23 Kasım 2009 Pazartesi

Karıştık!


Kaptan Egemen Korkmaz, Galatasaray'dan alınan Kamerun Milli Takım Kaptanı, namı diğer ''Büyük Şef'' Rigobert Song, Kayserispor'dan büyük umutlarla 6 milyon euro para verilerek alınan Turkcell Süper Lig'in gol krallarından Gökhan Ünal, sezon başında Gençlerbirliği'nden getirilen ve Trabzonspor'u çok seven (!) Engin Baytar, Senegal Milli Takımı'nın kalecisi Tony Sylva ve sezon başında göreve getirilen, daha önce Belçika Ligi'nde şampiyonluklar yaşamış ''Kurt Hoca'' Hugo Broos... Hepsinin ortak özelliği Trabzonspor'un içine girdiği büyük çaplı krizin faturasının kesildiği isimler olması. Söylentilere göre Serkan Balcı ve İbrahima Yattara'ya da piyangonun vurması an meselesi ancak Sadri Şener'in böyle bir niyeti varsa da bu saatten sonra ekstra bir operasyona girilmeyecektir kanımca.

Kasımpaşa maçı için söylenecek pek fazla birşey yok aslında. Hocaya inancını her hafta biraz daha fazla yitiren futbolculara inat bu saate kadar Hugo Broos ile gelip, bu saatten sonra hocayla beraber 5 tane futbolcunun biletini kesmek ancak ''bizim insanımızın'' yapacağı bir tez canlılıktı zaten. Hugo Broos o kadar şaşkın ve ''delirmiş'' haldeydiki, Kasımpaşa karşısında 2-1 geride olan takımının son değişiklik hakkında sahadan Tayfun'u alıp yerine Ahmet Sarı'yı oyuna sürdü. Ahmet Sarı'yı tanıyan var mı peki? Göksu Alhas ve Barış Memiş ile birlikte altyapıda parlayan 3 ''youngster''dan birisi. 1992 doğumlu ve daha önce defalarca U-16, U-17 VE U-18 formaları giymiş, forvet arkası ve forvet oynayabilen Trabzonlu bir ''çocuk''. Aklı başında bir teknik direktör hayatında ilk kez profesyonel maça çıkacak 17 yaşındaki bir oyuncuyu ''maç kurtarsın'' diye sahaya sürer mi peki? Hugo Broos sürdü. Bunu daha önce Gerets yapmıştı Galatasaray'da. Konya deplasmanının son dakikalarında Aydın Yılmaz'ı sahaya sürmüş ve o Aydın Konyaspor'a son dakika golünü atmıştı. Bilmiyorum böyle bir patlama mı bekledi Hugo Broos ama sadece Ceyhun'un isyanına ayak uyduracak tek oyuncu olan Alanzinho her zamanki gibi oyuna sonradan girip sahada 45 dakika kalınca zaten geliyorum diyen bozgun kaçınılmaz oldu. Kasımpaşa'ya 3-1 yenilmenin bozgundan başka bir sözlük karşılığı yok. Peki bunca zaman biriktirilen öfkenin yansıması ne oldu? Hoca görevden alındı ve yanında 5 futbolcunun da kellesi gitti. Devre arasına kadar Metin Diyadin ile gidilir ve arkasından Şenol Güneş olması gereken yere gelir o 5 futbolcuda tekrar kadroya dahil olurlar. Peki uçup giden koca bir sezon geri gelir mi? Hayır tabi ki. O beş futbolcu diğerlerinden daha mı fazla suçlu? Daha mı fazla utanmalılar peki? Hiç sanmıyorum. Tabi ki işin içinde değilim ancak kaybedilen bir maçın ardından ofise toplanıp şu kararı vermek ''radikal değişiklikler'' midir? Gülerim bunu söylene. Taraftarın ve camianın gazını aldınız ama Nuri Albayrak'ın yönettiği Trabzonspor'a döndürdünüz bizi. Net söylüyorum: Song, Baytar, Gökhan Ünal, Sylva, Tjikuzu bir an önce gitsin zaten, hiç durmasınlar. Yattara'ya geçirdiği 6 yıla ve bana göre değerli hizmetlerine hürmeten sezon sonuna kadar sabredilebilir ancak ''Liglerin efendisi'' Fatih Tekke dönerse ve Yattara şu lanet sakatlığını atlatırsa yeniden doğacaktır göreceksiniz. Serkan Balcı'nın bu işlerde gram suçu olmaz hiç kimse O'na fatura kesmesin. Tek tek oyuncuları değerlendirmek istemiyorum ama bu takımın iskeletinde bulunmayı hakeden oyuncular var. Bir Umut, bir Colman, bir Ceyhun... Bunlar yanmasın sakın arada.

Haftaya Eskişehirspor gelecek Trabzon'a. Göreceksiniz sahada asılan, parçalayan ve ısıran bir takım olacak. Stoperde Giray ve Tayfun oynayacakmış ne gam! Hoca gitti, futbolcular rahatladı. Sözün özü; sadece Hugo'nun kellesi yeterliydi. Zaten ''Bizim Şenol'' için şartlar oluşmuştu. 5 futbolcunun kellesini niye aldınız kardeşim! Biraz sakin olsanıza...

Hiç yorum yok: