7 Eylül 2010 Salı

Türkiye - Belçika

Ne zaman A Milli Takım Belçika ile bir maç yapacak olsa aklıma istisnasız İlker Yasin gelir. Emil Mpenza için söylediği: ''Elin Arabı'' lafı yıllardır aklımdan gitmez. Bu akşam bana göre Enzo Schifo'lu Belçika'dan sonra geliştirilen en güçlü Belçika ile kendi sahamızda yani Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri A Grubu'nda ikinci maçına çıkacağız.

İlk maçında yeteri kadar oynayıp, Kazakistan'ı deplasmanda 3-0 mağlup eden milliler, bu maçtan önce gerekli morali elde etmişti. Kazakistan maçının onbirinden çok farklı bir onbir göreceğimizi sanmıyorum bu maçta da. Kalede Onur, savunmanın sağında Sabri, solunda Hakan, stoperler Ömer ve Servet, orta alanda Emre, Aurelio, Arda, Nihat ve Hamit, ileri uçta ise Tuncay. Hiddink belki Astana'da pek etkili olamayan Tuncay'ı gerçek yerine yani kanat hücumuna alıp, Nihat'ı keser ve sahaya gerçek bir forvet sürer. Gerçi kadronun içerisinde gerçek bir santraforumuz yok. Sercan'da tek forvet oynayabilecek bir oyuncu değil.

Belçika Milli Takımı'nın forveti Lukaku henüz 17 yaşında. İyi bir fiziği var. Daha önce Batuhan'a benzediğini yazmıştım. Servet ve Ömer'in başına çok iş açacağını sanmıyorum. Bizim asıl dikkat etmemiz gereken bölge, formsuz Hakan ve sakatlıktan yeni çıkan Sabri'nin savunacağı kanatlar. Eden Hazard, Moussa Dembele ve Timmy Simons çok iyi dripligçileri bulunan Belçika, eğer kanat zaafımızın üzerine giderse başımıza iş açabilir. Her oynadıkları maç daha iyi oluyorlar ve birbirlerini iyi tanıyorlar. Kontrollü bir oyun ve sabırlı bir hücum organizasyonu ile tecrübesiz Belçika'yı belki de beklediğimizden de kolay devirebiliriz ama çok dikkatli olmalıyız.

Son Dünya Kupası elemelerinde 4 puan kaptırdığımız Belçika'dan bu kez 6 puanı almamız gerekiyor. İlk randevu bu akşam. Daha önce dokuz kez karşılaşıp, iki kez yenip üç kez yenildiğimiz rakibimizle umarım galibiyet sayılarını eşitleriz.

Hiç yorum yok: