2 Haziran 2009 Salı

Başlıyor!

Son iki sezonun şampiyonu Fenerbahçe Ülkerspor ve bir iki yıl sallandıktan sonra gerçek kimliğini bulan Efes Pilsen, perşembe günü başlayacak olan final serisiyle 2008-09 sezonu şampiyonu olabilmek için savaşacaklar.

Efes Pilsen normal sezonu yalnızca 2 mağlubiyet ile kapatırken, Fenerbahçe Ülkerspor 2 sezondur yaptığı gibi normal sezonda inişli-çıkışlı bir grafiğin ardından play-off oynamaya hak kazanan sekiz takımdan ikisi olmuşlardı. Efes Pilsen önce Cooper Tires Darüşşafaka'yı ardından da Galatasaray Cafe Crown'ı süpürerek finale yükselirken, Fenerbahçe Ülkerspor'da ilk kez bu sezon ipleri sıkı tutup, önce Antalya Büyükşehir Belediyesi'ni ardından da Türk Telekom'u süpürerek final serisi oynamaya hak kazandı.

Sezona Willie Solomon ve Tarence Kinsey'den yoksun başlayan Fenerbahçe Ülkerspor sezonun en flaş transferini yaparak kadrosuna Gordan Giricek'i katmayı başarmıştı. Oyun kurucu olarak Marques Green tercihini yapan takım özellikle Willie Solomon'un yerini doldurmayı bir türlü başaramayınca Euroleague ve Beko Basketbol Lig'de arzuladığı sonuçlara ulaşamasa da, sezonun sonuna doğru NBA'den ayrılan Willie Solomon'u kadrosuna yeniden katarak güç tazeledi. Pota altında Oğuz Savaş, Semih Erden ve özellikle bu sezon harika bir performans gösteren Mirsad Türkcan ile birlikte kuvvetini koruyan sarı lacivertliler, Emir Preldzic'in de form sıçramasıyla birlikte normal sezonda çok fazla aşağılara düşmeden play-off oynama hakkını kazandı. Gordan Giricek'ten özellikle sakatlık sorunları nedeniyle istedikleri verimi alamasalar da, zaman zaman yaşlı kurt Damir Mrsic, zaman zaman da Ömer Onan'ın ekstra gayretleriyle performanslarını hep belli bir seviyede tutmayı başardılar. Gasper Vidmar'ın henüz tam olarak bu takımın oyuncusu olduğunu söylemek çok zor tabi ancak Devin Smith ve Rasim Başak'ın da dönem dönem itici güç görevi gördüklerini söyleyebiliriz. Bogdan Tanjevic bana göre yetersiz bir coach. Fenerbahçe geçen sezon olduğu gibi bu sezonda Tanjevic'e rağmen şampiyon olmaya çalışacak. Rotasyonu anormal sık değiştiren, sahada bulunan oyuncusunun eli ne kadar sıcak olursa olsun, ne kadar iyi savunma yaparsa yapsın, kafasında oyuncuya verdiği süre dolduğu anda kenara alan, bireysel özgürlükleri kısıtlayarak oyunculara saha içinde pranga vuran bir yönetim anlayışı var Tanjevic'in. Solomon ve Mirsad'ın saha içindeki ''isyanlarının'' tribündeki taraftarı ateşlemesinin altında da bana göre tam olarak bu yatıyor zaten. Taraftardan bahsetmişken, final serisinde Fenerbahçe Ülkerspor'un en büyük avantajı tabiki taraftarı olacak yine. Onların vereceği destek, kopma noktasına gelen oyunu koparmayı ya da geri döndürmeyi, oyuncuları ateşlemeyi hatta belki de hakem düdüklerini etkilemeyi dahi başaracak.

Efes Pilsen son iki sezonu depremlerle geçiren ve Euroleague ile beraber, Beko Basketbol Lig'de de istediği sonuçları alamayan bir takımdı. Ergin Ataman yönetiminde kadrosunu neredeyse tamamiyle yenileyen takıma sezon başında Engin Atsür, Mario Kasun, Boosty Thornton, Preston Shumpert, Charles Smith, Milos Vujanic, Michalis Kakiouzis gibi ''sınıf'' oyuncuların yanında, ligin tecrübeli pivotlarından Kaya Peker'de Tau Ceramica'dan gelip katılmıştı. Bu kadroyu çekip çevirebilecek özelliklerde bir oyun kurucusu olmayan Efes Pilsen sezon başında özellikle Euroleague'de üstüste darbeler alarak tarihinde ilk kez TOP16'nın dışında kalmıştı. Sezona Banvit mağlubiyetiyle başlamalarına rağmen bundan sonra oynadıkları 29 maçta yalnızca bir kez Fenerbahçe Ülkerspor'a kaybeden takımı bu başarıya tabi ki geniş kadro ve sonraki süreçte yakalanan takım kimyasıyla erişti. Devre arasında az önce bahsettiğim özelliklerde bir guard olan Kerem Tunçeri'yi getiren Efes Pilsen eksik olan son taşı da yerine oturtup elindeki kadroyu verimli olarak kullanmaya başladı. Ender Arslan'ın özellikle sezon sonunda ve play-offta yakaladığı form işlerin daha da kolaylaşmasını ve final serisine yıpranmadan gelmelerini sağladı. Sezon başında sakatlığı nedeniyle uzunca bir süre forma giyemeyen Kasun'un randımanlı olarak geri dönmesi pota altını nefeslendirirken, birçok maçın kurtarıcısı olan Vujanic'in de tam performans vermeye başlamasıyla takım zaten Teknosa Türkiye Kupası'nı kolay bir biçimde kazanma başarısını göstermişti.

Fenerbahçe Ülkerspor'un Efes Pilsen karşısında psikolojik bir avantajının olduğunu inkar etmek mümkün değil. İki takım arasında oynanan son 13 maçın 11 tanesini kazanan Fenerbahçe Ülkerspor müthiş bir seri ve psikolojik üstünlük yakalamış durumda zaten. Efes Pilsen'in yapması gereken şey tabi ki geçmişi bir tarafa bırakıp, gelecekle ilgilenmek olmalı zira zaten son üç sezondur Efes Pilsen'i yenmeyen takım kalmamıştı diyebiliriz. Banvit'ten, Darüşşafaka'ya, Mersin Belediyesi'nden, Kepez Belediyesi'ne kadar birçok sürpriz mağlubiyet aldı Efes Pilsen 2006-2008 yılları arasında.

Taraftar faktörü fazlasıyla Fenerbahçe Ülkerspor'un yanında tabi ki ancak sezon boyunca boş tribünlere oynayan Efes Pilsen'in seyirci hangi tarafta olursa olsun vitesini bir kademe daha arttıracağını düşünüyorum. Fenerbahçe Ülkerspor ise serinin belli dönemlerinde seyirci avantajını maksimum düzeyde kullanacaktır. Gerçi play-offlara baktığımızda Fenerbahçe Ülkerspor'un ortalama 1000 kişiye oynadığını görebiliyoruz ancak sarı lacivertlilerin final serilerinde seyirci desteği had safhaya ulaşıyor.

Kadro avantajı su götürmez bir şekilde Efes Pilsen'in yanında. Büyük tecrübe Kasun ve İspanya tecrübesi yaşamış olan Kaya Peker'in genç Oğuz ve Semih'e üstünlük kurması normal sonuç olur. Burada da devreye Mirsad faktörü giriyor tabi ki. Tam bir ribaund canavarı olan Mirsad Türkcan, Fenerbahçe Ülkerspor'un pota altında oluşabilecek olası zaafiyetini ters çevirebilir. Milos Vujanic tabi ki iyi bir skorer guard ancak Fenerbahçe'nin bu bölgesini Gordan Giricek işgal ediyor ve söylenecek pek fazla bir şey bırakmıyor Hırvat yıldız. Oyun kurucu bölgesinde Willie Solomon tam bir lider olarak sahada yerini alsa da liderlik vasfı Solomon'dan hiç aşağı kalmayan Kerem Tunçeri'de Efes Pilsen'in en önemli kozlarından biri olarak sahne alacak. Vites artırıp, vites düşürmede tam bir ''profesör'' olan Kerem Tunçeri oyunun sıkıştığı dönemlerde takımını rahatlacak atraksiyonların içine girecektir.

Bench kalitesine baktığımızda da Efes Pilsen'i bir adım önde görüyoruz. Düzgün bir rotasyonla serinin tüm maçlarına Efes Pilsen'in daha ''diri'' çıkması benchleri sayesinde daha olası gözüküyor.

Fenerbahçe Ülkerspor'un takım kimyası konusunda Efes Pilsen'den birkaç gömlek daha iyi durumda olduğunu kabul etmemiz lazım zira bu takım üş aşağı beş yukarı son üç sezonun tamamını birlikte geçirdi ve hepsi birbirini ''ciğerine'' kadar tanıyor. Efes Pilsen daha çok hücum setleri ve bireysel yetenekleri kullanacak taraf olacak seri boyunca, zaten oluşabilecek sıkıntı da tam olarak bu noktada baş gösteriyor. Eğer bireysel yetenekler seri boyunca sessiz kalırsa Fenerbahçe Ülkerspor'un şansı rakibine göre daha fazla olur.

Efes Pilsen'de sorumluluk alacak oyuncu sayısı rakibine göre daha fazla görünüyor. Rotasyonun son adamı olan Cenk Akyol bile bir son saniye şutu kullanabilecek özgüvene ve sıcaklığa sahip ancak Fenerbahçe Ülkerspor'da Mustafa Abi ya da Rasim Başak gibi isimlerin bu şutu kullanabilmeleri oldukça güç bir ihtimal. Solomon, Ömer Onan ve Giricek gibi isimler faul problemi yaşarsa, Fenerbahçe Ülkerspor kafa kafaya gidecek maçların son dakikalarında maçlar kaybedebilir.

Serinin maç programı ise şöyle:

4 Haziran: Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülkerspor (Ayhan Şahenk)
6 Haziran: Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülkerspor (Ayhan Şahenk)
9 Haziran: Fenerbahçe Ülkerspor - Efes Pilsen (Abdi İpekçi)
11 Haziran: Fenerbahçe Ülkerspor - Efes Pilsen (Abdi İpekçi)

Eğer gerekirse:

14 Haziran: Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülkerspor (Ayhan Şahenk)
17 Haziran: Fenerbahçe Ülkerspor - Efes Pilsen (Abdi İpekçi)
20 Haziran: Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülkerspor (Ayhan Şahenk)

İki takıma da 4 maç kazananın şampiyon olacağı bu seri öncesinde başarılar diliyorum. Biz izleyiciler olarak işin keyif kısmına bakacağız. Sahadaki oyuncular ve teknik kadrolar ise şampiyonluk için çarpışacaklar. Kişisel olarak tabi ki gönlüm Efes Pilsen'den yana. Bana basketbolu sevdiren bu takımın verdiği kısa aradan sonra kaldığı yerden devam etmesi en büyük dileğim. 2008-09 sezonu Beko Basketbol Lig finalleri şimdiden hayırlı olsun, iyi seyirler...

3 yorum:

Murat YILMAZ dedi ki...

James White yanlışlıkla yazıldı sanırım. Kendisi bu sene kadromuzda yer almıyor...

Faruk dedi ki...

Doğrudur Sayın Admin Devin Smith yerine James White yazmışım ''itici gücü''. Uyarın için teşekkür ederim, hata düzeltildi. Final serisine yine beraber gitmeyi çok isterdim ama malum evlilik hazırlıkları çok yoğun, zaman yaratabilirsem en azından bir maça olsa dahi gitmeyi planlıyorum...

Murat YILMAZ dedi ki...

Her zaman olduğu gibi misafirimsin. Ama bu sefer karşı tarafa oturmanı rica edeceğiz :)