6 Eylül 2010 Pazartesi

Kazakistan - Belçika Arası...

2010 Dünya Kupası'na katılamayışımız sonunda Fatih Terim'den boşalan Milli Takım Teknik Direktörlük koltuğuna yaklaşık 8 aylık bir boşluğun ardından Guus Hiddink oturmuştu. Bir iki hazırlık maçının ardından 2012 Avrupa Şampiyonası Finalleri'ne katılmak için geçtiğimiz cuma akşamı ilk grup maçına Kazakistan karşısında çıktı milli takım.

Genel olarak baktığımızda, öyle aman aman değişen bir şey yok. Kadroda revizyon beklentileri, oyun sisteminde köklü değişiklik, farklı futbolcular gibi beklentilere Hiddink ancak yokluktan Ömer Erdoğan ve Volkan Demirel'in sakatlığında Onur Kıvrak ile cevap verebildi.

Milli Takım'ın futbolu beklentilerimize göre ''hafif'' kaldı. Ömer Erdoğan'ın Bursaspor tandanslı kafa vuruşunu tipleyen Arda'nın golüyle öne geçtik, Hamit'in Astana Stadyumu'nda atılabilecek en güzel golüyle iki dakikada iki farkı, iki duran top organizasyonuyla bulduk. Kazaklar, gollere kadar fena oynamıyorlardı ancak gollerden sonra dirençleri biraz düştü. İkinci yarının başında bir umut daha saldırdılar ancak bu kez de Onur kalesini gole kapattı. Sonunda Arda'nın asistinde Nihat finali yaptı ve milliler rahat bir skorla Belçika maçını beklemeye başladı.

Belçika Milli Takımı'nı anlatmaya gerek yok herhalde. Hemen hemen tüm major liglerde oynayan futbolcuları kadrolarında barındırıyorlar. Daniel Van Buyten, Vincent Kompany, Thomas Vermaelen, Timmy Simons, Eden Hazard, Jan Vertonghen, Marouane Fellaini, Stefan Defour, Axel Witsel ve Moussa Dembele gibi yıldızları kadrolarında barındırıyorlar. Forvetlerinde henüz 18 yaşından gün almış Romelu Lukaku oynuyor. Bizim Batuhan Karadeniz'in Belçika versiyonu diyebiliriz. Yıllardır bu takımın forvet bölgesinde oynayan Wesley Sonck milli formadan emekli olunca yerine bu genç adamı o bölgeye monte ettiler. Dick Advocaat ile yeni bir oluşumun planlarını yapan Belçikalılar, Advocaat'ın göreve başladıktan 6 ay sonra Rusya'yı tercih etmesiyle yerine Belçika'nın yetiştirdiği en önemli teknik adamlardan George Leekens'i getirdiler. Leekens'te bu yapılanmayı sürdürmeyi isteyen bir teknik adam. Aslında bu takımın tam hedefi, 2014 Dünya Kupası Finalleri'ne katılabilmek. Fazlasıyla genç olan kadrolarını mümkün mertebe bozmuyorlar ve sık hazırlık maçı oynayarak ellerinden geldiğince bu gençleri birlikte oynatmaya çalışıyorlar. 2012 onlar için tam manasıyla bir hedef değil gibi duruyor ama bizim milli takımın oynadığı oyun ne derece ümit verici orası da bir soru işareti.

Gruptaki asıl amacımızın Almanya'yı zorlamak olduğu düşünülürse, 4. torbadan gelen Belçika'nın bizim için normalde, hele de kendi sahamızda zor bir rakip olmaması gerekir ancak kuralar çekildiği zaman da belirttiğim gibi 4. torbadan gelebilecek en zor takımı çektik. Burada yapmamız gereken, Belçika'dan hiç olmazsa 4 puan çıkarabilmek. Kazakistan ve Azerbaycan'dan toplam 12 puanı hanemize yazmazsak zaten hiç gitmeyelim 2012'ye. Avusturya'da 2 maçta yenebileceğimiz bir rakip. Yani zor olanı başarıp bu olasılıklar dahilinde Almanya'dan 4 puan koparabilirsek kendimizi lider olarak finallere atabiliriz ama Almanya maçlarına gücümüz yetmezse en azından Almanya'ya kadar olan hesabı, kitabına uydurup, ikincilik için yeni bir Bosna faciası yaşamamız lazım.

Millilerin Kazakistan maçındaki performansı belki de, Kazaklara göre ayarlanmış bir formattı. O performansın Belçika'ya yeteceğini düşünmek hayalcilik olur. Oyuncuların daha istekli ve rakibi ısıran bir futbol oynamaları şart. Salı akşamı neler olacağını hep beraber göreceğiz.

Hiç yorum yok: