25 Ekim 2010 Pazartesi

Test Edildi, Onaylandı!

Trabzonspor'un Avni Aker sendromunu bilmeyen yoktur. Avni Aker Stadyumu nice zaferleri içinde barındırsa da, bir çok facianında şahitliğini yapmıştır. Fenerbahçe'ye kaybedilen meşhur şampiyonluk maçı, Dinamo Kiev'e kaybedilen Şampiyonlar Ligi bileti, Beşiktaş'ın şampiyon olduğu son sezonda zirveyi ele geçirebilecekken üst üste dört maçtan yalnızca 2 puan çıkarılabilmesi gibi pek çok travmatik sendroma ev sahipliği yapan bu stadyumda bu sezonki ilk mağlubiyetini Manisaspor'a karşı 1-3'le almıştı Trabzonspor. Bu mağlubiyetin ardından Beşiktaş 1-0'lık skorla yenilse de, tarih enteresan bir şekilde tekerrür eder gibiydi.

Trabzonspor - Manisaspor maçından önceki hafta Trabzonpor Sivasspor'u 6-1 ile geçmiş, Manisaspor'da ise teknik direktör Hakan Kutlu'nun işine son verilip, yerine Hikmet Karaman gelmişti. Manisa'da bir tür kaos ve belirsizlik hakimken, Trabzon cephesi klişe tabirle ''pürneşeydi''. Maçın skoru ise beklenilmeyen bir şekilde 3-1 Manisaspor galibiyeti olmuştu. Aradan geçen iki haftalık sürecin ardından bu kez rakip Gençlerbirliği hafta içinde teknik direktörü Thomas Doll'un işine son vermiş, Trabzonspor ise Kasımpaşa'yı 7-0'la geçmişti. Thomas Doll'un yardımcısı Ralf Zumdick yönetiminde sahaya çıkan Gençlerbirliği, Trabzonspor'a bu sezon Avni Aker'deki ikinci yenilgisini tattırmak için, Trabzonspor ise zirve yarışına daha sağlam temellerle tutunmak için bu maça çıktı.

Kendi adıma söyleyeyim, Gençlerbirliği onbirinde Serkan Çalık'ı görünce ister istemez bir ''eyvah'' dedim. Zira kendisini yine Avni Aker'de oynanan bir Trabzonspor - Galatasaray maçının son dakikasında ''61 numaralı'' formayla attığı golden hatırlıyorum. Sağolsun aşağı yukarı denk giden maçın ortalarında Serkan Çalık yine golünü attı ve Gençlerbirliği skor üstünlüğünü eline geçirdi. Geçen haftaki 7-0'lık skorun kahramanlarından Alanzinho'nun başını çektiği orta saha ilk yarı boyunca gerekli organizasyonu bir türlü kuramayınca, Trabzonspor ilk yarı boyunca pozisyona girmekte zorlandı.

Şenol Güneş ikinci yarıya tek bir değişiklikle başladı. Ön liberosu Ceyhun Gülselam'ı kenara alıp, yerine Engin Baytar'ı sahaya sürdü. Zaten ne olduysa bundan sonra oldu. İkinci yarıya korkunç bir baskıyla başlayan bordo mavililer, tam anlamıyla abluka altına aldıkları Gençlerbirliği kalesini şut ve orta bombardımanına tutmaya başladılar. ''61. dakika kutlamaları da'' mağlup geçilirken, maçın kaybedilebileceği endişesi iyice arttı ancak sahneye sezonun en başarılı futbolcusu Serkan Balcı çıktı. Maçın başından beri yaptığı sayısız bindirmenin ödülünü, yine bir bindirmenin sonucunda Burak Yılmaz'a servis ettiği topla aldı. Burak Yılmaz 68'de Trabzonspor'u öne geçiren golü attıktan 4 dakika sonra, yani 72'de bu kez Selçuk İnan'ın kullandığı duran topa oyuna Alanzinho'nun yerine giren Jaja'nın vurduğu klas kafa skoru Trabzonspor'un lehine çevirdi. 81'de yılmayan Serkan Balcı (pierolara göre) 51 metre sürdüğü topu tam 47 metre ortalayarak Umut Bulut'a servis etti ve sezondaki beşinci asistinde skorun 3-1 olmasına katkıda bulundu. Maçı Trabzonspor 3-1 kazandı ve üstüste 3. galibiyetini almış oldu.

Maçın en büyük kahramanı hiç kuşkusuz Serkan Balcı'ydı. Artık kendisinin milli takıma çağırılmasını beklemeye başladık. Sezon başından beridir, sağ bek mevkinin Türkiye'deki en iyisi konumunda bulunan oyuncu maçtan sonra gelen soruya da ''ben elimden geleni yapıyorum, bundan sonrası seçicilere kalmış'' cevabını verdi. İkinci kahraman, yani fitili ateşleyen adam Engin Baytar ise kariyerinin zirvesine çıktığı Trabzonspor'daki en başarılı maçlarından birisini çıkardı. Fazlasıyla eleştirdiğim Selçuk İnan için ise böyle oynadıktan sonra başımın üstünde yeri olduğunu belirtmeme gerek yok herhalde. Burak Yılmaz bu maçta çalışkandı, biraz daha ayakta kalmaya çalıştı. Çok güzel bir frikik attı ama herşeyden önce kilidi açan golü attığı için galibiyette büyük pay sahibi oldu. Mustafa Yumlu Beşiktaş maçında kazandığı şansı hala iyi kullanmaya ve onbirdeki yerini kaptırmamaya devam ediyor. Glowacki ve Giray'ı geride bırakıp, Egemen'in partneri olması büyük iş. Hem kendisine, hem de güvenip oynatan ve formanın adil dağıtıldığını ispatlayan S
Şenol Güneş'e helal olsun!

Gençlerbirliği bana göre ligin zayıf takımlarından birisi. Kasımpaşa, Konyaspor ve Bucaspor'dan sonra düşme yolunda 4 numaralı seri başım. Mustafa Pektemek'in ne kadar değerli bir futbolcu olduğu herhalde sakatlığında ortaya çıkıyor. Kahe'nin yerine aldıkları Billy Mehmet, Kahe'yi mumla aratıyor olsa gerek. Gençlerbirliği'ne artık tepeden tırnağa, yeni yüzler, yeni hedefler gerekiyor, bu şekliyle devam ederlerse düşmeleri artık an meselesi bana göre.

Trabzonpor için Beşiktaş maçından sonra Kasımpaşa, Gençlerbirliği ve Konyaspor'dan oluşan 9 puanlık bir seriden bahsetmiştim Galatasaray maçına kadar. O 9 puanın altısı alındı. Şimdi sırada Konya deplasmanı var. Ardından Galatasaray maçı. Bu maçlarda kazanılırsa, Trabzonspor, Bursaspor ile beraber şampiyonluğun en büyük adayı konumuna gelir bana göre. Bursaspor'un 3 puan gerisinde olan bordo mavililer, en yakın rakipleri Fenerbahçe'nin 3 puan önünde yer alıyor. Rakiplerden ikisi yani Kayserispor ve Beşiktaş bu akşam karşılaşacaklar. Ya iki testiden birisi, ya da ikisi birden kırılacak. Trabzonspor maç fazlasıyla Kayserispor'un 3, Beşiktaş'ın ise 7 puan önünde bulunuyor. Galatasaray'a ise dokuzar maç sonunda yine 7 puan fark yapmış durumda. İlk 9 hafta itibariyle işler yolunda görünüyor. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Kayserispor maçları oynandı. Galatasaray ve Bursaspor ile önemli maçlar oynanacak. Kilit nokta, aşağıdaki takımlara artık ekstra puanlar kaybedilmemesi zira sezon Trabzonspor'un istediği gibi ilerliyor.

Hiç yorum yok: