9 Şubat 2010 Salı

2012 Kuraları Hakkında...

Bundan 20 yıl önce, İzlanda, Malta, bilemedin Kuzey İrlanda ayarında bir itibarımız vardı Dünya futbolunda. Son dönemde kaydettiğimiz ilerleme sayesinde 2. torbayı bile beğenmez olduk artık, kura çekimlerinde. Yeni bir kura çekimi heyecanı yaşandı 2 gün önce ve 2012 yılında Polonya ve Ukrayna'nın ortaklaşa düzenleyeceği Avrupa Futbol Şampiyonası'na katılmak için mücadele edeceğimiz grup belli oldu.

Hep yakından tanıdığımız ve bildiğimiz ülkeler çıktı kurada her zamanki gibi. Gurbetçilerimizin yoğunlukla yaşadığı ülkeleri çekmiş olmamız bizim için büyük avantaj tabi ki ancak işin bir de başka boyutları var.

Almanya hiç tartışmasız, özellikle son dönemde grup elemelerini en iyi oynayan takım. Daha bir kez bile bir baraj maçı falan oynadıklarını hatırlamam. Çek Cumhuriyeti'ne 4, San Marino'ya 13 gol atıp, giderler finallere rakiplerin hepsini ciddiye alırlar ve turnuva takımı hüviyetlerini, bu grup turnuvalarında dahi korurlar.

Son olarak Euro2008'in yarı finalinde karşılaşmıştık kendileriyle. Bana göre tüm turnuvanın en iyi maçını çıkarmamıza rağmen, tecrübelerine ve isimlerine 3-2 mağlup olup, elenmiştik yarı finalde. Tabi ki kadrolarında birbirinden değerli oyuncular bulunuyor. Bir dönem Mehmet Scholl'e yaptığımız gibi, Mesut Özil'de yeni ''sansasyonumuz'' olacak Almanya maçlarında. Başka Türk oyuncularda çıkabilir karşımıza rotasyon icabı. Malik Fathi, Serdar Taşçı vb... Zaten Almanlar en son seçtikleri U-17 milli takımlarına aynı anda tam 7 Türk futbolcu çağırarak aradaki ''futbolcu soğuk savaşını'' iyice alevlendirdiler. Lider çıkmak için netice itibariyle kilit maçları oyanayacağımız Almanlar karşısındaki performansımızı kestirmek güç ama favorinin net bir biçimde Almanlar olduğu su götürmez bir gerçek. Birinci torbadan keşke Rusya gelseydi diyesi geliyor insanın.

İkinci torbada zaten biz yer aldık ve dolayısı ile Slovakya, Sırbistan, Romanya, İsveç, Yunanistan, İsviçre, Danimarka ve bana göre bu torbanın en güçlü takımı Çek Cumhuriyeti'nden kendimizi sıyırmış olduk. Üçüncü torbadan ise nispeten zayıf bir ekip olan Avusturya geldi. Viyana Kuşatması manşetlerinin şimdiden hazırlandığını düşündüğüm, iki maç oynayacağız Avusturya ile. Son Avrupa Şampiyonası'nda evsahibi kontenjanından finallerde başgösteren ülke, varlık gösteremeden, grup aşamasında turnuvaya veda etmişti. Bu elemelerde de Belçika'yı bile geçebileceklerini sanmıyorum. Nerde o Anton Polsterli günler!

Dördüncü torbadan çektiğimiz Belçika ile son Dünya Kupası elemelerinde karşılaşıp, ilk maçta kendi sahamızda 1-1 berabere kalmıştık. O maçta gollerini atan Wesley Sonck zaten bu takımın ''Hakan Şükür'ü'' konumunda. İkinci maçta ise, Bosna'dan gelen kötü haberle yıkılıp, Belçika karşısına deplasmanda prestij için çıkıp, 2-0 kaybetmiştik. Ne zaman Belçika aklıma gelse, hep farklı mağlubiyetler hatırlıyorum nedense. Türk Milli Takımı'nın gelmiş geçmiş en güzel golünü Oktay Derelioğlu'nun ayağından yine bu takıma karşı kaydetmiştik, ayrıca Recep Çetin'in de milli takım kariyerindeki tek ve enteresan golü yine bu takıma karşı. Enzo Schifo döneminden sonra ciddi bir düşüş yaşayan Belçika Milli Takımı, bizim 17 puanla üçüncü olduğumuz son grup elemelerinde 10 puan toplayıp dördüncü olmuştu. Gruptaki esas rakibimiz bu kez Belçika olabilir kanaatindeyim. Şanssızlığımız, Makedonya, Belarus, Macaristan, Galler, Kıbrıs Rum Kesimi ve Litvanya gibi ''mis'' gibi rakipler dururken, Belçika'nın grubuna düşmemiz oldu herhalde.

Beşinci torbadan daha önceki Dünya Kupası elemelerinde Ersun Yanal yönetiminde iki maçta 10 gol attığımız (4-0 / 0-6) Kazakistan geldi. UEFA'ya kabul edileli daha 10 sene olmamış ülkenin yetenekli ve geliştirilebilir oyuncuları olmasına rağmen herhangi bir sürprize imza atmadan Azerbaycan ile sonunculuk mücadelesi yapacağını ve sonuncu olmayacağını düşünüyorum.

6. ve son torbadan ise K.K.T.C'den sonra ikinci yavru vatanımız olan ancak Ermenistan ile geliştirilen siyasi ve diplomatik ilişkilerin ardından zamlı doğalgaz ithal ettiğimiz Azerbaycan geldi. Azerbaycan ile bir kez aynı gruba düşmüştük ve özellikle Bakü'deki maçta ''anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirmişlerdi''. Mutlaka ciddiye almamız gerekecek çünkü daha yakın geçmişte, Malta ve Estonya facialarını yaşamıştık.

Özet olarak A Grubu'nda Almanya'nın birinci olup Avrupa Şampiyonası finallerine direk gideceğini, Türkiye'nin ise (tabi hoca önemli) ikinci olup, baraj maçı oynayacağını düşünüyorum.

B Grubu'nda, Rusya, Slovakya ve İrlanda Cumhuriyeti ilk iki mücadelesi yaparlar. C Grubu'nda ise %80 İtalya, %20 Sırbistan lider bitirir. Diğeri ise Slovenya ile play-off için kapışır kanaatindeyim. D Grubu'nda, Fransa, Romanya ve Bosna Hersek üçlüsünden tahminimce, Fransa birinci, Bosna Hersek ikinci olur. E Grubu'nda Hollanda rahat bir birincilik yapacaktır. İsveç ikincilik için Finlandiya ile çekişir ama mutlaka ikinci olur. F Grubu'nda, Hırvatistan birinciliğin en güçlü adayı. Yunanistan ikincilik için İsrail ile kapışır ama koltuğu kaptırmaz. G Grubu'nda İngiltere rahat bir birincilik, İsviçre'de rahat bir ikincilik elde eder. H Grubu'nda Portekiz, Danimarka ve Norveç ilk iki kapışacak. Portekiz'in ilk ikideki yeri garanti gibi ama diğer takımın kim olacağını kestirmek zor. I Grubu'nda ise İspanya'nın birinciliği ve Çek Cumhuriyeti'nin ikinciliği neredeyse garanti gözüküyor. İskoçya her ne kadar ikinciliği zorlamaya çalışacak olsa da, ben bu gruptan bir değil, iki takımın direk çıkacağını düşünüyorum.

Hiç yorum yok: