12 Ağustos 2009 Çarşamba

Sevincine Ortak Bulamayan Teknik Direktörün Dramı!

Trabzonspor'un en sempatik adamı kim diye sorsanız bana cevap olarak bir saniye düşünmeden: Tercüman Halil Yazıcıoğlu cevabını veririm. Fransızca ve İngilizce'yi ana dili gibi konuşabilen Yazıcıoğlu maç saatlerinde de yedek kulübesinde görevini yapıyor tabi ki.

Sivasspor ile Trabzonspor'un arasındaki sıkıntıyı bilmeyen yoktur şu meşhur maçtan ötürü. Şahsım adına söyleyeyim Sivasspor'a beslediğim bütün sempati o maçla birlikte tarihe gömülmüştü ki emin olun o sahaya giren ''hayvanlar'' bu eylemi gerçekleştirmeyip maç o skorla bitse bile ekran başında beni dahi (ki ne kadar soğukkanlıyımdır(!!!)) zıvanadan çıkarmışlardı ekip olarak 89 dakika boyunca. Zaten üstüne Bülent Uygun'un hemen her konudaki gereksiz ve antipatik açıklamaları, geçen sezon içinde başkanlarının elinde tespihle ''dayı dayı'' maç izlemesine varıncaya kadar hepten soğudum Sivasspor'dan ve 3 büyüklerden sonra en çok heyecan duyduğum maç oldu Trabzonspor vs Sivasspor kapışmaları. Aksi gibi de Sivasspor'u bir türlü yenipte ''hıncımı'' alacağım bir maç izleyemedim. 2-1'lik maçtan önceki son maçta da Trabzonspor'u evire çevire 3-0 yenmişler ve ciddi bir farkı da kaçırmışlardı. Bu maçın 78. dakikasıda 1-1 berabere girmişken ve evde kendi kendimi yerken gelen Ceyhun Gülselam füzesiyle 30 saniye kadar kendimden geçmişim. Tabi o arada yaşanılan gol sevincini falan da göremedim. Golün tekrarını izlerken ise o heyecanı ve hırsı yaşayanın yalnızca ben olmadığımı anladım.

Trabzonspor'un tercümanı Halil Yazıcıoğlu Ceyhun'un golüyle birlikte yedek kulübesinden hırsla fırlayıp dizlerinin üstüne çökerek iki elini yumruk yapmış şekilde avazı çıktığı kadar bağırırken, aynı sevinçle yedek kulübesinden fırlayan Belçikalı hocamız Hugo Broos kendini frenleyip sevincini paylaşacak birilerini arıyor etrafta ancak en yakınında maalesef kendinden geçmiş olan Halil Yazıcıoğlu var. Yazıcıoğlu'na dönüp iki elini açarak coşkusunu paylaşmak istiyor ancak tercümanımız kendinden geçmiş vaziyette halen sahaya bakarak yumruklarını sıkmaya devam ediyor, O'nun için o anda yanında sevincine ortak arayan kişinin pozisyonu, statüsü önemli değil, televizyonun karşısındaki ben gibi ''uçmuş'' durumda. Broos'un dramı ise devam ediyor. Halil'den beklediği reaksiyonu alamayan Belçikalı teknik adam tercümanın omuzuna hafifçe dokunarak etrafına bakınıyor ve neyseki durumun vahametini anlayan Metin Diyadin hocanın yanına sokularak hafiften sarılıyor ve gönlünü almayı başarıyor. Halil Yazıcıoğlu ise neler olup bittiğinden habersiz ''hışımla'' yedek kulübesindeki yerine dönüyor. Geriye kalansa sevincine ortak bulamayan Hugo Broos'un dramı oluyor!..

Hiç yorum yok: