25 Mayıs 2010 Salı

Geriye Kalanlar...

2009-10 sezonu bir milat oldu Türk Futbolu için. Trabzonspor'un 34 sene önce başardığını bir Anadolu takımı bir kez daha başararak Turkcell Süper Lig şampiyonu oldu. Mütevazi kadrosuna rağmen Bursaspor, Ertuğrul Sağlam idaresinde lig şampiyonu olmayı başararak, 2009-10 sezonunu gerçekten de çok ''özel'' kıldı. Önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi'nde direkt olarak mücadele etme hakkı kazanan yeşil beyazlı takım, futbolu çok seven ve her zaman takımının arkasında duran Bursa şehrini de sevince boğdu.

Bursaspor'un genç teknik direktörü Ertuğrul Sağlam, takıma geldikten sonra önemli hamleler yaptı. Seyirci desteği zaten arkasında olan takıma eski takımlarından oyuncular getirdi. Bu sezon Bursaspor'un kalesini Kayserispor'dan gelen Dimitar Ivankov'a korudu. Sağ bek mevkiinde eski bir Beşiktaşlı olan Ali Tandoğan yer alırken, sol bekte eski bir Trabzonsporlu olan Mustafa Keçeli boy gösterdi. 2 stoper mevkii için sezon boyunca çok ekstra bir durum olmadığı sürece 3 oyuncuyu kullandı Ertuğrul Hoca. Takım kaptanı ve eski Galatasaraylı, Ömer Erdoğan bu bölgenin banko ismi olurken, zaman zaman Beşiktaş'tan kiralık gelen Tomas Zapotoncy ve zaman zaman da İbrahim Öztürk bu mevkide forma giydiler. Savunmanın önünde sezon başında eski Gaziantepsporlu Kirita'yı kullanan Ertuğrul Sağlam, daha sonra bu bölgeyi FC Basel'den transfer Ivan Ergic ve Trabzonspor'un eski kaptanı Hüseyin Cimşir'e teslim etti. Tabi bu oyuncuların sakatlık, ceza vs. gibi durumlarında oynamaya her zaman hazır Bekir Ozan Has devreye girdi. Orta sahanın ortasında çoğunlukla Arjantinli Pablo Batalla'ya görev veren Ertuğrul Sağlam, orta sahanın sağında altyapıdan yetişen, Volkan Şen'e, ve solunda ise Boluspor patentli Ozan İpek'e görev verdi. Forvet hattında sıklıkla ilk tercihi eski Kayserisporlu Turgay Bahadır olan genç teknik adam bu bölgede zaman zaman da altyapıdan yetişen Sercan Yıldırım'a şans tanıdı. Sakatlık ceza vs. gibi durumlarda eski Kayserisporlu Iglesias bu bölgeyi doldurmaya çalışırken, altyapıdan yetişen genç İbrahim Odabaşı'da rotasyona girmeyi başaran oyunculardan oldu.

Bursaspor'un sezon boyunca gösterdiği istikrar son haftalarda şampiyonluk heyecanıyla birleşince, son haftada Fenerbahçe'nin yaptığı hatayı iyi değerlendiren ''Timsahlar'' 34 haftayı en önde bitirmeyi başardı. Attıkları golleri hemen hemen tüm oyunculara dağıtarak, önemli bir de ''skor yükü'' avantajı yakaladılar. Transfer piyasasında adından sıkça bahsettiren Sercan Yıldırım sezon boyunca yalnızca dört gol atabilirken, takımın en skorer oyuncusu 8 golle Turgay Bahadır oldu. Stoper Ömer Erdoğan'da lig boyunca 5 kez rakip fileleri havalandırdı.

Disiplinli, özverili ve takım için oynayan oyuncuları bünyesinde toplayıp, bu oyunculardan bir ekip yaratmayı başaran yeşil beyazlılar, tarihlerindeki ilk lig şampiyonluğuna ulaşmayı başardılar. Bu başarıdan daha önemli olan ise her sene zirveye oynayabilecek bir iskelet ve camia kültürü oluşturabilmek. Daha şimdiden, Volkan, Ozan, Sercan gibi oyunculara kanca atan İstanbul takımları bakalım Bursaspor'un ''büyüsünü'' bozabilecek mi?

Trabzonspor maçından önceki son 10 haftayı 9 galibiyet ve bir beraberlikle kapatıp, bu periyodda gol dahi yemeyen Fenerbahçe son hafta maçında Trabzonspor'a karşı bulduğu 37 şuttan yalnızca birini gole çevirince sahadan hem 1-1'lik beraberlik, hem de ikinci olarak ayrıldı. Sezona ilk sekiz maçının tamamını kazanarak giren sarı lacivertliler, sezon boyunca Christoph Daum yönetiminde, inişli çıkışlı ve istikrarsız bir performans sergilese de, üç büyüklerin içinde ayakta kalan tek takım oldu. Derbi maçlarını yine iyi oynayan ve yeterli puanı toplayan Fenerbahçe, Gaziantepspor, Diyarbakırspor, Eskişehirspor gibi takımlara ''haddinden fazla'' puanlar kaptırarak, sezonun sonunu getirmeyi başaramadı. Devre arasında Roberto Carlos ve Colin Kazım-Richards ile yollarını ayıran sarı lacivertliler uzun süreli sakatlıklarla da sezon boyunca mücadele etmek zorunda kaldılar. Dönem içerisinde Lugano, Bilica, Özer, Christian, Andre Santos, Wederson, Uğur Boral, Ali Bilgin ve Deivid de Souza gibi oyuncularından mahrum kalan sarı laciverli takım, sezonu ''dar'' denebilecek bir ''rotasyonla'' bitirdiler. Devre arasında takıma yalnızca Gökhan Ünal'ı transfer eden ve gidenlerin de yerini dolduramayan Fenerbahçe sezonun ikinci yarısında da zaman zaman Selçuk Şahin'in, zaman zaman Bekir İrtegün'ün hatta zaman zaman Daniel Güiza'nın ekstra performanslarına sevinir oldular. Ligin bitmesine iki hafta kala Ziraat Türkiye Kupası finalini Trabzonspor'a kaybeden Fenerbahçe, lig şampiyonluğunu da Bursaspor'a kaptırınca oklar takımın teknik direktörü Christoph Daum ve en pahalı oyuncusu konumundaki Daniel Güiza'ya çevrildi. Önümüzdeki sezon teknik direktör dahil ciddi bir revizyon planı içerisinde olan sarı lacivertli takımın taraftarları 2010-11 sezonunda ciddi bir başarı bekliyor. Şampiyonlar Ligi ön eleme maçları oynayacak olan sarı lacivertli takımın, bu periyod başlayana kadar transferlerini tamamlaması sanıyorum sezon öncesi yapılacak en önemli iş olacaktır.

Ligi üçüncü sırada tamamlayan Galatasaray, kadrosunda dünyaca ünlü bir çok ismi bir araya getirse de, takım olmayı başaramayınca, lige erken havlu atarak ancak üçüncü olabildi. Ziraat Türkiye Kupası'nda da çeyrek finalde Antalyaspor'a elenen takım, UEFA Europa League'de de gruplardan çıksa da, kupa şampiyonu Atletico Madrid'e elenmekten kurtulamadı. Takım kadrosunda büyük bir revizyon yapması beklenen sarı kırmızılılarda, Valencia ile anlaşan Mehmet Topal'ın yanısıra Jo, Caner, Kewell, Leo Franco ve Servet'in takımdan ayrılmasına kesin gözüyle bakılırken, Gio Dos Santos, Arda Turan, Emre Güngör ve Ayhan Akman'ın da durumları belirsizliklerini koruyor. Kadroda büyük çaplı bir revizyona gitmesi beklenen sarı kırmızılıların teknik direktörü Frank Rijkaard'ın ise önümüzdeki sezonda takımda kalacağı ise kesin gibi.

Geçen sezonun çifte kupalı şampiyonu Beşiktaş ise bu sezon çok sıkıntılı dönemler yaşadı. Ziraat Türkiye Kupası'nda grubundan dahi çıkamayan takım, lige ise çok tartışılan ve 1-0 kaybettikleri Fenerbahçe maçıyla havlu attı. Son hafta lig üçüncülüğü iddiasıyla gittikleri Bursa'dan da mağlup ayrılan siyah beyazlılar önümüzdeki sezonu en erken açan takım olacaklar. Europa League'e katılma hakkını elde eden siyah beyazlı takım, yalnızca gruplara kalabilmek için dahi tam üç ön eleme maçı oynayacak. Önümüzdeki sezona da Mustafa Denizli ile devam edecek olan takımın bu aralar gündemindeki en önemli konu ise Ricardo Quaresma'nın transferi. Büyük çaplı bir operasyon olmasa da, Beşiktaş'ın önümüzdeki sezona daha kuvvetli girmek için bir çok fedakarlık yapacağı kesin. Kredisi azalan Mustafa Denizli'nin ise önümüzdeki sezonu kazanmaktan başka alternatifi yok gibi duruyor.

Ligi beşinci sırada tamamlayan Trabzonspor ise erken havlu attığı lig yarışını bir kenara bırakıp konsantrasyonun büyük kısmını verdiği ve sekizinci kez müzesine götümeyi başardığı Ziraat Türkiye Kupası'yla teselli buldu. Sezona Hugo Broos ile başlayan ancak ilk devrenin sonlarında alınan 3-1'lik Kasımpaşa mağlubiyetiyle hocanın görevine son verip yerine dördüncü kez takımın başına gelen Şenol Güneş'i getiren Trabzonspor, sezonun ikinci yarısında oynadığı göze hoş gelen futbol ile dikkat çekti. Önümüzdeki sezonun potansiyel şampiyonluk adaylarından birisi olan bordo mavililerin transfer sezonunda atacağı adımlarda büyük önem taşıyor.

Lig altıncısı Eskişehirspor ise bu sezona damga vuran takımlardan birisi oldu. Rıza Çalımbay yönetiminde sezonun sonlarına doğru lig beşinciliği için Trabzonspor'u oldukça zorlayan ekip, son birkaç maçından istediği sonuçları çıkaramayınca sezonu altıncı sırada bitirdi. Bu sezon Türk Futbolu'na Adem Sarı'yı armağan eden Eskişehirspor'un transfer piyasasındaki etkinliği ise takdire şayan. Gençlerbirliği'nin yetenekli oyuncusu Burhan Eşer ile Beşiktaş'ın ''haylaz'' forveti Batuhan Karadeniz'i kadrosuna katan Eskişehirspor, yine Beşiktaş'tan gelip kiralık olarak takımda forma giyen Erkan Zengin'in de bonservisini almayı başardı. Ümit Karan ve Mehmet Yılmaz gibi tecrübeli oyuncuların yanına etkili genç isimlerde transfer eden başarılı ekip, önümüzdeki sezon ligin flaş takımlarından birisi olabilir.

Ligi yedinci sırada bitiren İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da bu sezonun hiç kuşkusuz flaş takımlarından birisi olmayı başardı. Abdullah Avcı'nın takımı lig sonuna kadar beşinciliği kovalasa da, ligin başlarında kaybettiği puanlar neticesinde bu hedefinden uzak kaldı. Ziraat Türkiye Kupası'nda tarihinde ilk kez çeyrek final oynayan, Süper Lig'de tarihindeki en iyi dereceyi yapıp, en çok puanı toplayan Belediye takımı için bu sezonun son derece parlak geçtiğini söylemek sanırım yanlış olmaz.

Lig sekizincisi Kayserispor ise ilk devrenin sonlarında lig liderliği kovalasa dahi, sert düşüşü engellemeyince ancak sekizinci olabildi. Genç teknik direktörleri Tolunay Kafkas ile yollarını ayıran sarı kırmızılı takım, Trabzonspor'un efsanevi oyuncusu Şota Arveladze ile anlaşarak önümüzdeki sezonun hazırlıklarına şimdiden başlamış oldu. Benfica'dan kiralık olarak gelen ve 29 maçta 21 gol atan Makukula ile ücret konusunda anlaşılamayıp yolların ayrılması ise Kayserispor için kötü bir haber oldu. Şimdi ''gol kralı'' Makukula kadar etkili bir forvet transfer etmek zorundalar. Önümüzdeki sezon Kayserispor'un hedefi yine ilk beşten aşağısı olmayacaktır.

Ligi dokuzuncu sırada bitiren Antalyaspor'da bu sezonun ''overachieve'' takımlarından birisi oldu. Kendilerinden beklenmeyen bir performanla ligde ilk ona giren ve Ziraat Türkiye Kupası'nda yarı final oynayan takım, kupanın gidişatı içerisinde de hem Fenerbahçe'yi, hem Galatasaray'ı, hem de şampiyon Trabzonspor'u yenmesine rağmen kupanın sahibi olmayı başaramadı. Kendi sahalarında gösterdikleri etkili performansın yanında, Necati Ateş'in de 16 gollük katkısıyla dokuzuncu sıraya yerleşip, hem şehri hem de genç teknik direktörleri Mehmet Özdilek'i fazlasıyla mutlu ettiler.

Geçen sezon küme düşmekten kılpayı kurtulan Gençlerbirliği, bu sezon bu korkuyu yaşamasa da, yine de kendisinden beklenen performansı gösteremedi. Başarılı olduğuna ve daha çok iş yapacağına inandığım Alman teknik direktörleri Thomas Doll yönetiminde sezon içinde iki kez uzun süreli ''kazanamama'' krizi yaşayınca belki de daha üst sıralarda yer alacakları ligde onunculuğa razı oldular. Önümüzdeki sezonun ''renkli'' takımlarından birisi olacaklarını tahmin ediyorum.

Sezonu onbirinci sırada kapatan Kasımpaşa ise ilk sekiz haftada yalnızca bir puan alabildikten sonra Yılmaz Vural'ın takımın başına gelmesiyle toparlanıp, son derece etkili bir performans ortaya koydular. Yılların tecrübesi Cenk İşler ile birlikte, Yekta Kurtuluş ve Şahin Aygüneş gibi iki oyuncunun da iyi performanslarıyla sezon sonunu rahat getirmeyi başardılar. Yılmaz Vural'ın takımının önümüzdeki sezonda düşme korkusu yaşayacağını tahmin etmiyorum.

Onikinci sırayı alan Ankaragücü ise bu sezonun en antipatik takımlarından birisi oldu hiç kuşkusuz. Siyasilerin müdahele ettiği, Ankaraspor'un küme düşmesine yol açan bir oluşumun içinde yer alan ve özellikle Fenerbahçe maçı öncesinde yapılan açıklamalarla ortamı ekstra geren başkentin köklü kulübü, iyi işler yapan Roger Lemerre ile de yollarını ayırdı. Kadrosunda kaliteli bir çok ismi barındıran Ankaragücü'nün önümüzdeki sezon en az ilk sekizde yer alacağını tahmin ediyorum.

Ligi 13. sırada bitiren Gaziantespor ise sezonun en ''yumuşak'' takımlarından birisiydi. İç sahada büyüklere karşı oynadığı maçlarda iyi sonuçlar alsa da, sezon genelinde etkili olamayan takım sezon bitmeden Portekizli hocalarıyla çalışmaya devam edeceklerini açıklamıştı ancak sezon bittikten sonra Jose Coucerio ile yollarını ayıran güneydoğu temsilcisi Bülent Uygun ile anlaşsa da daha sonra bu birliktelikten de vazgeçti. Çalkantılı sayılabilecek günler geçiren Gaziantepspor'un teknik direktör tercihinin kim olacağı ise yaşananlardan sonra sanki daha bir önemli olmaya başladı.

Turkcell Süper Lig'de 14. sırayı elde edip küme düşmekten kurtulan Manisaspor ise ligin en az gol atan takımı olma ünvanını elde etti. Ziraat Türkiye Kupası'nda yarı finale kadar yükselen takım ligde ise 33. haftada küme düşmekten matematiksel anlamda kurtulabildi. Önümüzdeki sezon Reha Kapsal yönetiminde yine ilk hedeflerinin küme düşmemek olacağını tahmin ediyorum.

Ligde 15. sırayı alan ve bundan önceki iki sezonda ligi ''sallayan'' ancak ''yıkamayan'' Sivasspor bu sezonu oldukça dramatik geçirdi. Avrupa Kupaları'ndan elendikten sonra lige de son derece kötü bir giriş yapan kırmızı beyazlı takım, sezona Bülent Uygun ile başlayıp, Muhsin Ertuğral ile devam etse de, istediği sonuçları alamayınca, sezonun sonunu Mesut Bakkal ile getirdi. 6 maç kala göreve gelen Mesut Bakkal'ın idaresindeki takım, bu altı maçtan da altı beraberlik alarak kümede kalmayı başardı. Önümüzdeki sezonda ''sıra takımı'' olmaktan kurtulamayacaklarını tahmin ediyorum.

Ligi 16. sırada bitiren ve küme düşen Diyarbakırspor'u ise yazmak çok zor. Tek söyleyeceğim şey şu olabilir; kötü amaçlı insanları ya da örgütleri kulübün içine sokmamayı başarıp yola da Ziya Doğan ile devam etselerdi kesinlikle küme düşmezlerdi.

17. olan ve ''nihayetinde'' küme düşen Denizlispor'da gerek kadrosu, gerekse yönetim anlayışıyla küme düşmeyi hakeden takım oldu. Zira son dönemlerde sürekli son haftalarda ligde kalmayı başaran takımın bir yerde takılması gerekiyordu ve bu takılma bu sezon gerçekleşti. Şunu da belirtmeden geçmeyeyim, şayet kadrolarını koruyup, bir iki iyi transfer yaparlarsa, çok beklemeden, yeniden Süper Lig'e dönmeleri net bir sonuç olur.

Ankaraspor için ise söyleyecek bir şey yok. Melih Gökçek ve yandaşlarının kurbanı olan oyunculara üzülmekten başka yapabilecek pek bir şey yok. Bank Asya'da ki performanslarını bekliyoruz.

Turkcell Süper Lig acısıyla tatlısıyla bir sezonu daha geride bıraktı. Bol söylenti, dedikodu ve komplo teorilerinin içerisinde Anadolu takımlarının hem Süper Lig'i, hem de Türkiye Kupası'nı kazanarak damga vurdukları sezonun genel özeti ise ancak şu olabilir: Anadolu İhtilali

Hiç yorum yok: