30 Ocak 2010 Cumartesi

Hakem Kararı...

En son Konya Şekerspor'u yenmeyi başarmıştı Beşiktaş Ziraat Türkiye Kupası'nda ki prestij maçında. O maçta suskun golcüler Nihat ve Nobre ikişer gol atmıştı. Dün akşam ise ikinci yarının ilk lig maçına Antalya deplasmanında çıktı Beşiktaş.

Kimi zaman tribünde, kimi zaman yedek kulübesinde, ara ara sahanın içinde, çoklukla da medya ve taraftarın dilinde ''manipüle'' olan Tabata dün akşam ilk onbir çıktı sahaya. Ernst ve Fink'in sigortasında Beşiktaş kontrollü başladı maça. Antalyaspor'da ise hücumcuların sayısı fazla gibi gözükse de, pek fazla hücum etmeye niyetli bir görüntü vermiyordu. İlk yirmi dakika geçtiğinde takımlar hala birbirlerini ''tartıyorlardı''. Antalyasporlu defans oyuncuları tatlı-sert oyunu bayağı bir abartıyor ve ceza alanına girme teşebbüsü hissettiği anda ''indiriyordu'' Beşiktaşlı oyuncuları. İlk yarı futbolsuz 0-0 bittikten sonra ikinci yarı da Beşiktaş'ın penaltıdan attığı gol ve Necati'nin altıpastan dışarıya vurduğu kafa şutu haricinde aklımda ''futbolla'' ilgili kalan pek bir şey yok aslında. Benim derdim başka...

Yazmayayım diyorum hakem hakkında, antipatik oluyor diyorum ama dayanamıyorum. Bu Özgüç Türkalp denilen adam şu meşhur Konyaspor - Fenerbahçe maçının hakemi. O maçtan beridir de ne zaman denk gelse ayrı bir gözle takip ederim kendisini. O maçtan beridir daha bir kez bile adamakıllı maç yönettiğine şahit olmadım. Dün akşamki yönetim nedir öyle ya? Sanki adamı maç yönetmeye değil, futbolcuları birbirine sokmaya göndermişler oraya. O penaltı nedir peki? Yahu hadi yardımcı hakemin hasta Beşiktaşlı diyelim. Burnunun ucunda olan pozisyonu nasıl süzemiyorsun. O kola çarpan topu süzen yardımcı hakem, İbrahim Toraman'ın rakibinin bütün omzunu saran ve aşağı doğru bastıran kolunu nasıl süzemiyor? Sen nasıl süzemiyorsun Özgüç Türkalp? Bırak artık bu işi ya, yeter bu rezilliklerin, bu iğrençliklerin. Maçı aldın Beşiktaş'a verdin işte. Böyle penaltı kararı verilir mi? Böyle maç yönetilir mi? Bir de penaltıdan sonra bir pozisyonda Ömer Çatkıç'ın hem de top oyun dışındayken ve hem de aleni bir biçimde Fabian Ernst'e uçarak dirsek vurmasının cezası sarı kart mıdır? Bu eyyam değil de nedir? Hele penaltıdan sonra Antalyaspor lehine verdiği saçma sapan kararlar, fauller... Aklı sıra yanlış verdiği kararı dengeleyecek!

Yıllardır Anelka'nın elle attığı golü, Özgüç Türkalp ve yardımcılarının ''bilerek, görerek'' verdiğini düşünürdüm ama dün akşamki maçtan sonra bu fikrimden vazgeçtim ki dün akşam çalınan penaltının da Anelka'nın pozisyonundan öyle çok büyük farkları yok. Bu adamın (Özgüç Türkalp) bir şekilde yapmaması gereken, beceremediği bir mesleğin içerisinde olmasından dolayı çıkan fahiş hatalardan ibaret aslında olay. 3 büyüklerin hepsine karşı ciddi bir hayranlık duyuyor olamaz herhalde.

Futbolu çok severim, izlemeye de bayılırım. Ardarda 2 film izleyemem, bir albümü baştan sona dinleyemem belki ama ardarda belki de 10 tane futbol maçını sıkılmadan izlerim. Futbolda en sevmediğim şeydir, bariz bir hata sonrasında bir maçın bir takıma ''hibe'' edilmesi. Bu Beşiktaş olmuş, Fenerbahçe olmuş, Karşıyaka ya da Denizli Belediyespor olsun farketmez. Dün akşam yine böyle bir maç izledim işte. Tadım kaçtı kısaca...

1 yorum:

Melih Kazdağ dedi ki...

Yorumlarına yüzde yüz katılıyorum. Harbiden böyle penaltı olmaz. Ancak bu pozisyonu kendisinin görüp devam demesi gerekirdi. Yardımcı hakeme bırakırsan böyle abuk subuk kararlar verirsin.Bundan sonra da Kaleci Ömer'İn Ernst'e yaptığı harekette ve bir çok pozisyonda eyyam yaptı. En azından bunu yapmasaydı bir hatayla maçı bitirseydi bari...
Kötü hakem abi bayaa kötü...