20 Nisan 2010 Salı

Avni Aker'e Mutlu Veda

Ziraat Türkiye Kupası'nda finale kalarak, büyük mucizeler olmazsa Europa Leuge'e bir kez daha katılma hakkını elde eden Trabzonspor için en azından lig beşinciliğini korumak adına önemli bir maç olan Kasımpaşa karşılaşması, bakıma alınacağı için bu sezon son kez bir maça evsahipliği yapan Avni Aker Stadyumu'nda oynandı.

Son bir kaç haftadır oynadığı futbol yeniden göze hoş gelmeye başlayan Trabzonspor, ligin ilk yarısında 3-1 mağlup olup, büyük badireler atlattığı Kasımpaşa karşısında maça etkili başlayan taraftı. Ömer Aysan, Serkan Balcı ve Tayfun Cora'nın yokluğunda sağ bek mevkine ''kerhen'' geçen Engin Baytar'ın yanı sıra Burak Yılmaz'ın yokluğunda, Teofilo Gutierrez'de onbirde sahadaydı. Colman'ın biraz daha defansif mücadele ettiği ilk periyodda Alanzinho'nun driplingleriyle etkili olan bordo mavililer, Umut ve Teofilo ile de pozisyonlar yakaladılar. Selçuk'un normalden istekli oyunu ve Engin Baytar'ın ''sıkı'' bindirmeleriyle bunalan Kasımpaşa'nın imdadına ise Murat Şahin yaptığı güzel kurtarışlarla yetişti. İlk yarı boyunca sık sık rakip kaleyi yoklayan bordo mavili takım aradığı golü bir türlü bulamamasının yanı sıra bir de Teofilo'nun Umut'a yaptığı isyanla hararetlendi. Maçı yöneten insan Özgüç Türkalp (Kimse kusura bakmasın, kendisine hakem demeye dilim varmıyor) şu prestij maçını dahi çığrığından çıkardığı sırada dakikalar 35 civarıydı. Umut'un karşı karşıya kaldığı pozisyonda yanında bomboş durumda olan Teofilo'ya vermediği topun ardından gerilen tribün, Özgüç Türkalp'in üstüste yaptığı iki bariz hatayla çığrından çıkmaya yaklaşmışken, devrenin sonunun gelmesiyle biraz rahatladı.

İkinci yarıya da ilk yarıdaki gibi başladı iki takımda. Yalnızca tek yabancı futbolcuyla mücadele eden Kasımpaşa'ya karşı Trabzonspor 57. dakikada kornerden gelen topa Egemen'in vurduğu kafayla öne geçti. Golden birkaç dakika sonra ise Şenol Güneş anlamsız bir kararla Teofilo'yu oyundan çıkarıp, yerine Ceyhun'u sahaya sürdü ve doğaldır ki tribünler Teofilo'nun kenara alınmasını yoğun şekilde protesto etti. Şenol Güneş'in bu değişikliği yaparken Umut'u tercih etmemesi ise bir hayli enteresan. Bazen Teofilo'yu kazanmaya mı yoksa kaybetmeye mi çalıştığını anlamıyorum. Bu adamın ihtiyacı olan tek şey bir gol. Maç 200 dakika da oynansa bu adamın sahada kalıp golü bulması gerekiyor bana göre. 1-0'dan sonra da oyun üstünlüğünü koruyan Trabzonspor'a karşı Kasımpaşa, bir iki pozisyon yakalasa da, bunlardan sonuç çıkaramadı. Maçın son dakikasında ise kullanılacak serbest vuruş için kalesini boşaltan Murat Şahin'i, takım arkadaşları ''ciddiye almayınca'' (pozisyonu izleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız) Umut 84 metre boyunca sürdüğü topu ağlara bırakarak, 3 puanı garanti altına aldı.

Maç için söyleyeceklerimizi söyledik. Trabzonspor ilk beşteki yerini korudu, ilk yarıdaki maçın intikamını aldı, takım göze hoş gelen top oynadı, Engin, Alanzinho, Cale ve Selçuk iyi oynadılar falan filan... Yahu bu Özgüç Türkalp komedisi nedir arkadaş? Bu adama nasıl maç veriliyor anlamak mümkün değil. Bu adam uzaktan kumandalı arabayı yönetecek potansiyele sahip değilken, yayın hakları için 300 milyon dolardan fazla para verilmiş bir ligde nasıl maç yönetebiliyor? Gözünün önünde, burnunun dibinde, Cenk İşler'e yapılan faulü vermemesi için Trabzonspor'a yüklü para yatırmış diyeceğim ama ilk yarıda da Alanzinho'nun yine gözünün dibinde iki kez bariz şekilde çekilmesini de devam diyebiliyor. Birisi tam yayın üzerinde. Cenk'in pozisyonunda ise düdüğünü ağzına götürüp dalga geçer gibi Cenk'e bakıyor. Sonrasında da Alanzinho'ya yapılan kırmızı kartlık faulü, sarı kartla geçiştirme yoluna gidiyor. Bu adamın yönettiği maçları bir yerlerden bulup izlemek lazım. İbretlik, yemin ediyorum ibretlik!

Hiç yorum yok: