26 Nisan 2010 Pazartesi

270 Dakika...

Fenerbahçe'nin oynadığı futbol sezon başından bu yana tatminkar olmasa da, ligin gidişatı doğrultusunda zirve hesaplarını sürdüren ve özellikle Galatasaray maçının ardından iyi de bir kenetlenme yakalayan camia, Kasımpaşa maçına da aslında yine bu tedirginlikle ancak ''birlik olarak'' çıkmıştı.

Bu maça gelene kadar 6 karşılaşmadır gol yemeyen Fenerbahçe savunmasında, Bilica'nın yokluğunda Bekir İrtegün görev aldı. Kasımpaşa'nın tecrübeli ve ''acar'' forveti Cenk İşler'in yanında genç Şahin Aygüneş'te sarı lacivertli savunmayı zorlayacak isimler olarak göze çarpıyorlardı. Fenerbahçe'nin hücum hattında ise yine Alex'in organizasyonunda kanatlardan Mehmet Topuz ve Özer Hurmacı, Alex'in hemen önünde Güiza ve sürpriz destekleriyle Emre, Selçuk ve hatta Andre Santos sürpriz golcü olarak pozisyonlara girmeye çalıştılar. Emre ve Özer'in maça iyi başlamasıyla birlikte oyuna hakim olan Fenerbahçe, başlarda bir iki pozisyona girse de, Kasımpaşa'da Yekta'nın başlattığı ataklarda Şahin ve Cenk ile rakibinin üzerine gitmeye başladı. Gökhan Gönül'ün, Beşiktaş maçında ki parmak ısırtan performansı bu maçta da devam edecek diye beklerken, oyuncu ilk bindirmesini otuzuncu dakikadan sonra yaptı. Buna rağmen Alex, Guiza ve Özer ile zaman zaman pozisyonlar yakalayan sarı lacivertliler, stresten olsa gerek, ya son vuruşları ya da son pasları düzgün yapamayınca devre golsüz berabere bitti. Gol gelmedikçe artan baskı sayesinde ikinci yarı biraz daha tedirgin bir futbol oynamaya başlayan sarı lacivertliler, tam anlamıyla bir ''yüklenmeyi'' gerçekleştiremediler. Tabi ki bunda Cenk ve Şahin gibi iki süratli forvetin varlığı da büyük etken oldu. Savunmadaki görevini layıkıyla yapan Bekir, maçın son çeyreğinde attığı kafa golüyle Fenerbahçe'yi öne geçirmeyi başardı. Sahaya çıkan kadroya baktığımızda belki de Volkan'dan sonra gol atma şansı en düşük oyuncu olarak gösterilebilecek olan Bekir'in golü, maç Fenerbahçe'nin 1-0'lık üstünlüğüyle bittiğinde tam anlamıyla ''altın gol'' olmuş oldu.

Çok kritik bir virajı daha yine gol yemeden dönmeyi başaran sarı lacivertlilerde şayet Güiza, Özer ve Alex biraz daha becerikli olabilseler, iş bu noktaya kalmayabilirdi. Bir pozisyonda, Özer ceza sahası içinde bariz çekilmesine rağmen, oyunu bırakmayıp mücadeleye devam edince ayrıyetten takdirimi kazandı. Futbolcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklılarından  birisi galiba genç oyuncu. Mehmet Topuz, etkisiz ve vasattı. Güiza her daim bildiğimiz Güiza. Selçuk tam bir el bombası. Hem rakibe, hem de kendi takımına patlama ihtimali var. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan enteresan bir oyuncu. Yedi maçtır gol yememek öyle az buz bir iş değil. Bu başarının da aslan payı tabi ki, kaleci Volkan ve Lugano'ya ait. Netice de Bilica'da, Bekir'de, Uruguaylı oyuncunun yarısı edecek kaliteyi sahada gösteremiyorlar. Fenerbahçe'nin ele geçirdiği liderliği koruması ve şampiyon olması için 270 dakika kaldı. İpler artık tamamen kendi ellerinde. Bundan büyük motivasyon olamaz.

Türkiye'nin Barcelona'sı (!) Kasımpaşa ise kapasitesi doğrultusunda rakibini zorlamaya çalıştı. Yılmaz Vural maçtan önce ''Bir puan elzem'' demişti ancak o puanı almayı başaramadılar. İki kulübün iyi ilişkileri olduğunu sanıyordum ancak Kasımpaşa seyircisi maç boyunca ''Bursa'' diye bağırıp durdu. Son olarak eklemem gereken bir husus var: Şahin Aygüneş büyük topçu olacak.

2 yorum:

Murat YILMAZ dedi ki...

"Yedi maçtır gol yememek öyle az buz bir iş değil. Bu başarının da aslan payı tabi ki, kaleci Volkan ve Lugano'ya ait" cümlene kesinlikle katılmıyorum Faruk. Bu Daum'un eseridir. Öncelikle orta sahayı daha geriye çekerek başlamıştır operasyona, daha sonra golü attıktan sonra tempo düşürmeler, alan daraltmalar, kanatları kapatmalar, Emre'yi daha geriye çekişler vs vs Daum'un katkılarıdır. Ayrıca nefret ettiğim Guiza'nın hücum presi, Topuz ve Özer'in beklere yardımları, Selçuk'un çeviklik kazanarak müdahaleleri (artık belini döndürebiliyor), Bilica'nın fizik üstünlüğü Volkan'ın uzun süredir gol yememesinin diğer unsurlarıdır. Bu işi 1-2 kişiye bağlamak yanlıştır.

Faruk dedi ki...

Aslan payı dedim zaten üstat, hala da ısrarlıyım :)