20 Şubat 2011 Pazar

Takımını Satan Bilge!

Gelgitlerin, kırılma anlarının çokça yaşandığı bir derbi oynandı Fi-Yapı İnönü Stadyumu'nda. İlk önce Fenerbahçe'nin öne geçtiği, ardından Beşiktaş'ın üstünlüğü yakaladığı ancak son sözü Kaptan Alex de Souza'nın söylediği maçı Fenerbahçe deplasmanda 4-2 kazandı.

Maçın başlamasıyla birlikte Fenerbahçe'nin özellikle son karşılaşmalardan itibaren alışık olduğumuz üzere etkili startını izlemeye koyulduk. Daha 4. dakikada kazanılan serbest vuruşta Alex'in ortasına Necip'in ters kafası ağlarla buluştuğunda İnönü'de soğuk rüzgarlar erkenden esmeye başladı. Hafta içi Dinamo Kiev karşısında alınan ağır mağlubiyetin ardından, bu maçta takımından çok şey bekleyen taraftar yine de takımını oyunda tutmaya çalışsa da, Fenerbahçe özellikle Ekrem'in savunduğu kanadı koridor haline dönüştürdü. Andre Santos ve Issiar Dia'nın muhteşem performansıyla kendi sol kanadından müthiş ataklar geliştiren sarı lacivertliler, ilk yirmi beş dakikada Dia'nın direkten dönen topu da dahil olmak üzere sayısız atak geliştirdi ancak ikinci golü bir türlü bulamadı. Bu dakikadan sonra oyuna biraz daha ortak olan Beşiktaş, orta sahayı da nispeten ele geçirince, Quaresma, Ernst ve Guti'nin uzaktan şutlarıyla rakip kalede gol aramaya başladı. İlk yarının son dakikasında ise oyundan atılmasına an meselesi olarak bakılan Ekrem Dağ'ın süper şutu ile gelen gol, devreye birer gol ve beraberlik ile girilmesini sağladı.

İkinci yarıya da iyi başlayan, geriden gelen Beşiktaş oldu. 49. dakikada İbrahim Toraman'ın golüyle skor üstünlüğünü yakalayan Beşiktaş rakibini tamamen grogi duruma getirdikten sonra nispeten yakaladığı oyun hakimiyetini tamamen ele geçirince, bu kez üst üste fırsatları yakalamaya başlayan taraf oldu. Dia'nın direkte patlayan şutundan sonra maçın ikinci kırılma anında yaklaşık 20 metre bomboş pozisyonda top süren Hugo Almeida topu Volkan'a nişanladı. Ardından gelişen pozisyonda ise top neredeyse orta sahadayken, Ferrari'nin kendi ceza alanı içerisinde Lugano'ya attığı dirsek hakem Cüneyt Çakır'ın gözünden kaçmadı. Hem penaltıya sebep olan, hem de takımını 10 kişi bırakan Ferrari'nin bu hatasını Alex gol ile değerlendirince maça yeniden eşitlik geldi.

Ardından Alex resitalini önce klas bir kafa vuruşu, ardından da Rüştü'yü geçip filelere bıraktığı topla tamamladı. Fenerbahçe maçı 4-2 kazanırken, maç fazlasıyla da liderliğe yükseldi.

Bernd Schuster'in maça çıkardığı kadro bana göre tam olması gereken kadroydu. Ekrem ve Necip biraz sallansa da, genel olarak diğer maçlara nazaran daha derli toplu bir görüntü çizdi siyah beyazlı takım. Quaresma ve Simao'nun sık sık sorumluluk alarak Beşiktaş'ın ataklarını şekillendirmesi, takım adına olumlu görüntülerdi. Ekrem Dağ ilk yirmi beş dakika belki de kariyerinin en zor anlarını yaşasa da, özellikle attığı gol ve ikinci yarıda oynadığı futbolla maç eksiğini de giderdiği takdirde, onbirin değişmezi olacağını gösterdi. Ferrari için ise söylenmesi gereken bir o kadar çok şey var ancak ben kısa kesmek istiyorum. Devre arasında takım arkadaşına yumruk atan Üzülmez, kontratından olduysa, tüm takıma yumruk atan Ferrari'nin kontratının bu akşam feshedilmesi gerekiyor.

Fenerbahçe'de Emre ve Topuz'un kötü performansları gözden kaçmadı. Selçuk nispeten iyi bir görüntü çizerken, Gökhan Gönül'de rahatsızlığının da etkisiyle kötü bir maç çıkardı. Yobo ve Lugano neredeyse hatasıza yakın oynadılar. Yorulana kadar Dia ve Andre Santos bulundukları kanadı mükemmele yakın işlettiler. Niang çok çalışkandı. Alex için ne söylenebilir bilmiyorum. Bu adamın Türkiye'de 2 yıl daha kalacak olması, 2 yıl daha yaşayan bir efsaneyi izleyeceğimiz anlamına geliyor. Bu büyük bir şans...

Ferrari'sini satan bilge, bugün takımını satan Ferrari'yi görseydi, herhalde Ferrari'yi aldığına bile pişman olurdu. Fenerbahçe ilk yirmibeş dakikanın haricinde çok etkili bir futbol oynamadı ancak rakibi eksildiği anda ''avını boğazından yakalayan'' aslan rolünü mükemmel oynadı. Gerektiği anda rakibinin böğrüne hançeri sapladı ve en zor deplasmanlarından birisini 4 golle kazanarak, yarışın içinde kalmaya devam etti.

Hiç yorum yok: