25 Eylül 2009 Cuma

Roberto Carlos Meselesi


Türkiye'ye gelmiş geçmiş en kariyerli ve en çok tanınan yabancı futbolcudur Roberto Carlos. Fenerbahçe ile kontrat yaptığı zaman birçokları gibi ben de ''bu işin nasıl olduğuna'' bir anlam verememiştim açıkçası.

Roberto Carlos, Fenerbahçe'ye geldiği zaman gördük ki, Roberto Carlos eski Roberto Carlos değil artık ama ismiyle, şöhretiyle, marka değeriyle, saha içinde olmasa da saha dışında Fenerbahçe'ye çok şeyler kattı. Bir türlü unutamadığı ve sık sık İspanyol basınına dert yandığı Real Madrid günlerinin yanında Brezilyalı futbolcunun bir de geçen sezonun başından beridir sürekli gündemde olan bir ''ülkesine dönme'' meselesi var.

Bu kadar çok konuşulup, bu kadar çok spekülasyon yaratıldığına göre, belli ki Roberto Carlos Türkiye defterini kendi kafasında bitirdi. Son maçta yedek kalmasının bu konuyla uzaktan yakından alakası olduğunu hiç düşünmüyorum çünkü yukarıda bahsettiğim gibi Roberto Carlos'un bu meselesi geçen sezonun başından beridir süre geliyor.

Fenerbahçe'nin sol kanadında, Uğur Boral, Wederson da Silva ve Andre dos Santos gibi alternatifler var. Bunların içerisinde ''wing back'' diye tabir edilen hücumcu bek özelliğinde bir futbolcu yok. Biraz zorlarsak Wederson'u bu kategoriye sokabiliriz. Uğur Boral'ın şu zihniyetiyle bırakın Fenerbahçe'yi, Kasımpaşa'da bile oynaması büyük başarı olur. Kendisinden randıman almak çok zor. Ben hala Zico'nun bu futbolcuyu Sevilla karşısında nasıl bir canavara dönüştürdüğünü merak ediyorum. O adam nasıl bu adam olabilir bilmiyorum. Neyse konumuzu saptırmayalım. Diyeceğim odur ki; Roberto Carlos bana göre hem futbol olarak hem de zihinsel açıdan Fenerbahçe'de ki misyonunu çoktan tamamladı. Kendisine devre arasında ülkesine gitme izni verilirse hem astronomik kontratından kurtulunur, hem de yabancı kontenjanı açılıp, mevkiye bir ''wing back'' transfer edilebilir. Yoksa işin bu türlüsü hem Roberto Carlos'a hem de Fenerbahçe'ye sıkıntı olmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Hiç yorum yok: