13 Aralık 2010 Pazartesi

Gövde Gösterisi

Geçen hafta oynadığı futbolla belli ki Yattara, Şenol Güneş'in gözüne girmişti. Burak'ın da cezası bitince iki futbolcuya da onbirde şans verdi Şenol Güneş. Engin ve Alanzinho yedek kulübesinde kalırken, orta sahadaki hücuma dönük oyuna Jaja'da takviye kuvvetti. Abdullah Avcı'nın takımı ise bilinen oyun şablonu ve bu şablona uygun oyuncularıyla ''kendi sahasındaki deplasman maçına'' çıktı.

Maçın başlamasıyla birlikte Trabzonspor'un coşkulu oyunu da başladı. Daha ikinci dakika dolmadan Zeki'nin ayağındaki topa müdahele eden Colman'ın yarattığı pozisyonda Burak Yılmaz'ın sol ayağıyla attığı şut Hasagic'in solundan ''doksana'' gidince Trabzonspor maça 1-0 önde başladı. Golden sonra coşkulu oyunu yaklaşık 15 dakika daha sürdüren Trabzonspor karşısında yirmi dakika dolmadan Belediyespor oyunu dengeledi. Ataklar karşılıklı hale geldi ve tempo düştü. Yine de Umut Bulut, Selçuk'un ''futbol sahalarında ender gördüğümüz türden'' pasında kaleci ile karşı karşıya kalarak bir pozisyon daha yakalamayı başardı. Devrenin sonuna doğru Belediyespor'un kazandığı duran topta ortayı Gökhan Süzen yaptı, kafayı Cihan Haspolatlı vurdu, Onur Kıvrak son anda çeldi. Yere düşerken bir kez de direkten meyil alan topa Giray ve Onur'dan önce Herve Tum yetişti ve Belediyespor devrenin sonunda beraberliği yakaladı. İlk kırılma anı golden bir dakika sonra Holmen'in Onur'la karşı karşıya kalmasına ramak kala Serkan'ın kademeye girmesi ve Onur'un topu bloke etmesiyle yaşandı.

İkinci devre de oyun daha çok İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un istediği kıvama gelmişti. Yattara'dan verim alamayan Şenol Güneş devrede kaptanını kulübeye alıp, yerine Engin Baytar'ı Olimpiyat Stadı'nın çimlerine gönderdi. İkinci yarı da ikinci kırılma anı ilk yarıda, ilk kırılma anında golü kaçıran Holmen'in sağ kanattan bomboş sürüp, Tevfik Köse'nin kafasına servis ettiği pozisyonda yaşandı. Yine Serkan imdada yetişti ve Tevfik'in rahat bir kafa vuruşu yapmasını önleyerek takımını olası bir geriye düşmeden kurtarmış oldu. Arkasından üçüncü kırılma anında Engin Baytar'ın içeriye kaldırdığı topa Umut yükselirken, Serhat Akyüz'ün ''küçük'' temasıyla yerde kalmasına Bülent Yıldırım yaklaşık 40 metre uzaklıktan penaltı kararı verdi. 73'te Burak Yılmaz hem kendisinin hem de takımının ikinci golünü penaltıdan atıp, Trabzonspor'u yeniden üstünlüğe taşıdı. 76'da bu kez Alanzinho'nun ortasına iyi yükselen ve klas bir kafa vuruşu yapan Umut Bulut hem 3. golü attı, hem de 3 puanı garanti altına aldı. Trabzonspor çok zor geçeceği bilinen İstanbul deplasmanından 3 altın puanla döndü.


Trabzonspor 2 haftadır kazanıyor ancak formsuz. Gerçi formsuz hali bile rakipleriyle başa baş oynamasına ve sonuç almasına yetiyor ancak ben takımın eski performansını da bildiğim için formsuzluğu çok net görebiliyorum. Karabük maçından sonra devre arasının gelmesi ve bu süreçte rakiplerin ekstra puan kayıpları büyük avantaj bordo mavililer için. Neticede sonuçlar alınmaya devam ediliyor.

Büyükşehir Belediyespor maçı oynandı ve geçti. Benim asıl bahsetmek istediğim konu ise dünkü penaltı kararından sonra koparılan büyük ''yaygara''. Bazı yorumları, yazıları falan okudum bugün. Bir kaç tanesini paylaşayım önce:

''Bravo tetikçi Bülent Yıldırım. Görevini yaptın, aferin!''
'' Trabzonspor böyle kazanacaksa olmaz olsun, yazıklar olsun, şampiyon olsanız içinize sinecek mi?''
''Bülent Yıldırım'ın yüzündeki gülümseme işini yaptığından duyduğu huzurdan olsa gerek!''
'' 3 maçtır penaltılarla işi götürüyor Trabzonspor. Federasyonun tarafı bu sene de belli oldu!''
''Trabzonsporlular kusura bakmasın ama havadan kazandıkları penaltıyla maçı kazandılar, Belediye'nin emeklerine yazık oldu''
''Böyle penaltı olmaz, ayıptır! Böyle kazanacaksa Trabzonspor kazanmasın!''
''Federasyonun ve hakemlerin bu ülkede şampiyonu biz belirleriz dedikleri maçlardan birisi''

vs...

3 maçtır penaltı kazanıldığı doğrudur. Gaziantepspor maçında Serdar Kurtuluş yüzde yüz gol pozisyonundaki Selçuk'u bariz bir şekilde arkadan çekip indirdi, üstüne üstlük Gaziantepspor sahada 10 kişi kaldı. Arkasından Trabzonspor'un 1-0 önde olduğu maçın 77. dakikasında Cüneyt Çakır bana göre son derece tartışmalı bir kararla Engin Baytar'a yapılan müdahaleyi penaltı olarak değerlendirdi ve Trabzonspor 2-0 öne geçerek, Bucaspor karşısında galibiyeti garanti altına aldı. Bu hafta da Umut Bulut'un kafaya çıktığı sırada Serhat Akyüz'ün müdahelesiyle yerde kalışını (ki bana göre de penaltı değil) hakem Bülent Yıldırım penaltı olarak değerlendirdi ve Trabzonspor penaltı atışından bulduğu golle karşılaşmayı kazanmayı başardı.

3 penaltının kısa özeti bu. Bucaspor maçında zaten önde olan taraf Trabzonspor'du ve topla oynayan, oyuna hakim olan tarafta bordo mavililerdi. Ha mutlaka gol yiyebilirdi Trabzonspor, gol de atabilirdi, bunu kimse asla bilemeyecek ancak zaten önde olan bir takıma ve ''oynayan'' bir takıma çalınan bir penaltıyla Bucaspor'un çalındığı iddia edilen puan ya da puanlarının hesabını sormak bence yakışık almaz. İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında ise Bülent Yıldırım zaten genel olarak kötü bir maç yönetti. Bu hakem daha önce iki adet Trabzonspor - Beşiktaş maçı yönetmiş ve skandal kararlarıyla uzaklaştırma cezaları almıştı. Sonradan nasıl FIFA kokartı taktı bilmiyorum. Kısaca sıralayayım:

1- İlk yarıda Burak Yılmaz'a neredeyse topsuz sayılabilecek bir pozisyonda kasten ve bilerek tabanıyla müdahele eden Gökhan Süzen kırmızı kart görmedi.

2- Belediyespor'un attığı golden önce Colman'ın müdahelesinin faul olup olmadığının yorumunu size bırakıyorum.

3- İlk yarıda Jaja'nın net bir biçimde ceza alanı içerisinde düşürülmesine Bülent Yıldırım yine devam dedi.

4- Burak Yılmaz'ın ikinci yarıda ceza alanı içerisinde düşürülmesine Bülent Yıldırım yine devam dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyespor adına da bir sürü haksız karar çıktı. İlk yarıda Colman'ın oyunda kalmayı başarması tamamen Bülent Yıldırım'ın desteğiyle oldu. Ayrıca Engin Baytar'ın topsuz alanda Zeki'ye attığı dirseği de dört hakem birden kaçırdı.

Kısaca Bülent Yıldırım gerçekten kötü bir maç yönetti ve Trabzonspor bu maçtan galip ayrıldı. Ancak genel tepkilere bakınca üzülmemek elde değil. Trabzonspor'un şu anda bulunduğu konumu hakem hatalarına bağlamak yanlış bir tespit olur. Ligimizde gerçekten istikrarlı futbol oynayan, özellikle oynadığı futbol izleyenlere keyif veren Trabzonspor'un bu şekilde ithamlara maruz kalması aslında puan cetvelinde bulunduğu yerin diğer takım taraftarları açısından ne derece ürkütücü olduğunu gösteriyor. Bundan sonra camianın yapması gereken, hiç bu polemiklere bulaşmadan, sinirlerine hakim olarak, bildiği ve doğru olan yolda ilerlemeye devam etmesi. Özellikle üç büyüklere karşı yakalanan ciddi puan farkı kalan 18 maçta da korunmalı. Zaten ligde büyük değişimler olmazsa Trabzonspor'un bu aşamada en ciddi rakibinin Bursaspor olacağını gözüküyor. Psikolojik baskıların, yıpranmaların önüne geçilmesi gerekiyor. Zaten hep söylüyorum Trabzonspor ortalama performansıyla bu ligde ki her takımı yenebilecek kapasitede. Devre arası takviyeleri takımlara ne derece etki eder bilemiyorum ama Trabzonspor'un avantajı öyle az buz bir avantaj değil. Şimdi önemli olan bu avantajı koruyabilmek.

Üstteki resimde Burak Yılmaz'ın surat ifadesine dikkatlice bakın. Bülent Yıldırım, Cüneyt Çakır, Bünyamin Gezer, Fırat Aydınus vs... gibi hakemlerin işi değil bu. Bu başka birşey... Fotoğrafa iyi bakın...

Hiç yorum yok: