19 Ocak 2010 Salı

Top 16 ve Efes Pilsen


Oyuncularını ulu orta eleştiren teknik direktör ya da coachlardan nefret ederim ezelden beridir. Basının ''hadi yap'' dediğini yapmak ve sorumluluğu yönettiği adamlara yüklemek bir yöneticinin düşmemesi gereken bir durumdur.

Bir mucizedir oldu ve Efes Pilsen bir şekilde Top 16'ya kalmayı başardı. Sezonun başından beridir her kaybedilen maç sonrasında, ''Shumpert yoktu'', ''Rakocevic'ten istediğimizi alamadık'' gibi dahiyane mazeretlerle Efes Pilsen kültürünü sarsmaya devam eden Ergin Ataman son olarak yeni gelen yabancı oyuncuları suçlamış ve Euroleague'de devam şansının azalmasını, oyuncularının isteksizliğine bağlamıştı, özellikle de isim vererek, ''yeni gelen yabancıları'' suçlamıştı.

Şimdi ne değişecek peki? Top 16'ya kalmayı başaran ya da geçen sene lig şampiyonu olan Efes Pilsen için, Ergin Ataman ile pek bir şeyin değişeceğini sanmıyorum. Bu aralar adı Efes Pilsen ile anılan Gilbert Arenas dahi gelse, Ergin Ataman zihniyeti bu takıma ivme kazandıramayacaktır. Normal şartlar altında ligi domine etmesi gereken ayrıca Euroleague'de en azından grubunun ikinci olması gereken bu takımı nasıl bu hale getirdiğini de sorgulamak gerekiyor. Çok sevdiğim Efes Pilsen'i Ataman'ın eline bırakmamalı bence basketbol yönetimi, şu bütçelerin, şu yapılanmanın, şu oyuncu kalitesinin ve kadro genişliğinin bu durumda olmasının bir nedeni olmalı. Bence bu takımın sorumlusu Ergin Ataman olmamalı.

1 yorum:

omanim dedi ki...

şöyle bir düşününce yok yok bu kez bu mucize gerçekleşmez fener çıkar efes çıkamaz demiştim gruplardan.fakat büyük kulüp olunca allah bile yardım edermiş demiş atatürk:)yine efese verdi yolu cenabı hak feneri yolladı evine.