1 Nisan 2010 Perşembe

Son Virajda Bursaspor


Sezonun en renkli takımı oldu hiç kuşkusuz 2009-10'da Bursaspor. Ciddi bir avantaj ile son dönemece giren ''Timsahlar'' şampiyonluğa en yakın takım konumundalar.

Bursaspor'un geriye, fikstüre göre yedi, Ankaraspor'un durumu göze alındığında ise altı maçı kalmış durumda. Bursaspor'un bundan sonra oynayacağı, fikstüre göre, yedi maç şu şekilde sıralanıyor:

Bursaspor - Antalyaspor

Gençlerbirliği - Bursaspor

Bursaspor - Gaziantepspor

Galatasaray - Bursaspor

Bursaspor - Kayserispor

Ankaraspor - Bursaspor

Bursaspor - Beşiktaş

Görüldüğü gibi kalan yedi maçın birisi otomatik üç puan, diğer dört tanesi Bursa'da, birisi Ankara ve yine bir tanesi İstanbul'da. Kısaca Bursaspor takımı, artık denizi geçmiş ve derede boğulmamaya uğraşıyor. Tabi ki, Gençlerbirliği, Kayserispor, Galatasaray ve Beşiktaş gibi ciddi rakiplerle oynayacak olan yeşil beyazlıların kağıt üzerindeki güzel fikstürü bir anda ters düz olabilir. Geçen hafta yirmi bin seyircisi önünde İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a yenilen yeşil beyazlı takımın, bu maçtan önce oynadığı ve kazandığı Manisaspor ve Denizlispor maçlarınında da pek iyi sinyaller vermediğini söylemek gerekiyor. Şampiyonluk baskısı, medya ilgisi, şehrin yüksek tansiyonu gibi etkenler Bursasporlu oyuncuları belki de hiçte hazır olmadıkları bir psikolojik savaşın içine sokmuş durumda. Tabi takım kadrosunda daha önce bu tip atmosferleri yaşamış olan, Ali Tandoğan, Hüseyin Cimşir, Ömer Erdoğan gibi ''abiler'' bulunuyor ancak Volkan Şen, Ozan İpek, Sercan Yıldırım ve hatta İsmail Odabaşı gibi isimlerin bu baskı altında sıkıntı yaşamaları son derece doğal. Fena sayılmayacak bir Beşiktaş deneyimi yaşayan Ertuğrul Sağlam'ın kenardaki sıkıntı halleri ve basına yaptığı ''serzeniş dolu'' açıklamalar, takımın üstünde ekstra baskı yaratıyor. Ankaraspor maçını bir koz olarak 33. haftaya kadar taşıyacak olan yeşil beyazlı takımın özellikle psikolojik olarak bu son altı maçtan minimum derecede etkilenmesi gerekiyor. Her maçı final olarak görmeleri şimdiye kadar herhangi bir kupada pek az final oynamış olan kentin yapacağı belki de en yanlış şey. Bunun yerine şimdiye kadar yaptıklarının zaten fazlasıyla alkışa değer olduğunu ve bundan sonra ekstra bir hedef için oynayacaklarını düşünmeleri daha doğru olacaktır. Ertuğrul Sağlam'ın, son maçlarda geçen sezonki Bülent Uygun'a benzeyen hal ve hareketleri takım üzerinde ekstra baskı yaratıyor diye düşünüyorum ancak sezon sonunda bu takım ipi göğüslemeyi başarırsa, bundan böyle Türk Futbolu'nun tarihini yazan teknik direktörleri sayarken, Fatih Terim, Mustafa Denizli, Şenol Güneş üçlüsüne, Ertuğrul Sağlam'ı ''dördüncü büyük'' olarak eklemekten onur duyacağız.

Hiç yorum yok: