23 Aralık 2010 Perşembe

İlk Yarının Ardından

2009-10 sezonunu büyük bir sürprizle sona ermiş ve Bursaspor lig tarihinin 5. şampiyonu olarak büyük bir başarının altına imza atmıştı. 2010-11 sezonunun ilk yarısında ise Anadolu kulüpleri ilk dördün içine tam üç tane takım sokmayı başararak, ''devrim'' kelimesinin altını doldurmaya devam ettiler.

İlk yarının lideri olan Trabzonspor, 17 maçın 13'ünü kazanarak önemli bir başarıya imza attı. 3 karşılaşmayı berabere bitiren takım, yalnızca bir kez sahadan mağlup ayrıldı. Attığı 40 gole karşılık kalesinde 10 gol gören Trabzonspor, +30 averaj sağlayarak, istatistik anlamında da, bulunduğu yeri hakettiğini kanıtladı. En çok galip gelen, en az mağlubiyet alan, en çok gol atıp (Fenerbahçe ile birlikte) en az gol yiyen ve en iyi averaja sahip takım olan bordo mavililerin bu başarısının altında tabi ki Şenol Güneş'in büyük bir katkısı var. Tam dördüncü kez Trabzonspor'da görev alan Şenol Güneş, takımını en yakın rakibinin 5 puan önünde ligin zirvesine taşımayı başardı ve 26 yıllık şampiyonluk hasretini bitiren teknik direktör olmak için önemli bir adım atmış oldu. Ligin ikinci yarısında üç büyük İstanbul takımıyla da deplasmanda oynayacak olan Trabzonspor, Bursaspor, Kayserispor ve Gaziantepspor gibi ligin güçlü takımlarını kendi evinde ağırlayacak. Kalan 17 maçın 9 tanesini deplasmanda oynayacak olan Trabzonspor'un 8 maçı da herhangi bir ceza almadığı takdirde, Avni Aker Stadyumu'nda oynanacak. Gerek oynadığı futbol, gerekse camianın soluduğu hava itibariyle ikinci yarıya en avantajlı girecek takım kuşkusuz Trabzonspor olacak.

Geçen sezonun şampiyonu Bursaspor lige üst üste galibiyetlerle girip, ilk 6 haftada 18 tam puan yaptıktan sonra, belirli bir bocalama dönemi geçirse de, ligin ilk yarısını lig ikincisi olarak kapatmayı başardı. Oynadığı 17 maçın 11 tanesini kazanan yeşil beyazlı takım, 4 kez berabere kalıp, iki kez de sahadan mağlup ayrıldı. Trabzonspor'a kendi sahasında 2-0, deplasmanda Beşiktaş'a ise 1-0 kaybeden takım, Gençlerbirliği ve Ankaragücü deplasmanlarından ise 5-1'lik galibiyetlerle döndü. Sezon başında kadrosuna kattığı Insua, Nunez, Steinert, Stepanov, Svensson gibi yabancı oyuncularından istediği verimi alamasa da, nispeten geçen sezonki kadrosuyla yola devam eden yeşil beyazlılar tarihinde ilk kez çıktığı Şampiyonlar Ligi serüveninden ise 1 beraberlik ve 5 mağlubiyet ile ayrıldı. Valencia'ya kendi sahasında 4-0, deplasmanda ise 6-1 mağlup olan takım, Manchester United karşısında Old Trafford'da 1-0 ve Atatürk Stadyumu'nda 3-0'lık mağlubiyetler aldı. 3. torbadan gelen Glasgow Rangers'a Ibrox Stadyumu'nda 1-0 mağlup olsalarda, kendi sahalarında 1-1 berabere kalıp, Şampiyonlar Ligi serüveninden puansız ayrılmanın önüne geçmiş oldular. Ligin ikinci yarısında mücadele etmesi gereken iki kulvar kalan Bursaspor kesinlikle Trabzonspor için en ciddi tehdit olmaya devam edecektir.

İlk yarıyı 3. sırada kapatan Aykut Kocaman'ın takımı Fenerbahçe ise, sistem değişikliği çabalarıyla geçen ve deplasmanlarda çok etkisiz kalan bir performans sergiledi. Sezon başında Issiar Dia, Miroslav Stoch, Joseph Yobo ve Mamadou Niang gibi isimleri kadrosuna katan sarı lacivertliler, inişli çıkışlı performanslarıyla akıllarda soru işareti bıraksa da, liderin 9 puan ardından üçüncü sırada yer aldılar. 17 maçın 10 tanesini kazanan Fenerbahçe, 3 kez berabere kalıp, 4 kez de sahadan mağlup ayrıldı. Gaziantespor, Kayserispor, Trabzonspor ve Ankaragücü deplasmanlarından puan çıkaramayan sarı lacivertli takım bu dört deplasmanda tam 12 puan bıraktı. Kendi sahasında Beşiktaş ve Galatasaray ile berabere kalan sarı lacivertliler, bunun dışında Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda puan kaybı yaşamadı. Ligin ikinci yarısında şampiyon olabilmek için mücadele etmeye devam edecekler.

İlk yarının dördüncüsü olan Kayserispor ise sezon içerisinde sakatlık kabusuyla en çok uğraşan kulüplerden birisi oldu. Cangele ve Zalayeta gibi isimleri de bu kervanın içerisine katmak zorunda kalan sarı kırmızılı takım, Şota Arvaladze yönetiminde, kadrosu doğrultusunda, ilk yarıda başarılı bir performans sergiledi. 17 lig maçının dokuzunu kazanan takım, beş kez berabere kaldı, üç kez de sahadan mağlup ayrıldı. Az atıp, az yiyen bir takım olarak dikkat çektiler. 22 kez rakip fileleri sarsan Kayserispor, 12 kez de kalesinde gol gördü. Kendi sahasında Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı deviren sarı kırmızılı takım, Galatasaray ve Trabzonspor ile berabere kaldı. Ligin ikinci yarısında zorlu bir fikstürde mücadele edecek olan Kayserispor'un şampiyonluk şansı, görüntü itibariyle ilk dördün içerisinde en zayıf olanı.

Ligi 5. sırada kapatan Beşiktaş, sezon başında kadrosuna kattığı oyunculardan en fazla yararlanan kulüplerden birisi olarak dikkat çekti. Quaresma, Hilbert, Guti, Marco Aurelio gibi transferlerin yanında, Schuster'in takıma en büyük katkısı Necip Uysal, Ali Kucik, Ersan Gülüm ve dönem dönem Onur Bayramoğlu gibi oyunculara şans vermesi oldu. Yerli rotasyonunda sıkıntı yaşayan kulüp, yine de yabancı transferinde ikinci yarının da şampiyonu olacak gibi gözüküyor. Manuel Fernandes, Simao Sabrosa ve Hugo Almedia gibi Portekiz ve İspanyol orijinli oyuncu transferine ağırlık veren siyah beyazlılar, Avrupa Kupaları'nda yoluna devam eden tek Türk takımı olma özelliğine de sahipler. Liderin 12 puan gerisinde kalan Beşiktaş'ın şampiyonluk şansı ise neredeyse mucizelerle ifade edilecek kadar düşük oranda.

Lig altıncısı ise sürpriz bir takım. Lige bu sezon yükselen Kardemir Demir Çelik Karabükspor, ilk yarı boyunca oynadığı 17 maçın yedisini kazanıp, yedisini kaybederken, dört kez de sahadan beraberlikle ayrıldı. Kendi sahasında Galatasaray'ı yenme başarısı gösteren takım, zorlu Bursa deplasmanından da beraberlikle ayrıldı. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor'a ise kaybettiler. Hiç kuşkusuz sıra dışı forvetleri Emenike ve Cernat'ın katkıları takımın bu noktaya gelmesine çok yardımcı oldu. Özellikle orta sahanın beyni konumundaki Cernat'ın uzun süreli sakatlığı olmasaydı Karabükspor'un sıralamadaki yeri çok daha yüksek olabilirdi.

Ligin ilk yarısını yedinci sırada bitiren Gaziantepspor ilk haftalarda tökezlese de, yeni hocası Tolunay Kafkas yönetiminde ilk yarının son periyodunu iyi geçirdi. Kendi sahasında uzun süre kazanamama sendromunu da atlatan takım, Julio Cesar, Popov ve futbolunu her geçen sezon bir üst kademeye çıkaran Olcan Adın'ın önderliğinde ikinci yarıya başlayacak. Bu arada Karcemarkas ise adından çok söz ettirecek bir kaleciye benziyor. Belirtmeden geçmeyelim.

İlk yarıyı 8. sırada bitiren Abdullah Avcı'nın takımı İstanbul Büyükşehir Belediyespor ise lige harika bir giriş yapsa da, ilerleyen haftalarda oldukça puan kaybetti. Trabzonspor, Galatasaray ve Fenerbahçe'ye mağlup olup, Beşiktaş'ı ligin ikinci haftasında devirmeyi başardılar. 20 gol atıp, 18 gol yediler ve genel olarak tam bir sıra takımı performansı çizdiler. İkinci yarıda da ligi bu şekilde tamamlayıp, yine bu sıralarda bitireceklerini tahmin ediyorum.

İlk yarının dokuzuncusu olan Galatasaray, lig tarihinin en sıkıntılı sezonlarından birisini yaşıyor. Kadrosunda Arda Turan, Harry Kewell, Milan Baros, Lucas Neill ve Emiliano Insua gibi kariyerli oyuncular barındırmasına rağmen taraftarını sarsan bir ilk yarı geçiren sarı kırmızılı takım, ikinci yarıya yeni stadyumuna kavuşmuş bir şekilde başlayacak. Liderin 19 puan gerisinde kalan takımın iki hedefi var artık. Ligi ''saygın bir konumda'' bitirip, Türkiye Kupası'nı müzesine götürmek. Frank Rijkaard'ın görevine son veren Galatasaray yönetimi şayet Georghe Hagi'yi de sezon bitmeden gönderirse, tarihte ilk kez Galatasaray takımını bir sezonda üç hoca çalıştırmış olacak.

10. sırayı alan Antalyaspor ise lige ağır bir Fenerbahçe mağlubiyetiyle başlamış ancak ardından iyi performans gösterip ilk beşe kadar yükselmişti. Ardından yine seri mağlubiyetler ve beraberlikler alan takım, ilk yarının sonunu 6 galibiyet, 5 beraberlik ve 6 mağlubiyet ile getirdi. Stressiz bir şekilde orta sıralarda ligi bitireceklerini tahmin ediyorum.

11. sırayı alan Eskişehirspor sezona Rıza Çalımbay ile başlasa da, istenen sonuçlar gelmeyince göreve Bucaspor'un teknik direktörü Bülent Uygun'u getirdi. Çalkantılı diyebileceğimiz sezonun ilk yarısında 5 galibiyet 7 beraberlik ve 5 mağlubiyet alan takım, Beşiktaş'ı mağlup ederken, Trabzonspor ile berabere kaldı ve Fenerbahçe'ye mağlup oldu. İkinci yarıda çıkış yapacaklarını ve en kötü ihtimalle ilk yediye gireceklerini tahmin ediyorum.

Ligin ilk yarısını onikinci sırada kapatan Manisaspor'da sezona Reha Kapsal ile başlasa da, başarısız sonuçların ardından Hikmet Karaman'ı göreve getirdi. Trabzonspor'u tek yenen takım ünvanını da taşıyan Manisapor, Makukula, Kahe, Isaac ve Simpson ile birlikte ligin en tehlikeli forvet hatlarından birisini oluşturuyor. Sezona üst üste dört mağlubiyetle başlasalar da, ardından lige yeniden tutunup, düşme bölgesinin üzerine çıkmayı başardılar.

13. sırayı alan kaynayan kazan Ankaragücü, binbir türlü sıkıntıya rağmen yine de iyi bir performans gösterdi. Ümit Özat yönetiminde aylarca para alamayan futbolcularıyla onurlu bir mücadelenin içerisine giren sarı lacivertli takımın, ikinci yarıdaki durumu ise tam bir muamma.

Lig ondördüncüsü olan Gençlerbirliği ise sezonun en büyük hayal kırıklarından birisi olmaya devam ediyor. Sezon içerisinde Alman teknik adam Thomas Doll ile yolları ayıran Başkent temsilcisi, yola Doll'un yardımcısı Ralf Zumdick ile devam ediyor. Küme düşme korkusunu sezon sonuna kadar yaşayacaklarını tahmin ediyorum.

15. sırada kendisine yer bulan Sivasspor'da düşme korkusunu sürekli hissedecek takımlardan. Geçirdiği bir kaç başarılı sezonun ardından, sert bir düşüşe imza atıp, geçen sezon küme düşmekten son anda kurtulan takım, bu sezon da işler yolunda gitmeyince Mesut Bakkal ile yolları ayırıp, yerine Eskişehirspor'un eski hocası Rıza Çalımbay'ı getirdi. Ligde 17 maçın yalnızca 3 tanesini kazanabilen ''Yiğidolar'ı'' ikinci yarıda da zorlu bir serüven bekliyor.

Küme düşme potasında bulunan ve 16. durumda yer alan Konyaspor ise geçen sezon play-offlardan yükseldiği Spor Toto Süper Lig'e tutunmaya çalışan takımlardan. Ziya Doğan yönetiminde yalnızca iki kez galip gelebilen takım, ateş hattından en azından puan anlamında da olsa çıkmayı başaramadı. Ligin ikinci yarısına büyük revizyonlara hazırlanan Konyaspor'da işler ne kadar yolunda gidecek hep beraber göreceğiz.

17. durumda bulunan Bucaspor'da lige yeni yükselen takımlardan. Takımın kadrosunu neredeyse tepeden tırnağa değiştiren İzmir temsilcisi, sezona Bülent Uygun ile başlasa da, Uygun'un istifasının ardından, takımın başına Samet Aybaba'yı getirdi. 17 lig maçının yalnızca iki tanesini kazanıp, yalnızca dokuz gol atabilen takımı ikinci yarıda da oldukça sıkıntılı bir süreç bekliyor.

Ligin son sırasına demir atan Kasımpaşa ise tek galibiyetle, ligin en az galibiyet alan takımı konumunda bulunuyor. Kötü performansa rağmen, Yılmaz Vural'a inanmaya devam eden İstanbul temsilcisinin bu sıkıntılı durumdan kurtulabilmesi bir hayli güç görünüyor.

Hiç yorum yok: