31 Ekim 2008 Cuma

Fortis Türkiye Kupası 1. Hafta Toplu Sonuçlar

A GRUBU:

BEŞİKTAŞ - ANTALYASPOR: 3-0
GAZİANTEPSPOR - TRABZONSPOR: 3-1

B GRUBU:

KAYSERİSPOR - ALTAY: 1-1
ANKARASPOR - GALATASARAY: 1-1

C GRUBU:

SİVASSPOR - KONYASPOR: 1-0
DENİZLİSPOR - MANİSASPOR: 2-2

D GRUBU:

ANKARAGÜCÜ - FENERBAHÇE: 0-1
ESKİŞEHİRSPOR - BURSASPOR: 0-2

Orada Neler Oluyor?

Sezona oldukça iyi başlayan Trabzonspor'un son dönemdeki ciddi düşüşünün hepimiz farkındayızdır herhalde. İlk 6 resmi maçta alınan 5 galibiyet ve bir beraberlikten sonra son 3 maçta alınan iki adet ''üçer gollü'' yenilgi ve bir adet ''zor kurtarılmış'' beraberlik mevcut.

Tekrar tekrar geriye dönüp ''20 tane yeni oyuncu alındı, uyum süreci, sakatlıklar, kadro uyuşmazlığı'' gibi teranelerden bahsetmek yerine farklı bir konuya değinmek istiyorum aslında. Hem Ersun Yanal'ın hem de oyuncuların bireysel performanslarına.

İbrahima Yattara şu an takımın yıldızı konumunda bir futbolcu. O sahada olunca hemen herşey ondan soruluyor gibi. Performansının düşüklüğü ve yüksekliği ''direkt'' takıma etki ediyor. Trabzonspor ve Al Saad arasında gidip gelen Yattara'nın son üç maçtaki form düşüklüğü son derece belirgin. Hele ki son oynanan ve benim izlemediğim Türkiye Kupası maçında denilene göre ''dibe vurmuş''. Yattara mutsuz mu bilmiyorum açıkçası. Çok profesyonel bir karakteri de yok. Duygusallığı var ve şu anki ruh hali muhtemelen performansına etki ediyor. Katar hikayesini unuttukça gerçek kimliğine dönecek ve Trabzonspor'a faydalı olacaktır bundan hiç kuşkum yok.

Tony Slyvia Fransa'dan uzun uğraşlar sonucu getirildi Trabzon'a. Milli takımın üçüncü kalecisi Tolga Zengin ve Ümit Milli Takım'ın banko kalecisi Onur'un yanına hemde. Aslında daha baştan eldekilere güvenmediğini belli etmiş oldu Trabzonspor yönetimi. Tolga Zengin'in performansı hiçbir zaman tam olarak güven vermedi Trabzonspor Camiasına. Çokça da eleştirilen O oldu. Bu sezon en iyi maçını Ankara'da Ankaragücü'ne karşı oynamıştı ve gerçekten iyiydi o maçta. Ha bana soracak olursanız sezon boyunca yediği tek hatalı gol Arda Turan'ın yaptığı ortayı ''içeri alması'' oldu. Bunun dışında da öyle ahım şahım hatalı gol yemedi, Tony Slyvia ise çok farklı durumda, bence Tolga'dan kesinlikle iyi değil, öyle büyük bir kariyeri de yok. Şayet Tolga Zengin kendine güvenle ilgili bir sıkıntı yaşıyorsa kalenin bir an önce Onur Kıvrak'a teslim edilmesi gerekiyor büyük bir güvenoyuyla. Bir kaleci sabitlensin artık şu kaleye, Hasan Sönmez, Tolga Zengin, Jefferson, Onur, Slyvia... Bir kısır döngüdür gidiyoruz. Benim ilk tercihim Onur ikinci ise herşeye rağmen Tolga Zengin'dir.

Takımla ilişiği kesilmesi gereken Tayfun Cora'nın da bir an önce satılması gerekiyor Kocaelispor'a olmadı Ankaragücü'ne falan. En büyük hobisi kendi ifadesiyle ''arabaya binip müziği son ses açıp sokaklarda turlamak'' olan bir insanın varın oynayacağı futbolu siz düşünün. Galatasaray mağlubiyetinin de baş sorumlularındadır aynı zamanda. Faturayı tamamen O'na kesmekte istemiyorum.

Rigobert Song ve Egemen Korkmaz tandemi ise ayrı bir enteresanlık. Antalyaspor ve Konyaspor'dan ikişer, Galatasaray'dan ise üç gol yediler, daha fazlasından ise ''Lincoln'ün amatörlüğü'' sayesinde kurtuldular. 3 maçta yenen 7 gol ''şampiyonluk iddiasında olan'' bir takımın savunma performansı olmamalı. Song artık kendisine biçilen görev haricinde ekstra işler yapmamalı, takım hücumdayken O'nu da ceza alanı civarlarında görmek artık iyice can sıkıcı hale gelmeye başladı. Savunmadan kaptığı toplarla ''Messi çalımları'' atıp rakibin üstüne hızla gitmekte O'nun işi değil. O riske girmediği için para kazanıyor. Bu işleri ''riske girdiği için para kazanan'' Gustavo Colman, İbrahima Yattara gibi isimlere bırakması gerekiyor. Bu bölge için alnernatif isim olan Giray Kaçar'ın da ''yavaş yavaş'' devreye sokulması gerekiyor.

Selçuk İnan ilk iki hafta sergilediği tek kişilik ''resitallerden'' sonra müthiş bir düşüşün içine girdi. Topları ezmeye, sık pas hatası yapmaya ve garip bir aceleciliğin içine girdi. Topla oynama sevdasıda cabası. Sezonun en iyi transferlerinden biri gözüyle bakılan bu oyuncunun bir an önce toparlanması gerekiyor. Oynadığı mevki son derece hassas ve pek fazla ''hata'' kaldırmıyor. Hüseyin Cimşir ise bildiğimiz Hüseyin Cimşir. Ne bir fazla, ne bir eksik. Milan'a karşı Liverpool'a karşı ne oynayacaksa, emin olabilirsinizki, Alanyaspor'a, Urfaspor'a karşı da aynı oyunu oynayacaktır.

Gustavo Colman enteresan bir adam, öldürücü pasların sahibi, ince çalımları da var ve ceza alanı çevresinde sık faul alabiliyor. Çok fazla eleştirdiğim dönemde oynadığı Gaziantepspor lig maçında suratıma tokat gibi çarpan ''güzel'' bir futbol oynadı. Devam ettirirse Serkan Balcı'yı yine sağ beke hapseder ancak olası tökezleme durumlarında (Galatasaray maçı gibi) O'nun bölgesinde Serkan Balcı haddinden fazla iyi oynuyor. Şu an takımda en çok asist yapan oyuncunun da Serkan Balcı olması ilginç bir durum. Biz O'nu en son bıraktığımızda sağ bekti ancak bu aralar ön liberoları ve ofansif orta sahaları zorlayacak bir performans gösteriyor.

Forvetlerin durumu ise tamamen trajedi. Umut Bulut'ta Gökhan Ünal'da sadece birer ''hayalkırıklığı olmaktan'' öteye gidemiyorlar. Müthiş bir uyumsuzluğun yanında, inanılmaz bir top ezme ve kontrol edememe furyası almış başını gidiyor. Gökhan Ünal Umut'a göre biraz daha fazla pozisyonu kokluyor, daha iyi yer tutuyor ki tek artısı da bu zaten. Bu bölgede Isaac Promise attığı goller ve mücadeleci performansıyla her geçen gün biraz daha sivriliyor.

Kilit adam ise tabi ki Ersun Yanal. Sezona iyi bir giriş yapan Trabzonspor ''Yattarasız'' maçlarda oyun anlamında tamamen ''çuvallamış'' ancak skor anlamında kendine yetenleri buldukça, eksikler görülmemişti. Galatasaray mağlubiyetinden sonra çatlak sesler yükselmeye başladı. Gaziantepspor ile oynanan iki maçta yenen dört gol ve alınan bir beraberlik ile bir mağlubiyet çatlak sesleri ''ayyuka'' çıkardı. Ersun Yanal'ın ''bana göre'' yapması gereken şeyler çok basit:

1- Kaleci konusunda daha fazla polemik yaratmadan, kaleyi en güvendiği kaleciye teslim etmeli ve seçtiği kalecinin performansı için sabır göstermeli.

2- Çok hata yapan ve çok gol yiyen savunmaya acil çare bulmalı. Giray Kaçar'ı değerlendirirken, Egemen'i sola ya da Song'u sağa yerleştirmek gibi ''fantezi'' kararlar vermemeli. Sağ bek için Ferhat Çökmüş opsiyonunda birkaç maç ısrar edilmeli.

3- Forvet sayısının mutlaka bire indirilmesi ve bu forvetin mutlaka Isaac olması gerekiyor. Gökhan ve Umut kenarda beklesin, maçın gidişatına göre oyuna girsin, en azından yedek kulübesinde ''skoru değiştirebilecek'' kapasite de oyuncu fazlalığı olsun. Öldürücü pasların adamı Gustavo Colman ''Alexvari'' oynarken, Serkan Balcı ile orta saha takviye edilmeli.

4- Taktiksel olanların dışında bir de işin demeç/röportaj kısmı var. Ersun Yanal'ın oyuncularını ''isim vererek'' kamuoyu önünde eleştirmesi şık durmuyor. Bunu yapmaması gerekiyor. Her kötü sonuçtan sonra ''yeni bir takımız, zamana ihtiyacımız var'' demeçlerini de vermemeli ki bunu zaten herkes biliyor. Burada önemli olan ''savunma'' yapmak değil, yaşanan olası puan kaybının nedenlerini ortaya dökebilmek.

Sonuç itibariyle Trabzonspor'da bir ''çöküş'' yaşanıyor mu? sorusunun cevabı bana göre kesinlikle ''hayır''dır. Yeteneği herkes tarafından kabul edilen Barış Memiş'i bile ''kullanmadan'' fazlaca alternatif çıkardığımı düşünüyorum. Bu doğrultuda baktığımızda Trabzonspor her takımın yaşayabileceği küçük çapta bir krizin eşiğinde gibi duruyor ve bu hafta oynanacak olan İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı bu krize girmemek için önemli bir mihenk taşı...

NOT: Bu yazı bu www.muhabirturk.com sitesinde de yayınlanmıştır.

Mavericks Kötü Başladı.

American Airlines Center sezona iddialı başlayan iki takımın mücadelesine sahne oldu dün gece. Dallas Mavericks kendi sahasında Houston Rockets'a 112-102'lik skorla mağlup olarak geçen sezon olduğu gibi bu sezona da mağlubiyetle başlamaktan kurtulamadı. Sezona ''sansasyonel'' Ron Artest transferiyle giren Rockets hemen hemen tamamını önde götürdüğü karşılaşmayı kazanarak sezona iyi bir giriş yapmış oldu.

Artık tamamen bir ''NBA yıldızı'' haline gelen Yao Ming karşılaşmayı 30 sayı ve 13 ribaunt ile tamamlarken, kullandığı 15 şuttan 11'inde isabet bulmayı başardı. Ron Artest 29 sayı ve 7 ribaund ile ''çabuk ısındığını'' gösterirken, T-Mac, 16 sayı ve 7 asistle oynadı.

Mavs'ın Polonya asıllı Alman yıldızı Nowitzki ise 36 sayı ve 7 ribaund ile mücadele edip, sahanın en skorer oyuncusu olmasına rağmen yenilgiyi engelleyemedi.

Gecenin bir diğer maçında New Orleans Hornets deplasmanda Phoneix Suns'ı 108-95 ile geçerken genç yıldız Chris Paul, 20 sayı 10 asist ve 8 ribaund ile ''triple double''a çok yaklaştı.

Dün gecenin son maçında ise açılış karşılaşmasında Celtic'e kaybeden Cavs Charlotte Bobcats ile karşılşatı. Cleveland Cavaliers sahadan 96-79'luk skorla galip ayrılırken LeBron James 22 sayı 9 ribaund ve 9 asistle ''triple double'' şansını kaçırdı. Sahanın en skorer oyuncusu ise 25 sayı ile oynayan Cavslı Daniel Gibson'du.

Hoşgeldin Bebek...

28 Ekim 2008 Salı günü Kadıköy Koşuyolu'nda bulunan Medipol Hastanesi'nde dünyaya geldi Eren, Berçem - Hakan Demirel çiftinin ilk gözağrıları olarak. Sevgili blog okuyucum ve bunun da ötesinde ''değer verdiğimiz abimiz'' Hakan Demirel'i ve sevgili eşi Berçem Demirel'i canı gönülden kutluyorum. Mutluluklarını pekiştirdikleri Eren kardeşiminde ilerde ailesine hayırlı bir evlat olmasını temenni ediyorum.

Fenerbahçeli olacağı çok aşikar Eren'in ancak olurda Galatasaray sevgisi bir şekilde içine işlerse, ilerde ''çok neşeli ve spektaküler'' günlerin bizi beklediğine eminim, tekrar tebrik ediyorum Berçem ve Hakan Demirel çiftini, allah mutluluğunuzu daim etsin...

30 Ekim 2008 Perşembe

Sezon Başladı...


Geçen sezon Boston Celtics'in şampiyon olarak tamamladığı NBA dün sabaha karşı oynanan maçlarla yeni sezona başladı.

Son şampiyon Boston Celtics kendi sahasında ağırladığı LeBron James'in takımı Cleveland Cavaliers'i 90 - 85'lik skorla geçerek ilk maçından galip ayrılmayı bildi. Maç boyunca Cavs'a karşı zorlanan Paul Pierce'in takımı ilk devreyi geride kapatsa son dakikalarda yapılan taktik faulleri sayıya çevirerek karşılaşmadan galip ayrılmayı bildi. Geçen sezon finallerin en değerli oyuncusu seçilen Paul Pierce karşılaşmayı 27 sayı 4 asist ve 3 ribaund ile kapatırken, genç Rajon Rondo ise 14 sayı 6 asist 5 ribaund ve 3 top çalmayla oynarken, süperstar Kevin Garnett ise 11 sayıda kaldı.

Açılış gününün ikinci maçında Los Angeles Lakers Staples Center'da ağırladığı rakibi Portland Trail Blazers'i 20 sayı farkla 96 - 76 yenerek ilk maçında galibiyetle tanıştı. Kobe Bryant karşılaşmayı 23 sayı ve 11 riband ile ''double double'' yaparak tamamladı. Pau Gasol 15 sayı kaydetti ve bu sayıların tamamını ilk yarıda attı. Trail Blazers'ta geçen sezon drafttan bir numara olarak seçtikleri Greg Oden faciası yaşandı. Geçen sezonun tamamını ''injury list''te geçiren genç pivot dünkü karşılaşmada da ilk yarının sonunda dizinden sakatlanarak oyunu terk edip hayranlarını hayal kırıklığına uğrattı.

Günün son maçında ise Chicago Bulls United Center'da ağırladığı rakibi Milwaukee Bucks'ı 108 - 95 yenerek sezona iyi başlayan takımlar arasında yer aldı. Kirk Hinrich, Luol Deng, ve Ben Gordon gibi kaliteli oyuncularını elinde tutmayı başaran Bulls karşılaşmayı da yine bu oyuncuların etkili performansları ve istatistikleri paylaşmaları ile kazandı. Milwaukee Bucks'ın yıldızı Michael Redd'in 30 sayılık performansı takımının maçı kazanmasına yetmedi.

Skor Tahmin Oyunu 9. Hafta Tahminleri

TAHMİN EDİLECEK MAÇLAR:

İSTANBUL B.ŞEHİR BEL. - TRABZONSPOR

ESKİŞEHİRSPOR - FENERBAHÇE

KAYSERİSPOR - BEŞİKTAŞ

GALATASARAY - GAZİANTEPSPOR


BENİM TAHMİNLERİM:

İstanbul B.Şehir Bel. - Trabzonspor: 1-3 (İ.Akın/Isaac,Yattara,Colman)
Eskişehirspor - Fenerbahçe: 1-1 (Youla/Alex)
Kayserispor - Beşiktaş: 1-1 (Cangele/Holosko)
Galatasaray - Gaziantepspor: 2-2 (Baros,Lincoln/Tabata,Beto)

28 Ekim 2008 Salı

Turkcell Super Lig 8. Hafta Toplu Sonuçlar ve Genel Görünüm

TOPLU SONUÇLAR:

Beşiktaş - Sivasspor: 1-1 (Delgado/M.Yıldız)

Fenerbahçe - Bursaspor: 5-2 (Lugano,U.Boral,Edu,Alex,Deivid/Marcelinho,Ozan)

Ankaraspor - Kocaelispor: 4-0 (De Nigris,Tutoric-kk-,M.Çakır-2-)

Denizlispor - Gençlerbirliği: 2-2 (İzzet-2-/Troisi,Djite)

Trabzonspor - Gaziantepspor: 1-1 (Gökhan/Beto)

Konyaspor - İstanbul B.Şehir Bel.: 1-2 (Kaue/Erman,İ.Akın)

Antalyaspor - Hacettepe: 1-1 (Djehoua/Sandro)

Eskişehirspor - Galatasaray: 4-2 (Youla-2-,Murat Önür,Lovrek/Ayhan,Baros)

Ankaragücü - Kayserispor: 1-3 (Jaba/Turgay,Cangele,M.Topuz)

HAFTANIN TAKIMI: Eskişehirspor

HAFTANIN FUTBOLCUSU: Souleymane Youla

HAFTANIN GOLÜ: Matias Emilio Delgado (Beşiktaş - Sivasspor)

PUAN DURUMU:

1- Beşiktaş: 18
2- Trabzonspor: 17
3- Ankaraspor: 16
4-Sivasspor: 15
5- Bursaspor: 15
6- Galatasaray: 14
7- Kayserispor: 14
8- Gaziantepspor: 14
9- Fenerbahçe: 12
10- Eskişehirspor: 12
11- Konyaspor: 10

GOL KRALLIĞI:

5 GOL: Mehmet Çakır, Sercan Yıldırım, Mehmet Yıldız, Serge Djehoua, Souleymane Youla, Milan Baros, Gökhan Ünal, Julius Aghahowa, Mattias Delgado, Marcio Nobre

GELECEK HAFTANIN PROGRAMI:

Hacettepe - Konyaspor (Cumartesi 14:00)
İstanbul B.Şehir Bel. - Trabzonspor (Cumartesi 15:00 LİGTV)
Eskişehirspor - Fenerbahçe (Cumartesi 19:00 LİGTV)
Sivasspor - Denizlispor (Pazar 14:00)
Gençlerbirliği - Antalyaspor (Pazar 14:00)
Bursaspor - Ankaraspor (Pazar 14:00)
Kocaelispor - Ankaragücü (Pazar 14:00)
Kayserispor - Beşiktaş (Pazar 15:00 LİGTV)
Galatasaray - Gaziantepspor (Pazar 19:00 LİGTV)

GENEL GÖRÜNÜM:

Hafta Beşiktaş ve Sivasspor'un son derece zevkli geçen ve berabere biten maçıyla başladı. Sivasspor hırslı Beşiktaş karşısında hiç geri adım atmayarak sahadan bir puanla ayrılmayı başarırken zaman zaman karşılaşmayı kazanabilecek pozisyonlarda yakaladı. Mustafa Denizli ikinci maçında ilk puan kaybını yaşadı. Beşiktaş'ın kaybettiği puanlarla geçen hafta kaybettiği liderllik koltuğunu yeniden ele geçirme şansı yakalayan Trabzonspor alışılagelmiş ağır temposuyla oynadığı Gaziantepspor maçından 1 puan çıkarabildi ve zirveyi ele geçirme şansını tepti. Galatasaray Eskişehir deplasmanında bozguna uğrarken, Youla oynadığı futbolla parmak ısırttı. Fenerbahçe kendi sahasında ağırladığı Bursaspor'u 5-2 gibi farklı bir skorla geçerken uzun aradan sonra sahalara dönen Deivid attığı gol sonrası ''ağlayarak'' maçı daha da ''anlamlı'' hale getirdi. Bu maç bu sezon Fenerbahçe'nin üstüste kazandığı ilk maç oldu. Ankaraspor çıkışını Kocaelispor'u farklı yenerek sürdürürken, Körfez ekibine şimdilik Yılmaz Vural'da ilaç olamadı. Denizlispor ve Gençlerbirliği Denizli'de puanları paylaşırken Antalyaspor bu kez çok yaklaştığı 3 puana son dakikada Sandro'dan yediği golle ulaşamadı. Jarabinsky'nin görevine son verilirken yerine ise ''Şifo'' Mehmet Özdilek geldi...

Skor Tahmin Oyunu 8. Hafta Sonuçları

BU HAFTA PUANLAR:

HAKAN DEMİREL: 26

MURAT YILMAZ: 19

OMANİM: 15

TOLGA ŞENER: 8

BALTHAZAR: 7

SERDAR YILDIRAN: 5

YAVUSS: 2

FARUK TURUTOĞLU: 1

GENEL PUAN DURUMU:

HAKAN DEMİREL: 69

TOLGA ŞENER: 68

BALTHAZAR: 54

YAVUSS: 48

MURAT YILMAZ: 47

OMANİM: 43

FARUK TURUTOĞLU: 39

SERDAR YILDIRAN: 13

7. Hafta Genel Puan Durumu İçin Tıklayın

27 Ekim 2008 Pazartesi

Baskılar Bizi Yıldıramaz!!!

Blogger birkaç günden beri kapalı ve nedenini bilmiyorum henüz. Blogger kapalı olduğundan beri yaptığım gibi vtunnel.com'u kullanarak giriş yaptım. Yapılan yorumları yayınlayamıyorum. Bu noktada bir aksaklık var. Ancak anladığım kadarıyla yeni post girişi mevcut resimsiz olsada.

Sevgili arkadaşlar, en azından hepimizin hayatına yeni bir eğlence olan Skor Tahmin oyunumuzu sürdürmek adına bir takım formüller üretmemiz gerekiyor. Yorum yayınlayamadığım gibi, yorumların tamamını da okuyamıyorum maalesef. Bu yüzden skor tahminlerinizi facebook üzerinden bekleyeceğim artık. Benim tahminlerimi buradan göreceksiniz. Maçlardan önce bir post açıp, herkesin tahminlerini buradan yayınlayacağım. Bu hafta için ise yalnızca Sevgili Demirel'in tahminlerinin elime ulaşmadığını görüyorum. Kendisi göndermiş tahminini, hatta ilk tahminde doğru. Fakat geri kalan 3 tahmini göremedim maalesef. Bu olaya nasıl bir çözüm getiririz bilmiyorum ama yaşadığımız ülke maalesef böyle bir üçüncü dünya ülkesi işte...

Baskıların bizi yıldırmasına izin vermeyeceğiz...

23 Ekim 2008 Perşembe

Ne Hafta Ama!..

Şampiyonlar Ligi'nde üçüncü hafta maçları geride kaldı. Birbirinden ilginç skorların alındığı haftada yaptığımız İddaa kuponlarından maalesef yine sonuç alamadık.

En büyük galibiyet favorilerimden Zenith Petesburg kendi sahasında Belarus'tan BATE Borisov ile 1-1 berabere kalarak hayal kırıklığı yaratırken, maçta 90 dakika forma giyen Fatih Tekke'nin Rus temsilcisinin tek golünü atması sevindirici bir gelişme oldu. Inter Anorthosis Famagusta'yı ''güç bela'' 1-0 yenerken, Anorthosis başarısının tesadüfi olmadığını her geçen hafta göstermeye devam ediyor.

3. haftanın flaş skorlarını ise hiç kuşkusuz; Villarreal kendi sahasında Aalborg'u 6-3 yenerek, deplasmanda Steaua Bükreş'e konuk olan Lyon'un 5-3'lük zaferi, yine deplasmanda Basel'i 5-0 yenen Barcelona ve yine deplasmanda Fenerbahçe'yi 5-2 ile geçen Arsenal elde ettiler. Juventus kendi sahasında Real Madrid'i eksik kadrosuyla 2-1 yenmeyi başarırken, Fenerbahçe'nin bulunduğu grubun bir diğer maçında Dynamo Kiev deplasmanda Porto'yu 1-0 yenmeyi başardı.

Sürprizden ziyade ''bol bol gole'' sahne olan Şampiyonlar Ligi'nin üçüncü maçlarının ileriki haftalarda da aynı şekilde ''bol gollü'' devam etmesi tabi ki en büyük temennimiz...

Efes Pilsen Başlıyor...


Türk Baskebolu'nun lokomotifi Efes Pilsen bugün ULEB Euroleague D Grubundaki ilk karşılaşmasında Sırbistan temsilcisi Partizan Igokea'yı İstanbul Abdi İpekçi Spor Salonu'nda ağırlıyor. Saat 20:15'te başlayacak olan karşılaşmada sakatlıkları süren Mario Kasun ve Barış Hersek forma giyemeyecek.
Geçen sezon yaşadığı büyük düşüşün ardından sezon öncesi yaptığı flaş transferle hem Beko Basketbol Ligi hem de ULEB Euroleague'de oldukça iddialı konuma gelen Efes Pilsen, Beko Basketbol Ligi ilk hafta maçında ise deplasmanda Balıkesir Banvitspor'a 12 sayı farkla mağlup olarak henüz ''takım kimyası''nı oturtamadığını göstermişti.
Efes Pilsen'e bu önemli karşılaşmada ve final-four yolunda sonsuz başarılar diliyorum...

Macera Başlıyor...

Hedefini Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda oynanacak olan UEFA Kupası finali olarak belirleyen Galatasaray bu doğrultuda B Grubundaki ilk maçında Yunanistan'ın Olympiakos takımını bu akşam saat 21:15'te İstanbul Ali Sami Yen Stadyumu'nda ağırlayacak.

Son lig maçında lider Trabzonspor'u 3-0 mağlup edip moral depolayan Galatasaray'ın yine en büyük kozları hiç kuşkusuz, Lincoln, Kewell, Baros ve Arda olacak. Rakip Olympiakos ise kendi liginde oynadığı 6 maçta 5 galibiyet ve 1 beraberlikle lider durumda bulunuyor. Karşılaşmanın hakemi İspanyol Eduardo Gonzalez.

Galatasaray'ın Trabzonspor maçını kazanan kadrosunu bozmayacağı fikrini taşıyorum. Yani muhtemel onbir:

Morgan De Santchis
Servet Çetin
Emre Aşık
Sabri Sarıoğlu
Hakan Kadir Balta
Ayhan Akman
Fernando Meira
Arda Turan
Harry Kewell
Cassio Lincoln
Milan Baros

şeklinde olacaktır muhtemelen. Galatasaray'ın grubunun ne denli zor olduğunu daha önceden vurgulamıştık. Bilhassa bu maç büyük önem taşıyor. Fikstüre bakınca şayet Galatasaray'ın bu maçı kaybetmesi halinde gruba erken veda edeceği inancını taşımaktayım. Kocaelispor, Konyaspor ve Trabzonspor maçlarında attıkları ''hakem şansı(!)'' golleri bu karşılaşmada bulamayabilirler. Olympiakos her ne kadar güçlü bir takım olarak gözüksede B Grubunda en pahalı kadroya sahip olan Galatasaray'ın rakibini yenmesi normal sonuç olacaktır. Ancak beraberlik ve mağlubiyet gerçekleşirse de sonuç sürpriz olmamalı...

Karşılaşmayı yine D Smart'ın bilmem ne kanalı yayınlıyor. İzlemek içinde kahvehane ya da kıraathane gibi bir yere gitmeyi düşünmüyorum. İddaa'da oynamış olacağım için yine www.goalslive.com sitesinin yolları gözüktü bana. Temsilcimize bu karşılaşmada başarılar diliyorum...

Skor Tahmin Oyunu 8. Hafta Tahminleri

TAHMİN EDİLECEK KARŞILAŞMALAR:

BEŞİKTAŞ - SİVASSPOR

FENERBAHÇE - BURSASPOR

TRABZONSPOR - GAZİANTEPSPOR

ESKİŞEHİRSPOR - GALATASARAY


BENİM TAHMİNLERİM:

Beşiktaş - Sivasspor: 2-2 (Holosko, Tello/Balili, Musa Aydın)
Fenerbahçe - Bursaspor: 1-3 (Güiza/Sercan Yıldırım, Romashenko, Yusuf Şimşek)
Trabzonspor - Gaziantepspor: 2-0 (Yattara, Isaac)
Eskişehirspor - Galatasaray: 2-1 (Youla, Bülent Kocabey/Servet)

Herkese bol şans...

7. Hafta Puan Durumu İçin Tıklayın

22 Ekim 2008 Çarşamba

Bir Çuval İnciri Berbat Etmek...



Bu manşet bugünkü Fanatik Gazetesi'nin manşeti. Hep yaratıcı başlıklar atar, tebessüm ettirilerdi bize. Fakat bu hiç yakışık almadı. Gerçekten de ayıp etmişler. Herşeyden önce fotoğraftaki bayana(!) ayıp etmişler. Acaba izin aldılar mı o bayandan bu fotoğrafı günlük tirajı 300 binin üstünde olan gazetelerine basmadan önce?

Mağlubiyetler olur, ağır mağlubiyetlerde yaşar takımlar, bunlar futbolun gerçekleri ama bu mağlubiyetleri olgunlukla hazmedebilmek büyük bir erdemdir. Hemen her gün okuduğum Fanatik Gazetesi bu manşetle sınıfta kaldı maalesef, özür dilemeleri gerekecek. Hem bayandan hem Luis Aragones'ten, hem Fenerbahçe Spor Kulubü'nden hem de tüm okuyucularından...

Anket Kapandı. Aragones ve Skibbe İçin Kararsızlık Devam Ediyor.

3 gündür devam eden anketimizin süresi bu sabah itibariyle sona erdi. 14 oyluk bir katılımın olduğu ankette ''Skibbe ve Aragones gönderilmeli mi?'' sorusunu sormuştuk. Skibbe kalsın Aragones gitsin 6 oy alırken; ikiside görevde kalsın seçeneği 4 oy aldı. İkiside istifa etsin seçeneği 3 oy alırken, Aragones kalsın Skibbe gitsin 1 oy aldı.

Dün akşamki skoruda göz önünde bulundurursak, bence de artık Luis Aragones Fenerbahçe'nin başında son günlerini yaşıyor. Devre arasında yeni teknik direktör gelebilir. Skibbe Trabzonspor galibiyeti ile ''gözdağı'' verdi ama koltuğu hiç sağlam gözükmüyor. Beşiktaş hocasını değiştirmişti, bakalım kalan 2 büyükte bu yola başvuracak mı?

15 Maç Sonra...

En son Milan yapmıştı bunu Fenerbahçe'ye yıllar önce. Ben Suudi Arabistan'da çalışırken, 7. ayımı doldurmuş ve Türkiye'ye gelmek için Cidde Havaalanı'nda uçağın kalkmasını beklerken Galatasaraylı bir arkadaşımdan gelmişti mesaj. Aynen şöyle yazıyordu: Fenerbahçe 0 Şevşenko 4 :) Sondaki smiley bana değil mesaja ait. Düşündüm de dün akşam, ne kadar zaman geçmiş üzerinden. Fenerbahçe ne yollardan geçmiş, Denizli deplasmanı gibi badireler atlatmış, bunların altından kalkmış. Soru şu: Peki gelinen bugünkü nokta, sıfır noktası mı? Başladığı yere mi döndü Fenerbahçe?

Gökhan Gönül'ü geçen sezon seyrettiğimde ''dünya yıldızı'' bu adam demiştim. Blog okuyucularından olan Tolga'dan bir uyarı almıştım. ''Yavaş ol, adamın savunması çok zayıf'' diye. Haklıymış. Gökhan Gönül'ün bu sezon düşen performansı zaten zayıf olan savunmasına da sirayet etti ve savunduğu alan resmen ''yolgeçen hanı'' oldu. Edu ve Lugano'nun ''sudan çıkmış balık'' hallerini Marco Aurelio'nun şu an Real Betis'te top koşturuyor olmasına bağlıyorum. Roberto Carlos gerçeğini artık cesurca dile getirmeye başladık zaten. Maldonado'nun kapasitesi dünkü oynadığı oyun kadar ve her takıma karşı her maçta böyle oynuyor. Maldonado'dan ne alacağınızı biliyorsunuz. Yıllardır söylüyorum Selçuk Şahin çıtası bu kadar yüksekte olan Fenerbahçe takımının futbolcusu değil. Josico nerede bilmiyorum. Deivid ve Wederson yok zaten sezon başından beri. Tümer isyanlarda, Colin Kazım ilk onbirde olmadığını öğrenince isyan bayrağını kaldırmış Luis'e. Luis aksi bir ihtiyar zaten. ''Çık git demiş burdan, maç kadrosunda da yoksun.'' Colin-Kazım işi bitti artık bana göre. Tabi önce Luis'in işi bitmez ise. Alex de Souza, Semih ve Güiza'ya hiç kabahat bulmuyorum. Dün akşamda 2 gol attılar yine. Arsenal'e karşı kendi sahanda 2 gol bulmak iyidir önemli olan koruyabilmen. Onlar görevlerini yapıyorlar bir sıkıntı yok. Hatta Semih ve Güiza fazlaca ekstra işlerde yapıyorlar. Uğur Boral mücadeleci, hırslı ama kapasite bu. Nihayet Volkan Demirel; tez elden gönderilmeli, dün bir tane kurtarışı yok her zamanki gibi, Fenerbahçe'yi de Milli Takımı'da daha çok yakar bu gidişle.

Takımın durumu bu kısaca benim gözlemlerime göre. Ciddi bir revizyon lazım. Aziz Yıldırım istifa etmeli mi? Açıkçası bu kadar emek harcayan, idealleri olan bir adamın böyle 10 maçta harcanması pek şık olmaz gibi geliyor ama bilmiyorum. Teknik ekibin istifa zamanı gelmiştir.

Maç 4-1'e geldikten sonra seyircinin tek hedefi futbolcular oldu haliyle. Bir ara ''Sen oyna Aziz, sen oyna'' tezarühatları yükseldi tribünlerden. Rakip Arsenal'di ve takımın durumunu bilen taraftarın beklentisi ''mucize'' tepkisi ise''abesle iştigaldi.''

Deplasmandaki maç Fenerbahçe taraftarının şimdiden rüyalarına giriyordur eminim. O maçta ne olur kestirmek çok güç. Acaba soruyu o maçta ''kaç'' olur şeklinde değiştirmeli miydim?

İlk paragraftaki sorunun bana göre cevabı: Hayır. Kurumsal açıdan, finansal güç açısından Fenerbahçe çok yol katetti ama evet, kadro kalitesi olarak ''sıfır noktası''na geri döndü...

21 Ekim 2008 Salı

Şşşşt... Çaktırma!!!

Arda Turan'ın geçtiğimiz pazar günü oynanan Galatasaray Trabzonspor maçında Servet Çetin'in attığı golden sonra santraya dönerken Servet'e yaptığı ''kaş göz işareti''nin fotoğraflanmış halidir...

Şampiyonlar Ligi Tahminleri



Bu akşam ve yarın akşam yine birbirinden zorlu Şampiyonlar Ligi maçları oynanacak. Bunun yanında UEFA Kupası'nda da grup maçları perşembe günü start alıyor ve birbirinden heyecanlı maçlar bizleri bekliyor. Bu karşılaşmalar içinden seçtiklerimi, cazip bulduklarımı sizlerle de paylaşmak isterim.


Zenith St. Petersburg - BATE Borisov: Bana göre Şampiyonlar Ligi'nin en sağlam maçlarından biri bu karşılaşma, iki hafta önce kendi sahasında Real Madrid'i ''silindir gibi'' ezen ancak yediği iki golle şansız bir şekilde mağlup olan Zenith, Real Madrid karşısında ikinci yarıda kurduğu ''müthiş'' baskıyı BATE Borisov karşısında da uygularsa sahadan rahat bir şekilde 3 puanla ayrılacaktır. Bu karşılaşmada Zenith galibiyetine verilen oran ise: 1.10


Fenerbahçe - Arsenal: Yine günün en sağlam maçlarından biri bana göre. İçinde bulunduğu durumu ve oynadığı futbolu yakından bildiğimiz Fenerbahçe'nin şu anki performansı Arsenal karşısında puan almaya yetmeyecektir. Her ne kadar Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nun ambiansı rakip takımlar için bir ''cehennemi'' andırsa da bu tip ortamlarda oynamaya alışık Arsenalli futbolcular bundan fazlaca etkilenmeyeceklerdir. Arsenal galibiyetine verilen oran ise son derece cazip: 1.70


Juventus - Real Madrid: Napoli deplasmanından mağlup dönen Juventus ile Atletico Madrid derbisinden galip çıkan Real Madrid'i Della Alpi'de karşı karşıya getirecek maçta Buffon ve Trezeguet'den yoksun Juventus'un rakibi karşısında etkili olamayacağını düşünüyorum. Bu maçla ilgili ilk tahminim riski sevenler için Real Madrid galibiyeti. Oran ise: 2.40. Sağlam kupon yapmak isteyenler 0/2 çifte şans seçeneğini işaretleyebilirler. Bu ihtimalin oranı ise: 1.27. Ben kendi kuponumda bu karşılaşmaya ilk yarı-maç sonucu olarak 2/2 oynayacağım ve bu tahmininde oranı: 4.00.


Porto - Dynamo Kiev: Çok enteresan bir karşılaşma. Geçen hafta Fenerbahçe karşısında izlediğimiz Dynamo Kiev'de, iki hafta önce deplasman maçında Fenerbahçe'ye karşı oynadığı maçta izlediğimiz Porto'da hiç ahım şahım takımlar değiller. Porto biraz daha hücumcu, Dynamo Kiev ise daha bir savunmacı takım görüntüsünde. İki takımında bulundukları konum itibariyle temkinli oynayacaklarını ve maçta fazlaca pozisyon olamayacağını düşünüyorum. Bu doğrultuda aklıma gelen ilk seçenek ''gol altı'' seçeneği. Zaten bunun dışında yapacağım her tahmin tamamiyle işi şansa bırakmak olacaktır. Bu karşılaşmada oynanacak olan ''gol altı'' seçeneğinin getirisi ise: 1.65.


Steaua Bükreş - Lyon: Günün en sağlam ''çifte şans'' maçlarından. Lyon deplasmanda Steaua Bükreş'e yenilmeyecektir. Bana göre maç ''gol altı'' ile sonuçlanacaktır. 0/2 çifte şansın oranı: 1.15, ''gol altı'' seçeneğinin oranı ise: 1.65. Bu karşılaşmayla ilgili ''sürpriz'' aramak istersek ise ''ilk yarı/maç sonucu'' seçeneğinde ''0/2''yi işaretleyebiliriz. Oran: 4.10


Basel -Barcelona: Yarın akşamın maçlarından. Barcelona'nın formsuz Basel deplasmanında kazanması normal sonuç olsa da Katalan ekibinin performansının da pek parlak olduğunu söyleyemeyeceğim. 1.25'lik oranıyla Barcelona galibiyetini riske etmektense, bence daha yüksek ihtimal olarak görünen ''gol altı'' seçeneğini işaretleyip, bu maçı değerlendirmekte fayda var. ''gol altı'' seçeneğinin oranı ise: 1.90


Bordeaux - Ecomax Cluj: Şampiyonlar Ligi'nin sürpriz takımlarından Cluj'ın ''rüyasının'' bu maçta biteceğini ve Fernando Cavenaghi'li Bordeaux'un kazanacağı görüşündeyim. Oran: 1.45


Panathinaikos - Werder Bremen: Enteresan bir karşılaşma daha. Mesut Özil'li Werder Bremen şu an Avrupa'da hücum futbolunu en iyi uygulayan takımlardan birisi. Panathinaikos'unda hücum gücünü ve ateşli taraftarının yaratacağı etkiyi atlamamak gerekiyor. Bana göre en mantıklı oyun ''gol üstü''. Oran ise: 1.60 ''. İkinci bir seçenek ise Werder Bremen'in yenilmezliği yani çifte şans. ''0-2 çifte şans'' seçeneğinin getirisi ise: 1.25


PSV Eindhoven - Marsilya: PSV ligde son karşılaşmasını kaybederek kendine güvenenleri yanılttı. Benim de 35 katı kuponuma maloldular. Kendilerine buradan tekrar sevgilerimi gönderiyorum! Formsuz PSV Eindhoven'ın Marsilya'yı yenemeyeceğini düşünüyor ve ''0-2 çifte şans'' seçeneğini öneriyorum. Oran: 1.42


Shaktar Donetsk - Sporting Lizbon: Geçen hafta kendi sahasında uzun süre önde götürdüğü maçta Barcelona'ya son derece şanssız bir şekilde kaybeden ''favori takımım'' Lucescu'lu Shaktar'ın Sporting Lizbon'u geçeceğini düşünüyorum. Önerim Shaktar galibiyeti ve oranı: 1.65


Bu tahminleri yaptıktan sonra işin en zor kısmına yani kupon oluşturmaya geçelim.


1. KUPON


Fenerbahçe - Arsenal: 2 (1.70)

Juventus - Real Madrid: 2 (2.40)

Porto - Dynamo Kiev: ALT (1.65)

Steaua Bükreş - Lyon: ALT (1.65)

Panathinaikos - Werder Bremen: ÜST (1.60)

Shaktar Donetsk - Sporting Lizbon: 1 (1.65)


TOPLAM ORAN: 29,32


2. KUPON


Fenerbahçe - Arsenal: 2 (1.70)

Juventus - Real Madrid: 2/2 iy-ms (4.00)

Steaua Bükreş - Lyon: 0/2 iy-ms (4.10)

Basel - Barcelona: ALT (1.90)

Bordeaux - Cluj: 1 (1.45)

Panathinaikos - Werder Bremen: ÜST (1.60)

PSV Eindhoven - Marsilya: 0-2 çs (1.42)

Shaktar Donetsk - Sporting Lizbon: 1 (1.65)


TOPLAM ORAN: 287,9


3.KUPON (50 YTL'lik bütçeler için)


Zenith - BATE Borisov: 1 (1.10)

Fenerbahçe - Arsenal: 2 (1.70)

Juventus - Real Madrid: 0-2 çs (1.27)

Steaua Bükreş - Lyon: 0-2 çs (1.15)

Shaktar Donetsk - Sporting Lizbon: 1 (1.65)


TOPLAM ORAN: 4,50


4.KUPON


Juventus - Real Madrid: 2/2 iy-ms (4.00)

Steaua Bükreş - Lyon: 0/2 iy-ms (4.10)


TOPLAM ORAN: 16,4


NOT1: UEFA Kupası maçları da bu programa dahil ama Şampiyonlar Ligi maçları ile karıştırmak istemedim. UEFA Kupası maçlarını ya yarın ya da perşembe mercek altına alırız.


NOT2: Dilerseniz tahminlerinizi ve oranlarınızı postun altına girebilirsiniz. Belki tutturan ve bundan nasiplenen çıkar, neticede hiç birimiz ''kahin'' değiliz.


NOT3: 50 YTL'lik kuponu oynayıp, tutmazsa bana gelmeyin sakın zira sadece tahmin yapıyoruz ve bunun garantisi yok...


İddaa oynayacak olan herkese bol şans, bu arada Yavuss kardeşim, Ramazan bitti, İddaa günah kapsamından çıktı... Saldırabilirsin...

Tamam ya da Devam Maçı...

Bu akşam 21:45'te Fenerbahçe sezonun en önemli karşılaşmalarından birinde kendi sahasında İngilizlerin ''ekol'' takımlarından Arsenal'i bu sezon UEFA Kupası finalinin oynanacağı Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda ağırlıyor.


Geçen sezon bu kupada çeyrek final oynayarak 101 yıllık mazisindeki en önemli yurtdışı başarısını elde eden sarı-lacivertliler, çıtayı yükseltmek istesede iki maçta alınan bir puan ve henüz grubun ''lokomotifi'' Arsenal ile oynanmamış maçları hesaba katılırsa, işinin ne denli zor olduğunu görmemek mümkün değil.


Fenerbahçe'nin maça nasıl bir onbirle çıkacağının pek bir önemi yok aslında. Bazen bu tarz maçlar oynarsınız, Türk Milli Takımı'nın Euro2008 yarı finalinde oynadığı Almanya maçı gibi. Sahaya çıkan her futbolcunun, ayakları birbirine dolaşmadan, sakin ama heyecanlı, heyecanlı ama soğukkanlı olması gerekiyor. Mücadele gücünü had safhada sergilemesi ve sahadan mutlaka 3 puan ile ayrılması gerekiyor. Bu stadda daha önce Chelsea'yi devirmiş olan Fenerbahçe'de bugün herkesin tek yürek tek bilek olması gerekiyor ki, Arsenal maçı kazanılabilsin.


Şampiyonlar Ligi'ndeki tek temsilcimize bu kritik maç öncesi başarılar ve bolca ''şans'' diliyorum...

20 Ekim 2008 Pazartesi

Beko Basketbol Ligi 1. Hafta...

TOPLU SONUÇLAR:

Beşiktaş Cola Turka - Kepez Belediyesi: 90-76

Darüşşafaka Cooper Tires - Galatasaray Cafe Crown: 58-73

Fenerbahçe Ülker - Casa Ted Ankara Koleji: 83-46

Türk Telekom - Erdemirspor: 70-61

Antalya Büyükşehir Belediyesi - Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi: 91-82

Aliağa Petkim - Pınar Karşıyaka: 73-80

Oyak Renault - Mersin Büyükşehir Belediyesi: 71-70

Balıkesir Banvitspor - Efes Pilsen: 105-91

GENEL GÖRÜNÜM:

İlk hafta itibariyle sürpriz sayılabilecek tek sonuç Balıkesir'den geldi. Banvitspor Efes Pilsen'i 14 sayı farkla ''rahat'' geçerken, Steven Crispin 35 sayı ve 10 asistle muhteşem bir performans sergiledi. Efes Pilsen'in ''takım kimyası'' oturana kadar Ergin Ataman'ı ''uykusuz geceler'' bekliyor anlaşılan. Fenerbahçe Ülker ilk hafta maçında göz kamaştırıcı bir skorla yendiği Ted Kolejliler karşısında çok eleştirilen iki genç yeteneğinin etkili oyunuyla skora gitti. Emir Preldzic 16 sayıyla takımının en skoreri olurken Gasper Vidmar ise 11 sayı ve 11 ribauntla pota altını domine etti. Bu iki oyuncuyu en kısa zamanda ''çıplak gözle'' izlemek istiyorum çünkü inanılmaz aşama kaydetmişler intibası bırakıyor istatistikleri. Galatasaray Cafe Crown deplasman sayılayamayacak bir ortamda Daçka'yı geçerken tamamen bir ''takım oyunu'' sergiledi. Yeni transferlerden Zizic 14 sayı, Gurovic 12 sayı ve Milojevic 2 sayıyla oynadı. Beşiktaş Cola Turka ise Kepez Belediyesini kolay geçerken 5 oyuncusu ''çift haneli'' sayılara ulaştı. Kepez Belediyesi'nde Torrell Martin 20 sayı ve 13 ribauntla takımını sırtlamaya çalışsa da bunda başarılı olamadı. Geçen sezonun finalisti Türk Telekom kendi sahasında zorlanmasına rağmen Erdemirspor'u 9 sayı farkla geçmeyi başarırken, Dudley ve Serkan Erdoğan'ın kritik anlardaki sayıları maçı Ankara temsilcisine getirdi. Antalya Büyükşehir Belediyespor ile Pınar Karşıyaka'da lige iyi başlayan takımlar olurken, haftanın en heyecanlı karşılaşmasında da Oyak Renault ligin yeni takımı Mersin Büyükşehir Belediyesi'ni 1 sayı farkla geçti. Bu maçın enteresan yanı ise maçın son sekiz dakikasına Mersin temsilcisinin 16 sayı farkla önde girmesiydi. Tecrübenin ne kadar önemli olduğunu bu maçta bir kez daha test etmiş olduk...

Türklere Nasıl Futbol Oynadığımızı Göstereceğiz!

Arsene Wenger 1996 yılından beri yani 12 sezondur Arsenal'in başında olan bir teknik direktör. Kendisini öyle çok fazla tutmam. 12 yılda sadece 3 şampiyonluk getirebildi Arsenal'e. UEFA Kupası finallerini bir kaç kez kaybetti, uluslararası alanda da öyle büyük başarılara imza atamadı. Namağlup şampiyon olduğu sezon dışında da spektaküler bir Arsenal başarısı ya da hegemonyası göremedik.

Fenerbahçe maçıyla ilgili yorumunda ''Türklere nasıl futbol oynadığımızı göstereceğiz'' şeklinde bir açıklama yaptı. Bu açıklama her yere çekilebilir aslında ancak Fenerbahçe'nin de içinde bulunduğu kötü durumu göz önüne alarak yapılmış gibi duruyor. Aslında geçtiğimiz hafta ''UEFA Kupası kaldırılmalı'' şeklinde talihsiz bir beyanatı daha olmuştu. Geçen sezon ise Slavia Prag ve Beşiktaş için ''Bu tip takımlar Şampiyonlar Ligi'ne alınmamalı'' demişti. Son derece mütevazi bir yapıya sahip gibi dursa da ara sıra bu tip ''sivri'' açıklamalar yapabiliyor Fransız Hoca. Yazdığım üç demeçte bana fazlasıyla ''itici'' geldi. ''Türkler'' ibaresi çok canımı sıkıyor, böyle söylenince sanki ''Marslılar ya da ucubeler'' gibi duruyor. Yahu oynayacağınız takım Fenerbahçe. Neden bu şekilde hitap etmezler hiç anlamıyorum. Türkler zaten Arsenal'in nasıl futbol oynadığını biliyor ayrıca, bir sürü de fanları var Türkiye'de. BATE Borisov, Anorthosis Famagusta ve Aalborg gibi takımlarda haklarıyla elde ettikleri Şampiyonlar Ligi vizeleri için utanmalılar Arsene Wenger'in demecini baz alıp. UEFA Kupası kaldırılırsa bunun Avrupa Futbolu'na ne tür bir fayda getireceğini de merak ediyorum açıkçası.

Ahmet Çakar'ın tabiriyle: Eeeeeeeeeeeey Arsene Wenger; dikkat ette Türkler göstermesin sana nasıl futbol oynadıklarını Salı akşamı!!!

7. Hafta Toplu Sonuçlar ve Genel Görünüm

TOPLU SONUÇLAR:

İstanbul B.Şehir Bel. - Antalyaspor: 2-1 (Erman-pen-,İ.Akın/Djehoua)
Hacettepe - Denizlispor: 1-0 (Lika)
Bursaspor - Eskişehirspor: 1-2 (Zuniga/Bülent, Youla-pen-)
Kocaelispor - Fenerbahçe: 2-3 (Taner,Jestrovic/Güiza,U.Boral,Semih)
Sivasspor - Ankaragücü: 3-0 (Balili-2-,M.Yıldız)
Gaziantepspor - Konyaspor: 0-1 (Kaue)
Kayserispor - Ankaraspor: 1-2 (M.Topuz/Özer,Konate)
Gençlerbirliği - Beşiktaş: 1-3 (Kahe/Tello,Sivok,Nobre)
Galatasaray - Trabzonspor: 3-0 (Arda,Servet,Lincoln)

HAFTANIN TAKIMI: Galatasaray

HAFTANIN FUTBOLCUSU: Semih Şentürk (Fenerbahçe)

HAFTANIN GOLÜ: Mehmet Topuz (Kayserispor - Ankaraspor)

PUAN DURUMU:

1- Beşiktaş: 17

2- Trabzonspor: 16

3- Bursaspor: 15

4- Galatasaray: 14

5- Sivasspor: 14

6- Ankaraspor: 13

7- Gaziantepspor: 13

8- Kayserispor: 11

9- Konyaspor: 10

GOL KRALLIĞI:

5 GOL: Sercan Yıldırım

4 GOL: Mehmet Yıldız, Serge Djehoua, Julius Aghahowa, Milan Baros

GELECEK HAFTA:

Beşiktaş - Sivasspor (Cuma 20:00 LİGTV)
Denizlispor - Gençlerbirliği (Cumartesi 14:00)
Ankaraspor - Kocaelispor (Cumartesi 14:00)
Fenerbahçe - Bursaspor (Cumartesi 19:00 LİGTV)
Antalyaspor - Hacettepe (Pazar 14:00)
Ankaragücü - Kayserispor (Pazar 14:00)
Konyaspor - İstanbul B.Şehir Bel. (Pazar 14:00)
Trabzonspor - Gaziantepspor (Pazar 16:00 LİGTV)
Eskişehirspor - Galatasaray (Pazar 19:00 LİGTV)

GENEL GÖRÜNÜM:

Trabzonspor'un iki hafta süren liderliği farklı Galatasaray mağlubiyeti ile son bulurken, zirvenin yeni takımı Mustafa Denizli ile çıktığı ilk maçta işi erken bitiren Beşiktaş oldu. Bursaspor ve Gaziantepspor kendi sahalarında Eskişehirspor ve Konyaspor'a karşı sürpriz mağlubiyetler alırken Sivasspor bildiğimiz istikrarını sürdürerek kendi sahasında Ankaragücü'nü farklı mağlup etmeyi başardı. Fenerbahçe ölüp ölüp dirildiği maçta Kocaelispor karşısında 3 puanı son dakikada Semih ile alırken, Kocaelispor, Antalyaspor ile birlikte ligin dibine demir attı. İstanbul Büyükşehir Belediyespor son dakikada İbrahim Akın'ın şık golüyle Antalyaspor'u devirip ligdeki ilk galibiyetini elde ederken, Antalyaspor, Beşiktaş ve Trabzonspor'dan maçlarından sonra bu maçta da son dakikalarda yediği golle kazanabileceği puanları kaybetti. Hafta içinde oynanacak olan Avrupa Kupaları maçlarından sonra lig kaldığı yerden devam edecek ve kuşkusuz gelecek haftanın en önemli maçını Fenerbahçe kendi sahasında Bursaspor ile oynayacak.

Skor Tahmin Oyunu 7. Hafta Sonuçları

BU HAFTA PUANLAR:

TOLGA ŞENER: 18

BALTHAZAR: 14

SERDAR YILDIRAN: 8

YAVUSS: 4

HAKAN DEMİREL: 3

MURAT YILMAZ: 3

FARUK TURUTOĞLU: 2

OMANİM: 1

GENEL PUAN DURUMU:

TOLGA ŞENER: 60

BALTHAZAR: 47

YAVUSS: 46

HAKAN DEMİREL: 43

FARUK TURUTOĞLU: 38

MURAT YILMAZ: 28

OMANİM: 28

SERDAR YILDIRAN: 8

NOT: Puanlarla ilgili her türlü hata, düzeltme, görüş ve önerileri bu postun altına ekleyebilirsiniz.
ÖNERİ: Oyuna oldukça geç katılan Serdar Yıldıran'ın sezon sonundaki ödül sistemine dahil edilip edilmeyeceği hakkındaki kararı kendisine bırakmak ya da oylama yapmak için önerilerinizi bu postun altına bekliyorum. Bu konu tek başıma karar verebileceğim bir konu değil. Tabi ki burada esas olan Sevgili Yıldıran'ın kendi fikridir...

6. Hafta Puan Durumu İçin Tıklayın

Galatasaray Kazandı.

Haftanın en önemli maçı dün akşam Ali Sami Yen Stadyumu'nda oynandı ve karşılaşmayı Galatasaray 3-0 kazandı.

Maç başladığı andan itibaren topu ayağında tutan ya da tutmaya çalışan Trabzonspor olsa da Galatasaray'ın 90 dakika boyunca devam eden müthiş presi karşısında bordo-mavili ekip istediği oyunu rakibi önünde bir türlü oynamadı. Maçın 26. dakikasına kadarda sahada üstün görünen ekip Trabzonspor olsa da bu dakikada kullanılan taç atışında Arda Turan'ın kontrol edip arka direğe yaptığı orta, direk kaleye gidip ağlarla buluşunca hem skorda hem oyunda Galatasaray öne geçmeyi başardı. Golden sonra maç boyunca geliştirdiği etkili kontrataklara devam eden sarı-kırmızılı ekip, altı dakika sonra kazandığı köşe vuruşunda oluşan karambolde Servet Çetin'in attığı golle farkı ikiye çıkardı. Bu pozisyonda Servet golü elle atmış olsa dahi, pozisyon gereği bence zaten top neresine çarparsa çarpsın gol olacaktı, buna rağmen hakemin iptal etmesi gereken bu nizami olmayan gol sonucunda Galatasaray skor anlamında iyice rahatladı. İlk yarının son dakikasında Gökhan Ünal kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu yandan auta gönderip takımının ikinci yarıya daha ümitli çıkmasını sağlayamadı. İlk yarıda sahanın en kötüsü oyuncusu hiç kuşkusuz Tolga Zengin ile beraber Tayfun Cora'ydı. Henüz 33. dakikada Tayfun Cora yerini Gustavo Colman'a bırakmak zorunda kaldı.

Ersun Yanal ikinci yarıya İbrahima Yattara'yı oyuna alıp Isaac Promise'yi yedek kulübesine çekerek başladı. İkinci yarının başlamasıyla birlikte Trabzonspor Yattara'yı kullanarak topu rakip yarı alana taşıyıp pozisyon bulmaya çalıştı ancak yine Galatasaray'ın müthiş presine takıldı. 60. dakikada Lincoln ile gelen gol ise Trabzonspor'un ipini tamamen çekmiş oldu. Golden sonra köşe bayrağını yerinden çıkarıp sevinen Lincoln bu pozisyonda ikinci sarı kartı görmesede birkaç dakika sonra topu elle kestiği için ikinci sarı kartı ardından da kırmızı kartı görerek takımını 10 kişi bıraktı. Şayet Lincoln oyunda kalmayı başarabilseydi Trabzonspor bir ''hezimet'' ile karşı karşıya kalabilirdi. Hary Kewell'in yerine oyuna giren Aydın Yılmaz seri ve etkili driplingleri ve akıl dolu kısa paslarıyla gözleri okşarken, Trabzonsporlu futbolcuların sert müdahelelerinden de kendini korumayı başaramadı. Aydın Yılmaz'ın attığı nizami gol ise yardımcı hakemin ofsayt bayrağına takıldı. Trabzonspor maçın geri kalan kısmını 10 kişi kalan rakibi karşısında üstün oynasa da Lincoln'ün golüyle işi erken bitiren Galatasaray'ı zorlayamadı.

Bu maçı kazanan Galatasaray müthiş bir moral ve özgüven kazanırken, Trabzonsporla arasında olan puan farkının açılmasını engelledi ve zirvedeki iddiasını da göstermiş oldu. Michael Skibbe yardımcılarını kovan yönetime bir ''gözdağı'' verirken, hafta içinde oynanacak olan Olympiakos maçı içinde büyük moral kazanmış oldu.

Maçı farklı kaybeden Trabzonspor ise hem kalecisinin, hem de savunmadaki futbolcuların kötü performansı ile rakibine kolay teslim oldu. Son üç haftada yenen gol sayısı toplamda yediye ulaştı. Sezon başındaki ''Trabzonspor bu sezon en fazla 30 gol yer'' iddiamın tutmasıda hemen hemen mucizelere kaldı. Herhalde dünkü performansından sonra Tolga Zengin kaleyi Tony Slyvia'ya teslim edecektir. Yeterli şansı verdi O'na Ersun Yanal ancak O gereken performansı gösteremedi. Kulübüde otururken fazlaca üzülmemesi gerekir. Savunmanın sağında yeterli forma şansını bulan bir başka oyuncu Tayfun Cora'ya da kulübe yolları gözüktü muhtemelen. Ciddi anlamda bir Süper Lig oyuncusu değil ve Ersun Hoca'nın da artık bunu anlaması gerekiyor. Serkan Balcı dün Gustavo Colman'ın görevini bence fazla fazla yerine getirdi. Çok koştu mücadele etti, iyi paslar verdi, pres yaptı. Trabzonspor adına sahanın en verimli, en çalışkan futbolcusuydu dün gece. O bölgede kalmasında yarar var. Savunmanın sağı için ise en önemli aday hiç kuşkusuz Ferhat Çökmüş olmalı. Yattara ile de iyi bir uyum sağlayacağına inanıyorum. Forvetteki ikili 7 haftadır beraber oynuyorlar ancak henüz bir uyum gösteremediler. Forvet hattında oynayan oyunculardan biri (bence golü daha az koklayan ve teknik kapasitesi sınırlı olan Umut Bulut olmalı) kulübeye çekilip o bölgeye Isaac Promise monte edilmedi, fizik olarakta rakip defans oyuncularıyla boğuşabilecek düzeyde ancak hava hakimiyeti ne derece iyidir bilemiyorum. Bu mağlubiyet Trabzonspor'da moralleri bozmamalı zira liderlikten inmiş olsalar dahi zirve iddiasından hiç bir şey kaybetmiş değil. Antalyaspor ve Konyaspor maçlarında geriden gelip oyunu çevirmiş dahi olsalar, Galatasaray'ın gücü ve kapasitesi bu kez bunu yapmalarını engelledi.

Son bir uyarı da Ersun Hoca'ya. Konya'da Rigobert Song'u, İstanbul'da İbrahima Yattara'yı ''isim vererek'' eleştirmesi hiç şık durmuyor. Bu eleştirileri basına karşı ''savunma'' olarak değil, futbolculara karşı ''uyarı'' olarak yapması gerekiyor. Görünen bir takım bazı değişikleri de artık yapması gerekli, birkaç ufak rötuşla takım performansını yukarı çekebilir.

Ali Sami Yen'deki maç bol pozisyon ve goller açısından zevk versede, maçın erken kopması ve Trabzonspor'un istenen mücadeleyi sahada gösterememesi nedeniyle bekleneni vermedi...

NOT: Bu yazı bugün www.muhabirturk.com sitesinde de aynı şekliyle yayınlanacaktır...

19 Ekim 2008 Pazar

Galatasaray mı Trabzonspor mu?


Turkcell Super Lig'in yedinci haftası çok kritik bir karşılaşmaya sahne olacak. Bir tarafta Michael Skibbe yönetimindeki Galatasaray, diğer tarafta ise Ersun Yanal yönetimindeki Trabzonspor.
Oynadığı altı maçta üç galibiyet aldı Galatasaray. Enteresanda bir istatistiği var sarı-kırmızılı takımın. Kazandığı üç maçta, deplasmanda Kocaelispor'u, kendi sahasında ise Denizlispor ve Konyaspor'u hep aynı skorla 4-1 yenmiş. Puan kaybettiği maçlarda ise deplasmanda Kayserispor ile 0-0, kendi sahasında ise Antalyaspor ile 1-1 berabere kalmış, Bursaspor'a deplasmanda 2-1 kaybetmiş. UEFA Kupası ilk turunda da İsviçre'nin Bellinzona takımını deplasmanda 4-3, kendi sahasında ise 2-1 yenerek UEFA Kupası gruplarına kalmayı başarmış. Galatasaray'ın başına geldiği günden beri eleştirilen ve yetenekleri tartışılan Michael Skibbe'nin bu sonuçların ardından koltuğunda pek rahat oturduğunu söylemek zor. Yardımcı hocalarının görevden alınmasıyla sarsılmış olmalı Alman Hoca. Galatasaray'ın hücum anlayışlı bir futbol düzeni var. Skibbe sıklıkla Arda Turan, Cassio Lincoln, Harry Kewell ve Milan Baros'u aynı anda sahaya sürüyor. Saydığım oyuncular defansif özellik bakımından zayıf oyuncular. Maçın gidişatına göre bu futbolcuların yanına kimi zaman Shabani Nonda, kimi zaman Ümit Karan eklenebiliyor. Skibbe için 'cesur' bir hoca diyebiliriz.
Trabzonspor ise sezona Ankaraspor'u kendi sahasında 2-0 yenerek başlamış, ardından deplasmanda bir başka Ankara temsilcisi Ankaragücü'nü 2-1 yenerek seriyi devam ettirmiş. Üçüncü hafta oynadığı karşılaşmada ise kendi sahasında Beşiktaş ile golsüz berabere kalan bordo-mavililer, dördüncü hafta ise deplasmanda Denizlispor'u 1-0 ile geçmiş, beşinci hafta Antalyaspor'u Avni Aker'de geriden gelerek 3-2 yenmiş, geçen hafta ise Konyaspor'u deplasmanda yine geriden gelerek ve aynı skorla 3-2 ile geçmiş. Trabzonspor bir de kriz atlatmış bu süreçte. Hepimizin iyi hatırladığı İbrahima Yattara krizi. En azından şimdilik Trabzonspor için mutlu sonla bitmiş gibi görünen bu krizin ileriki haftalara yansımasını ise hep beraber göreceğiz. Takımın teknik patronu Ersun Yanal, geçmişinde oynattığı pozitif futbol ve bol skorlu maçlarla bilinse de Trabzonspor ile daha dengeli bir taktikle oynamayı tercih ediyor. Dörtlü savunmanın önünde çift ön liberodan Hüseyin Çimşir kesici, Selçuk İnan ise daha çok organizatör görevini üstlenmeye çalışıyor. Forvet hattındaki ilk tercihler ise şimdilik Gökhan Ünal ve Umut Bulut olarak gözüküyor.
Galatasaray kalecisi Morgan De Santchis şimdiye kadar kalesinde güven veren bir çizgi tutturdu. Trabzonspor kalecisi Tolga Zengin ise her an hata yapmaya müsait gibi duruyor ve Galatasaray maçı pek hata kaldırmayacak cinsten. Bu maçta lisans sorunu çözülen Senegalli kaleci Tony Slyvia'nın oynaması da olasılık dahilinde.
İki takımın defans kurgularına baktığımızda hemen hemen aynı şeyleri görüyoruz. Galatasaray'da Servet Çetin ve Fernando Meira'lı, Trabzonspor'da ise Rigobert Song'lu ve Egemen Korkmaz'lı 'taş gibi' stoperler dikkat çekiyor. İki takımın sağ bek tercihlerinde ise Trabzonspor'da Serkan Balcı ve Galatasaray'da Sabri Sarıoğlu gibi kısa, çok koşan, tatlı-sert oynayan, sık sık bindirme yapan ancak iyi orta yapamayan,kısaca, hemen hemen aynı özelliklerde futbolcular var. Serkan Balcı son lig maçında Konyaspor'a karşı yaptığı 3 asistle, Sabri Sarıoğlu ise Bosna Hersek ile oynayan milli maçtaki 'belirleyici' performansları ile tam not almışlardı. Sol beklerde birbirlerine benziyor aslında. Galatasaraylı Hakan Balta'da, Trabzonsporlu Hrvoje Cale'de adeta pozisyon sezip sürpriz gol pozisyonlarına giren, futbolu daha çok 'aklıyla' oynayan oyuncular.
Hücum hattı için Galatasaray muhtemelen Milan Baros'u tek forvet oynatacaktır. Trabzonspor'da ise durum biraz karışık. Şayet Ersun Yanal İbrahima Yattara'yı sağ kanatta kullanmak isterse, bu mevkide oynayıp son iki lig maçında iki gol atıp, bir asist yapan Isaac Promise'yi kulübeye göndermek istemeyebilir. Gökhan Ünal ya da Umut Bulut'tan biri kulübeye giderse bu sürpriz olmaz. Hatta Ersun Hoca orta sahayı kalabalıklaştırıp, fiziğiyle rakiplerini yıpratan Isaac Promise'yi tek forvet olarak bile kullanabilir.
Bence maçın kilit noktası orta sahalar. Galatasaray'ın en büyük handikapı Mehmet Topal ve Barış Özbek'in sakatlık problemleri. Ön libero mevkiinde Ayhan Akman'ın forması garanti gibi gözüküyor. Harry Kewell sol kanatta, Arda Turan sağ kanatta oynacak büyük olasılıkla. Cassio Lincoln'ün de oyun kurucu pozisyonunda forması garanti gibi. Kaleci ve dörtlü savunmayı düşündüğümüzde Skibbe'nin kader tercihi Baros'un mu yoksa Ayhan'ın mı yanına 'partner' düşüneceğidir. Trabzonspor zengin ve hızlı hücum varyasyonları yapabiliyor. Sabri ve Hakan Balta'nın önde kaldığı bir atağı karşılamak Ayhan Akman için zor olabilir. Arkada Servet ve Meira'nın zor anlar yaşamaması için Ayhan'ın yanına bir partner şart gibi gözüküyor. Madalyonun öteki yüzünde ise şiddetle galibiyete ihtiyaç duyan bir Galatasaray var, ayrıca maç Ali Sami Yen'de. Skibbe baskılı bir futbol oynatmak isterse Baros'un yanına Nonda ya da Ümit Karan tercihini yapabilir. Trabzonspor orta alanda biraz daha avantajlı gibi duruyor. Selçuk İnan ve Hüseyin Cimşir gerçek anlamda iyi kesiciler. Hüseyin'in kazandığı topları oyuna sokmakta zaafları olsa da Selçuk bu konuda pek sıkıntı yaşamıyor. Gustavo Colman'da koşan, mücadele eden ve basan bir oyun anlayışına sahip. Sağ kanatta oynaması muhtemel Yattara'da, Isaac'te savunma yapmayı sevmeyen oyuncular. Gökhan Ünal ve Umut Bulut'ta hücum pres uygulayan oyuncular. Defans ve hücum hattında pek farklılık görünmese de orta saha tercihleri sanki Trabzonspor'u bir adım öne çıkarıyormuş gibi duruyor...
Galatasaray saha ve seyirci avantajını kullanıp galip gelmek isterken, Trabzonspor ise şampiyonluk yolunda önemli bir rakibinden en azından bir puanı kurtarmak isteyecektir. Tabi ki hedef galibiyet ancak tahmin ediyorum alınacak bir beraberliğe de razı olabilir Trabzonspor.
Skibbe'nin Galatasaray'ın başında çıkacağı şimdiye kadarki en kritik maç olan, Trabzonspor maçında iki takımında ana hedefinin galibiyet olması, açık futbol ve bol pozisyonu beraberinde getirebilir. Futbolseverler olarak bizleri gerçek bir şölen bekliyor bu akşam...
NOT: Bu yazı www.muhabirturk.com adresinde de benim imzamla yayınlanmıştır...

90+6'ta Gelen Hayat Öpücüğü

İlk yarı 1-0 evsahibi ekibin lehine bittikten sonra devre arasında ne konuşulmuştu acaba dün gece. Yine sıradan taktikler mi verilmişti Luis tarafından sarı-lacivertli oyunculara? Yoksa ''Yeter artık yahu! Sizin bu takımı yenmeniz için taktiğe falan ihtiyacınız yok! Sadece ruhlarınızı geri çağırın yeter!'' mi demiştir İspanyol Hoca.

İlk yarı boyunca geçmiş maçlardan hiç ders almayan, kılını kıpırtmayan bir Fenerbahçe vardı sahada. Kocaelispor'un güçsüzlüğü ve uyumsuzluğu sırıtırken, Taner Gülleri'nin ceza alanına girip gol vuruşunu yaptığı anda, Edu ile Lugano tam da Taner'in arkasındaydılar ve golü izliyorlardı. Fenerbahçe için bu golün altından kalkmak hiç kolay olmayacaktı bundan sonra, zaten olmadıda...

Devreye mağlup giren sarı-lacivertliler ''lütfen'' kıpırdanıp, baskıyı arttırmaya çalıştı. Zaman ilerlerken orta sahada mükemmel bir çalımla rakibini ekarte eden Semih Şentürk, aynı mükemmellikte bir pasla Daniel Güiza'yı golle burun buruna bıraktı. Güiza'nın vuruşu ''klas'' olsa da yetersizdi ancak Bülent Bölükbaşı ''soğukkanlılıkla'' kale çizgisinden çıkarabileceği topa müdahele etmek isterken, kendini sakatladı. Golden üç dakika sonra Uğur Boral, ''dönüp dolaşıp'' güzel bir vuruşla skoru 2-1'e getirmeyi başardı. 78. dakikada Musa Büyük'ün ''öylesine'' getirdiği ve ''öylesine'' ortaladığı top Deniz Barış'a çarpıp yön değiştirdi. İşin ilginci ceza alanında bulunan 4 Fenerbahçeli yerine sadece tek Kocaelisporlu oyuncuya gitti top. Jestrovic'e. Jestrovic gol vuruşunu yaptı ve skora dengeyi getirdi. Fenerbahçe futbol oynayamıyordu ama şansı da yanında değildi bu pozisyonda.

90+6 oynanırken, Fenerbahçe Kocaelispor savunmasını üçe üç yakaladı. Güiza çalımını attı, Semih Şentürk'ü harika gördü, Turkcell Super Lig'in en iyi golcüsü için ''bitirici vuruş''u yapmak zor olmadı. Semih Kocaeli tribünlerine ''sus'' çekerken, Yılmaz Vural yine yerlerde yuvarlanıyordu.

Herşeyden önce belirtmek lazım. UEFA ve FIFA üstüne basarak belirtiyorki; maçın sonuna eklenen dakika, oynanacak en az uzatma süresini belirtir. Eğer hakem maça 5 dakika eklemişse, bu karşılaşma ''en az'' 5 dakika daha oynanacak demektir. Yani Yılmaz Vural'ın kendini yerden yere atmasına hiç gerek yoktu. Büyük bölümünü zaman geçirerek oynadığın karşılaşmanın son dakikasında rakibine üçe üç yakalanmayacaktın. Fenerbahçe'nin gol atacak mecali yoktu ama buna davetiye çıkarmayacaktın.

Bülent Yıldırım halen Turkcell Super Lig'de maç yönetmeye devam ediyor! Kendisini büyük bir hayranlıkla izlemeye tabiki devam ediyorum! Dün Fenerbahçe'nin ilk golünden önce Uğur Boral'ın gözünün önünde Jestrovic'e yaptığı faulü vermeyip oyunu devam ettirerek, savunmada az adamla yakalanan Kocaelispor'un bu golü yemesindeki etkenlerden biri oldu. Güiza golü kaçırsa belki bu pozisyon hemen unutulup gidecekti ama neyseki gol oldu da Erman Toroğlu'na da ''ders vereceği'' bir pozisyon çıktı.

Önce Arsenal arkasından Bursaspor geliyor İstanbul'a. Çok zor bir trafiği var Fenerbahçe'nin ve çok zor maçları. Altından kalkabilecekler mi bilmiyorum ama oynadıkları futbolun kalitesini acilen yükseltmek zorundalar...

17 Ekim 2008 Cuma

Gruplar Belli Oldu

Fortis Türkiye Kupası'nda grup kuraları çekildi ve 4 grupta mücadele edecek olan 20 takım gruplara yerleştirildi. Buna göre gruplar:

A GRUBU

BEŞİKTAŞ
TRABZONSPOR
GAZİANTEPSPOR
ANTALYASPOR
GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR

B GRUBU

KAYSERİSPOR
GALATASARAY
ANKARASPOR
ALTAY
MALATYASPOR

C GRUBU

DENİZLİSPOR
KONYASPOR
SİVASSPOR
MANİSASPOR
ALANYASPOR

D GRUBU

ANKARAGÜCÜ
BURSASPOR
ESKİŞEHİRSPOR
FENERBAHÇE
TOKATSPOR

şeklinde oldu. Nihayet bizim de bir ''ölüm grubumuz'' oldu ve A Grubu'nda Beşiktaş, Trabzonspor ve Gaziantepspor birbirleriyle eşleşti. Tabi grupta yabana atılmaması gereken bir Antalyaspor'da var. Gaziantep Belediyespor ise bu gruba düşerek şanssız bir kuraya imza attı. B Grubu'nda Kayserispor ve Galatasaray'ın şansları bir hayli yüksek görünüyor. C Grubu Sivasspor için nispeten kolay bir grup gibi gözüksede bence Manisaspor'un bile bu gruptan çıkabilme şansı var. D Grubu'nda Fenerbahçe'nin gruptan çıkması garanti gibi gözükse de Ankaragücü, Bursaspor ve Eskişehirspor gibi Süper Lig takımları arasında yine de dikkatli olmasında fayda var. Henüz tüm fikstürü öğrenemedim ancak ilk haftadaki maç programı şöyle:

A GRUBU

BEŞİKTAŞ - ANTALYASPOR
GAZİANTEPSPOR - TRABZONSPOR

B GRUBU

KAYSERİSPOR - ALTAY
ANKARASPOR - GALATASARAY

C GRUBU

DENİZLİSPOR - MANİSASPOR
SİVASSPOR - KONYASPOR

D GRUBU

ANKARAGÜCÜ - FENERBAHÇE
ESKİŞEHİRSPOR - BURSASPOR

Katılan tüm takımlara başarılar diliyorum.

16 Ekim 2008 Perşembe

Skor Tahmin Oyunu 7. Hafta Tahminleri

TAHMİN EDİLECEK KARŞILAŞMALAR:

BURSASPOR - ESKİŞEHİRSPOR
KOCAELİSPOR - FENERBAHÇE
GENÇLERBİRLİĞİ - BEŞİKTAŞ
GALATASARAY - TRABZONSPOR

BENİM TAHMİNLERİM:

Bursaspor - Eskişehirspor: 3-0 (Sercan Yıldırım, Yusuf Şimşek, Adriano)
Kocaelispor - Fenerbahçe: 2-1 (Serdar Topraktepe, Taner Gülleri/Diego Lugano)
Gençlerbirliği - Beşiktaş: 1-1 (Mustafa Pektemek/Marcio Nobre)
Galatasaray - Trabzonspor: 2-3 (Milan Baros, Harry Kewell/Umut Bulut, İbrahima Yattara, Isaac Promise)

KIRMIZI KART CEZALISI OYUNCULAR: Yok

SAKATLIK RAPORU: Fenerbahçe'de Semih Şentürk, Alex de Souza, Tümer Metin, Deivid de Souza ve Wederson da Silva oynayabilecek duruma geldi. Maç eksiği olan oyuncular oynama fırsatı bulamasa da Semih ve Alex muhtemelen forma giyecektir. Trabzonspor'da Yattara krizi çözüldü ve tahminimce Ersun Yanal Galatasaray'ın savunma zaafiyetlerini de gözönünde bulundurarak kendisine ilk onbirde şans verecektir. Ancak uzun süredir sakattı ve ilk idmanına dün çıkabildi. Galatasaray'da Harry Kewell'ın tam olarak düzeldiği belirtiliyor, Sabri Sarıoğlu zaten milli maçlarda da forma giydi ve tamamen sakatlığını atlattığını gösterdi. Hasan Şaş'ın oynamasının ise riskli olduğu belirtiliyor. Sakatlıklarla ilgili aldığınız haberleri postun altına yorum olarak girerseniz, hepimiz daha sağlıklı tahminler yapabiliriz.

DÜZELTME: Geçen hafta tahminlerinde Bursaspor - Galatasaray maçında gol tahminimi Ivankov olarak yapıp bir de üstüne ''Eğer gol atarsa 10 puan kazanacağım'' demiştim. Özür diliyorum bunun için zira gelen uyarı üzerine bu kuralı yürürlüğe sokmadığımı hatırladım. Gol atan kaleciye ekstra bir puan uygulaması yapılmıyor. Hatırlatmak istedim.

HATIRLATMA: Lütfen ''son tahminleri'' her cuma akşam saat 19:00'a kadar bitirmiş olalım. Maçlar başladıktan sonra ''şu oyuncu sakat olduğu için çıkarıp bu oyuncuyu ekliyorum'' gibi istekler olmasın eşitlik adına. Cuma 19:00'dan sonra ne çıkarsa bahtımıza olsun. Yoksa ilerleyen haftalarda onbirler açıklandıktan sonra gol tahmini değiştirme talepleri artabilir. Tahminlerimizi yaparken kimin oynayıp kimin oynayamayacağını iyice tespit edip, gerekirse internet üstünden araştıralım.

TEMENNİ: Herkese bol şans...

6. Hafta Puan Durumu İçin Tıklayın.

İddia Tahminleri Analizi...

Dün verdiğim iddaa tahminlerini değerlendirelim:

Letonya - İsrail: Bu karşılaşma için mutlak İsrail galibiyetini önermiştim ancak Benayoun ile öne geçen İsrail, son dakika da yediği gole engel olamayarak sahadan beraberlikle ayrıldı. 3. kuponda herhangi bir sürprize karşı bu maçı ''0-2 çifte şans'' olarakta vermiştim.

Gürcistan - Bulgaristan: Bu karşılaşmanın tahminini de deplasman takımının lehine yapıp ''2'' olarak öngörmüştüm. Ancak Bulgaristan bütün çabalarına rağmen gol bulamadı ve üçüncü maçında üçüncü beraberliğini elde etti. Yine üçüncü kuponda bu karşılşamayı ''0-2'' çifte şans olarak önermiştim.

Norveç - Hollanda: Bu karşılaşmada tam isabet sağladım diyebilirim. Hem maçı kimin kazanacağı hem de ilk yarı/maç sonucu tahminlerinde isabet buldum.

Malta - Macaristan: Bu karşılaşmayı da deplasman takımı kazandı ve tahmin ettiğim gibi sona eren maçlardan birisi oldu.

İzlanda - Makedonya: Bu zor maçta İzlanda galibiyeti olma ihtimalinin son derece yüksek olduğunu belirtip, ''1'' tahmini yapmıştım ve İzlanda'da Gunnarson'un golüyle tahminimin isabetli olmasını sağladı.

Avusturya - Sırbistan: Bu karşılaşmada da oyumu deplasman takımı lehine kullanmıştım ve Sırbistan ilk yarıda bulduğu üç golle beni yanıltmayarak işi erkenden bitirdi.

Belarus - İngiltere: Bu karşılaşmayı da deplasman takımı lehine tahmin etmiştim. İngiltere deplasmanda biraz zorlansa da kazanarak tahminimde yanılmadığımı gösterdi.

Estonya - Türkiye: Gecenin en büyük sürprizlerinden birini yapan Estonya Türkiye ile berabere kalmayı başararak, beni olduğu kadar, bahisseverlerin çoğunu da şaşırttı.

Yunanistan - İsviçre: Bana göre gecenin hemen hemen en sağlam maçında büyük favori Yunanistan'ı devirmeyi başaran İsviçre hem henüz havlu atmadığını gösterdi hem de çok fazla kuponun yırtılmasına sebep oldu. Herhalde bu sonuca en çok İddaa Risk Merkezi'nin çalışanları sevinmiştir.

Slovakya - Polonya: Polonya'nın galip geleceğini düşündüğüm bu karşılaşmada Polonya 1-0 öne geçsede maçın sonlarında birer dakika arayla Settak'ın ayağından yediği iki golle maçı 2-1 kaybetti.

Belçika - İspanya: Favori İspanya zorlansada maçı 2-1 kazanarak bahisseverleri yanıltmadı.

Toplam 11 maç tahmininde bulundum ve 8 tanesinde isabet sağladım değerli blog okuyucuları. Kendi adıma dün geceyi boş geçtim ama umarım aramızda dün geceden ''nasiplenen'' arkadaşlarımız olmuştur...

2010 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri Toplu Sonuçlar

1.GRUP

MALTA - MACARİSTAN: 0-0
PORTEKİZ - ARNAVUTLUK: 0-0

2.GRUP

LETONYA - İSRAİL: 1-1
LÜKSEMBURG - MOLDOVA: 0-0
YUNANİSTAN - İSVİÇRE: 1-2

3.GRUP

ÇEK CUMHURİYETİ - SLOVENYA: 1-0
SLOVAKYA - POLONYA: 2-1
KUZEY İRLANDA - SAN MARİNO: 4-0

4.GRUP

RUSYA - FİNLANDİYA: 3-0
ALMANYA - GALLER: 1-0

5.GRUP

BOSNA HERSEK - ERMENİSTAN: 4-1
ESTONYA - TÜRKİYE: 0-0
BELÇİKA - İSPANYA: 1-2

6.GRUP

HIRVATİSTAN - ANDORRA: 4-0
BELARUS - İNGİLTERE: 1-3

7.GRUP

LİTVANYA - FAROE ADALARI: 1-0
AVUSTURYA - SIRBİSTAN: 1-3

8.GRUP

GÜRCİSTAN - BULGARİSTAN: 0-0
İRLANDA - KIBRIS RUM KESİMİ: 1-0
İTALYA - KARADAĞ: 2-1

9.GRUP

NORVEÇ - HOLLANDA: 0-1
İZLANDA - MAKEDONYA: 1-0

Gecenin en büyük sürprizini Türkiye'den bir puan koparmayı başaran Estonya gerçekleştirdi. Almanya Trochowski'nin mükemmel şutunda tek gol bularak Galler engelini kayıpsız geçmeyi başarırken, İngiltere zorlandığı karşılaşmada Rooney'in golleriyle Belarus'u mağlup etmeyi başardı. İtalya Karadağ'ı güç bela 2-1 ile geçerken, Hollanda'da deplasmanda Norveç'i tek golle mağlup edip yoluna kayıpsız devam etti. Mart ayında elemeler devam edecek. O zamana kadar başta Turkcell Super Lig olmak üzere ülkelerin lig maçlarıyla futbol izlemeye devam edeceğiz...

Git!

Her zaman söylüyorum; Türk Milli Takımı'nın EURO2008'e gidişi oyuncularımızın bireysel becerileri, hakem şansımız ve rakip kalecilerin fahiş hatalarıyla meydana gelmişti. EURO2008'de ki yarı finalin sebebi, oyuncuların mücadelesi ve ''mucize derecesindeki'' şansımızdı. Ne kadar tartıştık bunun için, ne kadar konuştuk, ne kadar yazıştık. Kardeş blogun arşivinde halen mevcuttur. Kadroda adaleti sağlayamayan, hakedene değil ''adamına'' forma veren, işi olmamasına rağmen, yeni yeni isimler türetip ''futbola kazandırma'' adına Milli Takım gibi prestiji, getirisi, götürüsü en yüksek olan platformda sahaya sürüp hem kendini hem de oyuncuyu riske atan, delikanlılık maskesi altında etrafına fütursuzca saldıran, insanların bıyıklarına küfreden bir adamın teknik direktörü olduğu takımdan daha iyisini beklemek hayalcilik olurun zaten. Yine iddialı konuşacağım: Fatih Terim bu takımının başından ayrılmadığı sürece Güney Afrika bileti kaçmıştır artık. Yok öyle bir şansımız bizim. Yıldıray Baştürk'ü, Fatih Tekke'yi, Ümit Karan'ı ''kişisel problemleri'' yüzünden kadroya almayan bir adamdan ne tür bir istikrar, ne kadar iyi futbol, ne kadar rahat maç izleyebilme taleplerinde bulunabilirizki!..

Ermenistan'ı maçın ikinci yarısında güç bela yenen, Belçika'dan bir puanı ''koparan'', Bosna Hersek'i ''sidik zoruyla'' geçen bir Milli Takım vardı elimizde perşembenin gelişi, çarşambadan belliydi zaten. Artık adı Milli Takım değil O takımın. ''Fatih Terimspor'' ya da ''FC Fatih Terim'' diyebiliriz artık ay yıldızlı formayla sahalara çıkan takıma.

O kadar çok şey varki söylenebilecek hangisinden başlayayım onu bile bilmiyorum. Yahu hoca allahını seversen 17 yaşındaki bebenin, Sochaux'da daha yeni yeni parlayan ''yeniyetme''nin ne işi var Milli Takım onbirinde. Hiç insaf yok mu sende yahu? Nasıl bir adamsın sen? Ne olur yalvarıyorum izah et Türk halkına Yıldıray ve Fatih'i Milli Takıma neden çağırmıyorsun. Olabilir, hata yapmışlardır belki, bir kabahatleri olmuştur belki, açıklayın diyin ki; şu sebepten dolayı ben bu çocukları Milli Takım'a çağırmıyorum. Rahatlayalım bizde. İçimdeki Milli Takım sevgisini köreltiyorsun be hoca! Sadece benim değil, milletin yarısının neredeyse, milli maç havası yaşayamaz olduk artık, polemikten, kavgadan başımızı kaldıramaz olduk. Git artık yahu, bırak git!!!

15 Ekim 2008 Çarşamba

Cazip Olabilir...

Bu akşamki Milli Maçlar içerisinde yine oynanmaya değer bulduklarımı blog okuyucuları ile paylaşmak istedim.

Bugün geniş bir kupon düşünüyorum ancak küçükte bir sürpriz kuponu oynamadan geçmeyeceğim.

Letonya - İsrail: 2. grupta oynadığı üç maçtan iki galibiyet ve bir beraberlik çıkaran İsrail ile bir galibiyet ve iki mağlubiyetli Letonya'nın Riga'da oynanacakları maçta mutlak favorinin İsrail olduğunu düşünüyorum. Liverpool'lu Benayoun'un önderliğinde iyi futbol oynayan ve sonuç alan İsrail deplasmanda oynamasına rağmen rakibinden birkaç adım önde gibi duruyor. Bu grubun lideri Yunanistan olacaktır ve play-off için en şanslı aday İsrail gibi duruyor. İsrail galibiyeti için bu maçta verilen oran 1.80

Gürcistan - Bulgaristan: 8. grupta oynadıkları maçlarda henüz galibiyetle tanışamayan iki takımın mücadelesi. Gürcistan oynadığı üç maçta bir beraberlik ve iki mağlubiyet alırken, Bulgaristan iki maçtan iki beraberlik çıkardı. Cumartesi günü kendi sahasında ağırladığı İtalya karşısında üstün oynamalarına rağmen sahadan golsüz berabere ayrılan Bulgarlar bence Gürcistan deplasmanını kayıpsız atlatarak gruptaki ilk galibiyetini alacaktır. Kendi sahasında cumartesi günü Kıbrıs Rum Kesimi ile 1-1 berabere kalan Gürcülerin bu maçtan puan çıkarmaları bana göre son derece düşük bir ihtimal. Bu maçta Bulgaristan'a verilen galibiyet oranı: 1.40 Ancak ben bu karşılaşmanın hem ilk yarısının hem de ikinci yarısının Bulgaristan lehine biteceğini düşünüyorum. Bu tahmin için verilen oran ise: 1.85

Norveç - Hollanda: Cumartesi günü deplasmanda İskoçya ile karşılaşıp 0-0 ile 1 puanı koparan Norveç ile kendi sahasında İzlanda'yı rölanti tempoda 2-0 ile geçen Hollanda'nın maçı. Norveç İskoçya deplasmanından bir puanı çıkardı çıkarmasına ama maç boyunca kendi kaleleri önüne konuşlanıp Çanakkale geçilmezi oynadılar. İskoçya'nın biri ''mucizevi'' olmak üzere kaçırdığı çuvalla gol pozisyonu var. Norveç o kadar güçlü gözükmüyor. Oynadığı iki maçtan iki galibiyet çıkaran Hollanda bu karşılaşmada da kendini çok sıkmadan galibiyete uzanacaktır. Hollanda galibiyetine verilen oran: 1.60. Riski seven arkadaşlar için ilk yarı: 0 ikinci yarı: 2 cazip bir tahmin seçeneği. Bu ihtimale verilen oran ise: 3.90

Malta - Macaristan: İlk üç maç itibariyle en karışık grup olarak gözüken 1. grupta lider Danimarka ile sondan birinci Macaristan arasında yalnızca 1 galibiyet fark var. Aradaki üç takımda adeta ''burun'' farklarıyla birbirini takip ediyor. Macaristan toparlanma sürecinde ve deplasmanda grubun en zayıf halkası Malta ile oynayacaklar. Macaristan herhangi bir iddia taşımıyor olsa riskli olarak göreceğim maç, Macaristan'ın ''hevesi'' nedeniyle pekte riskli görünmüyor açıkçası. Macaristan galibiyetine verilen oran: 1.20

İzlanda - Makedonya: Son derece ilginç bir maç bence. Bir tarafta oynadığı üç maçtan bir beraberlik ve iki mağlubiyet çıkaran İzlanda ile iki maçta bir galibiyet ve bir beraberlik alan Makedonya karşı karşıya. Bu maçta Makedonya'nın en büyük silahı hiç kuşkusuz Pandev. Ancak İzlanda'da Gudjohnsen'e güveniyor. Ev sahibi takım gerçekten iyi futbol oynuyor, rakiplerini zorluyor ancak iyi futbolu skora yansıtamıyor. Makedonya'da iyi ve yükselişte olan bir ekip görünümünde. Normalde fazlaca beraberlik kokan bir maç ancak maçın ev sahibinin İzlanda olması ve İzlanda'nın iklim itibariyle içinde bulunacağı koşulların fiziki olarak üstün İzlandalı oyuncuların, teknik olarak üstün Makedonya'ya karşı ağır basacağını düşünüyorum. Favorisi olmayan bu maçı bence İzlanda kazanacak ve İzlanda galibiyetine verilen oran çok cazip: 2.10

Avusturya - Sırbistan: Fransa'yı deplasmanda 3-0 yenerek sükse yapan Avusturya sonraki maçlarda tepetaklak oldu. Sırbistan ise istikrarlı çizgisini koruyarak grup liderliğine yükseldi. Bence Sırbistan bu elemelerin flaş takımı ve yükselen yıldızı. Avusturya deplasmanında zorlanacaklarını sanmıyorum. Oran: 2.00

Belarus - İngiltere: Formunun zirvesindeki İngiltere için çerez bir karşılaşma. Oran az olsa da cazip kuponu kımıldatır: 1.15

Estonya - Türkiye: Kazanmak zorunda olan Türkiye kazanacaktır. Oran da bu maça göre fena sayılmaz: 1.20

Yunanistan - İsviçre: Ev sahibinin zorlanmayacağı bir karşılaşma olacaktır. Lüksemburg'a bile yenilen İsviçre'nin puan çıkarma şansı yok gibi. Oran: 1.50

Slovakya - Polonya: Enteresan bir maç daha. Son maçında grubun favorisi Çek Cumhuriyeti'ni yenen Polonya grup üçüncüsü konumundaki Slovakya deplasmanında. Eleme grubu maçlarını her daim iyi oynayan Polonya Slovakya deplasmanında kazanır. Oran inanılmaz cazip: 2.80

Belçika - İspanya: Çok riskli bir maç. Belçika iyi bir takım ama Avrupa Şampiyonu İspanya'nın da havasından birşey kaybetmediği ortada. Riskli kuponlar için deplasman takımı önermekte fayda var. Oran: 1.55

Tüm tahminlerim bunlar. Şimdi bu tahminler doğrultusunda, güzel birkaç kupon yapmaya çalışacağım:

1. Kupon:

Letonya - İsrail: 2 (1.80)
Malta - Macaristan: 2 (1.20)
Avusturya - Sırbistan: 2 (2.00)
Belarus - İngiltere: 2 (1.15)
Estonya - Türkiye: 2 (1.20)
Yunanistan - İsviçre: 1 (1.50)
Slovakya - Polonya: 2 (2.80)


Bu kuponun doğru tahmininde kazanılacak oran ise yaklaşık 25 misli. 5 YTL'lik bir kuponda kazanılacak tutar: 125 YTL'ye tekabül ediyor. Önümüzdeki programlar için ideal bir yatırım bence.

2. Kupon:

Letonya - İsrail: 2 (1.80)
Gürcistan - Bulgaristan 2/2 (1.85)
Norveç - Hollanda: 2 (1.60)
Malta - Macaristan: 2 (1.20)
İzlanda - Makedonya: 1 (2.10)
Avusturya - Sırbistan: 2 (2.00)
Belarus - İngiltere: 2 (1.15)
Estonya - Türkiye: 2 (1.20)
Yunanistan - İsviçre: 1 (1.50)
Slovakya - Polonya: 2 (2.80)
Belçika - İspanya: 2 (1.55)


Tüm bu tahminlerin doğru çıkma olasılığı karşısında kazanılacak oran ise yaklaşık bire 241,2 misli. Yani 1 YTL'lik bir kuponda kazanılacak tutar yaklaşık 241 YTL'ye, 5 YTL'lik bir kuponda ise, 1206 YTL'ye tekabül ediyor.

Son kupon ise en güvendiğim, en inandığım maçlardan oluşuyor:

Estonya - Türkiye: 2 (1.20)
Yunanistan - İsviçre: 1 (1.50)
Slovakya - Polonya: 0-2 çifte şans (1.42)
Avusturya - Sırbistan: 0-2 çifte şans (1.18)
İzlanda - Makedonya: 1-0 çifte şans (1.22)
Letonya - İsrail: 0-2 çifte şans (1.14)
Belarus - İngiltere: 2 (1.15)


Bu kupon biraz daha ağır maliyetli bir kupon. Kupondaki maçların doğru tahmininde kazanılacak tutar bire yaklaşık 4,82. Yani 50 YTL'lik bir kuponda kazanılacak tutar: 241 YTL.

Benim akşamki maçlar için tahminlerim bunlar. Yarın maç sonuçlarına göre bakarız, ne kadarı gerçekleşecek bu tahminlerin...

Bu Kez Rahat İzleyelim

Milli Takım 2010 yılında Güney Afrika'da yapılacak olan Dünya Kupası'na katılma yolunda bu akşam grubundaki ikinci deplasman maçında Estonya karşısında olacak. İlk deplasman maçında Ermenistan'ı Erivan'da 2-0 yenen Türkiye bu kez nispeten daha kolay geçmesi beklenen karşılaşmada Estonya'nın başkenti Tallinn'de Le Cop Arena Stadı'nda saat 21:30'da başlayacak karşılaşmada galibiyet arayacak.

Türkiye'nin muhtemel onbirini tahmin etmek artık kehanet halini almış olsa da benim beklediğim onbir:

Volkan Demirel
Servet Çetin
İbrahim Kaş
Sabri Sarıoğlu
Hakan Balta
Ayhan Akman
Marco Aurelio
Colin Kazım-Richards
Arda Turan
Mevlüt Erdinç
Halil Altıntop (Nuri Şahin)

şeklinde. Karşılaşmanın orta hakemi Polonya'dan Robert Malek. Bu karşılaşmayı oynadıktan sonra geride kalan üç deplasmanımız Bosna Hersek, Belçika ve İspanya ile olacak. Grubun en zayıf iki takımıyla oynayacağımız deplasmanlardan ikincisi bu maç. Puan kaybetmek intihara teşebbüs gibi olacağından ve zaten Belçika'ya oranla daha dezavantajlı bir konumda bulunduğumuzdan oyuncuların rakiplerini yeterli seviyede ciddiye alıp karşılaşmadan galibiyetle ayrılmalarını bekliyorum. Nispeten kolay olan ilk dört hafta fikstürünü bitirdikten sonra İspanya ile oynanacak iki maç, Bosna Hersek ve Belçika deplasmanları bizi bekliyor. Umarım sakatlık sorunu olmadan ve Fatih Terim'in yapacağı her türlü adaletsizliğe, adam kayırmaya ve yanlışlara rağmen en kötü ihtimalle play-off oynamaya hak kazanırız...

NOT: Yayın TRT-1

14 Ekim 2008 Salı

Başlıyor...

Geçen sezon Fenerbahçe Ülkerspor'un şampiyonluğu ile noktaladığımız Beko Basketbol Ligi'nin 2008-09 sezonu 16 Ekim'de Fenerbahçe Ülkerspor - Casa Ted Kolejliler maçıyla başlıyor.

Öncelikle alfabetik sıraya göre Beko Basketbol Ligi takımlarının kadrolarını verelim:

ALİAĞA PETKİM (İZMİR)

Aerick Rashal Sanders
Ceyhun Altay
Charles Edward Davis Jr.
Levent Demirci
Eren Beyaz
Efe Kızılkaya
Bora Sancar
Fatih Solak
Hazer Avcı
Aubrey Lamar Reese
Reha Öz
Rebii Barış Güney
Hakan Yapar
Roberto C Bergersen

SALON: Aliağa Belediyesi Enka Spor Tesisi
KAPASİTE: 5000

ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ (ANTALYA)

Nedim Yücel
Cemal Bayraktar
Yunus Akçay
Marcus Eugene Douthit
Mustafa Kemal Bitim
Tuğberk Sözmener
Marcus Antione Melvin
Michael Green
Mehmet Ersin Görkem
Fikret Can Akın
Jonathan Can Özbek
Can Yalman
Hadi Doğan
Ümit Türkoğlu
Victor Bernard King

SALON: Atatürk Spor Salonu
KAPASİTE: 2500

BALIKESİR BANVİTSPOR (BALIKESİR)

Lance Williams
Kerim Umut Yenice
Mutlu Demir
Erkan İnan
Antonie Marcus Agudio
İbrahim Yıldırım
Erol Can Çinko
Joseph Steven Crispin
Yiğitcan Turna
Caner Toplaoğlu
Yunus Çankaya
Erkan Veyseloğlu
Oktay Yılmaz
Darlon Lamaar Johnson

SALON:Banvit Kara Ali Acar Spor Salonu
KAPASİTE: 2500

BEŞİKTAŞ COLA TURKA (İSTANBUL)

Adem Ören
Muratcan Güler
Ömer Ünver
Cevher Özer
Haluk Yıldırım
Mehmet Yağmur
Arin Soğancıoğlu
Mehmet Azmi Turgut
Jovo Stanojevic
Mire De Juan Chatman
Mario Austin
Marcus V. Faison
Nasuhi Yağız Kaba

SALON: Beşiktaş Cola Turka Arena
KAPASİTE: 3500

CASA TED KOLEJLİLER (ANKARA)

Caner Öner
Cevat Alper Özcan
Polat Kaya
Erek Jay Hansen
Ziya Yarkan
Ali Kaan Maraş
Kevin Bell Jr.
Tovarice Laquan Prowell
Caner Erdeniz
Özgür Adıgüzel
Adnan Önder Külçebaş
Volkan Çetintahra
Deniz Tunca

SALON: TOBB Spor Salonu
KAPASİTE: 2000

DARÜŞŞAFAKA COOPER TIRES (İSTANBUL)

Soner Şentürk
Engin Emre Bayav
Bora Hun Paçun (kiralık)
Burak Selen
Mesut Kadir Çıpa
Orhan Aydın Haciyeva
Melih Mahmutoğlu
Volkan Aydın
Tuğberk Gedikli
Şahin Muzaffer Ekmen
Maarthen Arthur Leunen
Clifford Daniel Hammonds Iv

SALON: Darüşşafaka Ayhan Şahenk Spor Salonu
KAPASİTE: 3500

EFES PİLSEN (İSTANBUL)

Michail Kakiouzis
Kaya Peker
Engin Emre Bayav
Bora Hun Paçun
Preston Anthony Shumpert
Marvis Linwood Thornton
Mario Kasun
Charles C Smith
Engin Atsür
Cenk Akyol
Milos Vujanic
Ender Arslan
Mustafa Abi
Kerem Gönlüm
Sinan Güler
Barış Hersek

SALON: Abdi İpekçi Spor Salonu
KAPASİTE: 10500

ERDEMİRSPOR (ZONGULDAK)

Özgür Bıyık
Caner Şentürk
Umut Erol Görür
Alper Tunca Yılmaz
Gökhan Sunter
Nihat Emre Ekim
Mithat Demirel
Uğurcan Sözer
Serhan Kavut
Russel Robinson Jr.
Erdal Bibo
Tolga Köklen
Nathan Adam Funk
Aleksandar Cuic
James Dilliard Thomas

SALON: Erdemir Spor Salonu
KAPASİTE: 2500

FENERBAHÇE ÜLKERSPOR (İSTANBUL)

Marques Oscar Green
Devin Michael Smith
Mirsad Türkcan
Gordan Giricek
Oğuz Savaş
Aydın Okçu
Rasim Başak
Orhan Demir
Can Maxim Mutaf
Enes Kanter
Gasper Vidmar
Emir Preldzic
İsmail Hakan Demirel
Damir Kaan Mrsic
Ömer Onan
Serhat Çetin
Can Özcan
Birkan Batuk

SALON: Abdi İpekçi Spor Salonu
KAPASİTE: 10500

GALATASARAY CAFE CROWN (İSTANBUL)

Polat Kocaoğlu
Rıfat Murat Kaya
Hüseyin Beşok
Cemal Nalga
Erdem Türetken
Cüneyt Erden
Marshall Hayward Strickland
Altay Özurgancı
Andria Zizic
Milan Gurovic
Dejan Milojevic
Antonio Dapries Graves
Teoman Örge
Alican Güney

SALON: Darüşşafaka Ayhan Şahenk Spor Salonu
KAPASİTE: 3500

KEPEZ BELEDİYESİ (ANTALYA)

Güven Esmer
Arda Urcu
Mesut Ademoğlu
Torell Jarrod Martin
Erman Büyükbayrak
Melih Yavşaner
Edin Bavcic
Serkan İnan
Levent Bilgin
Hakan Erol
Ali Berent Kavaklıoğlu
Kammron Harry Taylor

SALON: Kepez Belediyesi Spor Salonu
KAPASİTE: 3000

MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ (MERSİN)

Fahri Kaan Üner
Onur Aydın
Cihan Mumcuoğulları
Uluğ Kaçaniku
Gürol Karamahmut
Emre Koç
Altan Erol
İnanç Koç
Ümit Sonkol
Kimani Kary Ffriend
Lester McCalebb Jr.
Brandon Tavares Wallace
Christopher Franklin Lofton

SALON: Edip Burhan Spor Salonu,
KAPASİTE: 2500

MUTLU AKÜ SELÇUK ÜNİVERSİTESİ (KONYA)

Volkan Ertetik
Mehmet Emre Boztepe
Mehmet Ufuk Kaçar
İlker Türel
Edmund Kinte Saunders
İsmail Çevik
İbrahim Öztürk
Ahmet Murat Yolcu
Monty Mack
Berkay Sahillioğlu
Ekenechukwu Brian Ibekwe
Alex Benjamin Dunn

SALON: Selçuk Üniversitesi 19 Mayıs Spor Salonu
KAPASİTE: 2500

OYAK RENAULT (BURSA)

Ahmet Ali Erdoğan
Gregory Ross Stiemsma
Alex Raymond Gordon
Fatih Eravci
Uğur Yılmaz
Harun Erkök
Tufan Önen
Oğuz Erdoğan
Joseph Costello Reshawn Jones
Serhat Büker
Alper Saruhan
Melih Kabakçı
Nedim Dal
Evren Büker

SALON: Atatürk Spor Salonu
KAPASİTE: 2900

PINAR KARŞIYAKA (İZMİR)

Valentin Pastal
Ömer Emre Kahyaoğlu
Furkan Aldemir
Cem Bozok
Berk Nehir Çağliyan
Michael Malik Benton
Erhan Yetim
Can Terzioğlu
Hakan Köseoğlu
Gökhan Girenes
Gökper Gen
Ralph McGraw Mims
Leon Vernon Williams Jr.
Keith Franklin Brumbaugh

SALON: Karşıyaka Spor Salonu
KAPASİTE: 5000

TÜRK TELEKOM (ANKARA)

Bekir Yarangüme
Barış Ermiş
Asım Pars
Barış Özcan
Serkan Erdoğan
Tutku Açık
Erwin Dudley
Mutlu Akpınar
Michael Wright
Caner Öner
Kristoffer Lang
Roderick Bernard Blackney
Kennedy Lawrence Winston

SALON: Atatürk Spor Salonu
KAPASİTE: ?

İLK HAFTA MAÇ PROGRAMI:

16 Ekim: Fenerbahçe Ülker - Casa Ted Kolejliler
17 Ekim: Beşiktaş Cola Turka - Kepez
18 Ekim: Darüşşafaka - Galatasaray Cafe Crown
18 Ekim: Antalya Belediye - Mutlu Akü Selçuk Üni.
18 Ekim: Türk Telekom - Erdemir
18 Ekim: Oyak Renault - Mersin Bel.
19 Ekim: Banvit - Efes Pilsen
19 Ekim: Aliağa Petkim - Karşıyaka

Herhangi bir tahmin yapmak için henüz çok erken bana göre. Ciddi şekilde kan kaybeden son şampiyon Fenerbahçe Ülkerspor'da Marques Green'in performansı büyük önem taşıyor. Gordan Giricek'in liderliğinde yine zirveye oynayacaklar kuşkusuz. Efes Pilsen müthiş bir kadro kurdu ancak toplama takım görüntüsündeler şimdilik. Takım kimyası oturursa sadece Beko Basketbol Ligi'nde değil Euroleague'de ciddi hedeflerin peşinde koşabilecek kapasiteye sahipler. Geçen sezonun finalisti Türk Telekom El-Amin'i yitirerek önemli güç kaybına uğradı. Serkan Erdoğan çok faydalı olup bu açığı kapatabilir. Beşiktaş Cola Turka bütçeyi biraz daha kıstı ve önemli oyuncularını kaybedip yerlerine yeterli kalitede transferler yapamadı. Şampiyonluk yarışının içinde olmaları zor görünüyor. Galatasaray Cafe Crown Milojevic ve Gurovic transferleriye ses getirdi, ne yapacağı kestirilemeyen bir takım oldular. Banvit her zamanki Banvit olacaktır muhtemelen. Pek değişen birşey yok. Geri kalan takımlar arasında Pınar Karşıyaka haricinde sıkı bir düşmeme mücadelesi izleyebiliriz bu sezon. Sezon içinde de mümkün mertebe maçları değerlendirmeye çalışacağız blogta hep beraber. Yeni sezon tüm basketbol camiasına hayırlı uğurlu olsun...