15 Temmuz 2008 Salı

MTK Hungaria Budapest FC


30 Eylül 1999 günü Fenerbahçe taraftarları uzunca bir süre unutamayacağı bir maça tanıklık etmişti. 2 hafta önce Budapeşte'de rakibi MTK Budapeşte ile 0-0 berabere kalarak rövanş için avantajlı bir skorla İstanbul'a dönen Fenerbahçe, bu karşılaşmaya çıkmadan önce mutlak favoriydi, ancak forvette Yaw Preko gol pozisyonlarını hunharca katlederken, Rüştü'de inanılmaz bir frikik golü yiyordu, dakikalar ilerken. Yanlış hatırlıyorsam düzeltin, Kenesei'nin attığı iki frikik golüyle Fenerbahçe o sezon UEFA Kupası'na neredeyse başlamadan veda ediyor ve Fenerbahçe'nin dramatik şekilde elendiği bu kupayı o sezon finalde Arsenal'i penaltılarla geçen ezeli rakibi Galatasaray kazanıyordu. Bu maçın yıkımı ağır olmuştu, Rüştü maçtan sonra ''ışık gözümü aldı'' derken, Rıdvan Dilmen görevinden istifa etmek zorunda kalıyor, Fenerbahçe için zorlu bir dönem başlıyordu...


29.08.2008 ise yukarıda bahsettiğim karşılaşmanın hemen hemen 9 sene sonrasına tekabül eden tarih. Bu iki takım bu tarihte bir kez daha karşı karşıya gelecekler, bu kez Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda kozlarını paylaşacaklar. MTK Budapeşte 1. ön eleme turu maçı oynamadan ve aynı zamanda seribaşı olmayan iki takımdan biri, yani güç bakımından 2. ön eleme turunun seribaşları kadar kuvvetli değil ancak 1.ön eleme turu oynayacak kadar da kötü değil demiş UEFA. Belki de ülke puanları bunu gerektirdi, ancak orta bir yere sıkışmışlar. 1888 yılında kurulan bu takımın tam adı Magyar Testgyakorlo Köre Hungaria FC şeklinde yazılıyor. Renkleri mavi-beyaz. Maçlarını 12.700 kişilik Stadion Hidegkuti Nandor'da oynuyorlar. Kadroyu inceledeğimizde elle tutulur, bilinen bir oyuncuları yok. Hatta stadyumları UEFA normlarına uymadığı için Fenerbahçe ile 6 Ağustos'ta oynayacakları rövanş karşılaşması Fenerc Szusza Stadyumu'nda oynanacak. Bu stadyumun sahibi ise Ujpest. 23 kez Macaristan Ligi şampiyonu olan MTK 12 kez de Macaristan Kupası'nı kazanmış. Avrupa arenasında ise 1964 yılında Kupa Galipleri Kupası'nda finalde Sporting Lizbon'a kaybederek, tarihlerinin en büyük başarısına imza atmışlar. Özetlemek gerekirse mavi-beyazlılar aradan geçen 9 sene zarfında bir arpa boyu yol gidememiş hatta gerilemişler, ancak Fenerbahçe kurumsal yapısıyla, borsadaki değeriyle, taraftarının desteği ve yıldız futbolcularıyla Avrupa'nın sayılı ekipleri arasına katılma yoluna girmiş, güçlü bir hüviyete kavuşmuş. 9 sene kısa gibi gözükebilir ama iki takım arasında işte böylesine ciddi bir fark oluşmuş.


Fenerbahçe'nin zorlanmadan turu geçeceğini düşünüyorum. Macarları yabana atmamak gerekir diyenlere tek cevabım şu olur: Ben yabana atıyorum şahsen, yabana atmaması gereken Luis Aragones ve öğrencileri düşünsün gerisini...

7 yorum:

Murat YILMAZ dedi ki...

O maçı malesef seyredememiştim. İş seyahati için İzmirdeydim ve Hakan Demirel'i devamlı arayarak skoru soruyordum. Bir ara GS'li manitamdan mesajlar yağmaya başladı, hemen Hakan'ı aradım. Gerçek mi abi diye? Küfür ederek telefonu yüzüme kapadı. Şimdi ne alaka diyeceksiniz ama başka birşey geldi aklıma. Pendik maçı oynanırken de Eskişehirde bir laboratuvarda test yapıyorduk. Maç 1-0 idi, ikinci yarı 2 hatta 3 olur diyerek teste girdim, aynı olay gerçekleşti. Mortaç'ı aradım, pişimiş kelle gibi sırıtarak evet gerçek demişti. İki arkadaş ve olayları bakışları açısındaki fark...Neyse MTK ve karşısındaki Chelsea'yi elinden kaçıran Fenerbahçe. Mutlak favori biziz. Bir sonraki tura bakalım :)

Unknown dedi ki...

Sayın adminim MTK takımı hakkında bizleri aydınlatmışsınız, teşekkür ederiz. Aydınlanmak istediğimiz bir- iki klüp daha var, onlar hakkında da kısa birer araştırma yaparsanız çok mutlu olurum. İsimlerini tam doğru yazamıyabilirim ama siz hangi klüplerden bahsettiğmi eminim anlayacaksınız. Birincisi herhalde fırıncı gani usta ya da famagusta gibi bişeydi. İkinciside galata oteli ya da oteul galati diye bir takımdı yanlış hatırlamıyorsam. Sahi ne oldu bu takımlara, halı sahalarda turnuva felan kazanıyorlar mı? Geçmişte herhangi bir türk takımı ile oynamışarsa o maçlarında süslü hikayelerini beklerim sizden. Mesela jefferson yerlerde süründü, kabakulak umut dağlara taşlara topu attı tadında bir yazı olsun ama lütfen. Saygılar ve sevgiler...

Faruk dedi ki...

Sayın Demirel;

Yorumunuzu okuduktan sonra yazımı bir kez daha gözden geçirmek durumunda kaldım ancak sizi bu kadar kızdıran hususun ne olduğunu anlayamadım, eğer Trabzonspor birgün tekrar Anorthosis Famagusta ya da FC Otelul Galati takımları ile herhangi bir şekilde karşılaşma şansı bulursa emin olun ''süslü'' diye tabir ettiğiniz yazılarımdan birini bu blogta okuma şansına sahip olacaksınız, ancak takdir edersiniz ki Trabzonspor'un önce Avrupa Kupalarına katılabilmesi gerekiyor.

Değerlendirmelerimde elimden geldiği kadar objektif olmaya ve hep farklı bir pencereden bakmaya devam edeceğim.İlginiz için teşekkür ederim...

Unknown dedi ki...

Sayın adminim, yazınızda beni kızdıran hiç bir şey yoktu, bilhassa neşe içinde okuyup yazdım yorumumu. Rüştü'nün gol çizgisinin 10 cm. gerisinden yapmış olduğu traji komik kurtarışı(!) hala hatırlar gülerim. Anılarım depreşti sayenizde. Yalnız sanki sırada ki incelemenin sigma olomuc takımı için olacağı yönünde hisler uyandı içimde, kendi çapımda küçük bir önlem almayı düşündüm rengi belli bir yorumcu olarak o kadar. Sivil hayatta o maçı çok sık zikrettiğinizi bildiğim için böyle bir his uyandı o kadar. Yanılıyorsam affola. Performansınızdan son derece memnunuz, güzel ve akıcı yazılarınızın hep devam etmesi dileğiyle,
sevgiler...

Faruk dedi ki...

Fenerbahçe ve Sigma Olomouc takımlarının geçmişte çok enteresan bir mücadeleleri olmuştu fakat konumuzun bununla hiç bir alakası yok, tamamaiyle Fenerbahçe-MTK eşleşmesine farklı bir gözle bakmak istemiştim, övgüleriniz için çok teşekkür ederim, layık olmaya çalışıyorum...

fatih çimen dedi ki...

mtk budapeşte ;fenerin nesiydi bu adamlar sayın admin

Faruk dedi ki...

ben rakibi diye biliyorum:)