9 Mart 2010 Salı

Oooooooof!

Bizim ülkemiz maddi açıdan bir futbol cenneti olsa da, zihinsel olarak tam bir futbol fakiri konumunda ve zihniyetleri değiştirmediğimiz sürece yıllar boyu da maalesef böyle kalacak.

Aslında bunu yapanın kim olduğu önemli değil ama şimdiki kahramanımız Aziz Yıldırım'ın sahaya (!) sürdüğü neferlerden Şekip Mosturoğlu. Uzun süredir maç kazanamayan Fenerbahçe, geçen hafta da İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a mağlup olunca sahaya Nihat Özdemir çıkmıştı. Bu kez de karşılıklı birer penaltının verilmediği (Lugano'nun net penaltı pozisyonunu saymıyorum çünkü hakemlerimiz sağolsun bu tip pozisyonlarda penaltı çalmamak konusunda müthiş bir standarda sahipler!) Antalyaspor maçının ardından piyasaya (!) çıkıp, ''İşte bakın, kazandığımız bir maçın ardından konuşuyoruz'' başlığında önümüzdeki haftalara yatırım yaptı. O kadar antipatik ve itici bir görüntüsü varki bu yöneticilerin, tarifi kelimelere sığmaz.

Sezon başından beridir yapılan yanlışları örtmek için mi dersiniz, önümüzdeki haftaları garanti altına almak için mi dersiniz, ne derseniz deyin, futbolumuzun içinde varolan yönetici terörü bitmek bilmiyor. Hakemlerin düdüklerini çifte standartlı çaldığını iddia eden Şekip Mosturoğlu'nun dayanağında yüzde yüzlük bir haklılık payı var ama geriye dönüp baktığımızda verdiği örnekle alakalı o kadar çok çelişki var ki, hangi birini düzelteceğimizi düşünmek yerine, zihniyetlerimizi düzeltmeyi düşünmek çok daha mantıklı olacak gibi duruyor. Mosturoğlu'nun dayanağı ise, iki hafta önce İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında Deniz Barış'ın verilmeyen golü ve geçen hafta Trabzonspor karşısında Sandro'nun golüne iptal kararı çıkmayışı. Pozisyonları yanyana koyduğumuzda, kuralı da göz önünde bulundurursak, Şekip Mosturoğlu bu iddiasında haklı ancak dediğim gibi zaten bırakın Turkcell Süper Lig'i, Dünya'nın hemen her liginde bu tip pozisyonlarda çelişkili ve çifte standartlı (!) kararlar çıktığına eminim. Bu tip pozisyonları yorumlamak zor ve kural tamamen pozisyonu yorumlama üzerine çıkartılmış gibi. Anlık gelişen bu pozisyonlar için de hakemlerden medet ummak son derece iyimser bir davranış olur.

Son olarak toparlarsak; bir takım altyapı çalışmaları, tesisleşme hamleleri, maddi gelirlerin arttırılması gibi konularda Türk Futbolu'na öncü olan bir kulübün misyonunun bu derece zayıf olmaması gerektiği kanaatindeyim. İlla hakem eleştirilecekse de bunun daha düzgün cümleler ve diğer kulüpleri yaralamadan yapılması hem futbolumuz hem de Fenerbahçe Spor Kulübü için daha medeni ve doğru bir davranış biçimi olacaktır.

Hiç yorum yok: