14 Şubat 2011 Pazartesi

Gitti, Geldi...

Puan kaybettikçe stresi tavan yapan Trabzonspor, yazılabilecek en güzel senaryoyla yani Sivas deplasmanında daha birinci dakika dolarken bulduğu golle maça 1-0 önde başladı. Engin'in zekice verdiği pasa kötü bir vuruş yapsa da, topu ağlara gönderen Jaja, Trabzonspor'un bir anlamda ''önünü açan'' golü atınca, beklenenden rahat bir maç izleyeceğimizi düşündük.

Aslında genel anlamda ilk yarıya bakıldığında, ince ofsaytlar, karşı karşıya kaçan pozisyonlar, son pasların verilememesi gibi etkenler daha devre dolmadan üç, dört farklı galibiyetini engelledi Trabzonspor'un. Üstüne üstlük devreye bir de Engin Baytar - Burak Yılmaz kriziyle girildi. Maçın başında yakalanan pozisyonda doğru yerde ve zamanda pozisyon icabı tek alternatifi olan Jaja'yı topla buluşturan Engin'in kırkıncı dakikadaki pozisyonda ekstra Burak Yılmaz alternatifi de vardı. Dörde iki hücum eden Engin, soluna Jaja'yı, sağına Burak'ı almış şekilde ilerledi, yaklaşık 30 metre topu sürdükten sonra, tekrar Jaja'yı tercih etti ve Brezilyalı bu kez topu yan ağlara attı. Attığı golden daha müsait durumda olmasına rağmen... Sonra kızılca kıyamet koptu. Burak uzun süre söylendi, ne dediğini bilemiyoruz ama yaklaşık bir dakika sonra Engin kenara dönüp, ''değiştirin'' işareti yaptı. Şenol Güneş ''hayır'' cevabını verdi ancak Engin ısrarcıydı. Şenol Hoca Engin'i değiştirmedi, o Engin'de devre bitince soyunma odasına girerken formasını çıkartıp Mehmet Nas'a verdi. ''Uğruna ölürüm'' dediği formasını. İkinci yarıya iki futbolcu da çıktılar. Trabzonspor yine bolca pozisyon bulmaya devam etti ancak maçı kopartacak golü bir türlü atamadı. Rakibin en etkili ismi Kamil Grosicki, uzaktan attığı şutla 65'te beraberliği getirdi ancak 7 dakika sonra Serkan Balcı'nın 40 metrelik ''trivela'' pasında Burak Yılmaz golü atıp, Trabzonspor'u yeniden öne geçirdi. Oyuna sonradan giren Yannick Kamanan'ın 84'te attığı gol, skoru 2-2'ye taşırken, kendi adıma söyleyeyim, umutlarımın tamamen bittiği an oldu.

Golün santrası yapıldı. Umut topa dokunurken, Colman orta yuvarlağı biraz geçti, Burak ise öne doğru fırladı. Topu alan Alanzinho hemen solundaki Colman'ı gördü, Arjantinli depar halindeki Burak'ın önüne müthiş bir top attı, Burak altıpasın solundan vurdu, O'nu savunan oyuncuya da çarpan top ağlarla buluştu ve Trabzonspor maçı 3-2 kazandı.

3 maçta kaybedilen 7 puan ve yakalanan avantajın çabuk erimesi, Trabzonspor'u büyük bir krize sokmuştu. Aslında Antalyaspor karşısında da, Ankaragücü maçında da, oldukça fazla pozisyona girildi ancak değerlendirilemedi. Fena futbol da oynanmadı. Yalnızca Fenerbahçe maçında sezonun en kötü futbolunu oynadı Trabzonspor. Ben çok daha iyi maçlarını hatırlıyorum bordo-mavili takımının. Sonuca gitmesini bilen bir yapının içerisinde etkili ve net bir pas trafiğiyle, ilk yarıda oynadığı 17 maçtan 13 tanesini kazanan takım, Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Bursaspor'u mağlup edip, Kayserispor ile de berabere kalmıştı. Özellikle iç saha maçlarında kapanan takımlara karşı Trabzonspor'un çok zorlandığını biliyoruz ancak deplasmanlarda daha fazla boşluk bulununca, atılan üç gole değil kaçırılan beş gole bakılıyor. Sivasspor galibiyeti ne derece özgüven kazandıracak bilemiyorum ama panik ortamından çıkılması adına önemli bir milat oldu herhalde.

Bireysel performanslarda tabi ki ilk sırayı Burak'a vermek lazım. Gaziantep deplasmanından sonra, Sivas deplasmanında da, 3 puanı getiren golleri atan adam oldu. Genel olarakta, Trabzonspor'a geldiğinden beri en iyi oyunlarından birini çıkardı, tek ve en büyük eksisi, Engin ile girdiği gereksiz atışma oldu. İkinci golde Quaresma ya da Guti atsa hakkında kitaplar yazılacak pası atan Serkan Balcı, karşısındaki Grosicki karşısında çok zorlansa da, genel performansıyla etkiliydi. Onur yine kalesinde yıldızlaştı. Maça çıkacağı son anda belli olan genç kalecinin yediği gollerde yapabileceği bir şey yoktu. Mirsad Türkcan'a benzettiğim (tip, mimik ve hareket tarzı olarak) Mustafa Yumlu ve Glowacki ikilisi yenilen iki gole engel olamadı. İlk gol orta saha hatası olsa da, ikinci golde oluşan karambolde Kamanan'a bu kadar kolay şut şansı vermemeleri gerekiyordu. Umut gol orucunu 6 maça çıkardı. Presi, mücadelesinde ise bir değişiklik olmadı. Jaja maalesef takımı sırtlayacak bir adam değil. Dünya umurunda değilmiş gibi tavırları ekstra moral bozucu oluyor. Colman ve Selçuk ikilisi fena değillerdi ancak daha fazla mücadele etmeleri gerektiği açık. Oyuna sonradan giren Alanzinho'nun performansını çok beğendim. Küsmeden, yedek kalmayı sorun etmeden, elinden geleni yapıyor. İlk onbiri bu maçta da bir hayli zorladı.

Sivasspor'un en etkili adamı Grosicki'ydi. Transferi büyük iş. Etkileyici performansına ayak uydurabilen bir iki Sivassporlu daha olsa, Trabzonspor'un Sivas'tan 3 puan çıkarması mümkün olmayabilirdi. Mehmet Yıldız eski Mehmet Yıldız değil artık, ayakları yerine çenesi konuştu bol bol, Enerama'da öyle aman aman bir futbolcu gibi gelmedi bana. Piotr Brozek'in karşısında çoğu zaman çaresiz kaldı. Sivasspor son üçün arasına girdi bu mağlubiyetle. İşleri çok zor, durumları bir hayli kritik.

Sivasspor taraftarını da ''... Trabzon, olamazsın şampiyon!'' tezahüratı için can-ı gönülden tebrik ediyorum. Kendilerine yakışanı yaptılar.

Hiç yorum yok: