27 Ağustos 2010 Cuma

Olabilirmiş

Teknik, taktik işleri değilde heyecanı tadından yenmez iki maç oynadı Trabzonspor Liverpool ile. İkinci maçı 82. dakikaya götürdü, heyecanı hep yüksek tutmayı başardı ama sabırlı bir şekilde avının açık vermesini bekleyen İngiliz takımına o açığı önce Egemen, sonra da Giray verince mucize umutları Avni Aker'in çimlerine gömüldü.

Liverpool'un Torres, Gerrard, Masherano, Babel gibi asları olmadan turu ''bir şekilde'' geçmesi aslında Türk Futbolu'nun kanayan yarasını gözler önüne seriyor. Çoğunluğun hemfikir olduğu ''Türkiye'nin en formda ekibi'' Trabzonspor, dört beş asından yoksun Liverpool'u ancak zorlayabildi dün akşam. İkinci golü bulacak fırsatları da yakaladı ancak şans melekleri tam olması gereken yerde ''Kırmızıların'' yanında oldu. İnanıyorum ki, şu maçı 5 defa seksen dakika boyunca tutmayı başarsak, tam olması gereken yerde ve beşinde de o melekler yine Liverpool'dan taraf çıkardı. Oynanan futbolu görünce çok iyi biliyorum ki, kurada çıkması muhtemel rakiplerden Dortmund'u ısırır, Bükreş'i yer, Levski'yi kaale bile almazdık ama kurayı çektiğimizde zaten turun %99'unu kaybetmiştik. %1'i de iyi koruduk, %50'ye kadar çıkardık ama gerisini getiremedik.

Zaten en azından bu sezon için Avrupa öncelikli hedef değildi. Lig şampiyonluğu kovalamak için uygun bir ortam var. Karpaty Lviv'e elenen Galatasaray, PAOK'a elenen Fenerbahçe'yi görünce tabi daha bir umutlanıyor şampiyonluk için insan. İki cephe kaldı artık. İkisi de yine annemizin liginde... Kendi kendimize...

Hiç yorum yok: