23 Ekim 2009 Cuma

Asrın Maçı (!)


Her sene asrın maçı olur Fenerbahçe - Galatasaray ya da Galatasaray - Fenerbahçe maçları. Yeni bir asrın maçı bekliyor bizi pazar akşamı Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda.

Fenerbahçeli futbolcuların psikolojik olarak, Galatasaraylı futbolcular karşısında Usain Bolt kadar önde olduğu maçın ilk gerçeği. Son yıllarda bu staddaki her maçta rakibini ''tarumar'' eden Fenerbahçe bu kez hem de ''form tutmuş'' vaziyette Galatasaray'ı bekliyor. Deivid'in kesin olarak olmadığını söylemekle birlikte Alex de Souza ve Daniel Güiza'nın bu maçta kesin olarak oynayacaklarını söyleyebilirim. Özellikle bu tip derbi maçlarında sistem ve taktikten çok, istek, hırs ve bireysel yetenek öne çıktığından, Alex de Souza'yı riske etmemek gibi bir düşüncesi olmayacaktır Christoph Daum'un. Bu tip maçlarda baskıyı bir şekilde lehine çevirip insanüstü oyunlar çıkaran futbolcular da olur her daim. Mesela Selçuk Şahin. Normalde dokunmasının bile pek olası gözükmediği (kendi yetenekleri babında) pozisyonlarda değme santrforlara taş çıkartacak goller attı geçen sezon hem Galatasaray'a, hem de Beşiktaş'a. Kısaca maçın psikolojik üstünlüğü hiç kuşkusuz Fenerbahçe'nin en büyük silahı olacak.

Üç aşağı beş yukarı Fenerbahçe'nin sahaya çıkardığı onbir ''kemikleşmiş'' vaziyette. Mehmet Topuz'un da kadroda kendisine yer bulmasıyla birlikte Daum'un eleştirilecek ve gündem olabilecek tek eksiği Özer Hurmacı'nın ne zaman forma bulacağı konusu oldu medyamız için. Son Gaziantepspor mağlubiyeti de sarı lacivertli takım için ''baskının atılması'' anlamında faydalı olmuş bile olabilir. Christoph Daum Türkiye'de uzun yıllar çalıştığı için bu maçın önemini bir Türk kadar iyi biliyor ancak Rijkaard'ın Fenerbahçe maçını rutin bir lig maçından farklı görmediğine neredeyse eminim. Hem anlayış hem de oyun felsefesi bakımından iki teknik direktör arasında büyük farklar var. Rijkaard'ın hep kendisine has bir oyun sistemi var ve rakip kim olursa olsun bu sistemle oynarken, Daum ise takımın kimyasını çözüp o sezonki oyun felsefesini belirliyor. Sağ kanat için düşündüğü Kazım Richard bu kadar eleştiri alıp kendi taraftarı tarafından bile yuhalanırken kendisinde ısrarcı oluşunun altında belki de on tane farklı sebep vardır Alman hocanın. Kazım'ı gün be gün kazanıyor oluşu da takdire şayan bu anlamda. Teknik direktörler açısından iki hocanın da birbirine baskın özellikleri var ve en az oyuncular kadar onlarında bu maçta ''günlerinde'' olmaları gerekiyor.

Oyuncu kalitesi olarak Galatasaray, Fenerbahçe'den bir adım önde duruyor. Fenerbahçe ne kadar etkili savunma yapıyorsa Galatasaray da o kadar etkili hücumlar geliştirebiliyor. Özellikle rakibinine bir gol atıp ''şoka'' sokarsa, üstüste goller bulabilecek organizasyon yeteneği ve mental gelişmişliği olan futbolculara sahip bir kadrosu var sarı kırmızılıların. Fenerbahçe ise Alex'in organizasyonunda müthiş mücadeleci bir takım görüntüsü çiziyor. Galatasaray'ın en güçlü yanı savunması olsa da, Fenerbahçe'nin de en güçlü yanı orta sahası olarak gözüküyor. Christian ve Emre'nin göze hoş gelen uyumlarının yanında hem mücadeleci futbolu hem de etkili şutlarıyla Mehmet Topuz'da hiç kuşkusuz önemli bir gol ayağı olacak Fenerbahçe'nin. Roberto Carlos konsantre olursa kendi kulvarında Keita'ya zor anlar yaşatabilir ancak Keita'nın Carlos'a karşı olan müthiş fiziksel üstünlüğü Andre Santos için de bir alarm olmalı ve mümkün mertebe Keita ile Carlos'u başabaşa bırakmamalı. Rijkaard'ın bu maçın onbirinde Nonda'ya görev vermesi daha akıllıca olur bana göre çünkü Galatasaray'ın geliştireceği atakları olgunlaştıracak özellikler Baros'a göre Nonda'da fersah fersah daha fazla. Ben Fenerbahçe savunmasının Baros'a araya atılacak toplardan gol yiyeceğini sanmıyorum. Fiziksel olarakta kırılgan bir yapıya sahip olan Baros muhtemelen Lugano - Bilica tandeminde eriyecektir. Nonda hiç olmazsa bu iki futbolcuya karşı hem başedebilecek hem de faul alabilecek yapıya sahip. Zaten bu tip maçların en önemli kozlarından birisi olur duran toplar ve bu sezon Galatasaray bu alanda oldukça iyi. Galatasaray'ın dört tane ''ısıran'' orta saha oyuncusu var. Bunlar Mehmet Topal, Ayhan, Barış ve Mustafa Sarp. Bu dörtlüden üçünün kesin olarak sahaya çıkması şart çünkü orta sahası güçlü Fenerbahçe bu alanda yumuşak Galatasaray orta sahasını ezerse maçı da kolaylıkla lehine çevirebilir. Dolayısıyla Kewell, Elano ve Arda üçlüsünden birisi bu maçta yedek kalacak ki benim tercihim henüz uyum sorunu yaşayan Elano olur. Tabi bunun da bir riski var çünkü kim ne derse desin Arda bir kanat oyuncusu ve oynadığı bölgede istenilen verimi sağlayamıyor.

Galatasaray savunması felaket derece de kötü durumda. Trabzonspor'dan yedikleri gollerin hepsinde ya bireysel ya da takım savunması adına önemli hatalar yaptılar. Sadece goller değil, Trabzonspor'un kaçırdığı pozisyonlar için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Maç 2-2 beraberliğe gelmişken, Serkan'ın karşı karşıya kaçırdığı pozisyonun asistini Sarp yapmıştı. Dolayısıyla Güiza en sevdiği iş olan araya sızmayı bu maçta sık sık gerçekleştirmek isteyecektir. Bunu yapması için O'na yardımcı olacak üstün yeteneklerle donatılmış bir Brezilyalı da sürekli civarlarında olacak zaten. Galatasaray'ın araya atılacak toplarla gol bulması ne kadar zor ise Fenerbahçe'nin ki o kadar kolay.

Toplarsak eğer, benim açımdan maçın favorisi oyuncu kalitesi anlamında Galatasaray olmalı ancak hem saha hem de seyirci faktörü Fenerbahçe'yi bir adım öne fırlatıyor. Bana göre dengeyi ise Rijkaard'ın kenar müdaheleleri sağlıyor. Hem Galatasaray'ın yedek kulübesi Fenerbahçe'ye göre daha derin hem de maçı kazandıracak bireysel yetenek Galatasaray'da daha fazla. Maçın normal sonucu gollü beraberlik olmalı ama başta da söylediğim gibi bu normal bir maç değil ki... Asrın maçı.... Herşeye hazırlıklı olmakta fayda var.

Hiç yorum yok: