16 Mart 2010 Salı

El Bombası

Diyarbakır'ın ''vukuat'' bir il olmasından Diyarbakır'dan daha fazla bu ülkeyi yönetenler suçludur. Sadece şimdiki başbakan değil, bundan öncekilerde... Bursaspor maçında çıkan olaylar da örgütlü ve kasten çıkarılmıştır, İstanbul Büyükşehir Belediyespor çıka(rıla)n olaylarda öyle. Ne yazık ki, o takımın kadrosunda bulunan futbolcular, teknik kadro, malzemecisinden, ahçısına kadar herkes içinde bulunduğu durum karşısında sessizliğini koruyup, bu tezgahın içinde yer almak zorundalar.

Diyarbakırspor'un başkanı, sürekli bu olayları kaşıyıp kaşıyıp, Türk basınına farklı, yabancı basına farklı konuşurken, yanında ne idüğü belirsiz ''şalvarlı'' adamlar gezdirirken acaba işlerin bu noktaya varacağını hesaplıyor muydu? Tabi ''uzaktan kumanda'' ile yönetilen bir başkan değilse! Normal şartlar altında Diyarbakırspor'un küme düşürülmesi gerekiyor ama bunu yapabilecek miyiz? Orada forma giyen futbolculara, onları yöneten ve şartlar ne olursa olsun yöneten teknik ekibe kıyabilecek miyiz zerre kadar suçları yokken? Bu maç tatil edilmeseydi, iki sezon önceki Trabzonspor - Sivasspor maçının neden tatil edildiğini sorgulayacağım kadar, elimde vicdanımda şimdi bu takımın ligden düşürülmemesi gerektiğini düşünüyorum. Son üç dakikayı seyircisiz mi oynatırlar, başka bir şehirde mi oynatırlar bilmem ama Dyarbakırspor'un ligden düşürülmesinin politik yanını geçtim, ligin omurgası bakımından da çok sakıncalı olduğunu bilmem farkedebilecek mi Futbol Federasyonu?

Diyarbakır bu ülkenin topraklarında yer alan, bu coğrafyanın içerisinde ekmek yiyen, İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirler kadar eşit olması gereken bir şehirdir. Diyarbakırspor'u sahneden almak isteyenlerin emellerine ulaşmaması gerekir. Diyarbakırspor'un ligden düşürülmemesi gerekir. Eğer düşeceklerse oynadıkları futbolla düşsünler, politik oyunlarla değil.

Hiç yorum yok: