9 Mart 2009 Pazartesi

Roberto Carlos'un Sevecenliği!

Tolunay Kafkas futbolculuk döneminde agresif tavırlarıyla bilinen, öyle çok sempati duyulmayan, Trabzonspor forması altında yıllarca mücadele etmiş bir milli futbolcuydu. Şimdilerde ise Kayserispor'un başında ''stajyer'' dönemini geçiriyor ve açıkçası beklentilerin altında kalan bir performans sergiliyor takımı.

Roberto Carlos dünya futboluna birçoklarına göre ''Dünyanın en iyi sol beki'' olarak geçmiş, Real Madrid kariyerinde birçok yerel ve uluslararası başarının altına imzasını atmış, dünyanın neresine giderse gitsin mutlaka imza için önünü kesecek birilerinin bulunduğu son derece popüler bir adam.

Dün akşam oynanan Kayserispor - Fenerbahçe maçında Durmuş'un sağ kanattan yaptığı deparı Deniz Barış net bir faulle durdurdu ancak hakem ters bir kararla faulü Fenerbahçe lehine verince Tolunay Kafkas kendisine ayrılan alanı terk edip sahanın içine kadar girdi. Her ne olursa olsun yapmaması gereken bir hareket bu hocanın. Bunun üzerine dördüncü hakem Tolunay Kafkas'ın yanına gidip kendisine engel olmaya çalışırken pozisyonla hiç alakası olmayan Roberto Carlos olayın olduğu yere gidip Tolunay Kafkas'ı sakinleştirmek adına(!) elense diye tabir ettiğimiz hareketi rakibin teknik direktörüne yapmak istiyor ancak Tolunay Kafkas bu hareketi sert bir reaksiyonla geri çeviriyor.

Tolunay Hoca'nın karakteri malum. Rakibine ''öldüresiye giren'' 18 yaşındaki futbolcusunu dahi ''Alnından öptüm'' diyerek koruyan öfkeli bir karakter kendisi. Roberto Carlos kendi işi olmamasına rağmen (amacının hocayı sakinleştirmek olmadığından adımın Faruk olduğu kadar eminim) hocanın sırtını sıvazlamaya çalışıyor. Bu hareketi Aragones ya da ne bileyim Volkan Ballı yapsa bir yere kadar anlayış gösterilebilir ancak sahada forma giyen bir futbolcunun bu harekete yeltenmesi o kadar anlamsız ki, Tolunay Kafkas ''karizmanın çizileceğini'' farkedip Roberto Carlos'u tersliyor.

Maçtan sonra Roberto Carlos ''Adını bile bilmiyorum'' derken aşağıladığını düşündüğü Tolunay Kafkas'ı değil kendi kariyerini aşağılıyor aslında o esnada. ''Şampiyonluk mücadelesi vermeyen bir takımın teknik direktörünün bu kadar hırslı olmasını da anlamadım'' diyor ve Gaziantepspor, Bursaspor ya da Ankaraspor takımının oyuncularına, teknik heyetine hatta camiasına da mesaj vermiş oluyor. ''Hırs yapmanıza gerek yok, nasıl olsa şampiyon olamayacaksınız.'' Burada enteresan bir durum var. Belki de Tolunay Kafkas'ın ya da Kayserispor camiasının Fenerbahçe'ye karşı özel bir ''sevgisizliği'' var (ki bana göre var) ve Fenerbahçe'ye kaybetmeyi sevmiyorlar. Bu maçlara çıkarken özel bir motivasyon ve hırsla oynuyorlar. Buna kim ne karışabilir ya da ne söyleyebilir? Denizlispor ya da Antalyaspor'a karşı oynadığı oyunu mu oynamasını bekliyor Roberto Carlos Kayserispor'un? Bunu Galatasaray bile yapmazken Kayserispor'dan beklemek ne demek?

Dün akşam Roberto Carlos'un hem Tolunay Kafkas'a karşı olan tavrı hem de hakem Volkan Demirel'i oyundan attıktan sonra yaptığı hareket hem o kariyerdeki bir futbolcuya hem de o yaştaki bir adama hiç yakışmadı. Geçen sezon yan hakemin suratına su fırlatmıştı, bu sezon rakip teknik direktörle elense oynayıp, hakeme deli işareti yaptı. Gözler bundan sonra biraz daha O'nun üstünde olacak, dikkat etmezse bir maçtan atılması benim için hiç sürpriz olmayacak...

9 yorum:

Murat YILMAZ dedi ki...

Konuyu yine cımbızla çekmişsiniz sayın Admin. Carlos'un tavırları (hakeme yaptıkları da dahil) onaylanmayacak ayarda. Ama sizin bu konuya gösterdiğiniz hassasiyeti benzer davranışlarda bulunan anti-centilmen diğer takım futbolcularına da göstermenizi bekliyoruz. Tolunay Kafkas'ın Fener maçlarındaki aşırı motivasyonu 96 yılından kalma olabilir mi sizce?

Faruk dedi ki...

Diğer takım oyuncularına da (bkz: Sabri Sarıoğlu postu, dilerseniz mail adresinize gönderebilirim)
bu tip davranışlardan sonra gereken hassasiyeti gösterdiğime emin olabilirsiniz Sayın Admin.

Tolunay'ın Fenerbahçe'ye olan hırsı da birçok Trabzonsporlu gibi 96 senesinden kalmadır bence. O sezon kaybedilen şampiyonluğun travmasını hala yaşıyoruz camia olarak buna emin olun, gerçekten de ağır bir darbe almıştık. Keza saçma sapan konuşmalar yapan Süleyman Hurma'nın da Trabzonlu olduğunu hatırlatırsam demek istediğimi daha iyi anlayacaksınızdır umarım...

Murat YILMAZ dedi ki...

Teşekkürler admin, hassasiyetinizin devamını diliyorum. Türk futbolunun katkınmasında bireysel katkılar ve bilinçlenme çok önemli...Bu tip hareketler hiçbir şekilde onaylanmamalı hatta ceza almalı. Aynı ceza Tolunay Kafkas'a da verilmeli. Antrenör de antrenör gibi davranmalı. Kafka okumakla olmuyor bu işler. TV'de dün gece yaptığımız iş basit bir iş abartmayalım diyor. Yesinler senin felsefi demeçlerini. Çıksın başkana desin ki ben çok basit bir iş yapıyorum bana 1.000 TL maaş yeterli o zaman inanırım ben Tolunay Kafkas'a. Aksi halde dekor olur üzerinde Carlos gibi çakallar uğraşır onunla.

Faruk dedi ki...

Enteresandır felsefik laflar eden hocaların hep böyle psikopat bi tarafıda oluyor. Mesela Fatih Terim, mesela Bülent Uygun, mesela Tolunay Kafkas ama iki tane felsefik hocayı ayırmam lazım bunlardan birisi Şenol Güneş birisi de Ersun Yanal'dır. Adamların bu güne kadar bi tane efendilik sınırını zorlayan hareketi olmadı. Efendilik konusunda tek geçeceğim adam ise tabi ki Aykut Kocaman'dır...

Unknown dedi ki...

Admin, eğer Fatih Terim felsefikse, bende Kant'ım o zaman!!! Bi gün bi ropörtajda taraftar sizi imparator olarak çağırdığında ne hissediyorsunuz sorusuna, "bugün imparator derler, yarın Teksas, tommiks derler, bu işler böyledir" cevabını vermişti. Şenol Güneş' e de felsefik demişsin, bak buna yorum yapamayacam, çünkü adamın söylediği hiç bir kelimeyi anlamıyorum, basın toplantılarında felan adam konuşurken altyazı koysalar felsefik mi değil mi anlarız!

Adsız dedi ki...

tolunay kafkasın 96 dan kalma bir fenerbahçe hırsı olduğuna zerre kadar ihtimal vermiyorum.kayserispor son 11 maçında 4 büyüklere kendi sahasında yenilmedi.bize karşı oynadıkları maçtada çok agresiftiler ama fenerbahçeliler nedense biz en büyüğüz kompleksindenmidir nedir bilinmez böyle durumları sıkça gündeme getirirler.onlara karşı oynayan takımlar herhalde süt dökmüş kedi gibi oynamalı ki memnun olsunlar.ayrıca süleyman hurma trabzonlu değil erzurumlu.sadece trabzonda kısa bir süre menajerlik yaptı.kendisi aynı zamanda hiç sevmediğim çok antipatik bir adamdır.bknız son demeçlerinden.maçtan bir ya da iki gün önce sahayı kontrol edip burada maç oynanmaz diyen volakna ballıya dedikleri :bizim iznimiz olmadan volkan ballı o stada girmek değil önünden geçemezdi.biz ona izin verdik stadı gezmesi için.fenerin zaten her zaman bi bahanesi vardır.işte o kayseri yönetimi yönetim olsa bu açıklamalardan sonra bu adamı görevden alır türk futbolunada iyi bir örnek olur.

Adsız dedi ki...

artı bişey daha.bülent uygun iki fenerbahçe mağlubiyetinde gayet sakindi.ankaraspor maçında berabere kalınca hakem yedek kulubesi yıktı geçti.bunu neye bağlayalım.ankarasporun sivassporu sürekli yenmesi ya da berabere kalmasınamı bağlayalım.ya da aykut hocanın fenerbahçe maçlarındaki sakinliğini.herşeyin altında bişeyler ararsak olmaz yani.bırakalım bu 96 ları falan.96dan sonra ogünle abdullah fenerde top oynadı.tolunayda oynayabilirdi.aradan 13 sene geçti.geçmişi geride kaldı.

Faruk dedi ki...

Tabiki Tolunay'ın Fenerbahçe'ye karşı özel bir kompleksi olduğunu ya da 96'dan kalma bir intikam ateşiyle yandığını iddia etmek oldukça güç, yalnızca bence; evet Tolunay'ın Fenerbahçe'yi sevmediği gün gibi aşikar ancak sebebini en iyi kendisi bilir ama Kayserispor'un camia olarak Mehmet Topuz ve Gökhan Ünal haberlerinden dolayı 3 büyüklere karşı ciddi bir nefreti olduğu su götürmez bir gerçek...

Faruk dedi ki...

Fatih Terim'in felsefik sözlerinden bi demeti en kısa zamanda blogta bulacaksınız Sevgili Demirel :)