20 Eylül 2010 Pazartesi

Özlenen Trabzonspor!

Sivasspor maçını 6-1 kazanmıştı Trabzonspor, Manisaspor maçına çıkmadan önce. Teofilo, Umut, Yattara ve Jaja ile birlikte, Colman ve Selçuk'u da hesaba katarsak, hücum yönü ağır basan 6 oyuncuyu birden sahaya süren Şenol Güneş, bunun karşılığını Sivasspor maçında 6 gol ile almıştı ancak Manisaspor maçında aynı kadroyu sahaya sürerken, geçen sezonun gol kralı Ariza Makukula'yı hesaba katmamıştı.

Manisaspor bu maça gelene kadar dört maçını da kaybetmiş, hafta içinde de Hakan Kutlu ile yollarını ayırıp, Hikmet Karaman'a ''Gel bizi kurtar!'' demişti. Hikmet Karaman enteresan bir adam. Football Manager oynayanlar bilir. Misal Lionel Messi'nin üzerine gelip sağ tuş yaptığınız zaman çıkan seçeneklerden birisi ''Create Search Screen From Messi'' olur. Messi 'nin özelliklerine yakın oyuncular bulmaya çalışırsınız bu ekranda. Gerçek hayatta böyle bir buton olsa ve Fatih Terim'in üzerine gelip sağ tuş yapsanız ve bu fonksiyonu kullansanız karşısınıza Hikmet Karaman çıkar işte. Hakan Kutlu'nun yerine gelmeyi de iyice sevdi. Hatırlarsanız bir iki sezondur Ankaragücü'nü bir Hakan Kutlu, bir Hikmet Karaman çalıştırırdı. Şimdi bu rolü Manisaspor'da devam ettirdi ikili. Hikmet Karaman'ın takımın başına geçtiği birkaç günde yapabileceği pek fazla birşey yoktu. Tabi ki en iyi bildiği işi yapıp takımını motive etti ve takımı sahaya bu anlamda biraz daha güçlü çıkardı. Aşağı yukarı tüm Türkiye'nin hem fikir olduğu gibi ligin en iyi ''takımı'' görüntüsünde olan Trabzonspor maça öyle baş döndürücü bir pas trafiği ile başladı ki, onuncu dakikada topla oynama istatistiği %79'a, %21 oldu. O arada Yattara'nın kullandığı akıl dolu köşe atışını Selçuk İnan filelerle buluşturunca Trabzonspor için yine farklı bir galibiyetin kapısı açıldı. Kırkıncı dakikaya kadar Trabzonspor'un ''göze hoş gelen futbolunu'' ve başta Teofilo olmak üzere kaçırdığı golleri izledik. Arada Manisaspor topla hızlı çıkıp, özellikle Isaac ve Makukula ile gol sinyallerini veriyor ancak oyun sistematik bir şekilde devam ediyordu. Dakikalar kırkı gösterirken, Makukula yine olması gereken yerde olup, topu Trabzonspor filelerine gönderdi ve skora eşitliği getirdi. Trabzonspor için en kötü senaryo kalan dakikalarda bir gol daha yemekti ve bu da Simpson'un ayağından Onur'un da hatasıyla gerçekleşti ve herşey iyi giderken gelen iki golle Trabzonspor bir anda devreye yenik girdi. Şenol Güneş bana göre ilk hatasını burada yaptı ve ''panik'' bir şekilde iyi oynayan Jaja'yı kenara çekip, elindeki son kozu olan Alanzinho'yu sahaya sürdü. Ha tabi ki bu da bir tercihtir ve saygı duyulması gerekir. Daha çok boş alanda dripling yeteneği olan Alanzinho, dirençli rakip karşısında etkili olamazken, bize göre koz olmayan ancak Şenol Güneş'in etkili silahları arasında gördüğü Burak Yılmaz'da Yattara'nın yerine oyuna dahil oldu. Tabi ki Burak Yılmaz'ın girişiyle Trabzonspor'un nispeten Yattara sayesinde kullanabildiği sağ kanat tamamen felç oldu. Solda zaten maçın başından beri işler bir halde olmayınca, ataklar tıkandı kaldı. Makukula'nın mükemmel golüyle farkı ikiye çıkaran Manisaspor, hem de geriye düştüğü maçta Avni Aker'de Trabzonspor'u 3-1 yenmeyi başardı.

Onur Trabzonspor kariyeri boyunca ilk kez kalesinde bir maçta üç gol gördü. Birinci ve üçüncü golde, yani Makukula'nın usta işi vuruşlarında yapabileceği pek fazla birşey yoktu genç kalecinin ancak ikinci golü çıkarabilirdi. Giray, Glowacki'yi aratacağını gösterdi zira bir çok kademe hatasının yanında, birkaç kez de gereksiz topla oynama sevdası yüzünden top kaybetti. Umut, Touluouse işi gerçekleşmedikten sonra oynadığı maçlarda sahada hayalet gibi gezmeye başladı ve ''futbolcu istiyorsa göndereceksin'' tezini pekiştirdi. Şenol Güneş kendisini ve Jaja'yı kazanmak için 3 puanı feda etti diyebiliriz bu hafta. Hazır Jaja'dan bahsetmişken, ne kadar yetenekli bir futbolcu olduğunu görebildiğimi söylemek isterim ancak Jaja'nın oynadığı mevki kendi mevkisi değil gibi duruyor. Fizikli, boylu poslu adamdan ''AMC'' olmaz. Zaten Jaja'nın surat ifadesi de eğer hep böyle olmayacaksa pek bir sıkıntılı gözüküyor. Colman, takımın hücumcu sayısı fazlalaşınca biraz daha geriye yaslanarak oynamaya başladı ve bu takım için pek iyi değil. Selçuk ile ilgili ayrı bir paragraf açacağım, o yüzden şimdilik kendisine dokunmuyorum. Teofilo'ya Jardel yakıştırması yapmıştık ama ilk yarıda kaçırdığı iki golü Jardel affetmezdi. Yattara'nın verdiği iki pasta olağanüstü güzeldi ancak Teofilo bu pasları asiste çeviremedi. Serkan Balcı'nın yaptığı bindirmelerin onda birini Ferhat yapamadı. Bu çocuğun ciddi bir özgüven sorunu var kazanılmak isteniyorsa oynamaya devam etmesi gerek ancak adım gibi biliyorum fatura O'na kesilecek ve haftaya Cale formasını geriye alacak. Engin Baytar'ın iyileşip, takıma girmesi şart oldu. Bunun dışında Ceyhun Gülselam olmadan sahaya çıkan Trabzonspor, çıktığı her maçta büyük dezavantaj yaşar benden söylemesi. Savunması yumuşak orta sahada Barış Ataş ile birlikte ''ısırgan'' olabilecek iki adamdan birisi Ceyhun ve Barış'ın on misli daha teknik ve akıllı.

Selçuk İnan'ın performansı fena değildi. Elinden geleni yapmaya çalıştı ancak takıldığım bir nokta var. Geçen hafta Sivasspor'a frikikten golü atan Yattara'nın, hem de ''takım kaptanı'' Yattara'nın elinden topu alıpta, eliyle ''uzaklaş burdan'' işareti yapıp, frikiği kullanmanın anlamı nedir? Yıllardır söylüyorum; penaltı, korner, frikik, ceza sahasına orta yapmaya müsait direkt vuruşlar gibi bütün topları eğer sahadaysa Yattara'nın kullanması gerekir. Zaten nadir frikik kullanıyor ama Malatyaspor'a, Apoel Nicosia'ya ve Sivasspor'a attığı frikik golleri hep ince ayar. Herşeyi geçtim, adam takım kaptanı ve sekizinci yılını oynuyor Trabzonspor'da, daha geçen hafta frikikten golünü atmış, o hareket nedir Selçuk? Ah ben senin hocan olacaktım ki! O saçları da ya kestir, ya bandana tak bişey yap, benden söylemesi. Yoksa bir iki mağlubiyetten sonra fatura saçlarına kesilebilir! Tabi unutmadan eklemem lazım, Yattara'da kornerleri o kadar kötü kullandıki bu maç, hayret ettim, zeminden olduğunu düşünüyorum.

Ha bir de, unutmadan, Makukula'dan bahsetmemek olmaz. 2,5 milyon euro maliyetli bu gol makinesini sezon başında Kayserispor, Trabzonspor ve Beşiktaş'ta istemişti. Yani Trabzonspor ve Kayserispor'un bayağı bir uğraştığını biliyorum da, Beşiktaş ne kadar istedi bilemeyeceğim. Makukula maliyet yüzünden alınmadı ve yerine 4,5 milyon euroya Jaja getirildi! Aksi gibi Sadri Şener Makukula için, ''Manisaspor'a gittiğine göre, almamakla doğru bir karar vermişiz'' gibi inanılmaz talihsiz ve kendisine yakışmayan bir açıklama yapıp, futbolcuyu iyice hırslandırdı. Özellikle takımının üçüncü, kendisinin ikinci golünü Sadri Şener'e armağan ediyorum! Maçtan sonra da Makukula ''Başkan böyle söylemişti, şimdi anlamıştır vaziyeti'' mealinden laflar edip, ''taşı gediğine koydu''. Tabi burada da çift taraflı düşünmek lazım yine. Belki de transferin son günü Benfica ''elde kalmasın'' hesabı, Manisaspor'a gönderdi kendisini. Yani Manisaspor'a çekilen fiyat, diğer takımlara çekilmemiş olabilir.

Neyse nihayetinde özlediğimiz Trabzonspor'u görmek bizi mutlu etti! 2010 yılında bu stadyumda hiç mağlup olmamıştık ve ''allah allah'' demeye başlamıştık ki, en olmadık zamanda, en olmadık takıma, en olmadık şekilde (öne geçip), kaybederek, bir takım alışkanlıkların öyle kolay kolay değişmeyeceğini gösterdik. Bu yenilginin şimdiden gelmesi iyi oldu aslında gerekli dersler çıkarıldıysa. Sivasspor maçında bir rüya gördük, Manisaspor maçında uyandık. Umut yedeğe, Ceyhun sahaya, Colman ya da Selçuk yedeğe, Engin Baytar sahaya! Haydi uşaklar!

Hiç yorum yok: