5 Şubat 2009 Perşembe

Tutunamıyor...

Mateja Kezman'ın Fenerbahçe'ye transfer haberini öğrendiğim zaman inanılmaz bir heyecan yaşamıştım. Yıllardır PSV Eindhoven'da Chelsea'de izlediğimiz bir dünya yıldızı Türkiye'ye geliyordu.

Mateja Kezman'ın Fenerbahçe kariyeri sürekli eleştirilerle geçti. Semih Şentürk'ün nefesini sürekli ensesinde hissetmesi, kim ne derse desin Alex de Souza ile yaşadığı uyumsuzluk kendisini bir türlü taraftara kabul ettirememesi (''Are you player?'' sorusu futbolumuzun efsaneleri arasında yerini çoktan almış vaziyettedir.) ve bence en önemlisi çok açık sözlü olması Fenerbahçe kariyerini umulandan erken bitirmiş ve kendisi Paris Saint Germain'e kiralanmıştı. Gerçi Kezman'ın yerine gelen Güiza'nın kendisini mumla arattığını herhalde hiç kimse inkar etmez ancak O'nun için Fenerbahçe Kulübü'nün kapılarının bir kez daha açılması son derece zor.

Kezman'ın Paris Saint Germain kariyeri de ne kendisinin ne de Fransız ekibinin umduğu gibi olmadı. Biri penaltıdan olmak üzere Kezman için iki gol haberi aldım şimdiye kadar.(Penaltı olmayan gol, UEFA Kupası 1. turunda Kayserispor deplasmanındaydı.) Fazlası varsa da dediğim gibi sadece iki kez Kezman'ın gol attığını duydum. Sansasyonel bir futbol yaşantısına sahip olan oyuncu son oynadığı maçta oyundan alınınca formasını yere atmış ve tribünler tarafından ıslıklanarak soyunma odasının yolunu tutmuş. Bu haberler Kezman'ın PSG kariyerinin de bitme aşamasına geldiğini gösteriyor.

PSV Eindhoven'da parlayan kariyerini, Chelsea, Atletico Madrid, Fenebahçe ve Paris Saint Germain formalarıyla yavaş yavaş eritiyor Kezman ve sanki bir yıldız daha kayıyor dünya futbolundan yavaş yavaş...

Hiç yorum yok: