26 Haziran 2010 Cumartesi

2010 Güney Afrika Özel ( Grup Analiz )

Yetişiyor, yetişmiyor, oynanacak, oynanmayacak, ertelenecek, ertelenmeyecek derken ''vuvuzela'' eşliğinde başlayan 2010 Dünya Futbol Şampiyonası'nın grup maçları ayağını sağ salim geride bıraktık.

Kıta bazında baktığımızda; 7 tane Amerika, 6 tane Avrupa, 2 tane Asya ve 1 tane de Afrika ülkesinin gruplarından çıkmayı başardığını gördük. İşin ilginci finallere en çok ülke gönderen kıta durumunda olan Avrupa'nın daha ilk turda Amerika'nın, ülke sayısı baz alındığında, gerisinde kalmasıydı. Daha ilginci ise Avrupa takımlarının tamamının birbirleriyle eşleşmeşi oldu. Dolayısıyla 8 ülkenin oynayacağı çeyrek finallere Avrupa sadece 3 ülkeyle iştirak edecek. Buna göre incelediğimizde ise Avrupa ülkelerinin kendi kıtaları dışında şampiyonluk kazanmasının ne denli zor olduğunu bir kez daha anlıyoruz.

Grup maçlarının en büyük sürprizleri tabi ki, son şampiyon İtalya ile, Fransa'nın galibiyet alamadan ülkelerine dönmeleri oldu. Fransa'nın kendi içinde yaşadığı sorunlar ve Domenech ısrarı kendi iplerini çekerken, İtalya ise Lippi'nin kötü tercihlerinin kurbanı oldu. Yeni Zelanda, Slovakya ve Paraguay'ın bulunduğu grupta, belki de en kolay kurayı çeken gök mavililer, bu turu geçemeyerek büyük hayal kırıklığı yarattı. Yeni Zelanda hiç yenilmeden turnuvaya veda edip, turnuva için bir renk olmayı başardı. İyi hazırlandıkları belli olan Güney Kore ve Japonya hiç kuşkusuz bu turnuvaya damga vuran takımlar oldular. Arjantin ve Hollanda gruplarında tüm maçlarını kazanarak ikinci tura yükselen takımlar oldular. Hayal kırıklığı yaratan ekipler içerisine turu geçmesine rağmen İngiltere'de girdi. Kötü performanslarının bedelini daha ikinci turda Almanya ile eşleşerek ödediler. İki gruba ayrılan ikinci tur takımlarından Uruguay, Güney Kore, A.B.D, Gana, Hollanda, Slovakya, Brezilya ve Şili'den birisi finalin bir ayağını oluştururken, Arjantin, Meksika, İngiltere, Almanya, Paraguay, Japonya, Portekiz ve İspanya'dan birisi de diğer ayağını oluşturacak. Şimdiden bir tahmin yürütmek zor ama turnuva performanslarına göre ilk ayaktan favorim Hollanda. Plasede ise Brezilya ile Uruguay var. Bomba tercihim ise A.B.D. Diğer tarafa bakınca ise tabi ki Arjantin büyük favori. Plasede Almanya - İngiltere galibi ve İspanya var. Bombayı ise Japonya'dan bekliyorum.

Grup maçlarından sonra David Villa ve Gonzalo Higuain, üçer golle gol krallığında ilk sırada gidiyorlar. İspanya ve Arjantin gruplarından çıktığı için bu oyuncuların gol sayılarını arttırma şansları devam ediyor. Fernando Torres, Nicolas Anelka gibi oyuncular şu ana kadar hayal kırıklığı yarattılar. Torres'in kalan maçlardaki performansı tabi ki İspanya için belirleyici olacak.

Vuvuzela sesine bir türlü alışamadım. Ne yapsam ne etsem olmadı. Turnuvanın sonuna kadar katlanmak zorunda olmak işin daha beter tarafı. Güney Afrikalıların bu enstrümanı çok sevdikleri belli lakin geri kalan ülke taraftarlarının ağızlarından hiç düşürmemesini anlayamadım. Sesi oldukça kötü bir alet olan vuvuzelayı tamamlayabilecek bir enstrüman dünya üzerinde var mıdır bilmiyorum!

TRT'nin yayıncılık anlayışı her zamanki gibi yine dehşet kötü. Kötü ve bilgisiz spikerler, saçma sapan bir yorumcu ve reklam aralarına sıkıştırdıkları maç yayınlarıyla zaten vuvuzeladan çeken futbolseverleri iyice çileden çıkartıyorlar. Ömer Üründül'ün TRT üzerindeki etkisi ise tez konusu olmaya aday. Ben bu kadar kötü maç yorumlayan bir adam daha görmedim. İlker Yasin, Hayri Hiçler gibi adamları arar olduk. Mert Aydın, Mehmet Özkan, Uğur Meleke hatta Ali Ece ya da ne bileyim Mustafa Sapmaz gibi en azından konuya hakim bir kaç adama maç yorumlatsalar hiç olmazsa ekstra bilgi sahibi olurduk. Bu iş bu kadar zor mu anlamak çok zor? Benim verdiğim parayla bana yayın yapan bir kurumun bu denli ''şaşkın'' halleri ülkemizin kat etmesi gereken yolun ne kadar çetrefilli olduğunu bir kez daha gösteriyor.

İkinci turda bol gollü ve heyecanlı maçlar istiyorum tabi ki bir futbolsever olarak. Vuvuzela, kötü spikerler ve bir de üstüne Ömer Üründül eşliğinde bu kupaya tahammül edip, şampiyonu görmemize 20 günden az bir süre kaldı. Futbol dolu günlerin iyi geçmesi dileğiyle...

Hiç yorum yok: