9 Şubat 2010 Salı

Peki Ya Bundan Sonrası?

2010 yılına iyi giren takımlardan birisi de Fenerbahçe oldu. Kupada alınan Antalyaspor yenilgisinde dahi, 3 gol birden atan sarı lacivertli ekip, Denizlispor'a da aynı tarifeyi uygulamış, Sivasspor engelini ise 5 golle geçmişti.

Diyarbakırspor maçı aslında bir ''iş kazası'' olarak nitelendirebilir ancak Fenerbahçe'nin girdiği pozisyonların son derece az oluşu ve rakibine verdiği ''fazla gol pozisyonu'' ileriki haftalar için soru işaretleri oluşmasını sağlıyor. Alex'e olan bağımlılıktan kurtulmak için, yeni bir bağımlılık gerekiyordu. Emre Belözoğlu bu sezon bu işi zaman zaman oldukça iyi yaptı ancak oynadığı mevki itibariyle, aldığı sorumluluk hep sınırlı olmak durumundaydı. Oyun sıkıştığı zaman, topu yalnızca Alex'e değil, Emre'ye de veriyordu takım arkadaşları. Sezona ağır bir sakatlığın içerisinde başlayan Özer Hurmacı bu rolün biçilmiş kaftanı oldu aslında. Klas goller atıp, etkileyici asistler yaparak, beklentileri fazlasıyla karşılıyordu Diyarbakırspor maçına kadar. Ziya Doğan zaten defansif oyunun Türkiye uzmanlarından. Hem Özer'i, hem Alex'i hem de Emre'yi iyi kitleyerek, Fenerbahçe'nin göbekten savunmayı delme girişimlerini bertaraf etmeyi başardı ancak Fenerbahçe bu kez yapması gerekeni, yani oyunu kanatlara yığmayı başaramayınca, maçın son 10 dakikasına berabere, son 7 dakikasına ise mağlup girdi. Ayman'ı Trabzonspor'dan tanıdığım için belirtmeliyim, o topa 50 defa vursa ancak üç, beş tanesi oraya giderdi, bu da Fenerbahçe'ye denk geldi. Sonra bunaltıcı baskı esnasında gelen karambol golü ile skoru ancak beraberliğe bağlayabildi sarı lacivertliler. Oyunu kanatlara yığamamanın başlıca sebebi, hiç kuşkusuz bu bölgede oynayan oyuncuların zayıflığı. Andre Santos'un beke çekilmesinden sonra sol açığa yerleşen Uğur Boral'ın iyi performansının uzun süreli sakatlığı yüzünden ''out'' olmasından sonra Fenerbahçe'nin sol kanadı, Wederson ve Andre Santos'a kaldı. Andre Santos büyük beklentilerle gelmesine rağmen, bana göre öyle aman aman bir futbolcu değil. Wederson'u ise tribünler bir kez mimledi artık ve bu oyuncunun özgüveninde de ciddi problemler var. Nerede Ankaraspor'daki Wederson, nerede şimdiki Wederson. Sağ kanatta da eksilmeler yaşandı. Gökhan Gönül bu bölgenin banko adamı ancak önünde oynayan oyuncular konusunda bu sezon oldukça şanssız. Fenerbahçe zaten Deivid'den hemen hemen hiç faydalanamazken, Kazım'ın gidişi ve Topuz'un Kayseri günlerini mumla aratması yüzünden bu bölgenin de ciddi sorunları var. Aslında Fenerbahçe'nin kanat organizasyonu yapamamasını çokta fazla eleştirmemek lazım. Eldeki oyuncuların, durumu ve gücü belli. Özer'in sakatlığı ne kadar sürecek bilmiyorum ama şu yoğun maç trafiğine girerken, Fenerbahçe'nin alternatif azlığında bir hayli zorlanacağı bir gerçek. Aksi gibi Lugano'nun da bir ay kadar oynayamayacağı açıklandı dün. Stopere Önder, sağ beke Bekir geçer, Gökhan Gönül açık mı oynar bilmiyorum ama, sakatlar düzelene kadar, kapanan takımlara karşı Fenerbahçe'nin gol yollarında ciddi sıkıntılar yaşayacağını düşünüyorum. Aziz Yıldırım her ne kadar devre arasında yapılmayan transferi savunsada, gidenlerin yerini mutlaka doldurması gerektiğini bu sakatlık problemleri sonrasında anlayacaktır herhalde. Forvetsiz kalan Galatasaray'ın düştüğü darboğazın bir benzeri Fenerbahçe'yi bekliyor olabilir.

Hiç yorum yok: