3 Haziran 2009 Çarşamba

Trabzonspor'a Sezonsal Bakış...

2007-08 sezonu bittiğinde Trabzonspor'un son birkaç yıldır üzerine çöken karabulutların pekte dağılmadığını görmüştük puan cetvelini incelediğimizde. Oynadığı 34 maçın yalnızca 14 tanesini kazanabilen, tam 13 maçtan mağlup ayrılan ve 7 kez berabere kalan bordo mavili ekip topladığı 49 puanla birlikte ligi şampiyon Galatasaray'ın tam 30 puan gerisinde altıncı sırada bitirmişti. Mustafa Keçeli'den, Erdinç Yavuz'a, Celalettin Koçak'tan, Dauda Jabi'ye, Kiki Musampa'dan, Ömer Rıza Kerim'e yani kısaca taraftara ''illallah'' dedirten bir sürü ''başaltı'' futbolcuyla başbaşa kalmıştı bordo mavililer. Tam bir enkaz devreden Nuri Albayrak yönetiminin yerine devre arasının bitiminde Sadri Şener başkanlığında yeni bir ekip, teknik direktörlüğe de Ziya Doğan'ın yerine Ersun Yanal gelmişti.

Transfer mevsimine hızlı girdi Trabzonspor. Ligin kalburüstü oyuncularından, Gökhan Ünal, Selçuk İnan, Rigobert Song, Egemen Korkmaz, Giray Kaçar peşpeşe Trabzonspor ile kontrat yaparken yurtdışından da ince elenip sık dokunarak Gustavo Colman ve Hrvoje Cale takviyeleri yapılmıştı. Transferin son günlerinde Gençlerbirliği ile mukavelesi sona eren Isaac Promise'de Trabzonspor'un ''transfer bombalarından'' birisi olarak yeni kontratına imza attı.

Ersun Yanal yeni sezon hazırlıklarına tam bir futbolcu ordusuyla başladı. Yaptığı elemenin ardından potansiyelli ve yetersiz oyuncuları pilot takım Trabzon Karadenizspor'a gönderen Ersun Hoca ligin ilk maçını Ankaraspor ile oynayacaktı ve ilk maçtan önce kimse bırakın ilk onbiri, takımın oynayacağı sistemi dahi tam olarak bilmiyordu. Trabzonspor ilk maçına:

Tolga Zengin
Tayfun Cora
Hrvoje Cale
Rigobert Song
Egemen Korkmaz
Hüseyin Cimşir
Selçuk İnan
Gustavo Colman
İbrahima Yattara
Umut Bulut
Gökhan Ünal

tertibiyle çıktı ve bu tertip çok büyük aksilikler dışında Ersun Yanal görevini bırakana kadar hemen hemen hiç bozulmadı. Trabzonspor hem disiplini, hem sistemi ve biraz da şansıyla ligin zirvesine bırakmamacasına sıkı sıkı tutunmayı başardı. İlk yarı sona erdiğinde Trabzonspor bir takım haline gelmiş ve lider Sivasspor ile puan puanaydı. 16 hafta oynanan ligin ilk yarısının sonunda taraftarlar ve yerel basın ''şampiyonluk'' kelimesini iyice sahiplenmeye başladılar.

İkinci yarının başlangıcında Trabzonspor sezonun en iyi oyunlarından birisini Fenerbahçe deplasmanında oynasa da maçtan golsüz beraberlikle ayrıldıktan sonra, deplasmanda zirve takipçilerinden Ankaraspor'u 2-0 mağlup edip rakiplerine gözdağı vermeyi başardı. Sonrasında belirgin bir form düşüklüğünün içine giren bordo mavili ekip kendisine şampiyonluğa mal olan dört önemli iç saha maçından (Denizlispor, Konyaspor, Galatasaray, İstanbul Büyükşehir Belediyespor) yalnızca 2 puan çıkarınca zirvenin oldukça uzağına düştü. Sivasspor deplasmanında alınan 3-0'lık mağlubiyet Ersun Yanal'ı da görevinden istifa etmeye zorladı. Ersun Yanal'ın yerine son beş maç için görevi devralan Ahmet Özen'in Trabzonspor'u bu beş maçtan dört galibiyet ve bir mağlubiyet çıkarsada, Trabzonspor ligi Beşiktaş ve Sivasspor'un gerisinde 3. sırada bitirdi.

Futbolcu bazında baktığımız zaman Trabzonspor'un sezon boyunca sivrilen oyuncuları oldu. Bana göre sezon içinde sivrilen oyuncular şu şekilde:

Hrvoje Cale: Genç yaşında yaşadığı ilk yurtdışı deneyimine rağmen, yıllardır doldurulamayan Trabzonspor'un sol bek pozisyonunda başarıyla mücadele etti Hırvat oyuncu. Önünde oynayan belli bir sol açık olmamasına rağmen, zaman zaman hücuma destek veren, bileklerine hakim ve futbol zekası da vasatın üstünde olan bu oyuncu bu sezonki performansının karşılığını da Hırvatistan Milli Takımı'na çağrılarak aldı. Önümüzdeki sezonda Trabzonspor'un kurduğu iskeletin temel direklerinden birisi olacağını şimdiden gösterdi Hırvat oyuncu.

Tony Slyvia: Senegalli kalecinin Trabzonspor'a gelişi zaten başlı başına bir olaydı ancak, Slyvia geldiği günden itibaren kalesinde gösterdiği güven verici performansın yanında, geriden kurduğu harika oyunlarla futbol zekasının da üst düzeyde olduğunu gösterdi. Bir kaleciye göre kısa olan boyunun dezavantajını yerinde çıktığı yan toplar ve zamanlamasıyla kapatmasını bilen tecrübeli kalecinin önümüzdeki sezonda takım iskeletinin en hassas mevkisinde kaldığı yerden devam edeceği şüphe götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Hüseyin Cimşir: Trabzonspor'un takım kaptanı kısıtlı yeteneğine rağmen sezon boyunca bordo mavili ekibin sivrilen isimlerinden birisi oldu. Taraftarın ve kamuoyunun kendisine yaklaşımına rağmen sorumluluk almaktan kaçmayan ve istikrarını mümkün mertebe koruyan kaptan, formasını genç Ceyhun Gülselam'a sezon boyunca kaptırmamayı da başardı. Hüseyin Cimşir'in sezon başı kampında eksik olan özelliklerinin üstüne gitmesi ve kendini biraz daha geliştirmesi gerekiyor. Performansını biraz daha artırırsa gediklisi olduğu milli takıma dahi yeniden dönebilecek performansı bu sezon sergilediğini düşünüyorum tecrübeli oyuncunun.

Egemen Korkmaz: Trabzonspor'un sezon başı kampından itibaren formayı kapan ve sezonun sonuna kadar bırakmayan Egemen saha içindeki başarısının yanında taraftarla da bütünleşmeyi başararak ne kadar yerinde bir transfer olduğunu herkese ispatlamış oldu. Sezon boyunca bir iki maç sol bek mevkiinde de görev yapan oyuncunun adı bir süre milli takımla anılsa da henüz o seviyeye yükselemedi ancak önümüzdeki sezonun ideal onbirinde Egemen'in ismini yine göreceğimiz su götürmez bir gerçek.

Tabi sivrilen oyuncular olduğu kadar hayal kırıklığı yaşatan oyuncular da oldu. Bu oyuncuları da yine kendime göre değerlendirmek istedim:

Selçuk İnan: Belki de transfer edildiğinde en çok umut beslenen oyuncuların başında geliyordu Selçuk İnan. Sezon başında adı üç büyüklerle anılsa da Trabzonspor bu oyuncuyu transfer etmeyi başarmış, sezonun en önemli transfer hamlelerinden birisini yapmıştı. Selçuk'ta beklenildiği gibi sezona fırtına gibi girdi. İlk maçta Ankaraspor'a attığı mükemmel golle 3 puanı getiren, ardından da Ankaragücü'ne karşı bir gol bulup sezonun yıldızı olma yoluna giren oyuncu bu iki maçtan sonra inanılmaz bir form düşüklüğünün içine girdi. Hüseyin Cimşir ne kadar sorumluluk alıyorsa sorumluluktan o derece kaçan, bazen sahada olduğunu dahi unuttuğumuz bir oyuncu haline geldi Selçuk. Zaman zaman çok büyük yeteneklerine rağmen inanılmaz pas hatalarına imza atan oyuncu özellikle iç saha maçlarında yaşanılan baskının üstesinden gelemeyerek bana göre sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu Trabzonspor için.

Rigobert Song Bahanag: Rigobert Song transfer edildiği zaman Trabzonspor'un kadrosunda yeri garanti olan belki de tek futbolcuydu ''Büyük Şef''. Sezona takımla birlikte oldukça iyi bir başlangıç yapan Song, kısa sürede hem sempatik tavırları hem de oynadığı futbolla iyice sivrilip, kaptanlık pazubandını dahi takmıştı. Ne olduysa ligin ikinci yarısının başlamasıyla birlikte oldu. Sahada ikili mücadelelerde ayakta kalamayan, rakip forvetlerden sıkça ''bel kıran'' çalımlar yemeye başlayan, yan toplarda büyük zaaflar gösteren bir Song izlemeye başladık. Ersun Yanal Song'un tüm hatalarına rağmen kendisine görev vermeye devam etti ancak Rigobert Song Ahmet Özen döneminde önce kulübeye ardından da tribünlere çıktı. Song'un sorununun ne olduğunu gerçekten bilmiyorum ancak önümüzdeki sezonu Trabzonspor formasıyla görmesi şu aşamada biraz zor görünüyor. Yine de herşeye rağmen hem liderliği, hem de hizmetleri nedeniyle kendisine teşekkür edilmesi gereken bir oyuncu Ersun Yanal'ın deyimiyle ''Rigo''.

Hayal kırıklıklarının yanında vasatı aşamayan oyuncuları da oldu Trabzonspor'un. İyi istatistiklerine rağmen Gökhan Ünal ve Umut Bulut, yeterince sorumluluk alamayan ve inişi çıkışı sert performanslar sergileyen Gustavo Colman, ne kadar şans verilirse verilsin bir arpa boyu yol gidemeyen Tayfun Cora, bir türlü istikrar sağlamayan İbrahima Yattara, uyum süreci geçirdiğini düşünerek mazur görebileceğimiz Alanzinho bu sezon Trabzonspor'un vasatı aşamayan oyuncularıydı bana göre.

Trabzonspor bu sezon bir de yıldız adayı kazandı. Ceyhun Gülselam hem oynadığı futbol hem de profesyonelliğiyle yedek kulübesinde oturmasına rağmen her zaman hazır olduğunu görev verildiği zamanlarda gösterdi. Barış Memiş ile birlikte Trabzonspor'un uzun yıllar faydalanabileceği bir oyuncu olmaması için hiçbir neden yok.

Sezonun sonunda Trabzonspor'un ihtiyacı olan oyuncular da apaçık ortada aslında. Orta sahayı çekip çevirecek bir driplingçi ve sımsıkı bir forvet lazım Trabzonspor'a ilk başta. (Birisi Gökdeniz ve Fatih mi dedi?!) Sonrası ise kadroyu ve yedek kulübesini genişletip rahatlatacak yerinde transferler olmalı. Bir de teknik direktör sorunu var tabi. ''Güneş'in doğması'' yüksek ihtimal ancak olmazsa ne olacak? İnanın hiç bilmiyorum...

Hiç yorum yok: