28 Aralık 2010 Salı

Tarihin En İyi Kadrosu (mu?)

Geçen sezonun ortalarından itibaren ''Yıldırım Demirören yeter!'' tezahüratı moda olmuştu Beşiktaş tribünlerinde. Yıldırım Demirören'in istifa etmesi için yapılan baskılar, edilen sözler, bu sezonun ortasında rafa kaldırıldı çünkü Beşiktaş o zamandan bu yana bambaşka bir kimliğe büründü.

8 milyon euro verilip kadroya katılan Rodrigo Tabata geçen sezonun belki de en çok eleştiri alan transferi oldu. Ne zaman Tabata konusu açılsa, 8 milyon euro öbeği, bahsi geçen cümlenin ikinci öznesi, hatta zaman zaman birinci öznesi oldu. Tabata, Beşiktaş formasıyla sahada kaldığı hemen her dakika sırt numarasının olduğu yerde 8 milyon euro yazıyormuş gibi durdu. Baskıyı kaldıramadı oyuncu. Beklenen katkıyı yapamadı. Sırf bonservisi yüzünden kendisi yerine Delgado'nun transferine izin verildi. Ricardo Quaresma ve Guti Hernandez, Beşiktaş'ın bombayı hem de iki kez patlattığı transferler oldu. Birisi Porto hariç gittiği hiç bir takımda başarıyı yakalayamazken, diğeri yıllarca Real Madrid'in sembolu olmuş ve 33 yaşında hayatının ilk yurtdışı transferini yapmıştı. Tabi Mustafa Denizli'nin yerine gelen Bernd Schuster'de böylesine bir deneyimi hayatında belki de ilk defa yaşıyordu.

Aşının tuttuğunu söyleyebiliriz ilk bakışta. Quaresma, Beşiktaş formasıyla başarılı ve etkili oldu sakatlıklardan kurtulabildiği sürelerde. Guti Hernandez ise emeklilik ikramiyesi olarak Beşiktaş formasını seçmediğini daha ilk haftalardan belli etti. İki farklı Akdeniz ülkesinden yapılan bu iki büyük transfer olumlu sonuçlar verince, Yıldırım Demirören yelkeni açacağı kıyıyı bulmuş oldu ve ikinci yarı bile değil, daha kamplar başlamadan üç Portekizliyi kolundan tuttuğu gibi İstanbul'a getirdi. Simao Sabrosa, Hugo Almedia ve Manuel Fernandes...

Beşiktaş taraftarları artık tarihin en iyi kadrosunun kurulduğunu düşünüyor ve coşkuları, ''Beşiktaşlılıkları'' bir kat daha artıyor. Peki gerçekten de Türk futbol tarihinin en iyi kadrosu kuruldu mu?

''Taze'' oldukları için yeni gelenlerden başlayalım. Atletico Madrid'in ''efsane'' mertebesine erişmiş oyuncularından Simao Sabrosa, devre arasında yapılan ''üçlemenin'' en göz alıcı oyuncusu. Aslen bir sol açık olsa da, zaman zaman forvet arkasında da görev yapabiliyor. 1979 doğumlu ve 31 yaşında. Futbolunun en olgun, en tecrübeli döneminde Beşiktaş'a transfer oldu. Beşiktaş'ın kısa vadede oldukça faydalanabileceği bir isim. Kairyerindeki en üst düzey takım, 2 sezon formasını giydiği Barcelona. 2 sezonda 46 maça çıkıp, 3 gol kaydetmiş. Ardından 6 yıllık Benfica ve 3,5 yıllık Atletico Madrid kariyerleri var. Bu iki takımda toplam 286 maça çıkıp, 96 gol kaydetmiş ki, direk santrafor olmayan bir futbolcu için harika bir istatistik bana göre. Tabi ki bu performanslara ve kariyere sahip bir oyuncunun Portekiz Milli Takımı'nın bankosu olmasından doğal bir şey yok. 1998'de sırtına geçirdiği forma ile toplam 85 maça çıkıp, 22 gol atmış. Simao Sabrosa'nın önceki transferleri de oldukça maliyetli olmuş. Sporting CP'den Barcelona'ya 15 milyon euro, Barcelona'dan Benfica'ya 12 milyon euro ve Benfica'dan Atletico Madrid'e 20 milyon euroluk bonservis bedelleriyle transfer oldu. Beşiktaş'a maliyeti ise sadece 900 bin euro. Simao Sabrosa son Dünya Kupası'ndan sonra milli takımı bıraktığını açıklamıştı. Dolayısıyla futbolunu tamamen Beşiktaş için oynayabilecek durumda. Bana göre en az Quaresma kadar değerli ve ondan daha istikrarlı bir oyuncu. Guti ve Quaresma'dan sonra Beşiktaş'ın transfer ettiği 3. dünya starı.



Manuel Fernandes ise Valencia'dan transfer edildi. Fernandes enteresan bir oyuncu. Kariyerinin neredeyse tamamını kiralık olarak geçirdi. Parladığı Benfica'dan ''uyum sorunu'' nedeniyle Portsmouth'a kiralandı.Portsmouth'ta fena sayılmayacak bir kariyerin ardından, Everton'a kiralandı ve ertesi sezon Valencia oyuncunun bonservisini Benfica'dan aldı ancak Manuel Fernandes yeniden Everton'a kiralanmaktan kurtulamadı. 2010-11 sezonun ilk yarısında Valencia forması giydi, bu kez de devre arasında Beşiktaş'a kiralandı. Aslında tam bir kapalı kutu olduğunu söylemek en doğru yaklaşım olur. Şimdiye kadar 6 kez Portekiz Milli Takım forması da giydiğini belirtmeden geçmeyelim. 1986 doğumlu oyuncunun ilk satın alma hakkı da Beşiktaş'ın elinde olacak. Tabi ikinci yarıda bu genç adamın 8 milyon euroluk bir futbol oynaması gerekecek çünkü Valencia'nın talep ettiği bonservis bu civarda olacak. Oyun stili hakkında detaylı bir bilgim yok. İzleyip, karar verileceklerden kendisi.



Hugo Almedia, Fatih Tekke'den verim alamayan Schuster'in takımına alınan kariyerli yabancılardan. Portekiz'de ligin sıra takımlarından olan Naval altyapısında yetişip, Porto'nun dikkatini çektikten sonra transfer edildi. Transfer edildiği sezon Leiria'ya kiralık gönderildi. Ardından üç sezon Porto kadrosunda yer alıp (bu üç sezonda toplam 32 maça çıkıp 3 gol attı) ardından tekrar Leiria'ya kiralık gönderildi. Bir sezon sonra da yine kiralık olarak Boavista'ya gittikten sonra bonservisini Werder Bremen aldı. 4 sezon kaldığı Werder Bremen'de toplam 78 maça çıkıp, 25 gol attı. En büyük patlamasını bu sezon gerçekleştirip, Bundesliga'da 13 maçta 9 gol kaydetti. Portekiz Milli Takımı formasını 23 kez giyip, 8 gol kaydetti. Milli takım forması ile attığı tüm goller vasat altı ülkelere karşı. (Azerbaycan, Arnavutluk, Malta, Ermenistan, Liechenstein) Açıkça söylemek gerekirse, çok faydalı olabileceğini düşünmüyorum. Hatta bu üç transfer içerisinde en zayıf halka gibi duruyor. Simao'yu tecrübesi, Fernandes'i gençliği ile bir yerlere koyabiliyor olsak ta, Hugo Almeida'nın Beşiktaş kariyeri, bize biraz biraz Güiza'nın Fenerbahçe kariyerini andırabilir. Tabi doku tutarsa, Hugo Almeida, Beşiktaş formasıyla müthiş maçlar da çıkarabilir. Netice de ilk bakışta pek faydalı olabilecekmiş gibi durduğunu söylemek güç. Hugo Almeida henüz 26 yaşında. Futbolunun olgun dönemine yaklaşıyor. Quaresma, Fernandes ve Simao gibi arkadaşlarıyla Beşiktaş'ı sırtlamaya çalışacak.

Genel itibariyle Beşiktaş'ın elinde bulunan yabancı futbolcuları bir listeleyelim:

Tomas Sivok
Tomas Zapotocny
Fabian Ernst
Rodrigo Barbosa Tabata
Guti Hernandez
Ricardo Quaresma
Roberto Hilbert
Michael Fink
Matteo Ferrari
Bobo
Simao Sabrosa
Manuel Fernandes
Hugo Almeida
Filip Holosko

Bu liste Beşiktaş'ın resmi internet sitesi bjk.com.tr'den alındı. Eksik ya da fazla varsa onların vebali. Toplam 14 yabancı oyuncudan 4 tanesi gönderilecek, gönderilmek zorunda. Tabata, Fink ve Zapotocny en yakın adaylar. Bucaspor ile görüşmeler sürüyor. Ferrari kontratı yüzünden gönderilemiyor. Bobo'nun şu aşamada elden çıkarılması risk olur. Holosko'nun sözleşmesinin dondurulması gündemde. Bir de yerli futbolculara bakalım:

Rüştü Reçber
Hakan Arıkan
Cenk Gönen
İbrahim Toraman
Ersan Gülüm
İbrahim Üzülmez
Rıdvan Şimşek
İsmail Köybaşı
Erhan Güven
Onur Bayramoğlu
Yusuf Şimşek
Marco Aurelio
Ekrem Dağ
Necip Uysal
Fatih Tekke
Nihat Kahveci
Marcio Nobre
Ali Kuçik

14 yabancıya karşı, 18 yerli futbolcu var. Ancak Yusuf Şimşek, Fatih Tekke ve Erhan Güven Schuster'in kadroda kesin olarak düşünmediği futbolcular. Yani elde 15 yerli kalıyor herhangi bir değişiklik olmazsa.  10 yabancıya karşı 15 yerli. Toplam 25 futbolcunun %40'ını yabancılar oluşturuyor. 25 kişilik bir kadro bana göre bir sezon için yeter de artar bile ancak 6+2+2 gibi saçma sapan bir kuralla idare edilen ''yabancı futbolcu meselesi'' yüzünden Schuster'in taktik bilgisi kadar matematik bilgisine de ihtiyacı olacak. Görüntüye göre Beşiktaş'ın sakatlık ya da cezalı olmadığı sürece sahaya sürmesi ''banko'' 6 yabancısı var elinde. Ernst, Guti, Quaresma, Simao, Almeida (Bobo), ve Fernandes. Hücum hattı diyebiliriz buna aynı zamanda Ernst'i kenara çıkararak. Geriye kalan beş mevki için ise yerli futbolcular düşünülmeli. Hilbert'in bana göre harika oynadığı sağ kanatta Ekram Dağ oynayacak. Erhan Güven gönderilirse tek alternatif O kalıyor çünkü. Ekrem sakatlıktan yeni çıkan bir futbolcu. Arıza yaparsa mecburen Toraman o bölgeye kaydırılacak. Peki Toraman o bölgeye kaydırılırsa Ersan'ın stoperdeki partneri kim olacak? Tomas Sivok tek aday ve yabancı. Bu kez az önce saydığım altılıdan birisi kenara gelecek ve yerine yerli bir oyuncu geçecek. Tribünlerin sevgilisi(!) Nihat mı, performansı Bucaspor'a bile yetmeyecek olan Ali Kuçik mi? Bu ve buna benzer sorunları çok yaşayacak Beşiktaş sezon içerisinde. Enteresan bir rotasyonları var artık. 10 yabancının tamamı oynayabilecek durumda ve hepsi mevcut kadroda bulunacak. İdeal onbirin içerisinde savunmanın yerlilerden, hücumun yabancılardan kurulması da ilginç olacak.

Beşiktaş'ın hali hazırdaki kadrosu Türkiye tarihinin en iyi kadrosu mu? Bence hayır ama Beşiktaş tarihinin en iyisi olduğunu söyleyebiliriz. Sergen, İlhan, Tümer, Nouma, Giunti, Zago ve Lucescu alınmazsa (!)

İkinci yarıda iş yaparlar mı? Bence şampiyonluk treni kaçtı. UEFA'da da Kiev değil ama City'ye toslayarak kötü bir kura çektiler. Bu sezon değil ama önümüzdeki sezon ''takım olmayı başarırlarsa'' tadından yenmez bir kadrosu var Beşiktaş'ın. Umarım başarılı olurlar. Hiç olmazsa bu sene ilk ikiye girip, seneye Şampiyonlar Ligi'nde arz-ı endam ederler. Güzel bir gövde gösterisi olur. Hem Beşiktaş için, hem Türk Futbolu için...

2 yorum:

Melih Kazdağ dedi ki...

Fernandes hakkında Güntekin Onay fikirlerini yazmıştı. Yeni transferler arasında beklentinin yüksek olmadığı bu oyuncunun Türkiye'de çok sevileceğini ,Aurelio&Emre Belözoğlu karışımı bir oyuncu olduğunu ve beklentinin çok üstünde etki bırakacağını yazmıştı. Güntekin Onay'ın yorumlarından sonra oyuncuyu biraz araştırdım.Videolarını vs izledim. Özellikle takımı karşı sahada pres yaparken,karşı takım çıkarken kaptığı toplarda çok başarılı. Çok hızlı bir oyuncu. Bu yönleriyle Emre'ye benziyor. Bir de çok inatçı. Omuz omuzayı çok seviyor ve alana kadar uğraşıyor.
Valencia gibi bir takım bu oyuncuya 18 m vermiş. Bir bildikleri vardır diye düşünüyorum.
Bence bu transfer silsilesinin en önemli oyuncusu olacak. Çünkü Guti olmadığında veya oyundan düştüğünde bu oyuncuya daha fazla görevler düşecek.

omanim dedi ki...

beşiktaşın son yaptığı üç transfere rağmen isim olarak en büyük iki yıldızı hala guti ve quaresma