13 Nisan 2009 Pazartesi

Futbolumuzun Çirkin Suratları!

Maç kritiklerinden çok tabi ki maçın sonunda çıkan arbede konuşuluyor, yazılıyor, çiziliyor bugün. Sabri'nin Emre'nin üzerine oynarak yarattığı gerginlik, Lugano'nun da çabalarıyla maç sonunda bir savaşa dönüştü adeta. Galatasaray adına Sabri Sarıoğlu, Emre Aşık ve Arda Turan'ın başını çektiği ''1. Ali Sami Yen Meydan Muharebesi''nde Fenerbahçe'nin savaşçıları ise; Diego Lugano, Colin Kazım-Richards ve Semih Şentürk oldu.

Kendimce yorumlamaya çalışacağım olanları, herkesin bir yorumu var benim de olsun bu olaylar için:

Birincisi Sabri Sarıoğlu'nun ilk yarıda Emre Belözoğlu'na ''ölü top'' diye tabir ettiğimiz pozisyonda bir girişi varki tamamen adam öldürmeye teşebbüs! Emre kafasını taç çizgisinin kenarındaki reklam panolarına oldukça sert bir biçimde çarpıyor ve Sabri Sarıoğlu belki de rakibine ''beklediğinden daha fazla hasar verdiğini'' düşünerek elini uzatıyor. Siniri tavan yapmış olan Emre ise uzatılan ele sert bir reaksiyon gösterince, Sabri bir saniye bile düşünmeden Emre'nin üzerine gidip, arkadaşını taraftarın önüne atıyor. Emre ve Sabri'nin gerginliği bu dakikada başlıyor ve maçın tansiyonu da hemen orada artmış oluyor. Fırat Aydınus iyi niyeti bırakıp hemen oracıkta Sabri'ye 10 defa hakettiği sarı kartı gösterse, taviz vermese belki de olaylar hiç büyümeyecek ama Fırat Aydınus gülerek, ''olur böyle şeyler'' tadında yaklaşıyor olaya ve Sabri'nin bu hareketlerini ''halının altına süpürüyor.''

İkinci yarıdaki bir pozisyonda ise, ceza yayının hemen oralarda Sabri ile Emre bir kez daha bir ikili mücadele için karşı karşıya geliyor ve Sabri auta giden topun ardından, söylene söylene oradan uzaklaşırken, Emre küfürlerle (bariz küfürler hem de çok net yansıyor kameralara) Sabri'nin yanında alıyor soluğu. İkili kafa kafaya geldikleri esnada Sabri terbiyesizce rakibinin gırtlağını sıkıyor (en sevmediğim hareketlerden birisidir, maruz kalsam kendimi kaybederim). Sabri'nin bu hareketi arkadaşını ikinci kez tribünlerin önüne atıyor ve maçın tansiyonunu bir kat daha arttırıyor. ''Sevimli Aydınus'' orada hem Emre'ye hem de Sabri'ye birer sarı kart gösterip, olayı yine ''halının altına süpürüyor.'' Halbuki ilk yarıda Sabri 10 defa hakettiği pozisyonda sarı kartı görmüş olsa belki o dakikada oyundan atılacak, belki de o kavganın içinde hiç yer almayacak. Olayların fitili ateşlenirken Fırat Aydınus olabilecekleri gör(e)meyip ısrarla kartlarını kullanmamaya devam ediyor.

90+3'te ise iş çığrından çıkıyor. Bizim görebildiğimiz kadarıyla Lugano, Emre Aşık'ın ense köküne (ki vücuttaki darbeye maruz ölümcül noktalardan birisiymiş, dün akşam öğrendik) Roberto Carlos'un kullanacağı duran toptan önce kafayı gömüyor. Kafayı gömüyor dediğime bakmayın, Emre Aşık'ın yere düşüş şeklinden öyle önemli bir ''darbe'' almadığı bariz belli. Rakibini attırmaya oynuyor tamamen. Akabinde Lugano olay yerinden ayrılsa hiçbirşeyin olmayacağı pozisyonda, rakibiyle uğraşmayı seçince iş çığrından çıkıyor. Önce Colin Kazım-Richards, Emre Aşık'a ''vurmaya yelteniyor'' sonrasında ''Büyük Galatasaraylı!'' Arda Turan Emre abisini korumak için Kazım'a ''taban giriyor''. Semih Şentük bu sırada Arda'yı ensesinden yakaladığı formanın altına yumruğunu kamufle ederek ''hallaç pamuğu'' gibi silkeliyor. (en nefret ettiğim hareketlerden ikincisi, maruz kalsam kendimi kaybederim) Arda döner dönmez ilk ''high punch'' denemesini yapıyor ama Semih'ten bir kontra yiyor, ardından okkalı bir yumruk ardından ''tırpanı'' Semih'in yüzüne ekleştirmeyi başarıyor. Semih'te ''tribal enfeksiyon'' geçirip kendini yere bırakıyor ancak ardından Morgan De Santcis yere düşen Semih'i ''forklift'' bıçağı gibi kullandığı eliyle yerden kaldırmaya değil direk ''almaya'' çalışıyor ve bundan sonrasında da olaylar yavaş yavaş yatışıyor ve bitiyor. Arada Lugano'nun Emre Aşık'ı ikinci kez yere serdiğini ve bıraksalar orada boğabilme ihtimali olduğunu da eklemek isterim.

Tüm bunların ışığında bana göre olayların baş sorumlusu olan Sabri'nin en az 10 maç, Arda'nın 7 ya da 8 maç ceza alması gerekiyor. Mübalağa ediyorum ama Lugano'nun ise derhal ''sınırdışı'' edilmesi gerekiyor(!) kendisine layık bir ceza henüz yoktur bence futbol literatüründe. Adriano'nun çiftli yumruğunun bile bir ederi vardır ama Lugano'nun tüm yaptıklarını göz önünde bulundurunca kendisine layık bir ceza bulamadım açıkçası. Semih Şentürk'ün en az 5 maç ceza alması gerekir. Bunların dışında cezayı aman aman hakeden bir oyuncu görmedim açıkçası. Olayları yatıştırmaya çalışanlar ağırlıktaydı. Ha şunu da belirteyim, şu olanların içinde en masumu da Emre Belözoğlu'dur bana göre. Önceki kariyeri bir sürü hatayla dolu ama dün akşam adam sadece işini yapıp, Sabri'ye tahammül etmeye çalıştı allah için.

Futbolumuzun içinde Sabri gibi suratlar olduğu sürece (Lugano'yu saymıyorum, o bugün var yarın yok, takım tutmaz bişey yapmaz, kendi halinde bir psikopat) dün gece olduğu gibi futbolumuz bir arpa boyu yol gidemez, sadece birbirimizi yeriz ki biz de öyle yapıyoruz zaten, aslında olayların abartılacak hiçbir yanı yok çünkü biz zaten futbolcuların böyle davranmasını istiyoruz, ruhumuzda var kavga ve pislik, halkımızın sahaya yansımasıdır Sabri Sarıoğlu. Kimse kimseye boş yere kızmasın, biz biliriz kendimizi, boşuna kuru gürültü yapmayalım, sahalarımızda görmek ''istediğimiz'' hareketleri gördük dün akşam Sami Yen'de... Mutlu olalım!.. Nası geçirdi ama Arda Semih'e, nası yığdı Lugano Emre Aşık'ı yere!!! Hadi Aziz Nesin'i yadederek bunları konuşalım, bunlarla eğlenelim Türk Halkı!...

1 yorum:

fatih çimen dedi ki...

oley oley oley oley şampiyon BEŞİKTAŞ