6 Eylül 2010 Pazartesi

Yaban Ellerde...

Delikanlı adamdır Fatih Tekke. Biraz sorunlu hatta biraz kaprislidir ama delikanlı adamdır. Lafını sakınmaz kimseden, dobradır, hesapsız konuşur. Sadece yeteneğiyle varolmaya çalışır bu piyasada. Tatil zamanı geldi mi, Antalya'ya, Bodrum'a, Marmaris'e, Çeşme'ye, Bahamalara, Maldivlere gitmez. Yaylaya çıkar, horon teper, annesinin elini öper, belki kahvede oturur, okeye dördüncü olur.

Gökdeniz'in yediği haltların malum olduğu dönemde, aslında birçok şeyde kapalı kapılar ardında kaldı. Gökdeniz ve Fatih'in hem işyerleri, hem arabaları eş zamanlı olarak kurşunlandığında, takım olarak basının karşısına geçip, birlik mesajı vermişti takım ama sezon sonunda Fatih'in açıklaması netti: ''Trabzonspor'da kalmayacağım''. İstese serçe parmağıyla ''gel'' işareti yapardı üç büyüklere, şimdi yarım yamalak oynayan Nihat'ın, Emre'nin kazandığı paraları kazanır, şan şöhret sahibi olurdu ama yapmadı. Hem kulübüne para kazandırdı, hem de sevenlerini hayal kırıklığına uğratmadı. Rusya'ya Zenit Petersburg'a gitti. Alışamadı oraya. Yalnız kaldı. Belki de gider gitmez pişman oldu. 3 ay sonra yuvasını yani Trabzonspor'u aradı ''gelin beni alın'' diye. Almadılar. Gökhan Ünal'ı getirdiler. Alışmadık g.tte don durmadı, Ünal kendisini Fenerbahçe'ye zor attı. Fatih yine oradaydı, gelip alsınlar diye bekledi hem de üç büyükler yine kapıdayken... Sadri Şener uçağa atladı ama Rusya'ya gitmedi, okyanusu aştı, Kolombiya'ya gitti, Teofilo Gutierrez'i aldı. O'nu almadı. Yalnız kalmamak için Rubin Kazan'a, Gökdeniz ve Hasan Kabze'nin yanına gitti ama aklı hep Trabzonspor'daydı. Taraftarın da aklı O'nda. Bir an olsun vazgeçmedi Trabzonsporlular Fatih Tekke ümidinden. Trabzonspor sezon başında forvet aradı deli gibi. Fatih Tekke oradaydı yine ama almadılar. Altidore'un peşinde koştular. Başkan uçağa atladı, Rusya'ya yaklaştı ama Ukrayna'da durdu. Jaja'yı getirdiler. O'nu almadı yuvası, değer verdiği, Trabzonspor'u. 33 yaşındaki Fatih Tekke memleketine dönmek istiyordu. Olmadı. En sonunda Beşiktaş'a ''evet'' dedi. Trabzonspor beni alsın diye bekleyip 2 güzel yılını heba eden Fatih, sebebi her ne olursa olsun, ama her ne olursa olsun, nankörlüğün, vefasızlığın en babasını gördü öz yuvasından, ailesinden. Beşiktaş aldı O'nu. Caner Erkin gibi, Burak Yılmaz gibi, Serdar Özkan gibi yapmadı. Başta da söyledik, delikanlıydı O. Basın toplantısında sordular: ''Trabzonsporluyum ben'' dedi. ''Kariyerim için buradayım''.

Zoraki bir evlilik oldu anlayacağınız. Fatih Tekke, aşk yaşadığı sevdiği kıza varamadı ve aile büyükleri O'nu başka biriyle ''everdiler''. Bu evlilikten ne sonuç çıkar bilemem. Bildiğim tek şey, Fatih Tekke'nin hem kendi katkılarıyla, hem de Trabzonspor yöneticilerinin yüzünden kariyerinin harcandığı.

7. haftada Avni Aker'de Trabzonspor - Beşiktaş maçı var. Maç 0-0 giderken, hatta daha da dramatize edelim, dakika 89 civarı, soldan Guti'nin ara pasında hareketlenen Quaresma'nın kestiği topa o çirkin saçlarının arasından alnını yapıştırsa Fatih Tekke ve topu hep yaptığı gibi ''çatala'' gönderse ne olur? Kendi adıma söyleyeyim: Burukluk mutluluk karışımı bir damla gözyaşı düşer herhalde iki elim başımın arasındayken halının üzerine ama sevinirim O'nun için... İsyandan sebep...

4 yorum:

artık misimoviç :) dedi ki...

helal olsun kardeşim, çok beğendim yazını; işte bilinçli taraftar böyle olmalı, bir galatasaraylı olarak son anda kaçırdığımız fatih tekke'nin beşiktaş'a gitmesi beni bu kadar üzmüşken, senin hislerini düşünemiyorum bile..

Muratonovic dedi ki...

Ben bizim taraftarin Fatih Tekke askini anlayabilmis degilim..

adam en cok ihtiyacimiz olan zamanda, taraftar yalvarirken "ben gidecem bu kadar basit" dedi, cekti gitti..

Trabzonspor 6 ay bekle seni bedava alalim dedi, kabul etmedi gitti ayni seyi Rubin icin yapti. (ilk basta 6 ay sonrasi icin imza atmisti, sonra zenit imza atmis adamdan hayir gelmez diyerekten kucuk bir bonservisle birakti Fatih'i). Bu arada basin toplantisi yapip yonetime Trabzonspor'luluk dersi vermesi de var, bir de Zenit Hoca'sina Mr. Spagetti demesi vakasi var onlara girmiyorum bile..

Simdi de uzerin Besiktas formasi giymis..

Bizim taraftar hala Fatih'te Fatih..

Faruk, degil son paragrafta dramatize ettigin olay, Fatih hat-trick yapip Maraton tribune kol hareketi cekse yine bizim taraftar Fatih der, yonetimi suclar..

Yapacak yorum bulamiyorum.. 30 yillik Trabzon'luyum, kendi insanimi, taraftarimi taniyamiyorum artik..

PS : Fatih'e yeni takiminda basarilar..

Faruk dedi ki...

Duruma bir de şu pencereden bakalım: Fatih Tekke ve Gökdeniz Karadeniz, Trabzon Şehri'nde bir takım sıkıntılar yaşadı. Gökdeniz'in karıştırdığı işler, kontak kurduğu insanlar ve girişimde bulunduğu olay kabul edilebilir değil. Gökdeniz'in ortada ispatlanmış bir suçu var. Gökdeniz Rubin Kazan'a gideli ne kadar zaman oldu bir kişinin ağzından ''Gökdeniz geri gelsin'' diye bir şey duymadık. Fatih Tekke'nin araba ve işyerinin kurşunlanması sırasında (üstüne basa basa belirteyim, bu konu ile ilgili açıklanmış bir şey olmadığından Fatih'i savunacağım, çünkü elimizdeki veriler bu kadar) dönemin yönetimi, yani Nuri Albayrak yönetimi bu futbolcuya ne kadar sahip çıktı. Bu olayların üzerine ne kadar gidildi. Benim naçizane kendi çapımda öğrendiğim bilgi şu: Gökdeniz tehditler almaya başlayınca takım kaptanı Tekke ve Hüseyin'e gider, durumu anlatır, Fatih'te gidip, başkan ve bir takım yöneticilerle konuşur ancak yönetim duruma duyarsız kalınca Fatih kendi başına bu adamlarla çeşitli diyaloglara girer, iş işinden çıkılmaz bir hal alınca Fatih'e müthiş bir soğuma gelir. (Ki kendimi de Fatih'in yerine koyunca aynı şeyi yapardım.) Ayrıca dönemin yönetiminin Fatih'in kontratını uzatmak yerine iyi bir teklif almaya çalıştığı hepimizin malumu. Milan Stepanov, Gökdeniz Karadeniz, Fatih Tekke, Miroslav Sczymkoviak gibi temel taşların takımdan ayrılması hemen hemen hep aynı döneme denk gelmiştir.

Bütün bunları unutup, bir an Fatih'in hata yaptığını kabul edelim. Trabzonluluğu, Trabzonsporluluğu tartışılmayacak bir adamın, neden memleketinin takımında (hem de halk kahramanıyken) oynamak istemeyebileceğini düşünelim? Szymek, sırf bizden ayrılabilmek için futbolu bırakması mı aynı dönem? Gökdeniz uçarak gitmedi mi Rubin'e? Ersun Yanal takımın başına geldiğinde bu takımın yıldızı 18'lik Barış Memiş'ti.

Sonrasında Fatih'in dönmek için girişimlere başladığını biliyoruz. Unutmuyorum, ayrılığın 3. ayında Petersburg'ta bir göl kenarında Can Karyağdı röportaj yapmıştı Fatih ile. O zaman da net bir şekilde dile getirmişti Fatih dönmek istediğini. Yönetim değişmiş, olumlu adımlar atılmış, eli ayağı düzgün bir kadro kurulmuş vs... Ya herşeyi geçtim Fatih'in Trabzon'da stadyumda izlediği bir Denizlispor maçı vardı. O sahaya bakışını, o taraftarın sevgisi, o iç çekmeler...

Fatih Tekke hep bekledi, yıllarca bekledi, ne Fenerbahçe'ye gitti, ne Galatasaray'a, ne Beşiktaş'a. Fatih gittikten sonra, Umut geldi, Gökhan geldi, Teofilo geldi, Jaja bile geldi ama O gelmedi.

Beşiktaş taraftarı Pascal Nouma'yı aldırmadı mı ikinci kez kendi takımına? Galatasaray taraftarı yenilemedi mi Kewell'ın kontratını? Biz de Fatih'i istedik, çok mu birşey istedik? Teofilo'ya verilen bonservisin yanında Fatih'in maliyeti devede sinek!

Basın toplantısında Fatih yanlış yaptı doğrudur ama Sadri Şener bile ''gençlik işte'' deyip geçti. Ünal Karaman'ı ezelden beridir sevmem, hiçte tutmam, Trabzonspor'da yattığı yerden kazanan adamlardandır. Sadece siyasi kimliğiyle bir yerlere gelmiş, Trabzon'da edindiği saygınlık ile de bugün Şenol Güneş'in yardımcılığını yapmaktır. O mevki için Orhan Çıkırıkçı'dır, Lemi Çelik'tir ''adam''! Ünal Karaman değildir. Fatih'in Ünal'ın ''Trabzonsporluluğunu'' sorgulaması da bu yüzdendir.

Kardeşim benim çok uzatmayayım lafı; Hami Schalke'de mızmızlanmaya başladığı zaman M.Ali Yılmaz ''uşağı orda mı bırakalım'' dedi, atladı uçağa aldı getirdi ki, doğrusunu yaptı. Fatih benim hemşerim, benim toprağım. Tabi ki yanlışlar yaptı, tabi ki hataları var ama hangimizin yok?

Son paragraftada ayıp etmişsin ve Tekke'yi hiç tanımamışsın. Tekke Trabzonspor tribününe ne olursa olsun asla KOL ÇEKMEZ! Düşünmen bile ayıp!

Muratonovic dedi ki...

Bunlar uzun konular, uzar gider.. Ama kisaca sondan baslayarak cevap veriyim..

Evet Fatih o hareketi tabiki yapmaz, benim orda soylemek istedigim yapsa bile taraftarin gozu kapali Fatih'i desteklemesi..

Unal'a buyuk haksizlik etmissin. Yasini bilmiyorum ama ben Unal donemini cok net hatirliyorum, Fenerbahce'nin (Galatasaray'dan Tanju'yu almis bir Fenerbahce'den bahsediyorum, Guiza'lara para sacan Fener'den degil) tum tekliflerine ragmen Trabzon'dan ayrilmamistir. Hatta Trabzon'a gelmeden once de yildizdi ve tercihini Trabzon'dan yana kullanmistir, ve Istanbul kuluplerinin istedigi bir yildiz olup tercihini Trabzon'dan yana kullanan son yildizdir. Uzatmiyim diyorum ama uzuyor kusura bakma, yegenini Fener'e gondermeyi marifet sayan Lemi'nin yaninda 50 kat adam'dir.. Bugun Senol Gunes'in basarisinda da faydasi olduguna inaniyorum..

Ben uc yil Rusya'da yasadim. Rusya'da Fatih'in neden yapamadigini cok iyi biliyorum, zordur Rusya. Trabzon'da kahramanken orda siradan olmak, sogukta usumek, kisin 24 saat gece olan komunizmin etkilerini tasiyan bir yerde yasamak zordur. Dusundugu gibi gitmedi isler yani o da donmek istedi.. Istese su anda Trabzon'da oynayabilirdi, ama Rubin'in onerdigi para Trabzon'dan fazla olunca orayi tercih etti.. Bu noktada hicbir hakliligi kalmiyor.. Fatih paraya ihtiyaci olan bir insan degil, ama daha fazla para icin Rubin'i Trabzonspor'a tercih etti.. Bence olay burda koptu...

Bu surecte yonetimin de hatalari olmustur ama 32 yasindaki Fatih'e 2m Euro vermeyip, gelecek vaadeden Teo ve Jaja icin 3-4m Euro verdi diye de yonetime kizamam, cunku Trabzonspor'un menfaatleri icin mantikli birseydir yaptiklari..