2 Eylül 2009 Çarşamba

Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'ı...


Sezon başladıktan sonra takım almam der dururdu hep Mustafa Denizli ama bu prensibini Beşiktaş için geçen sezon bozdu. Ağır Metalist Kharkiv yenilgisinin ardından, Yıldırım Demirören bir anlık hezeyanla Ertuğrul Sağlam'ın istifasını isteyince, Mustafa Denizli LigTv yorumculuğundan Beşiktaş teknik direktörlüğüne geçti. İlk 3 maçından yalnızca 4 puan çıkarıp devreye altıncı girmesine rağmen özellikle Ernst ve Yusuf hamlelerin de netice vermesiyle sezon sonunda hem şampiyonluğa hem de Türkiye Kupası'na uzanmayı başaran bir takım haline geldi siyah beyazlılar.

Sezon bittikten sonra Mustafa Denizli sürpriz bir kararla gelecek sezon olmayacağının işaretlerini verdi ancak Yıldırım Demirören bizzat Çeşme'ye giderek Mustafa Hoca'yı ikna etti ve yeni sezonda da takımın başında kalmasını kesinleştirdi. Michael Fink, Nihat Kahveci ve Matteo Ferrari, Beşiktaş'ın bu sezonki önemli transferleri olurken, İsmail Köybaşı, Erhan Güven ve Rıdvan Şimşek'te kadroya dahil edildi. Yeni transferlerin kontratlarında yazan meblağlar bol sıfırlı olunca sezon başında özellikle Tello ve Holosko'nun ''kazan kaldırmasıyla'' birkaç futbolcunun kontratında da iyileştirmelere gidildi. Bobo sıkıntısını ise duymayan bilmeyen kalmadı ancak iki sezondur gitti gidecek gözüyle bakılan Brezilyalı oyuncu bu sezon da bir şekilde takımda kaldı.

Sezona Süper Kupa'da Fenerbahçe'den alınan mağlubiyetle giren Beşiktaş ilk hafta maçında İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile (ki bence sezonun flaş takımı olup en kötü ilk yediye girecekler) 1-1 berabere kalınca eleştirilerin de hedefi oldu. Seyircisiz maçta Antalyaspor'u zorlanarak 2-0 geçen Beşiktaş sonrasında ise Gençlerbirliği ve Gaziantepspor karşısında golsüz beraberlikler alıp dördüncü hafta sonunda zirvenin 6 puan gerisinde kaldı.

Mustafa Denizli ise bu süreçte enteresan bir performans gösterdi aslında. Belki de oyuncularını küstürmemek adına sık sık rotasyona gitti ancak bu süreçte Nihat Kahveci her maç şans buldu. Rotasyondan nasibini ise Bobo, Holosko ve Nobre sıklıkla aldı. Sol bek mevkiinde İsmail Köybaşı sürekli görev alacakmış gibi gözükse de sezonun ikinci ve üçüncü maçını o bölgede İbrahim Üzülmez işgal etti. Ön libero mevkiinde Fink ve Ernst'in görev alacağı zaten belliydi ancak Mustafa Denizli'nin geçen sezon pek fazla düşünmediği ve zaman zaman tribüne dahi gönderdiği Uğur İnceman'da belki de bölgede rekabet olması amacıyla bu sezon daha fazla süre almaya başladı.

Beşiktaş'ın bir türlü onbirini kemikleştirememesinin yanında oyuncu formsuzlukları da can sıkıcı durumda. Özellikle geçen sezonun kahramanı olan Ernst'in henüz o performansa gelememiş olması, Nihat'ın eksik kondisyon ve gücüne rağmen sürekli baskı altında istediği şeyleri yapamaması, sağ bek ve sol bek mevkiindeki oyuncuların hücum hattına yeterli desteği verememesi, Bobo'nun performans düşüklüğü de Beşiktaş'ın gol yollarındaki sıkıntısının nedenlerinden bana göre. Ayrıca Yusuf, İbrahim Toraman ve Delgado'nun sakatlıkları da geçen sezonun iskelet kadrosunda yer alan bu oyunculardan yoksun kalan Beşiktaş için ekstra dezavantajlar olarak gözüküyor.

Galatasaray ve Fenerbahçe'nin iyi transferler yapıp son derece güçlendiği yazılıp çiziliyor sürekli. Tabi ki iki takımda 12 tam puana ulaşarak bu tezi güçlendirdiler ve herhangi bir takımın geriden gelip onları geçmesi zor gibi görünüyor ancak Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'ı kaos ve dedikodu yerine birlik olmayı seçerse şampiyonluk yarışını son haftaya kadar zorlar bana göre. Tekrar tekrar söylüyorum, kadro kalitesi ve derinliği olarak Beşiktaş kadrosunun ezeli rakiplerinden aşağı kalır yanı yok. Şampiyonlar Ligi için aynı şeyleri söyleyemesem de Turkcell Süper Lig'de Beşiktaş'ı şimdiden yarışın dışında göstermek büyük hata olur. Büyük maliyetiyle eleştiri oklarının hedefi olan Tabata transferi ise Beşiktaş'ın Nihat'tan sonra bu sezon başardığı en büyük iştir. Tabata'da Holosko kadar yarar sağlarsa bonservisi için konuşulanlar çok çabuk unutulur..

1 yorum:

otelli dedi ki...

Geçen sene bir rüzgarla aldı gitti Ernst ve Yusuf sayesinde şampiyon oldu , tabi bunda Fenerbahçe ve Galatasaray'ın geçen sezon bitik olmalarının da faktörü vardı . Yani anlayacağınız bu sezon bjk den bi cacık olmazzzzzz .