9 Ağustos 2009 Pazar

Sivas'tan Geçtik

4 sezondan beridir boynunun bükük ayrıldığı ender stadyumlardan birisinde yani 4 Eylül Stadyumu'nda Sivasspor karşısına çıktı Trabzonspor. Gökhan Ünal'ın sakatlığında Umut Bulut tek forvet oynarken, sağ kanat Engin Baytar'a sol kanat ise Alanzinho'ya emanet edilmişti.

Maçın başlamasıyla birlikte Trabzonspor oyun üstünlüğünü eline almakta gecikmedi. Özgüven sorunu yaşayan rakibi karşısında ilk tehlikeli atağını Selçuk'un şutuyla yakalayan bordo mavililer bu şuttan birkaç dakika sonra Alanzinho'nun asistinde aynı Selçuk'un plasesiyle skor üstünlüğünü de eline geçirmiş oldu.

Golden sonra uyanan Sivassporlu oyuncular Trabzonspor kalesine gitmeye başladılar. Kamanan ve Musa Aydın'ın etkili olmaya çalıştığı atakları ise bu sezon Karşıyaka'dan transfer edilen Cihan Yılmaz organize etmeye çalıştı. Song ve Egemen'den oluşan Trabzonspor tandemi ceza alanına yapılan her ortayı başarıyla savuştururken, kendisinden ''Mehmet Yıldız olması'' beklenen Ersen Martin ise bekleneni vermekten uzak bir performans sergiledi. İlk devrenin sonuna kadar Sivasspor'un beraberlik kovaladığı ve Trabzonspor'un yakaladığı kontraatakları değerlendirmeye çalışarak geçirdiği bir maç izledik Sivas'ta. İkinci yarının başında ise Sivasspor'un kazanmayı isteyen belki de tek oyuncusu olan Yannick Kamanan'ın sert olmasa da köşeye giden şutuyla Yiğidolar beraberliği yakaladı. Ne olduysa bu golden sonra oldu. Sanki golü yemeyi bekleyen Trabzonsporlu futbolcular tüm sahayı parsellemeye ve topun kontrolünü tamamen eline geçirmeyi başardı. Selçuk'un yerine oyuna giren Ceyhun Gülselam direkte patlayan şutuyla golün sinyalini çaktı, bu şutun birkaç dakika ardından da sağ çarprazdan topu Sivasspor ağlarına göndermeyi başardı. Golden sonra Sivasspor'un yüklenmesini bekleyenler yine yanıldı çünkü Trabzonspor üçüncü gol için rakip kaleye yüklenmeye başladı. Maçın son saniyesinde dahi gol arayan Trabzonspor'un Colman'ın ayağından bir şutu da direkten geri geldi.

Sivasspor'un özellikle geriye düştükten sonra oynadığı futbol sahalarda ender görülen türden. Şayet maç bir kupa rövanşı olsaydı izleyenler Sivasspor'a bu skorun yetiyor olabileceğini düşünebilirlerdi. Ben Sivasspor'un bu halini ancak iki maddeyle açıklayabiliyorum:

1- Takımdaki özgüven düşüşü bizim tahmin ettiğimizden daha fazla. Futbolcular maçları yoğun bir baskı ve stresin altında oynadıklarından dolayı maçlarda ilk düşünceleri kazanmaktan ziyade ''bitse de gitsek'' olabilir.

2- Bülent Uygun'un her daim verdiği hırslı ve ''haddini bilmez'' röportajlar futbolcuları ters yönde etkilemeye başladı. Geçen iki sezonda yakalanan başarılarla birlikte futbolcuların hocaya bakışında birtakım değişikler meydana geldi. Artık teknik direktörlerine o kadar inanmıyor olabilirler.

3- Takımın eli ayağı olan birkaç futbolcunun sahada olmaması diğerlerinin de elini kolunu bağlıyor. Özellikle Mehmet Yıldız bu takımın tüm hücum varyasyonlarını yöneten oyuncu olarak sahada olmayınca takımın kendisine olan inancında ciddi sarsılmalar yaşanıyor. Düşünün ki geçen sezonun lig ikincisini bu sezon Bank Asya Ligi'nden transfer edilmiş 26 yaşında bir futbolcu organize etmeye çalışıyor.

Belki de bunların hiçbirisi doğru değil bilemiyorum ancak Trabzonspor'un öyle ahım şahım bir futbol oynamamasına rağmen 4 Eylül Stadyumu'ndan ''tren' gibi geçmesi Sivasspor için tehlike çanlarının çaldığına işaret.

Trabzonspor'da ise bana göre en zayıf halka Engin Baytar oldu. Gördüğü saçma sapan sarı kartın yanında takım disiplinine ihanet eden oyunuyla da ilk maçta sınıfta kaldı. Yattara'nın dönüşünü dört gözle bekleyeceğiz anlaşılan. Yeni transferlerden Tjikuzu'da tutuk ve etkisiz bir oyun sergilemesine rağmen ''işi bilmesiyle'' fahiş hatalar yapmadı. Geçen sezonun sonunda takımdan ayrılmasına kesin gözüyle bakılan Rigobert Song bu sezonun ilk maçına da ilk onbirde çıkarak hemen hemen hatasız bir oyun sergiledi. Sahanın yıldızlarından Alanzinho'da sık sık yaptığı ''amansız'' bindirmeleriyle bu sezonun yıldızlarından olacağını gösterdi. Selçuk hep bildiğimiz Selçuk'tu. Serkan'da hep bildiğimiz Serkan. Oyuna sonradan giren Ceyhun Gülselam ise tam bir kahramandı. Yani bildiğimiz Ceyhun Gülselam'dı...

4 yorum:

omanim dedi ki...

yahu hocam yattara ne zaman geldiki biz yine yattara beklemeye başladık.6 senedir bizde top oynuyor adam bizimkiler adamı bir türlü çözemedi.gene yattara bekliyoruz.bekleyin gelicek 3 maçlığına.futbol artık 3-5 maç oynayan değil sürekliliği devamlılığı olan adamlarla oynanıyor.yattaranın vericeğe yine 6 senedir verdikleri kadardır.

Faruk dedi ki...

zaten bende Yattara'dan 6 seneden beridir verdiklerini istiyorum hepsi o...

omanim dedi ki...

yani yine hiçbişey istiyosun:)

Faruk dedi ki...

nankörlük etme :)