27 Şubat 2009 Cuma

Mucize!..

Fransa'da 0-0 biten rövanşın ardından Galatasaray kendi sahasında ligde kalması mucizelere bağlı olan Kocaelispor'a ''mucizevi'' bir skorla 2-5 mağlup olmuş, bu maçtan sonra Alman teknik direktör Michael Skibbe'nin görevine son verilmişti. Önce Georghe Hagi'ye 6 aylık teklif götüren Adnan Polat olumsuz yanıt alınca efsane kaptan Bülent Korkmaz'ı kolundan tuttuğu gibi Galatasaray'ın başına getirdi. O Bülent Korkmaz'ın ilk kez görev yapacağı maç Bordeaux ile oynanacak olan UEFA Kupası 3. tur rövanş karşılaşmasıydı.

Galatasaray'ın şablonu bir türlü belli olmayan oyun sistemini Bülent Korkmaz 4-4-1-1 olarak belirledi dün akşam. Servet ve Emre Güngör'ün yokluğunda stoperler Meira ve Emre Aşık oldu. Ayhan Akman ve Mehmet Topal'ın ön libero görevi üstlendiği karşılaşmanın hücumcuları ise Arda, Lincoln ve Baros'tu. Daha maç başlar başlamaz Bellion'ın golü tam bir soğuk duş etki yarattı tribünlerde. Maçı D-Smart platformu yayınladığı için internette uzun aramalardan sonra bulduğum linkle (çok faydalı bir link, o gün tüm dünyada canlı yayınlanacak ne varsa, futbolundan basketboluna, tenisinden NBA'ine kadar tüm maçların canlı yayınını izlemek mümkün) izlemeye çalıştığımı belirtmek isterim. İzlemeye çalıştım diyorum çünkü yüklenme fazla olunca hemen her 2 dakikada bir sayfayı yenilemek durumunda kaldım. Maçın kader anı 14. dakikaydı. Mehmet Topal sakatlanıp yerini Harry Kewell'a bırakınca oyunun gidişatı da Galatasaray lehine döndü. Arkada verilen açıklarla Bordeaux'da zaman zaman ciddi gol pozisyonları yakaladı. Özellikle Chamakh'ın kafa vuruşunu mükemmel bir refleksle çıkaran De Santcis'i ayrıca kutlamak gerekir çünkü o top gol olsa Bordeaux işi bitirmiş olacaktı. Arda'nın ve Kewell'ın ''mucizevi'' golleri ilk yarının sonunda geldi ve Galatasaray devreye önde girdi. İkinci yarıda Lincoln'ün asistini yaptığı Arda'nın golüyle Galatasaray iki farklı üstünlüğü yakalayınca ben de dahil herkes ''İş bitti'' dedi. Ama bitmemişti. Önce Chamakh maç boyunca sık sık denediği kafa şutu denemelerinden birinde golü bulup 73'te skoru 3-2 yaptı sonra inanılmaz şanssız bir Cavenaghi golüyle skor 3-3'e geldi...

Kocaelispor maçında Baros penaltıyı kaçırdıktan hemen sonra Taner Gülleri Sabri'nin yanından topla geçerken Sabri oralı bile olmamış pozisyonun devamı golle neticelenip skor 4-2 olunca tribünler en büyük tepkiyi Sabri'ye göstermişti. Küfürlü tezahüratlarla Sabri protesto edilirken ben televizyon karşısında o saatten sonra Sabri'nin takıma yararlı olamayacağını düşünmüştüm. (Gerçi şimdiye kadar ne kadar yararlı olduğu da ayrı bir tartışma konusu!) Fatih Terim'den Eric Gerets'e, Georghe Hagi'den Karl Heinz Feldkamp'a, Mircea Lucescu'dan Michael Skibbe'ye kadar kimsenin vazgeçemediği Sabri'yi Bülent Korkmaz'da tüm riskleri alıp sahaya sürdü dün akşam. Maç boyu iyi futbol oynamadığını düşündüğüm Sabri son dakika da defansa çarparak ağlara giden şutuyla maçı , turu ve Kadıköy rüyasının devamını Galatasaray'a getirmeyi başarırken kendiside turun kahramanı olmayı başardı. Bir nevi kariyerini de kurtarmış oldu milli oyuncu. Galatasaray'ın büyük bir darboğaza girebileceği dönemde iksiri kendisinden hiç beklenmeyen bir adam içirdi sarı kırmızılı camiaya dün akşam. Zaten mucizenin en büyüğü de işte bu oldu. Belki de sezonun en büyük mucizesi...

Hiç yorum yok: