12 Ocak 2009 Pazartesi

20-0

ULEB Eurocup D Grubu'nda oynanması gereken ancak oynanamayan Türk Telekomspor - Bnei Hasharon maçını herkes hatırlayacaktır. İsrail takımı ısınmak için sahaya çıktığı andan itibaren adeta üzerlerine saldırmak için bekleyen tabiri caizse ''kudurmuş'' bir taraftar topluluğu vardı salonda. Bu ortamda maçın oynanması mümkün değildi, bunun üzerine hakemler salonu boşalttı ve maçı nispeten oynanabilir hale getirdi ancak bu kez de Bnei Hasharon ekibinin yöneticileri ''uygun koşullar'' sağlanamadığı gerekçesiyle sahaya çıkmayı reddedip, ülkesine döndü. Bu maçın skoruyla ilgili olarak beklediğim gerçekleşti ve maçı ULEB kararıyla Türk Telekom 20-0 hükmen kazandı.

Ben hep spor sahalarında spor yapılmasından yanayım, ha zamanında Fenerbahçe tribünlerinde Panathinaikos maçında ''Since 1453'' yazılı üzerinde atın üstünde olduğu halde elinde kılıcı olan Fatih Sultan Mehmet posterleri açılınca gururumuz okşanmış ve bunu yapanları daha doğrusu düşünenleri tebrik etmiştik. İş yalnızca bu tip ''siyasi taşlamalarla'' kalmayınca ise tatsızlaşıyor, Yunanlıların kendi bakanlarını yumurta (nereden buldularsa İstanbul'da) yağmuruna tutmaları, ne zaman Yunanistan'a bir maça gitsek açılan küfürlü pankartlar hep bu işi tatsızlaştıran unsurlar. Sonunda biz de bir tatsızlığa imza atmış olduk ve belki de halkımızın takımdaki oyuncuların yarısından fazlasının yabancı olduğu ama sonuç olarak İsrail'i temsil eden Hasharon ekibine yaptığı saldırı sayesinde Türk Telekom'un galibiyetine yardımcı olmayı başardık!

Tek dileğim (tüm dünya için söylüyorum) spor sahalarında yalnızca spor yapılması ve siyasi konuların ince taşlamaların ötesine geçmemesi...

Hiç yorum yok: