22 Ekim 2008 Çarşamba

15 Maç Sonra...

En son Milan yapmıştı bunu Fenerbahçe'ye yıllar önce. Ben Suudi Arabistan'da çalışırken, 7. ayımı doldurmuş ve Türkiye'ye gelmek için Cidde Havaalanı'nda uçağın kalkmasını beklerken Galatasaraylı bir arkadaşımdan gelmişti mesaj. Aynen şöyle yazıyordu: Fenerbahçe 0 Şevşenko 4 :) Sondaki smiley bana değil mesaja ait. Düşündüm de dün akşam, ne kadar zaman geçmiş üzerinden. Fenerbahçe ne yollardan geçmiş, Denizli deplasmanı gibi badireler atlatmış, bunların altından kalkmış. Soru şu: Peki gelinen bugünkü nokta, sıfır noktası mı? Başladığı yere mi döndü Fenerbahçe?

Gökhan Gönül'ü geçen sezon seyrettiğimde ''dünya yıldızı'' bu adam demiştim. Blog okuyucularından olan Tolga'dan bir uyarı almıştım. ''Yavaş ol, adamın savunması çok zayıf'' diye. Haklıymış. Gökhan Gönül'ün bu sezon düşen performansı zaten zayıf olan savunmasına da sirayet etti ve savunduğu alan resmen ''yolgeçen hanı'' oldu. Edu ve Lugano'nun ''sudan çıkmış balık'' hallerini Marco Aurelio'nun şu an Real Betis'te top koşturuyor olmasına bağlıyorum. Roberto Carlos gerçeğini artık cesurca dile getirmeye başladık zaten. Maldonado'nun kapasitesi dünkü oynadığı oyun kadar ve her takıma karşı her maçta böyle oynuyor. Maldonado'dan ne alacağınızı biliyorsunuz. Yıllardır söylüyorum Selçuk Şahin çıtası bu kadar yüksekte olan Fenerbahçe takımının futbolcusu değil. Josico nerede bilmiyorum. Deivid ve Wederson yok zaten sezon başından beri. Tümer isyanlarda, Colin Kazım ilk onbirde olmadığını öğrenince isyan bayrağını kaldırmış Luis'e. Luis aksi bir ihtiyar zaten. ''Çık git demiş burdan, maç kadrosunda da yoksun.'' Colin-Kazım işi bitti artık bana göre. Tabi önce Luis'in işi bitmez ise. Alex de Souza, Semih ve Güiza'ya hiç kabahat bulmuyorum. Dün akşamda 2 gol attılar yine. Arsenal'e karşı kendi sahanda 2 gol bulmak iyidir önemli olan koruyabilmen. Onlar görevlerini yapıyorlar bir sıkıntı yok. Hatta Semih ve Güiza fazlaca ekstra işlerde yapıyorlar. Uğur Boral mücadeleci, hırslı ama kapasite bu. Nihayet Volkan Demirel; tez elden gönderilmeli, dün bir tane kurtarışı yok her zamanki gibi, Fenerbahçe'yi de Milli Takımı'da daha çok yakar bu gidişle.

Takımın durumu bu kısaca benim gözlemlerime göre. Ciddi bir revizyon lazım. Aziz Yıldırım istifa etmeli mi? Açıkçası bu kadar emek harcayan, idealleri olan bir adamın böyle 10 maçta harcanması pek şık olmaz gibi geliyor ama bilmiyorum. Teknik ekibin istifa zamanı gelmiştir.

Maç 4-1'e geldikten sonra seyircinin tek hedefi futbolcular oldu haliyle. Bir ara ''Sen oyna Aziz, sen oyna'' tezarühatları yükseldi tribünlerden. Rakip Arsenal'di ve takımın durumunu bilen taraftarın beklentisi ''mucize'' tepkisi ise''abesle iştigaldi.''

Deplasmandaki maç Fenerbahçe taraftarının şimdiden rüyalarına giriyordur eminim. O maçta ne olur kestirmek çok güç. Acaba soruyu o maçta ''kaç'' olur şeklinde değiştirmeli miydim?

İlk paragraftaki sorunun bana göre cevabı: Hayır. Kurumsal açıdan, finansal güç açısından Fenerbahçe çok yol katetti ama evet, kadro kalitesi olarak ''sıfır noktası''na geri döndü...

10 yorum:

Unknown dedi ki...

Ne yazık ki ekonomik olarak güçlü olmak sportif başarıları garanti etmiyor. Bir başka deyişle parayla saadet olmuyor. Önemli olan bu kaynağı doğru bir şekilde kullanabilmek. Aziz Yıldırım'ın 10 yıldır süren başkanlığı süresince yaptığı müthiş icraatlar ve ne yazık ki yaptığı hatalar var. Yapmış olduğu icraatlar onun artık ne yaşanırsa yaşansın efsane bir başkan olarak tarihe geçmesini engelleyemez. Geçmişte yapmış olduğu bir çok hatadan da dersler çıkarak doğruları yaptığını gördük. Özellikle 2003- 2004 senesinden itibaren yaratılan istikrar ortamı, sağlıklı yapılanma, doğruya çok yakın transferler ve sabırlı tutum bize 3 şampiyonluk, ve bir avrupa ligi şampiyonlar ligi çeyrek finali yaşattı. Ancak başkanın en büyük kişisel zaafı ne yazık ki gene nüksetti. Kompleksli, sevgisiz, kimseyi takmayan padişah havaları bu senenin çöpe atılmasına yol açtı. Haklı da olsa yarattığı kavga sonucunda tribünlerin ikiye bölünmesi, çok önemli futbolcuların menejerleriyle hiçte profesyonelce olmayan kişisel inatlaşmalar sonucu bu oyuncuların kaybedilmesi, transfer skandalları, hoca tercihi vs.. bu tabloyu ortaya çıkardı. Daha önce de belirttiğim gibi, en son 2002-2003 sezonunda yaşadığımız bu dibe vurma sendromu bu senede tekerrür edecek. Ligi 5. sıralar civarında bitirip, avrupaya da grup maçları sonu veda edecez. Ama şuna eminim ki, ve tarihte de hep böyle olmuştur ki, Fenerbahçe ne zaman bu kadar dibe vursa, ertesi yıl flaş transferler yapar, tribünler kenetlenir, takıma ruh gelir ve şahlanıp ligte şampiyonluk yaşar. Ne yapalım, bizim klübün kimyasıda böyle işte...

Faruk dedi ki...

sade, kısa, net, ne demek istediğini 6 harfle anlatabilen bir yorum olmuş... zekice, tebrik ederim ...:)

Unknown dedi ki...

Fenerin şampiyonluk sahnesinde olmadığı sezonlar sayılıdır. Hehe diye güleceğinize başınıza vuran piyangoyu değerlendirmeye bakın. Bizim fasılalarımız en fazla 1-2 yıl sürer, çeyrek asır değil. Hehehehehe, nasıl bu da zekice mi?

Adsız dedi ki...

zekice zekice hehehe

Adsız dedi ki...

bence fenerbahçe be sene tüm gücünü türkiye kupasına verip tokatsporu geride bırakarak gruptan çıkmalı ve kupayı kazanarak en azından ligde şampiyon olacak trabzonla finali oynayarak(finale kadar eşleşirlerse o da fenerin şanssızlığı) avrupa kupalarına katılmalıdır.yoksa biz kime gülüceğez:)))))

Unknown dedi ki...

Biz çeyrek asırdır size çok gülüyoruz zaten. Siz kendi acınacak halinize gülün, şampiyonluğa(!) oynayan takımınızın neden son maçta sahadan silindiğini düşünün. Beşiktaş'ın olduğu gruptan nasıl çıkacağınızı düşünün finale gelene kadar. George Orwell'in 1984 romanı çok değerlidir sizin için, son şampiyon olduğunuz yılı hatırlatıyor çünkü :) Vay bee, 1984 he, yuhhh bee, daha ilkokul 3' e gidiyomuşum. Adminle omanimde emekleyerek ve tay tay yaparak katılmışlardı herhalde şampiyonluk konvoylarına :)

Faruk dedi ki...

Sevgili Demirel;

Polemikten uzak bir dağın eteklerinde yaşayan, mazlum ve uysal admini neden ikide bir bu tür tahriklerle holiganlığa teşvik ediyorsunuz :)

Bakın bikaç gündür tarafsızlığın dibine vurmuş durumdayım, neden bunu yapıyorsunuz...

Şapkanızı çıkarıp önünüze koyduğunuzda bana karşı bir tür Güntekin Onay mahcubiyeti hissediyor musunuz? Bunu çok merak ediyorum, sevgiler, saygılar :)

Adsız dedi ki...

şaka bi yana biz o gruptan nasıl çıkacağız onuda bilmiyorum:))beşiktaş bizdende beter hem antepe gidiyo hem trabzona onlara allah dahada kolaylık versin:))

Unknown dedi ki...

Sevgili admin. Şu yazdığım 1. yorumu bir okuyunuz tekrar. En ufak bir tahrik, bir sataşmam var mı söyleyiniz. Bugün pozitif bir yaklaşımla bloğa merhaba diyeyim, bir balthazar kalitesinde sakin bir yorum yazayım dedim ama sevgili kardeşiniz omanim ve siz gene beni tahrik etmeyi başardınız. Üzerine oynanan bir mağdur varsa bu entry de bu kişi ben oluyorum maalesef :)
Kardeşiniz omanim gene farazalar, ben ise gene gerçeklerden bahsetmişim. Nedir mesela? , sayın kardeşiniz fener gruptan çıkamasaymışta, yok çıkarsa trabzonla final oynarsa noolurmuşta, falan filan, bir dünya masal. Gerçekleşmiş bir olaymıdır, HAAAAYIR, gerçekleşme olasılığı varmıdır? %5 en fazla.
Peki ben ne demişim? Trabzon çeyrek asırdır şampiyonluk görememiş demişim, doğrumudur? EVEEET. Doğruluk derecesi nedir? Allahına kadar! Hadi iyi geceler :)

Adsız dedi ki...

Böle bişey olamaz geçen sene çeyrek final oyna bu sene ise son sırada bulun uefaya gıtmeyı bile zora soktu fenerbahçe yazık oldu bunun baş sorumlusu aziz yıldırımdır kendı egolarını tatmin olması için takımla oynamaya devam etti ve sonunu hazırladı bizim için iyi oldu aslında fener bu sene erken havlu atar bu hafta bursada yener feneriii..........