un futbolculuğunu eleştirmek gibi bir densizlik yapmam, sadece birkaç davranışını irdelemek istiyorum. Maç boyunca kanadından verdiği açıkların haddi hesabı olmadı. En azından skor avantajını elde ettikten sonra ileri çıkışlarına dikkat etmeliydi. Edu ve Lugano'nun yokluğunda ''toy'' stoperleri konuşarak, ters kademelere girerek idare etmeliydi. Bunların hiçbirini yapmadığı gibi öyle savunmayla da pek haşır neşir olmadı. Serkan Atak'ın soldan bindirmelerinin hemen hiçbirinde Roberto Carlos'u görmediğine eminim. Belki de Roberto Carlos'a karşı oynayacağı için heyecanlanmıştır bile gurbetçi futbolcu ama sahada O'nu görmedi. İkinci golün Carlos'un kanadından geldiğini söylememe gerek yok sanırım. Zico'dan sonra birçok futbolcunun yaşadığı sıkıntıyı derinlerde yaşıyor olabilir. 2-1 mağlupken son dakikada verilen penaltı için bu kadar itiraz etmesini ise hiç anlayamadım. Maçı Hacettepe - Fenerbahçe maçından çıkarıp, Galatasaray - Fenerbahçe maçına döndürdü neredeyse. Acaba ikinci golden sonra kendisine de bu derece kızmış mıdır merak ediyorum? Roberto Carlos kendini maçlara konsantre edemiyor ve bir çözüm bulmalı buna Luis çünkü Roberto Carlos'u yedek bırakamaz.

Can Arat: Kendi kalesine attığı gol için bu çocuğu asmalarından korkuyorum. Hiçbir suçu yok, tamamen tehlikeyi uzaklaştırmak için hamle yaptı ve her futbolcunun yaşayabileceği bir talihsizlik yaşadı. Bu tip hataları yaparak Edu neredeyse geçen sene Şampiyonlar Ligi'nin gol kralı olacaktı. Can Arat'ı yemez umarım bizim ''timsah gözyaşlı'' basın.

Daniel Güiza: İstekli ama formsuz. Mutlu gibi ama değil. Garip bir adam Daniel Güiza, Fenerbahçe'ye gelerek hata yaptığını düşünüyor olabilir mi? Okçu hareketini özledi mi acaba? Aziz Yıldırım ''ben almasam Barcelona alacaktı'' dedi. İzlerken gayri ihtiyari ''ne diyon sen ya?!'' dedim. Messi Güiza'yı mı besleyecek gol atsın diye? Yine de erken derim ben Güiza için ama ''İspanya'nın Zafer Biryol'u'' benzetmemi önümüzdeki haftalarda kullanmak için saklı tutuyorum.

Gökhan Gönül: Bu çocuğa ne olduğunu anlayamıyorum. Sakatlığının etkisi mi acaba? Dökülüyor resmen kaç maçtır. Acil çözülmeli derdi her neyse. Bir yıldızını kaybetmesin Türk futbolu, yol yakınken söyleyeyim dedim.

İbrahim Şahin: Geçen sene Avni Aker'de Trabzonspor'a klas bir golü vardı 61 numaralı genç oyuncunun. Stili Mehmet Yılmaz'a çok benziyor ama O'ndan çok daha golcü bu çocuk, bir de boyuna göre seri. Yıldız ışığı gördüm sanki. Samimi olarak gol attığı için söylemiyorum. Bilinçaltımın bir köşesine not almışım, görünce aklıma geldi.

Porto maçı var, kritik maçlar var, hemen kazanı kaynatmasın Fenerbahçe medyası. Hoca yeni, eksik çok, lige her şekilde ortak olur Fenerbahçe havlu atmaz, bir sürü as oyuncusu eksik, moralsiz ve uyumsuz futbolcuları var, zaman herşeyin ilacı, sabırlı olmak lazım...