17 Aralık 2009 Perşembe

Trabzonspor ve Üç Büyükler Arasındaki Farklar


Trabzonsporlu olduğum için yıllardır bazı şeylerle karşılaşırım. Her futbol muhabbetinde konu Trabzonspor'a geldiğinde doğal olarak 25 yıldır yakalanamayan şampiyonluk başarısızlığından, tribünlerdeki holiganist duygulardan, basiretsiz yöneticilerden vs... bahsedilir ama kimse bilmezki Trabzonsporlu olmak her sezon şampiyonluk beklemek, yıldız futbolcuları transfer etmek, basının hep gözünün önünde olmak demek değildir. Norveç'in küme düşmüş takımı Stabaek'ten gelen bir Brezilyalı Trabzon'da horonlarla, silahlarla, havai fişeklerle karşılanırken, İstanbul'da bu sinerji ancak Nicolas Anelka, Ariel Ortega, Harry Kewell, Elano Blumer, John Carew, Kleberson vb.. gibi dünyaca ünlü yıldızların transferinde yakalanır. Ben naçizane hem Trabzonsporlu olmanın zorluğundan dem vurmak hem de İstanbul takımı tutmanın kolaylığını ''hicvetmek'' için naçizane bir liste hazırladım aklımca. Tabi listenin içerisinde hak verdiğim ve doğru bulduğum ''internet derlemeleri de'' var. Öyleyse başlayalım:

1- Trabzonspor taraftarı Trabzon dışında herhangi bir şehirdeyken tuttuğu takımı açıklama zorluğu yaşar. ''Ben Trabzonsporluyum'' dediğinizde size ''Aaaaa hadi ya!'', ''Gerçekten mi?'' gibi tepkiler verilebilir. ''Üç Büyük'' takımın taraftarı bu tip acaip ünlemlerle karşılaşmaz. Aslında bu durumu tüm Anadolu Kulüpleri için düşünebiliriz. Her ne hikmetse ülkemizde ''Üç Büyükler'' harici takım tutmak, din değiştirmek gibi algılanır.

2- Trabzonspor taraftarı ''Üç Büyüklerle'' oynayacağı maçlara ayrı bir hırs, ayrı bir özenle bakar ancak ''Üç Büyük'' takımın taraftarı Trabzonspor maçlarına aynı hırsla bilenmez. Daha bir küçük, daha bir garanti görür Trabzonspor maçlarını.

3- Trabzonspor taraftarı futbolu politikaya, politikayı futbola karıştırmaktan çekinmez. Recep Tayyip Erdoğan'ın ''aleyhte'' yaptığı bir açıklamayı baz alıp, tüm ülke AKP diye bağırırken, CHP'yi oylamaktan sakınmaz. ''Üç Büyük'' takım taraftarının böyle bir sorunu da yoktur çünkü tüm politikacılar zaten ''Üç Büyüklerin'' üçünü birden tutar!

4- Trabzonspor'un yerel medyası Trabzonspor'un kösteğidir, ayak bağıdır ancak ''Üç Büyüklerin'' yerel medya gibi bir sorunu yoktur. Yazılacak ufacık bir eleştiri haberi dahil internet sitelerinde acımazsızca tekzip edilip, bazen ''X takım Türkiye'dir'' gibi vahim saptamalarda bulunulmaktan dahi çekinilmez.

5- Trabzonspor çoğu zaman ucuz futbolcu transfer eder. Abdullah Ercan, Tolunay Kafkas, Orhan Kaynak, Şota Arvaladze, Gökdeniz Karadeniz, Fatih Tekke, Hami Mandıralı, Miroslav Szymek gibi oyuncular Trabzonspor'un ya altyapısından yetişir, ya da üç otuz paraya alınırlar. ''Üç Büyükler'' ise yıllarca bu oyuncuların peşinden koşup fahiş fiyatlı oyuncular transfer eder, yeri geldiğinde tek futbolcu transferiyle bir Anadolu Kulübü'nün 3 yıllık gider tablosunu karşılarlar.

6- Futbolcu eşleri Trabzon Şehri'ne gelince arıza çıkarıp, transferi çıkmaza sokabilirler. (Örnek: Kjetil Rekdal) ''Üç Büyükler''de ise durum farklıdır. Bir akşam hep birlikte yapılacak bir boğaz turu ve rakı balık kombinasyonu çoğu zaman sadece futbolcunun eşini değil, tüm sülalesini dahi ikna edecek güce eşdeğer olur.

7- Trabzonspor bir şehir takımı olduğundan dolayı halkın %95'inden fazlası Trabzonspor'u tutar. İstanbul'da ise çocuklar seçenekler içinden kendilerine en uygun olanı seçerler. Hatta Anadolu'nun birkaç istisna haricinde hemen her yerinde olaylar böyle gelişir.

8- Trabzonspor taraftarı takımından her sezon şampiyonluk beklemez, hatta bazıları hiç beklemez. İkinci ya da üçüncü olunan sezonlar hep bir umut ışığı ve başarı olur. ''Üç Büyükler''in şampiyonluksuz geçirdiği her sezon bir kaos başlangıcıdır. Hocalar kovulur, milyonlarca dolar/euroluk transferler yapılır, bol keseden şampiyonluk vaatleri atılır.

Bu liste böylece uzar gider. Trabzonsporlu olmak, İstanbul takımı tutmaya benzemez. Bu yazı yalnızca aradaki farkları göstermek için yazılmıştır. Birilerini övmek ya da birilerini yermek için değil.

3 yorum:

omanim dedi ki...

bunların bazılarıda taraftar sayılarından kaynaklanan hususlardır.fenerlinin en sevmediği takım galatasaray, galatasaraylının fenerbahçe, beşiktaşlının fenerbahçe galatasaray trabzonlunun fenerbahçe
galatasaray beşiktaş diğersporlunun da fenerbahçe galatasaray beşiktaş trabzondur.

omanim dedi ki...

ama bir de eklemeden geçemeyeceğim trabzonun en büyük handikapı istanbul dışında olmasıdır.kocaeli de bursa da bile olsa yeterdi.bugün trabzonu al koy istanbula üç büyüklerle arasında 55 fark varsa fark 5 kalır.en iyisi de benim öne sürdüğüm proje maçları oyna avni akerde antremanlarını yap istanbulda hem futbolcu transferlerin çok kolaylaşır hem takım soluklanır.bu fikride rafet el romandan çaldım.

yavuss dedi ki...

Dünyada bir NAPOLİ bir de TRABZON şehri takımına bölesine delice aşık...