24 Mart 2009 Salı

Karakolda Biter!

Turkcell Süper Lig'in kendimi bildim bileli yaşadığı en ''sıradışı'' sezon olan 2008-09 sezonu tam gaz devam ediyor. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu sezonda hakem hatalarının birçok maçın sonucuna tesir ettiği ancak puan sıralamasında yer alan takımların oynadıkları futbollara bakarak üç aşağı beş yukarı ''adaletli'' bir şekilde sıralandıklarını görüyoruz. Bitime artık 9 hafta kaldı ve benim ligin gidişatı adına son viraj olarak gördüğüm son beş haftaya girmeden önce yukarıdaki beş takımdan herhangi birinde kopma olmazsa son beş haftaya beş takımın şampiyonluk mücadelesiyle girebileceğiz.

Ligin zirvesini uzun süredir işgal eden Sivasspor kendi sahasında Beşiktaş'a mağlup olmayarak liderliğini bu hafta da korumayı başardı ve iki sezondur kovaladığı şampiyonluğa bir adım daha yaklaşmış oldu. Sivasspor'un zirve rakipleriyle oynayacağı iki maç kaldı. Bunlardan birisi kendi sahasında Trabzonspor ile diğeri ise deplasmanda Galatasaray ile. Bunun dışındaki rakipler Sivasspor'un zaten daha önce yendiği ya da favori olarak çıkacağı maçlardan oluşuyor. Biraz dikkatli olmaları halinde şampiyonluk şansları ciddi oranda büyük. Beşiktaş'ı bir kenara ayırırsak, Trabzonspor'a dört, Fenerbahçe ile Galatasaray'a da altı puan fark atmış durumdalar. Geçen sezon Petkovic ve Balili'nin sakatlıkları gibi uzun soluklu sakatlıklarla uğraşmışlar ve uzun maratonun sonunu getirememişlerken, bu sezon tam takım halinde yollarına devam ediyorlar ve Mehmet Yıldız'ın yanında Kamanan, Balili ve Herve Tum gibi ekstra silahlarıyla etkili bir hücum gücü oluşturmaya devam ediyorlar. Teknik direktörleri Bülent Uygun biraz fazla konuşan bir adam ve Sivasspor'un yönetim yapısındaki sessizliğe bakınca aslında kulübün basın sözcülüğünü de yapıyor gibi duruyor genç hoca. Futbolcuların O'nu çok sevdikleri belli ve ligin tepesindeki takımlar içerisinde arkadaşlık olgusunun en fazla oturduğu takım görüntüsündeler. Sivasspor şayet bu hafta deplasmanda oynayacağı Denizlispor maçını kayıpsız geçerse, avantajını iyice arttıracak. Ertesi hafta sahasında Antalyaspor'u ağırlayacak (ilk yarıda kaybetmişlerdi Antalyaspor maçını), sonrasında Konya'ya gidecek olan Yiğidolar'ın ertesi hafta rakipleri Trabzonspor. Bu maçlardan 12 puan çıkarırlarsa artık Sivasspor'a şampiyon diyebiliriz herhalde sıkı bir takipçileri olmazsa. Son derece hassas olan dört maçlık bir periyoda sahipler.

Beşiktaş'ın geriden gelmek gibi önemli bir avantajı var. Sivasspor'un yaşadığı gerilimi iyice arttırdılar ancak son darbeyi Sivas'ta vurmayı başaramadılar. Geriden gelip önce Fenerbahçe ve Galatasaray'ı ardından Trabzonspor'u sollayıp geçtiler ve zirvenin kapısına dayandılar. Tello'nun muhteşem performansının yanında, artık iyice oturan savunma ve devre arasının en iyi transferi Ernst faktörüyle yaklaşık bir aydır ifade ettiğim gibi Beşiktaş bu sezon şampiyonluk için benim en güçlü adayım durumunda. Mustafa Denizli'nin işaret ettiği ''26. hafta'' maçlarında Sivasspor Denizli'de puan kaybedip Beşiktaş Kayserispor'u yenerse (ikili averajda Sivasspor önde) Mustafa Denizli'nin kehaneti doğru çıkmış olacak. Takıma ilk geldiğinden beri çok eleştirdiğim Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'a son dönemde oynattığı futbola saygı duymak lazım. Tam bir takım görüntüsü veriyorlar artık ve taraftarla da iyice kenetlenmiş durumdalar. Zorlu Kayserispor maçından sonra (Kayserispor bayılır böyle maçlara) ''tırnağının ucundaki'' Kocaelispor ile oynayacaklar deplasmanda. Sonrasında Bursaspor geliyor İnönü'ye ve son beş haftaya giriyorlar. Son beş haftanın ilk maçı deplasmanda Eskişehirspor maçı. Eskişehirspor kendi sahasında Galatasaray'ı 4-2 yenip, Fenerbahçe ile 2-2 berabere kalmıştı. Beşiktaş'ın fikstürü Sivasspor'a oranla sanki biraz daha zorluymuş gibi gözüküyor. Neticede Sivasspor'un oynayacağı rakipler içinde 14. ve 15. sırada olan Konyaspor ile Antalyaspor bulunurken. Beşiktaş'ın fikstüründe 8., 7. ve 11. sıradaki takımlar var. Beşiktaş'ın avantajı ise Kayserispor ve Bursaspor ile içeride oynayacak olması. Beşiktaş buradan bir galibiyet serisi çıkarırsa, son dört haftaya girerken ''Beşiktaş şamp...'' başlıklı bir postu elimin altında hazır hale getiririm zaten.

Zirvedeki beşliden puan sıralamasına göre ''3 numaralı seribaşı'' olan Trabzonspor ise şubat ve mart ayında koparma şansını defalarca yakaladığı lig yarışında kendi sahasında Denizlispor ve Konyaspor'a, deplasmanda Gaziantepspor'a kaybedip, Galatasaray'la hem de Hamburg arasında oynadığı maçta berabere kalıp büyük bir avantaj kaybetti. Bu periyodda yalnızca Antalyaspor'u ''güç bela'' geçebilen Trabzonspor'da bir şampiyonluk adayı için olabilecek olan en kötü şey oldu ve bir iç saha fobisi başladı. Şampiyon olacak takımın evinde oynadığı son üç maçtan yalnızca bir puan çıkarması affedilecek bir durum değil. Trabzonspor'un kemikleşmiş onbiri artık yorgun, onbirde ciddi bir rotasyon bekleniyor artık. Son dönemde Colman'ın sorumluluk üstlenerek takımı taşımaya çalıştığını ancak bu konuda arkadaşlarından yardım almadığını görüyoruz. Defans oyuncularının formsuzluğu da Trabzonspor için olumsuzlukların başında geliyor ancak Trabzonspor'un Sivasspor maçına kadar olan üç maçlık fikstürü ''pembe hayaller'' kurmak için son derece ideal bir fikstür. İlk önce İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u kendi sahasında ağırlayacak olan Trabzonspor, ardından ununu elemiş eleğini asmış Hacettepe ile Ankara'da karşılaşacak. İç sahada puan kaybetme kredisini fazlasıyla kullanmış olan bordo mavililerin sonraki rakibi Avni Aker'de Gençlerbirliği olacak. Bu üç maçtan 9 puan çıkarıp Sivasspor'un karşısına dikilmek hem moral motivasyonu açısından hem de yitirilmeye başlanan özgüveni geri kazanmak açısından son derece önemli. Bu üç maçlık seri Trabzonspor'un rotasının ne olduğunu da bizlere gösterecektir. Trabzonspor'un bundan sonraki fikstürü ise bir hayli zorlu görünüyor. Sivas deplasmanından sonra içerde Kayserispor, dışarıda Kocaelispor, içerde Bursaspor, dışarıda Eskişehirspor ve içeride Fenerbahçe maçlarıyla sezonu noktalayacak olan Trabzonspor'un kaybettiği büyük avantaj fikstüre bakınca daha net ortaya çıkıyor. Mart ayı kazasız geçilseydi şu an dört beş puanlık bir avantajla son viraja girebilecekti bordo mavililer ancak şimdi zoru başarmaya çalışacaklar.

Ligin en çalkantılı takımlarından Fenerbahçe ise son maçında uzun süre önde götürmesine rağmen deplasmanda ''prestij mücadelesi veren'' Bursaspor'a kaybedip son iki maçtan yalnızca bir puan çıkarmış oldu. Bu hafta kendi sahasında Eskişehirspor'u ağırlayacak olan Fenerbahçe, ardından Ali Sami Yen'de Galatasaray'ı devirmeye çalışacak. Zaten bu maç hem Fenerbahçe için hem de Galatasaray için kader maçı olacak ve kaybeden resmen havlu atmış olacak şampiyonluk için ve sonraki mücadelesini ''ligin daha iyi yerleri için'' yapacaklar gibi görünüyor. Galatasaray deplasmanından sonra bir de Ankaraspor deplasmanı oynayacak olan Fenerbahçe son beş haftaya girerken kendi sahasında Ankaragücü'nü ağırlayacak. Seri halde alınacak olan galibiyetler için Fenerbahçe'nin önündeki son şans işte bu periyod. Bu maçlar kazanılırsa şampiyonluğa olan inanç bir hayli artacak. Havlu atılması durumunda sezonun geri kalanını Aragones'in göreceğini sanmıyorum. Şu anki durum pek iç açıcı gözükmüyor ancak Fenerbahçe defalarca elinin tersiyle ittiği liderlik ve şampiyonluk şansını bu maçları kazanarak sürdürebilir.

UEFA Kupası gazisi Galatasaray geçtiğimiz hafta Eskişehirspor'a kaybederek oldukça büyük bir yara aldı ve puan olarak Fenerbahçe ve Trabzonspor'u ekarte edip üçüncü sıraya yükselmeyi başaramadı. Bülent Korkmaz'la geçirilen balayı bitti ve takım şu anda Skibbe'nin takımından bile daha kötü bir performans sergilemeye başladı. Tabi bunda sakatların payı da oldukça büyük. Fenerbahçe maçından önce Gaziantepspor deplasmanına gidecek olan sarı kırmızılıların Fenerbahçe'den sonraki rakipleri ise Olimpiyat Stadı'nda İstanbul Büyükşehir Belediyespor olacak. Bana göre son beş haftaya üç maçını kazanarak girme ihtimali en düşük takım Galatasaray gibi gözüküyor. İşler yine Cevat Güler'in kucağına kalabilir son beş haftaya girerken.

Ligde zirvenin durumu bu şekilde. Sivasspor ve Beşiktaş'ın favori, Trabzonspor'un ''plase'', Fenerbahçe ve Galatasaray'ın ise ''bomba'' olarak şampiyonluk adayları olduğunu görüyoruz. Sivasspor tüm maçlarını kazansa bile ancak 68 puanla şampiyon olabiliyor ve bu puan şimdiye kadar 18 takımlı ve 3 puanlı sistemin gördüğü en düşük ''barem'' olacak. Fenerbahçe ya da Galatasaray bundan sonra ''tulum çıkarsa'' bile puanları en çok 62'ye ulaşabiliyor. Bu sezon ligimizde 70 puan gören takım olmayacak, lig çok mu kaliteli yoksa çok mu kalitesiz bunun kararını vermekte bizlere düşüyor herhalde...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

hocam yanlışlarla dolu bir yazı olmuş.düzeltmeye nereden başlasam derken yazının yanlış sırasına göre gideyim.sivasla beşiktaş arasındaki ikili averajın sivas lehine olduğunu belirtmişsin.ilk maç inönüde 1-1 ikinci maç sivasta 1-1.yani ikili averajda herhangi bir avantaj sözkonusu değil iki takım içinde.mustafa denizlinin 26.hafta kehanetinden bahsetmişin adam kaç kez tekrarlasada ligtvden rica edip basın toplantısını bi kaç kez daha ekrana getirtsede birçok kişi mustafa denizlinin idiasının 26.haftada beşiktaşın lider olacağı yönünde olduğunu belirtmekte.ne demişti denizli basın toplantısında bu haftalarda şampiyonluk yarışının içinde çok takım olabilir ki dediği zaman 7 takım vardı(ankara ve kayseride grubun içindeydi) 26.haftaya gelindiğinde bu sayının 2 bilemedin 3 olacağı ve beşiktaşında bu 2 ya da 3 takımdan biri olacağını söylemişti.yani önümüzdeki hafta sivas kaybedipte beşiktaş lider olursa mustafa denizlinin kehaneti doğru çıkmış olmayacak.zaten beşiktaş trabzon maçından sonra sorulan 26.hafta sorusuna 28.hafta da olabilir bu kopmalar iki üç hafta önce sorulduğunda ise 30-32.haftalarada kayabilir demişti.diğer bir yanlışa geçersek.sivasın puanı 50 ve 9 maçı kaldı.yani kalan bütün maçlarını kazanırsa 27 paun daha ekler 50 puanına ve 77 olur 68 değil.fenerbahçeyle galatasarayında 44 puanı var ve ikisinden biri bütün maçlarını kazanırsa(ikisi birden kazanamaz birbirleriyle maçları olduğu için)71 puan yapar 62 değil.sabah uyanır uyanmazmı yazdın bu yazıyı:))