6 Nisan 2009 Pazartesi

Atamay Oni!

Güneşli bir günde sezon başı fikstürüne bakılıp karşısına ''3 puan'' yazılmış bir maça çıktı Trabzonspor Avni Aker'de İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında. Bundan önceki son birkaç lig maçı tam anlamıyla ''kabus'' gibi geçmiş ve milli arayla birlikte umutlar tazelenmişti.

Maçtan önce bir iki maçtır değil tam 25 maçtır ''sapır sapır'' dökülen Gökhan Ünal'ın yedeğe çekileceğini ve Alanzinho'nun sahaya ilk onbirde çıkacağını hesaplıyordum. Yine olmadı. Bizim Ersun Yanal'ın ''keçi inadı'' varmış da bizim haberimiz yokmuş. Herşey eski tas eski hamam düzeninde başladı yine. Sağ kanat Yattara'ya, sol kanat ise ''Allah'a(!)'' emanetti. Ha unutmadan bir değişiklik vardı ön liberolardan iyi olan Hüseyin kulübeye çekilmiş yerine Serkan Balcı ön libero başlamıştı ''sapır sapır'' dökülen bir başka yıldız(!) oyuncu Selçuk ile beraber. Tabi ki sağ bek yine Tayfun Cora'ya emanet edilerek. Aslında Tayfun Cora'nın önemli bir görevi daha var normal şartlar altında. Hücuma destek olabilmek. Tayfun'dan böyle bir ''güzellik'' beklemiyoruz aslında ama en azından Yattara'ya koşu alanı açabilse, bir iki top bile atabilse kafi gelecek bizlere ama nafile. Bu aralar Yattara'ya ''dünyanın en iyi futbolcusu kim?'' diye sorsalar, muhtemelen ''Emrah Eren'' cevabını verir Gineli!

Colman'ın organizasyonunda şekillenen Trabzonspor hücumları Yattara ile ''estetik'' halde Belediyespor'un üzerinde yoğunlaşmaya çalışıyordu. Top ne zaman forvet hattına gelse ''duvara çarpmış'' gibi geri sekiyor ve çoğunlukla bordo mavililerin savunduğu kalede tehlikeli ataklara dönüşüyordu. Song birkaç maçlık ''arızanın'' ardından toparlandı neyseki yeniden de maçın ilk bölümlerinde hastalık haline gelen gol yeme illetinden kurtuldu Trabzonspor. İlk yarının sonunda ''En azından gol yemedik, hala tek gol 3 puan ediyor'' dedik maçı beraber izlediğimiz ''Lazlarla''. 61. dakika bu kez kutlamasız ancak protestoyla geçti. Selçuk rahat pozisyonda Gökhan'ın ayağına atacağı topu koşu yoluna atmaya çalışınca epey bir tepki aldı tribünden. Alanzinho Selçuk'un yerine oyuna girdi. Tayfun'un yerine Hüseyin oyuna dahil oldu, Serkan Balcı sağ beke geçti ve az da olsa bir canlanma oluştu. Yattara ve Alanzinho birbirinin dilinden anlayan ''futbol zekaları hemen hemen eşit olan'' iki futbolcu. Onları birlikte izlemek büyük bir keyif ama bu keyif skora yansımayınca ''ayyuka'' çıkmıyor tabi.

Alanzinho müthiş bir driplingle rakip ceza sahasına sokulurken dakika 75 civarıydı. Harika bir pas verdi Gökhan Ünal'a. Gökhan'ın topu kontrol edişi ve vuruş stili ise ''bir forvet nasıl gol atamaz'' adlı dersin o günkü konusu gibiydi. ''Lazlardan'' biri, ''Atamay oni!'' dedi, sonuna sinkaflı bir de küfür ekleştirerek koydu noktayı. Zaten sezon başından beri süregelen sorunumuz bu değil mi bizim camia olarak. Forvetlerimiz gol atamıyor. Kaçan şampiyonluğun ve sezonun özeti bu iki kelimede gizliydi aslında... ''Atamay oni!''...

Trabzonspor ile İstanbul Büyükşehir Belediyespor arasındaki maç başladığı gibi golsüz sona ererken, ''sabırsız'' Trabzon kentinde teknik direktörlük yapmaya çalışan Ersun Yanal için de ''tehlike çanları'' çalmaya başladı yavaş yavaş. Birisi Şenol Güneş Faruk Özak'ın evladı gibi mi dedi? Allah sizin müstehakınızı versin!.. Başınıza Ersun kadar taş düşsün... Ersun istifa diyenler: Asıl size yazıklar olsun!..

1 yorum:

omanim dedi ki...

bugün fotomaçın yazdığı gibi laurel ile hardy nin santraforluğunu yaptığı takımı izlemek gerçekten çok zor.bu gökhan ünal nasıl gol kralı olmuş memlekette anlamak zor.artık ersun hocanında bu adama bir dur demesi gerekiyor.en son antep maçı takım 3-1 mağlup gol atıyor gerizekalı eliyle ne idüğü belirsiz hiç kimsenin ne anlama geldiğini anlamadığı bir hareket yapıyor dakika 82 takım 3-2 mağlup bu salak takımın sezon başından beri en kötü adamlarından biri hala el kol hareketleriyle meşgul topu alıp ortaya koşacağı yerde.artık izlerken gol atmasını ben bile istemiyorum.kazanalımda başkası atsın diyorum.ersun hocanında bu kadar ısrar etmesini anlamıyorum.adam haftalardır takımı eksik oynatıyo artık bu adamda ısrar etmenin anlamı yok kazanalım derken adamıda hepten yok etmektir bu.koy sola alanzinho yu sağa yattarayı umut salağı tek oynasın önde iki salak izlicemize bi tane izleyelim bizde.yattaraya da o kadar yük binmez en azından adam sağdan ileri geri koşmaktan pert oldu.bizim gerizekalılarda istifa demeye başladı.tamaaaam bu da olmadı sıradaki gelsin.mancini mi olsu rijkard mı scolari mi yoksa giray bulak mı himet karaman mı güvenç kurtar mı.valla aklı başında adamın yapacağı iş değiş trabzon da teknin direktörlük.bizi dünyadan bi adam kesmez zaten artık uzaydan getirsinler bir tane teknik direktör.