12 Nisan 2010 Pazartesi

Pozisyon Zenginliğinden Çıkan Gol Fakirliği

Beşiktaş için şampiyonluk yarışına devam, Trabzonspor içinse biraz daha yukarılara tırmanabilmek ya da bilinen adıyla ''prestij'' karşılaşmasıydı cumartesi akşamı oynanan maç.

Sol kanadını İbrahim Üzülmez ile Yusuf Şimşek'e teslim eden Mustafa Denizli'nin karşısına Şenol Güneş, Serkan Balcı ve Burak Yılmaz ikilisiyle çıktı. Enteresan bir şekilde de maçın ilk yirmi dakikasının büyük çoğunluğu bu bölgede oynandı. Zaman zaman Holosko'nun da verdiği destekle bu bölgeden bir iki etkili bindirme yapan Beşiktaş ve özellikle Yusuf Şimşek'in karşısına her defasında Serkan Balcı çıktı ve bu bölgeden geçit vermeyeceğini gösterdi. Trabzonspor'un sağ kanat hücumcusu Burak Yılmaz her zamanki gibi etkisiz kalınca Beşiktaş savunmasını belki de en olmayacak yerden yani göbekten delme girişimlerinde bulunan Trabzonspor ilk yarıda yalnızca bir kez Umut Bulut'un Rüştü ile karşı karşıya kaldığı anda bu girişimlerin meyvesini almaya yaklaştı ancak Umut Bulut üst üste iki kez o kadar kötü şut tercihleri yaptı ki, bu fırsattan Trabzonspor yararlanamadı. Beşiktaş'ın en etkili üç pozisyonun ilkinde Holosko'nun sol çarprazdan vuruşu auta giderken, ikincisinde İbrahim Toraman zor pozisyonda topu auta attı, üçüncüsünde ise Bobo'nun kafasını çizgi üzerinde Serkan Balcı karşıladı. Trabzonspor bu yarıda yakaladığı etkili tek duran top pozisyonunda ise Alanzinho'nun kornerine kafasını uzatan Egemen'den gelen topu Rüştü çelmeyi başardı.

İlk yarı Beşiktaş ağırlıklı ancak Trabzonspor'un da hücum denemeleriyle geçtikten sonra ikinci yarının ortalarına doğru yorulan Beşiktaş karşısında Trabzonspor üstüste pozisyonlar bulmaya başladı. Enteresandır, Şenol Güneş iki hücumcusunu yani Teofilo ile Burak'ı oyundan çıkarıp yerlerine Ceyhun ile Sezer'i almasına rağmen, rakibine pozisyon üstünlüğü kurmaya başladı. Tabi bunda Beşiktaş'ın ''yaşlı'' kadrosunun erken yorulmasının da payı büyük. Ceyhun ile üç kez kaleyi yoklayan bordo mavililer, bir kez Colman, bir kez de Sezer ile gole çok yaklaşmasına rağmen skor üstünlüğünü yakalayacağı golü bulamadı. Buna karşılık Beşiktaş topla daha çok oynayan taraf olmasına rağmen pozisyon zenginliği yakalayamadı. 90 dakikanın sonunda yakalanan birçok pozisyon olmasına rağmen iki takımda galibiyeti getirecek golü bulamayınca karşılaşma 0-0 sona erdi.

Trabzonspor'un özellikle son birkaç haftadır kondisyon olarak çok diri göründüğünden bahsediyorum sık sık. Bu karşılaşmanın son periyodunda da kondisyon olarak Beşiktaş'a fark attılar. Kaleci Onur'un performansı iyinin ötesinde ''gurur verici'' bir hal almaya başladı. Özellikle Bobo ile karşı karşıya kaldığı bir pozisyonda vücudunun aldığı şekli gerçekten görmek lazım. Bir kaleci ancak bu performası gösterebilir herhalde. Oynadığı hemen her maçta takımın en etkili adamı olan Serkan Balcı bir maçlık aradan sonra çıktığı Beşiktaş maçında yine sahanın en iyisiydi. Kendi görevi olan savunmanın dışında sık sık bindirmeler gerçekleştirerek Beşiktaş savunmasını zorlayan tecrübeli oyuncunun parmak ısırtan performansını maalesef Kasımpaşa maçında izleyemeyeceğiz çünkü gördüğü sarı kartla cezalı duruma düştü. Teofilo Gutierrez Trabzonspor formasıyla ilk kez Beşiktaş maçında onbirde sahaya çıktı. Ben Teofilo'nun koşularını, oyun zekasını, ince paslarını ve gol koklamasını beğendim. Bir pozisyonda da gole çok yaklaştı ancak en büyük sorun halen takım arkadaşlarıyla gerekli iletişimi kuramamış olması. Orta sahada topu ayağına alan tüm futbolcuların ilk tercihi pozisyonu ne olursa olsun Umut oluyor. Bu alışkanlığın bir an önce yıkılması gerekiyor. Özellikle bir iki pozisyonda Teofilo çok uygun durumdayken, topların kenarlara koşu yapan Umut'a atılması Kolombiyalı oyuncunun performansını olumsuz etkiliyor. Giray - Egemen ikilisinin, Giray - Song ikilisine göre daha oturmuş bir ikili olduğunu söyleyebilirim. Önümüzdeki sezon Tony Slyva ile olduğu gibi Rigobert Song ile de yolların ayrılmasında bir sakınca olduğunu düşünmüyorum. Hem iki adet yabancı kontenjanı boşa çıkar, hem de yerli bir alternatif stoper arayışına başlanabilir. Ceyhun Gülselam oyuna girdikten sonra maça oldukça hareket getirdi. Şut mesafesini bulduğu anda gözünü kırpmadan kaleyi yoklamaya bayılıyor ancak ceza alanı içinde yakaladığı pozisyonda topu ağlarla buluşturamaması kendi yeteneğini inkar etmekten başka bir şey değil genç futbolcu için. Alanzinho ilk yarıda durgundu ancak ikinci yarıda Beşiktaş'ın riske girdiği bölümlerde son derece etkili bir futbol oynadı. Takım arkadaşlarını sık sık pozisyona soksa da, aradığı golü bir türlü bulamadı. Kondisyon olarakta 90 dakikanın tamamına yaydığı enerjisiyle önümüzdeki sezon Trabzonspor'un en önemli kozlarından birisi olmaya devam edecek. Burak Yılmaz için söyleyecek pek bir şey bulamıyorum futbol adına. İki tane gereksiz şut girişimi, birkaç tane iyi pas, bir kez kendini yere atıp gördüğü sarı kart dışında kendisini sahada hatırlamıyorum. Şenol Güneş'in ısrarla şans vermeye devam ettiği oyuncu bu şansları değerlendirememeye devam ediyor. Hafta arasında oynanacak olan kupa rövanşının ardından Avni Aker'de Kasımpaşa'yı ağırlayacak bordo mavililer. Trabzonspor'un artık bitime beş maç kala en azından bulunduğu konumu koruması ya da ilk dörde girmesi bu sezon için yeterli olacaktır. Çok ince bir hesap ama ilk dörde girilebilirse önümüzdeki sezon Ziraat Türkiye Kupası gruplarına kalmak için ekstra maç oynamak zorunda kalınmayacaktır. (Çok fazla mı ince oldu acaba?)

Beşiktaş'ın maçtan çok en büyük itirazı son dakikadaki penaltı pozisyonunaydı. Pozisyonda Holosko'nun Ekrem'e gönderdiği topa Egemen bariz şekilde elle müdahele etti ancak ne yardımcı hakem, ne de orta hakem pozisyonu penaltı olarak değerlendirmedi. Maç boyu Bobo ve Holosko'nun yanına Toraman ve Fink'i sokarak gol arayan Mustafa Denizli'nin Nobre ve Serdar Özkan hamleleri de gecikmiş birer deneme olarak kaldı. Zaten bir oyuncu değişikliği hakkını da Rüştü'nün sakatlanmasıyla Hakan Arıkan'dan yana kullanmışlardı. Beşiktaş'ın oyun sistemi ve ne yapacağı aslında çok belli. Çok zor gol yiyen ancak zor da atan enteresan bir takım Beşiktaş. Bursaspor'un kaybettiği iki puanla zirve yarışına tutunmayı başardılar ancak önümüzdeki hafta oynayacakları Fenerbahçe maçı iyice kritik bir hal aldı. Çok iddialı konuşmuş olmayayım ama bana göre bu maçın galibi, Bursaspor'un an itibariyle yaşadığı büyük psikolojik sıkıntıyı da göz önünde bulundurarak, %70 şampiyonluğunu ilan edecektir. Fenerbahçe, Beşiktaş maçını atlattıktan sonra yolu epey bir kolaylıyor. Beşiktaş'ın da kritik bir Bursaspor maçı var son hafta da ve neyin ne olacağını kestirmek çok zor görünüyor.

Hiç yorum yok: