30 Haziran 2010 Çarşamba

2010 Güney Afrika Özel ( Çeyrek Final Analizi )

16 ülkenin yarısı geçtiğimiz birkaç gün içinde elendi ve Dünya'nın en iyi sekiz takımı Güney Afrika'da kalmaya devam ediyorlar. İkinci turda alınan neticeler sonrasında elimizde 4 adet Amerika, 3 adet Avrupa ve 1 adette Afrika ülkesi kaldı. Eşleşmelerde ise bir Amerika - Afrika, tam üç tane de Amerika - Avrupa eşleşmesi var. Bu eşleşmelerden en azından İddaa'ya göre 3 Amerika temsilcisi ve 1 Avrupa temsilcisi favori durumda gözüküyor. Kendi kendimize çeyrek final maçlarını bir de biz inceleyelim:

Uruguay - Gana: İki takımında buraya kadar gelmesi tabi ki bir sürpriz ancak bu iki takımdan birisinin yarı final oynayacak olması daha büyük bir sürpriz tabi ki. ''El yordamıyla'' kupaya katılan Fransa, gruptan çıkamayıp, bir de İngiltere kendi grubunu ikinci bitirince A ve D grubundan kala kala elimizde bu iki ülke kaldı. Uruguay ve Gana tarihlerinde ilk defa karşı karşıya geliyorlar. Bu iki takım daha önce ne resmi ne de özel herhangi bir maç yapmamışlar. Turnuva performansları itibariyle bana göre Uruguay bir adım önde. Fransa ile 0-0 berabere kaldıktan sonra, önce ev sahibi Güney Afrika'yı 3-0, ardından da Meksika'yı 1-0 yenen Uruguay, turnuvanın (kendi istatistikleri bakımından) ilk golünü yediği maçta ''flaş'' ülkelerden Güney Kore'yi 2-1 ile geçip adını çeyrek finale yazdırdı. Hem Forlan'ın, hem de Soarez'in formda olması ile birlikte, tabir-i caizse bir maç birisi, diğer maç diğeri ortaya çıkıp, maçları kazandırıyorlar. Toplam 6 gol atıp, kalesinde yalnızca 1 gol gören Uruguay!a karşı Gana ise daha maceralı bir yoldan geçti. Gruptaki ilk maçında Sırbistan'ı Gyan Asamoah'ın penaltısı ile geçen Afrika takımı, ikinci maçında Avustralya ile yine Gyan Asamoah'ın penaltısı ile 1-1 berabere kaldı ve grubun gidişatı itibariyle kendisine yetecek 4 puanı almış oldu zira son maçta Almanya'ya 1-0 kaybetmelerine rağmen, Sırbistan'da Avustralya'ya mağlup olunca bir üst tura yükselip, C Grubu'nun sürpriz lideri Birleşik Devletler'in rakibi oldular. Birleşik Devletleri, Kevin Prince Boateng ve Gyan Asamoah'ın uzatma dakikalarında attığı gollerle 2-1 yenen Gana, Uruguay'ın karşısına dikildi. Turnuvada toplam 4 gol atıp 3 gol yiyen Gana'nın bir başka özelliği ise, ikinci turda oynanan sekiz maç sonunda turu geçen tek grup ikincisi takım olması. Sert futbol oynayan ve zaman zaman bunun dozunu ayarlayamayan Gana'ya karşı, ''kadife futbolcuların'' ağırlıklı olduğu Uruguay maçının favorisi bana göre net bir biçimde Uruguay'dır. Gana'nın sertliğine yeterli derecede sertlikle cevap verebilirlerse bence beklediklerinden çok daha kolay bir biçimde turlayabilirler ancak olur da Gana tur atlamayı başarabilirse, işte o zaman turnuvanın en büyük sürprizi gerçekleşir ve tarihte ilk kez bir Afrika ülkesi Dünya Kupası yarı finalinde boy göstermiş olur.

Hollanda - Brezilya: Brezilya'nın karşısında bir zamanlar, ''Avrupa'nın Brezilya'sı'' lakabıyla anılan Hollanda var. Oynadığı 4 maçın tamamını kazanan Hollanda'ya karşı, oynadığı 4 maçtan 3 galibiyet ve bir beraberlik çıkartan Brezilya favori durumda. Normalin aksine yeteneğe değil, savunmaya ve fizik güce önem veren Dunga'nın Brezilya'sı ile, Robben'siz gruptan çıkıp, Robben'in özel yeteneğiyle çeyrek finale gelen Hollanda daha önce toplam 9 kez karşılaşmışlar. Bu 9 maçın 3 tanesini, Brezilya kazanırken, 2 tanesinden Hollanda galip ayrılmış ve 4 maç berabere sonuçlanmış. Brezilya'nın attığı 14 gole, Hollanda 13 golle cevap vermiş. İki takımın kendi aralarındaki istatistikler göz önüne alındığında belirgin bir fark görünmese de, iki takım arasındaki en büyük fark, Brezilya'nın bu kupayı daha önce tam beş kez kazanmış olması ve Hollanda'nın henüz bu kupayı kazanamamış olması. Yani deneyim olarak Brezilya ekolü, Hollanda ekolünün bir kaç adım önünde duruyor. Brezilya şimdiye kadar oynadığı 4 maçta toplam 8 gol atarken, kalesinde ise bir gol gördü. Juan - Lucio tandemi gerçekten de çok etkileyici duruyor, bir de arkalarında Julio Cesar varken. Hollanda ise 7 gol atıp 2 gol yemiş ve daha önce de belirttiğim gibi tüm maçlarını kazanmış. Takımın en etkili silahı olan Robben'in yanısıra, Van Persie ve Sneijder gibi etkili oyunculara sahipler. Brezilya'nın maçı kazanması için normalden çok daha fazla şeyler yapmasına gerek yok. Maçın gidişatını her an değiştirebilecek bir çok oyuncuları var ve turu geçmeleri normal sonuç olacak. Hollanda ise şimdiye kadar Danimarka, Japonya, Kamerun ve Slovakya gibi ''vasat'' ya da ''vasatın altı'' takımlarla mücadele etti ve ilk kez gücünü test edebileceği ancak testi geçemezse büyük hüsran yaşayabileceği bir maça çıkacak. Brezilya ve Hollanda'nın maçından çıkacak sonucu tabi ki büyük bir merakla bekliyoruz.

Paraguay - İspanya: Aslında sonucu en belirgin gözüken çeyrek final eşleşmesi bu oldu. İspanyollar İsviçre mağlubiyetinden sonra, Honduras'ı 2-0, Şili'yi 2-1 mağlup edip grup lideri oldular ve Portekiz'i de 1-0 devirerek, çeyrek finale yükseldiler. Toplam 4 maçta 3 galibiyet ve 1 mağlubiyet alan İspanya bu seride 5 gol atıp 2 gol yedi. Üst üste 3 maçtır gol atan David Villa takımının attığı 5 golün dört tanesine imza atarak, Dünya Kupası'nın üst düzey performanslarından birisini sergiledi. Paraguay ise toplam 4 maçın yalnızca birisini kazanırken, üç kez de berabere kaldı. 3 gol atıp, bir gol yediler ve çeyrek finale de penaltılarla yükseldiler. Açıkçası İspanya'nın takılması çok sürpriz olur. Paraguay fena neticeler almasa da, genel olarak hem galip gelmede, hem de gol atmada sıkıntıları var. Göz kamaştırıcı olmayan ancak iş bitiren performanslarıyla İspanya'yı ne kadar zorlayabilirler? Bence hemen hemen hiç zorlayamazlar. Giderek artan performansıyla bu turu İspanya geçecektir.

Arjantin - Almanya: Çeyrek finalin en sert eşleşmesi. Bir tarafta oynadığı tüm maçları kazanarak buraya gelen Arjantin, diğer tarafta ise hem Avustralya'yı, hem de İngiltere'yi dörder gol atarak geçen Almanlar var. Arjantin kazandığı dört maçta toplam 10 gol attı ve sadece 2 gol yedi. Maradona'nın takımında her an skoru değiştirebilecek yetenekte bir elin parmaklarından daha fazla futbolcu var. Öte yandan Almanya, oynadığı 4 maçın üç tanesini kazanıp, bir tanesinde de mağlup olmaktan kurtulamadı. 9 gol atıp, 2 gol yediler. Turnuvanın en golcü iki takımı karşı karşıya gelecek ve ne Maradona'nın, ne de Löw'ün oyun stratejilerinden ödün vereceğini sanmıyorum. Toplam 18 kez karşı karşıya gelen iki takımın maçlarının 8 tanesini Arjantin, 5 tanesini ise Almanya kazanmış. 5 maçta taraflar birbirlerine üstünlük sağlayamamış. 25 gol atan Arjantin'e karşı, Almanya'nın 23 golü var. Bu turu geçen taraf karşısında %99 İspanya'yı bulacak ve son Avrupa Şampiyonu'nun karşısına çıkmadan önce tam bir ''güç denemesi'' olacak. Bana göre normal şartlar altında iki takımında kazanma şansı eşit ancak şartlar normal değil. Lionel Messi'nin oynadığı takım, diğer takıma üstünlük sağlayıp, turu geçecektir.

Hiç yorum yok: