30 Ocak 2009 Cuma

Sesin Çok Çıkıyor Perez!

Dün akşam Davos'ta olanlar bugün tüm dünyada yankılanmaya tam gaz devam ediyor. Başbakan Tayyip Erdoğan dün akşam İsrail Cumhurbaşkanı'na ''Sesin çok yükseldi, bu suçluluk psikolojisidir'' şeklinde yaklaşıp hemen hemen tüm Arap ülkelerinin büyük sempatisini kazanacak burası kesin ancak batı bu çıkışa ne diyecek asıl merak konusu bu benim için.

Davos'ta Simon Perez bir konuşma yapıp utanmadan öldürdüğü çocuklar, bombaladığı hastaneler için kendini savunuyor ve maalesef günümüz dünyası o adamı savaş suçlusu ilan etmek yerine, öldürdüğü çocuklar için yargılamak yerine (Saddam Hüseyin'de bir katliam yüzünden asılmadı mı?) bu adamı karşısına alıp dinliyor. Tabi ki vicdanı olan bir insan için katlanılması zor bir durum ancak orada Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti'ni temsilen bulunuyor. Karşısındaki insan da İsrail Devleti'nin en yüksek mertebeli diplomatı. Bir kere Perez'e ''Sen'' diye hitap ederek yanlışların en büyüğünü yapıyor, sonrasında kanımı donduran ''Öldürmeyi siz çok iyi bilirsiniz'' cümlesi ağzından çıkıveriyor, konuşma tarzı, insanlara hitap şekli, yanındali moderatör ile birbirini ittirip kaktırması tamamen bir fiyasko. Haklı durumdayken haksız duruma nasıl düşülür bunun en güzel örneğini verdi maalesef başbakan dün akşam. Üzülerek söylüyorum eğitimsiz halkımızın kahramanı oldu bir kez daha bu hareketiyle, internetteki haber sitelerinin altına düşülen yorumlardan farkediyorum bunu. Hemen gaza geldik yine, ''Yakarız yıkarız'' moduna girdik. Başbakan ne güzel bir konuşma yapmıştı oysaki girişte ''Hamas füze atıyor ama ölen yok, nasıl iş bu'' diyip güzel yerden girmiş, Ramallah kapısında yarım saat bekletilişinden bahsetmiş aklıselim konuşmasıyla takdir toplamıştı. Sonrası malum, serde kabadayılık olduğu için hem Perez'in konuşmasına hem de salondaki alkış tufanına verdiği reaksiyon bir başbakana hiç yakışmadı. Daha fenası oturumu terkettikten sonra ''Perez'in yaşına hürmetim var yoksa daha sert bir reaksiyon verirdim'' dedi. Dövecekti herhalde cumhurbaşkanını ya da ana avrat dümdüz gidecekti. Bir bürokratın, bir diplomatın bu dilde konuşmaması gerekirdi, orası parti grup meclisi değil, uluslararası bir oturumdu ve karşısındakiler büyük diplomatlardı, O da büyük diplomat olmalıydı ancak başaramadı.

Sportif Platform'dan bir an olsun çıkıp siyaset yazmış oldum ama olsun, en azından bu konudaki düşüncelerimi paylaşmış oldum...

2 yorum:

Melih Kazdağ dedi ki...

Bak ne diyorum... Hepimiz 3-5 ortaya koyalım para toplayalım..Bir kıraathane açalım başına da Bizim Tayyipi getirelim

Zira ancak bir kahvehane yönetebilir kanımca....

Adsız dedi ki...

bizim başbakan israile karşı duyduğu kişisel nefreti türkiye üzerinden kusuyor.tamam orda bi katliam var eyvallah hepimizin yüreğini burkan vicdanını sızlatan olaylar.ama başbakanın olaya bakışı yahudilerin müslümanları öldürmesi şeklinde.olaya bakış açısı tamamen bu.eşinin sürekli ağlamaları sızlamaları.e sorarlar adama o zaman yıllardır doğuda kaybedilen 20 yaşındaki çocukların cenazelerinde nerdesiniz.o göz yaşları orada neden yok.zaten oraya köy evlerinden maddi durumu alt tabakayı oluşturan kişilerin çocukları seçilip gömderiliyo değilmi onların bir önemi yok.bizim başbakan hırsına yenik düşüp söylenmicek sözler söylerken nerde peki diğer müslüman arap ülkeleri.nerde müslümanlığın kalesi abdnin başmüttefiki suudi arabistan kralı abdullah bilmemne.nerde mısır nerde katar nerde b.a.e. yok onlardan ses seda yok.efelik bizimkinde.yazık ya çok yazık.bizim başbakanımız bu işte.