2 Ocak 2009 Cuma

Aragones'in Latin Hayranlığı!

Alex de Souza, Deivid de Souza, Edu Dracena, Roberto Carlos ve Wederson da Silva Brezilyalı olanlar. Claudo Maldonado Şilili olan, Diego Lugano ise Uruguaylı olan. Josico ve Güiza'da var, bunlarda İspanyol olanlar. Tam 7 Latin oyuncu var Fenerbahçe'nin kadrosunda. Basın diyorki: Dede bu oyuncuları yavaş buluyor ve Avrupa Futbolu'na uygun görmüyor. Tek tek incelemek istedim adı geçen ''Latin'' oyuncuları, daha iyi bir fikir edinebilmek adına:

Alex de Souza: Uzun yıllardır Fenerbahçe'de oynuyor ve şu an takım kaptanı. Geldiği günden bu güne kadar hep takımın lideri oldu, Van Hoojdonklar, Anelkalar, Kezmanlar, Güizalar, Roberto Carloslar geldi geçti ancak takım hep Alex'ten soruldu. Alex tamamen bir duran top uzmanı artık eskisi kadar hatta hiç frikik golü atamasa bile, duran topları hala mükemmel kullanıyor. Takım lideri olduğu için oyunun sıkıştığı dönemlerde futbolcular çoğu zaman Alex'ten ''varyete'' bekliyorlar ancak Alex bu beklentileri ne kadar karşılayabiliyor sorgulamak lazım. Ortada duran en büyük gerçek Alex'in ''yürüyerek'' futbol oynadığı, O'ndan koşmasını ya da rakibe basmasını beklemek büyük hayalcilik zaten Alex'te burada bulunduğu yıllarda insanların bu tip beklentilere girmemesini oynadığı futbolla gösterdi. Alex ile oynadığı dönemde Marcio Nobre ''yıldız'' statüsüne yükselip ''sıkı kontratlar'' kaparken, Anelka ya da Kezman gibi oyuncular yani Nobre'den katbekat kariyerli olanları ise Alex'in sırtladığı Fenerbahçe'den kaçarak uzaklaştılar. Durum bu olunca da ''Alex kendisinden kariyerli oyuncuları takımda barındırmıyor'' dedikoduları ayyuka çıktı. Aragones'in bana göre ve eğer doğruysa Alex'i takımda istememesinin haklı gerekçeleri var. Gruplaşma ve adam kayırma saha dışında, yürüyerek oynama ve sorumluluk alamama saha içindeki negatifleri Brezilyalının...

Roberto Carlos: Tamamen kendi başına bir marka. Real Madrid'den Fenerbahçe'ye transferi bile Fenerbahçe'nin dünyadaki tanınırlık oranını %20-30 civarında arttırmıştır eminim. Ciddi bir reklam oldu kendisi hem Fenerbahçe için hem de Türkiye adına. Aziz Başkan'a bir teşekkür borcu var Roberto Carlos için tüm Türkiye'nin. Peki Roberto Carlos'un sahada gösterdiği performans nasıl? Bana göre son derece yetersiz, yaşına göre hızı harika ama geri dönüşlerde ve ileri çıkışlarda ciddi sorunları var, en büyük kozlarından birisi olan frikik gollerini ise Fenerbahçe forması altında atamıyor artık maalesef, denemeleri genellikle karavana oluyor. Biraz biraz emekliye ayrılmış gibi zaten, geçen sezon yaşadığı sakatlığı fırsat bilip, sezon bitmeden ülkesine gitmesi ve tatile yaklaşık 3 ay önce başlaması bana biraz tesadüften uzak gibi geliyor. Marka muhteşem ama Dede Roberto Carlos'u takımda istemiyorsa haklılık payı fazla bence.

Wederson da Silva: Namı diğer Gökçek Vederson. Bu ismi duyar duymaz aklıma Melih Gökçek geliyor, nasıl bir narsistlikse artık Brezilyalı bir futbolcuya soyismini vermek bilemiyorum. Ankaraspor'a Jaba ve Tita ile beraber gelen Wederson hiç kuşkusuz Ankaraspor'un yıldız futbolcularından birisiydi, sol bek oynamasına rağmen hem frikikten hem de uzaktan şutlarla onlarca golünü izledik sahalarımızda. Bana göre Uğur Boral-Roberto Carlos sol kanat organizasyonundan 2-3 gömlek daha iyi iş yapar Wederson-Carlos ya da Wederson-Uğur organizasyonu ancak Fenerbahçe'de bir türlü ''banko'' olamadı, hem mevkisinde dünyaca ünlü yıldız Roberto Carlos oynuyor hem de sakatlıklardan başını kaldıramıyor. Şu anki durumunda ise O'nu takımda istememek fazlaca lüks bana göre. Hem sol bek bulmak zor hem de Türk statüsünde oynuyor Wederson ve inanıyorumki ilk onbir çıktığı maçlarda Dede'yi çok fazla mahçup etmez. Dede Latin olduğu için Wederson'u istemiyorsa hata yapıyor derim.

Deivid de Souza: Forvet olarak transfer edilen ancak Zico'nun keşfiyle orta sahanın sağına geçen ve bence kariyerini kurtardığı için Zico'nun elini öpmesi gereken bir oyuncu Deivid. Ayrıca Gökhan Gönül'ün de Türk futboluna kazandırılmasında etkisi olduğunu düşünüyorum Brezilyalı oyuncunun, geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde 6 gollü muazzam bir performans sergileyen, bu sezon başında yaşadığı uzun sakatlığa rağmen takıma döner dönmez Fenerbahçe'nin ''yürüye yürüye'' zirveye gelmesinde bana göre büyük pay sahip olan oyuncu maalesef Dede'nin hız ve mücadele prensiplerine uymayan bir oyun anlayışına sahip, Dede'nin Avrupa Şampiyonu olmuş İspanya'sını aklıma getirdiğimde tahmin ediyorum 23 kişilik listeye dahil olamazdı kendisi.

Claudo Maldonado: O'nun hakkında çok birşey söylemeye gerek yok aslında, ''Alex'in kankası'' statüsünde Fenerbahçe'ye transfer oldu ve yönetim en kısa zamanda O'nu göndermek için elinden geleni yapacak. Bana göre, Bursaspor, Gaziantepspor ya da ne bileyim Ankaraspor takımlarında ''10 numara'' pozisyonunda oynasa yıldız olur, Fenerbahçe'de de çokça sırıtmaz, bileklerine hakim ve koşarak değil koşturarak oynamayı prensip edinmiş bir oyuncu yani Aragones'in mantığına bire bir ters bir adam. Dede'nin O'nu istememesi son derece normal.

Edu Dracena: Pimi çekilmiş el bombası. Geçen sezon Fenerbahçe Chelsea'yi elebilseydi şayet oynanacak muhtemel üç maçta ''kendi kalesine gol atarak'' gol krallığı yarışının içinde olabilirdi. Sakatlıktan çıktıktan sonra iyice ağırlaştı ve Fenerbahçe hücum ederken rakibin yakalayacağı kontraataklarda özellikle hızlı forvetlere karşı tamamen çaresiz. Sadece Dede değil ben bile bir takımın hocası olsam Edu'yu kadroda istemezdim. Ha arada Brezilya Milli Takımı'na bile çağrılmışlığı var ama bunun içinde Marco Aurelio'ya teşekkür etmeli bence.

Diego Lugano: Dede'nin takımda kalmasını istediği tek futbolcu Lugano'ymuş. Hırçın, agresif, NBA tabiriyle ''winner'' bir oyuncu. Kazanmak için herşeyini ortaya koyuyor, kimi zaman agresifliğin ölçüsünü tutturamayıp takıma zarar da veriyordu ancak bu sezon bu huyunu geride bıraktı, artık golde atıyor. Defanstan gelip 4 gol attı bu sezon. Takdir etmek gerek gerçekten, bu sezon ''dökülen'' Fenerbahçe kadrosunun ayakta kalan isimlerinden birisi kuşkusuz.

7 oyuncudan yalnızca ikisine geçer not verdim kendi fikrimce. Bunlardan birisi de hala şüpheli olduğum Wederson da Silva. Takıma ne ölçüde katkı sağlayabilir gerçekten de muamma. Dede tabiki bu analizlerin çok daha detaylılarını yapıp Latin oyuncular hakkında daha sağlıklı bir karar verecektir ya da vermiştir. Josico'yu da ''mecburiyetten'' takıma kabul ettiği söyleniyor. Güiza'dan ise memnunmuş söylenenlere göre. Güiza çok koşan ve basan bir adam, tam da Dede'nin istediği gibi. Çok merak ediyorum Fenerbahçe'nin transfer edebileceği kapasitede hangi oyuncuların isimleri var Aragones'in listesinde. İspanya Milli Takım kadrosundan Senna, Cazorla ve Xabi Alonso gibi isimlere kanca atmıştı Fenerbahçe ama hiçbirini transfer edemedi. Devre arası olmaz ama sezon sonunda Fenerbahçe takımında çok ciddi değişikliklerin olacağını tahmin ediyorum. Ali Bilgin, Burak Yılmaz, İlhan Parlak, Gürhan Gürsoy, Colin Kazım-Richards, Tümer Metin gibi isimleri de bu listeye dahil ettiğimizde, Trabzonspor'un bu sezon yaptığını Fenerbahçe önümüzdeki sezon yapabilir ve tabi ki Fenerbahçe'nin yaptığı çok daha ''spektaküler'' olur.

Son bir soru cevap yapmak istiyorum. Peki hemen hemen bu kadro başarılı olmadı mı geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde? Evet ama Aykut Kocaman'ın dediği gibi: Bu ortamda nasıl başarılı oldular, ben de anlamadım!..

Hiç yorum yok: