19 Ocak 2010 Salı

Çeşitle Artık Kendini!


Türk futbol literatürüne kazandırdığı söz öbeklerinin haddi hesabı yoktur. TRT'nin resmi yorumcusudur aynı zamanda Ömer Üründül. Ziraat Türkiye Kupası maçlarını izlerken, kendisininden ne derece haz etmediğimi bir kez daha anladım.

Çok uzatmayacağım lafı. Sadece iki maçı örnekleyeceğim. İlk maç Beşiktaş'ın İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadyumu'nda İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a 1-0 kaybedip, gruptan elendiği karşılaşma. İlk yarıyı ben de kendisi gibi izliyorum. Beşiktaş ağır saha koşullarına rağmen (ki normalde ağır, bir de yağmur çamur artı ekstra rüzgar eklenmiş) İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında baskın bir oyun oynuyor ve kendisinin özellikle her maçta vurguladığı ''orta saha çeşitlemelerini'' başarıyla uyguluyor. Sol kanat, sağ kanat bindirmeleri, çeşitli göbekten savunmayı delme girişimleri ve uzaktan şutlar. Morali, gücü, saha şartları ve rakip elverdiği ölçüde iyi bir maç çıkarıyorlar fakat maçı yorumlayan Ömer Üründül beni kelimenin tam anlamıyla ''deli ediyor''. Beşiktaş'ın zayıflığından bahsederken, bir yerde ''Ben Mustafa Denizli'nin yaptıklarını yorumlamak bile istemiyorum'' derken küstahlaşıyor. Bunları yaparken de ligin dişli ekiplerinden İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u ne kadar hafife aldığını ortaya çıkarıyor. Maçı anlatan spiker ise Tabata'ya takmış durumda. 90 dakika boyunca Tabata'nın neden alındığını, neden alındıysa oynatılmadığını, Delgado'nun yokluğuna rağmen, Tabata'nın oynatılmadığından mütemadiyen her 10 dakika da bir uzun uzadıya bahsediyor. Bir... İki... Üç... Dört... Bitmiyor. Maç gerçekten keyifli bir maç, iki takımda dişe diş oynuyor ancak maçın spikeri ve Ömer Üründül'e tahammül etmek sinir sınırlarını zorluyor.

Antalyaspor'un, Fenerbahçe'yi 4-3 yendiği maçı izliyorum. Yorumcu tabi ki yine Ömer Üründül çünkü Türkiye'de bu yetiye sahip başka bir ''bilen'' yok. Bu kez bir Fenerbahçe övgüsüdür gidiyor. Fenerbahçe'nin oynadığı futbol o gün Beşiktaş'ın oynadığına o kadar çok benziyor ki... Arkadaşlarla aynı şeyi konuşuyoruz. Sıkı maç olacağından bahsediyoruz ki zaten oluyor yanında da bol gol getiriyor. Ama yok! Ömer Üründül için iki maç arasında büyük farklar var. Birinde Beşiktaş amatör küme rakibi (!) İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında dökülürken, Fenerbahçe ise Barcelona'nın B takımı (!) Antalyaspor karşısında mucizeler yaratıyor. Mevzu bu adı geçen dört takımla da ilgili değil. Takımların yerlerini ya da isimlerini de değiştirseniz, Ömer Üründül için farketmiyor. O maçı daha önceden kafasında yaşamış ve fikri sahada ne olursa olsun değişmiyor. Beşiktaş'ın maçın başından beridir oynadığı etkili, tempolu oyunu ilk yarının sonunda bir iki pozisyona girince ''Beşiktaş ilk yarının son beş dakikasında kendine geldi'' olarak yorumluyor. Tamamen skora ve pozisyona göre yapılan ''ucuz'' yorumlar.

Ömer Üründül'e karşı kesinlikle bir art niyetim yok ama bu kadar antipatik ve ukala yorumlarına mahkum olmamız sinirlendiriyor beni. Mazallah TRT ihaleyi kazansa ne olurdu düşünmek bile istemiyorum!

Hiç yorum yok: