19 Ekim 2008 Pazar

Galatasaray mı Trabzonspor mu?


Turkcell Super Lig'in yedinci haftası çok kritik bir karşılaşmaya sahne olacak. Bir tarafta Michael Skibbe yönetimindeki Galatasaray, diğer tarafta ise Ersun Yanal yönetimindeki Trabzonspor.
Oynadığı altı maçta üç galibiyet aldı Galatasaray. Enteresanda bir istatistiği var sarı-kırmızılı takımın. Kazandığı üç maçta, deplasmanda Kocaelispor'u, kendi sahasında ise Denizlispor ve Konyaspor'u hep aynı skorla 4-1 yenmiş. Puan kaybettiği maçlarda ise deplasmanda Kayserispor ile 0-0, kendi sahasında ise Antalyaspor ile 1-1 berabere kalmış, Bursaspor'a deplasmanda 2-1 kaybetmiş. UEFA Kupası ilk turunda da İsviçre'nin Bellinzona takımını deplasmanda 4-3, kendi sahasında ise 2-1 yenerek UEFA Kupası gruplarına kalmayı başarmış. Galatasaray'ın başına geldiği günden beri eleştirilen ve yetenekleri tartışılan Michael Skibbe'nin bu sonuçların ardından koltuğunda pek rahat oturduğunu söylemek zor. Yardımcı hocalarının görevden alınmasıyla sarsılmış olmalı Alman Hoca. Galatasaray'ın hücum anlayışlı bir futbol düzeni var. Skibbe sıklıkla Arda Turan, Cassio Lincoln, Harry Kewell ve Milan Baros'u aynı anda sahaya sürüyor. Saydığım oyuncular defansif özellik bakımından zayıf oyuncular. Maçın gidişatına göre bu futbolcuların yanına kimi zaman Shabani Nonda, kimi zaman Ümit Karan eklenebiliyor. Skibbe için 'cesur' bir hoca diyebiliriz.
Trabzonspor ise sezona Ankaraspor'u kendi sahasında 2-0 yenerek başlamış, ardından deplasmanda bir başka Ankara temsilcisi Ankaragücü'nü 2-1 yenerek seriyi devam ettirmiş. Üçüncü hafta oynadığı karşılaşmada ise kendi sahasında Beşiktaş ile golsüz berabere kalan bordo-mavililer, dördüncü hafta ise deplasmanda Denizlispor'u 1-0 ile geçmiş, beşinci hafta Antalyaspor'u Avni Aker'de geriden gelerek 3-2 yenmiş, geçen hafta ise Konyaspor'u deplasmanda yine geriden gelerek ve aynı skorla 3-2 ile geçmiş. Trabzonspor bir de kriz atlatmış bu süreçte. Hepimizin iyi hatırladığı İbrahima Yattara krizi. En azından şimdilik Trabzonspor için mutlu sonla bitmiş gibi görünen bu krizin ileriki haftalara yansımasını ise hep beraber göreceğiz. Takımın teknik patronu Ersun Yanal, geçmişinde oynattığı pozitif futbol ve bol skorlu maçlarla bilinse de Trabzonspor ile daha dengeli bir taktikle oynamayı tercih ediyor. Dörtlü savunmanın önünde çift ön liberodan Hüseyin Çimşir kesici, Selçuk İnan ise daha çok organizatör görevini üstlenmeye çalışıyor. Forvet hattındaki ilk tercihler ise şimdilik Gökhan Ünal ve Umut Bulut olarak gözüküyor.
Galatasaray kalecisi Morgan De Santchis şimdiye kadar kalesinde güven veren bir çizgi tutturdu. Trabzonspor kalecisi Tolga Zengin ise her an hata yapmaya müsait gibi duruyor ve Galatasaray maçı pek hata kaldırmayacak cinsten. Bu maçta lisans sorunu çözülen Senegalli kaleci Tony Slyvia'nın oynaması da olasılık dahilinde.
İki takımın defans kurgularına baktığımızda hemen hemen aynı şeyleri görüyoruz. Galatasaray'da Servet Çetin ve Fernando Meira'lı, Trabzonspor'da ise Rigobert Song'lu ve Egemen Korkmaz'lı 'taş gibi' stoperler dikkat çekiyor. İki takımın sağ bek tercihlerinde ise Trabzonspor'da Serkan Balcı ve Galatasaray'da Sabri Sarıoğlu gibi kısa, çok koşan, tatlı-sert oynayan, sık sık bindirme yapan ancak iyi orta yapamayan,kısaca, hemen hemen aynı özelliklerde futbolcular var. Serkan Balcı son lig maçında Konyaspor'a karşı yaptığı 3 asistle, Sabri Sarıoğlu ise Bosna Hersek ile oynayan milli maçtaki 'belirleyici' performansları ile tam not almışlardı. Sol beklerde birbirlerine benziyor aslında. Galatasaraylı Hakan Balta'da, Trabzonsporlu Hrvoje Cale'de adeta pozisyon sezip sürpriz gol pozisyonlarına giren, futbolu daha çok 'aklıyla' oynayan oyuncular.
Hücum hattı için Galatasaray muhtemelen Milan Baros'u tek forvet oynatacaktır. Trabzonspor'da ise durum biraz karışık. Şayet Ersun Yanal İbrahima Yattara'yı sağ kanatta kullanmak isterse, bu mevkide oynayıp son iki lig maçında iki gol atıp, bir asist yapan Isaac Promise'yi kulübeye göndermek istemeyebilir. Gökhan Ünal ya da Umut Bulut'tan biri kulübeye giderse bu sürpriz olmaz. Hatta Ersun Hoca orta sahayı kalabalıklaştırıp, fiziğiyle rakiplerini yıpratan Isaac Promise'yi tek forvet olarak bile kullanabilir.
Bence maçın kilit noktası orta sahalar. Galatasaray'ın en büyük handikapı Mehmet Topal ve Barış Özbek'in sakatlık problemleri. Ön libero mevkiinde Ayhan Akman'ın forması garanti gibi gözüküyor. Harry Kewell sol kanatta, Arda Turan sağ kanatta oynacak büyük olasılıkla. Cassio Lincoln'ün de oyun kurucu pozisyonunda forması garanti gibi. Kaleci ve dörtlü savunmayı düşündüğümüzde Skibbe'nin kader tercihi Baros'un mu yoksa Ayhan'ın mı yanına 'partner' düşüneceğidir. Trabzonspor zengin ve hızlı hücum varyasyonları yapabiliyor. Sabri ve Hakan Balta'nın önde kaldığı bir atağı karşılamak Ayhan Akman için zor olabilir. Arkada Servet ve Meira'nın zor anlar yaşamaması için Ayhan'ın yanına bir partner şart gibi gözüküyor. Madalyonun öteki yüzünde ise şiddetle galibiyete ihtiyaç duyan bir Galatasaray var, ayrıca maç Ali Sami Yen'de. Skibbe baskılı bir futbol oynatmak isterse Baros'un yanına Nonda ya da Ümit Karan tercihini yapabilir. Trabzonspor orta alanda biraz daha avantajlı gibi duruyor. Selçuk İnan ve Hüseyin Cimşir gerçek anlamda iyi kesiciler. Hüseyin'in kazandığı topları oyuna sokmakta zaafları olsa da Selçuk bu konuda pek sıkıntı yaşamıyor. Gustavo Colman'da koşan, mücadele eden ve basan bir oyun anlayışına sahip. Sağ kanatta oynaması muhtemel Yattara'da, Isaac'te savunma yapmayı sevmeyen oyuncular. Gökhan Ünal ve Umut Bulut'ta hücum pres uygulayan oyuncular. Defans ve hücum hattında pek farklılık görünmese de orta saha tercihleri sanki Trabzonspor'u bir adım öne çıkarıyormuş gibi duruyor...
Galatasaray saha ve seyirci avantajını kullanıp galip gelmek isterken, Trabzonspor ise şampiyonluk yolunda önemli bir rakibinden en azından bir puanı kurtarmak isteyecektir. Tabi ki hedef galibiyet ancak tahmin ediyorum alınacak bir beraberliğe de razı olabilir Trabzonspor.
Skibbe'nin Galatasaray'ın başında çıkacağı şimdiye kadarki en kritik maç olan, Trabzonspor maçında iki takımında ana hedefinin galibiyet olması, açık futbol ve bol pozisyonu beraberinde getirebilir. Futbolseverler olarak bizleri gerçek bir şölen bekliyor bu akşam...
NOT: Bu yazı www.muhabirturk.com adresinde de benim imzamla yayınlanmıştır...

Hiç yorum yok: