8 Ekim 2008 Çarşamba

Gidemedi...

Yaklaşık 1 aydır kamuoyunun gündemini meşgul eden İbrahima Yattara'nın Katar'ın Al Saad takımına transferi dün tam olarak ''bonservis bedelinin kulübün banka hesabına yatmaması nedeniyle'' sona erdi.

Katar kulübü yöneticilerinin çantalarında peşin para ile Trabzon'a gelerek 2 gün boyunca pazarlık yaptığı tüm ısrarlara rağmen basın toplantısı düzenleyip taraftardan izin isterken ''teklif edilen para çok büyük para, bakmakla yükümlü olduğum insanlar var'' şeklinde demeçlerde bulunan, yapılan prensip anlaşmasından sonra ''ben istemedim beni yönetim gönderdi'' diyip yakışıksız ifadelerde bulunan ve belki de bir ölçüde vicdanını rahatlatan Gineli oyuncu, bir kez de saat 15:00'te bulunması gereken idman sahasına saat 10:00'da gelip karşısında görevli bulamayınca ''beni idman tesislerine almadılar'' şeklinde açıklama yapmıştı.

Anorthosis Famagusta maçında sarı kartı varken ilk yarının sonlarına doğru hakem oyunu durduran düdüğü çalmasına rağmen topa vurmuş, ikinci sarı kartı görüp oyun dışı kalmıştı. 10 kişi kalan Trabzonspor o karşılaşmayı kaybedip, rakibine elenmişti. Yattara bu maçtan sonra Trabzon'da ilk çıktığı maçta bağırlara basılmış, Trabzon halkının sevgisini iliklerine kadar hissetmişti.

Kişisel olarak görüşüm; İbrahima Yattara'nın hem futbolda hem özel yaşantısında sıradışı bir adam olduğu. Fatih'in, Szymek'in, Gökdeniz'in bulunduğu dönemde yıldızlardan biriydi sadece. Saydığım oyuncular tek tek takımdan ayrılırken O hep bizimleydi. Sorumluluk almaya başladı iyice, oyundışı münakaşalara girmedi, devamlılığını arttırıp, futboluna her geçen gün daha çok şey katıp sezon başında Roma'nın bile dikkatini çekmeyi başardı. Takımda Hüseyin Çimşir olmasaydı şu an takım kaptanı İbrahima Yattara olacaktı. Bu derece güveniyor O'na camia.

Transfer işi yattı, Trabzonspor'da kaldı Yattara, dün Ersun Yanal'la bir görüşme yapmışlar duyduğum kadarıyla, başkan olumsuz şeyler söylemedi hakkında, kapılar sonuna kadar açık O'na. Taraftarda sorun çıkarmaz zaten, herkes takıma dönmesine dünden razı. Sakatlığı sürüyor Gineli oyuncunun bu arada, halen salonda çalışmaya devam ediyor. 2012'ye kadar sözleşmesi var Trabzonspor'la. Kazandığı kadar harcasın artık yapacak birşey yok. Takıma dönsün futbolunu oynasın, şampiyon olmaya çalışşın. Bu sene direk katılacak şampiyon takım Şampiyonlar Ligi'ne. Şampiyonluk sıfır risk demek. Şampiyonlar Ligi'nde oynar ve kendini gösterirse o çok istediği ''bol sıfırlı'' kontratı yapar belki.

Azıcık kırıldık Yattara'ya biz, Sürmeneli biraz üzdü bizdi parayı seçince, sonra ''beni yönetim gönderdi'' dedi, çok kızdık bu sefer çünkü basın toplantısı düzenleyip izin isteyen kendisiydi, ''beni idman sahasına almadılar'' dedi, hayal kırıklığına uğradık. Neden idman sahasına almasınlar seni? Spekalüsyon yaratmaya çalıştı, ''gitte kurtulalım'' dedik ama içimizde bir yerlerde olan Yattara sevgisi bitmedi bir türlü, O'ndan kopamadık, keza O da bizden... Atacağı bir iki gole, şık çalıma, klas asiste bakar aramızın düzelmesi O'nunla, golden sonra formadaki logoyu öperse, kaymaklı kadayıf olur bize, unutmaya hazırız biz, sen de unutturmaya hazırsan...

Unutmadan; ''Balthazar'' nickli yorumcumuz Yattara postlarından birinin altında: ''Katar takımı Yattara ile hemen hemen aynı özelliklere sahip Feindouno'yu aldı, bu transfer yatabilir'' yorumunu yapmıştı. Dün Katar kulübünün yaptığı açıklama: ''Biz Yattara'nın yerine futbolcu aldık ama isterseniz 3 milyon euroya O'nu da alırız'' şeklinde oldu. Blogta sadece benim postları değil, yorumları da dikkatli okumak gerekiyor, zira benden çok daha bilgili ve işten anlayan yazarlarda bulunuyor blogta. Zaten kaliteyi bundan dolayı arttırıyoruz hergün. Çok teşekkür ediyorum blogta emeği geçen herkese, sonsuz teşekkür ediyorum...

26 yorum:

Melih Kazdağ dedi ki...

Ufak bir ayrıntı;Lazio'lu Zarate Al Saad takımının futbolcusuymuş ve Lazio'da kiralık oynuyormuş.Bu sene başından beri adından sözettiren oyuncu 20 milyon $ a katar takımına transfer olduktan sonra 1 sene bu takımda oynamış ve 2 senedir kiralık.İşin ilginç yanı bu oyuncu Arjantin 18 yaş altı milli takımındayken transfer etmişler.Yani daha 16-17 yaşındayken.Tamam maliyeti 20 milyon ama bu adam belli ki ileride bu parayı çıkartacak diye düşünüyorlar herhalde.Bu tür bir transfer BJK li Bobo.Birkaç maç Brezilya 18 yaş altı takımında oynadı.BJK transfer etti.Kendini devamlı geliştiriyor.Türkiye'deki takımlar bu şekilde transfer yaparlarsa hem başarı sağlarlar hem de ileride bu oyuncuları satacak kulüp bulabilirler.

Unknown dedi ki...

Sayın admin, bu konuyla çok alakasız olacak ama nazar-ı dikkatimi çeken bir durumu aktarmak istiyorum. Geçenlerde 'ligin 5. haftası itibariyle kim şampiyon olur' başlıklı bir anket yapmıştınız. Bugüne kadar hep bütün anketlerin sonuçlarını açıklar ve üzerine haber ve yorum yazıp yayınlardınız. Nedense son anket sessiz sedasız kapandı gitti. Bu durum çok ilgimizi çekti. İstemediğiniz sonuçlar çıkınca artık sessiz sedasız karambole mi getirmeye başladınız anketleri sayın admin? Günlerdir savunmasını yapamadığın ve özür dilemen gereken hususlarda sana açık davette bulunmama karşın sessiz kaldın. Bu kabul ettiğin anlamını taşıyor. Hadi anladık. Ama nedense görüyorum ki hep analizlede fener lehine yapılan hataları unutmuşum aslında yazacaktım ayağıyla geçiştiriyorsunuz. Bu anketi yorumlamayıda mı unuttunuz acaba bay admin?

Faruk dedi ki...

Eleştiriniz için teşekkür ederim Sevgili Demirel;

Öncelikle belirteyim ne yaparsanız yapın benden bir Fenerbahçe düşmanı yaratamayacaksınız.

Anket konusu enteresan. Anketin açılma amacı İLK BEŞ HAFTAYA GÖRE şampiyonluk adaylarını belirlemek. Ama anket sonuçlarına bakınca gördüğüm sonuç: ANKETİN HANGİ TAKIMI TUTUYORSUNUZ ŞEKLİNDE ALGILANDIĞI. Yahu tamam özgür irade dedim bende ne yapalım dedim, başladım bişiler karalamaya, yazdım sildim, yazdım sildim, bişeyde uyduramadım. ANKETE GÖRE 5 HAFTADA 3 DEFA YENİLEN 2 GALİBİYETİNİ DE EKSİK RAKİPLERE KARŞI ALAN FENERBAHÇE EN BÜYÜK ŞAMPYONLUK ADAYIDIR DİYEMEDİM. Olmayınca birşey yazmamaya karar verdim... Olay bundan ibarettir...

Unknown dedi ki...

2 satır yazman yeterliydi, ligte 6 puan almasına rağmen taraftarı inanıyor tadında bişey olabilirdi. (Açıkçası kayseri maçına kadar hala umudum vardı ama bu hafta artık görüntü iyice değişti.) Birşey yazmamak hiç şık olmadı inan. Ben bunda kesinlikle kasıt ararım hiç kusura bakma. Benden bir fenerbahçe düşmanı yaratamazsın kaygını anlıyorum çünkü anket sonuçlarından da gördüğüm gibi ciddi bir fenerbahçe okuyucu potansiyelin var. Ama hala senden bir açıklama istediğim konularda biz fenerlileri aydınlatamadın. Cevap veremediğin konularda sessiz kalmana saygı duyuyorum. Yorumlarımda herhangi bir kalite kaygım ya da diğer okuyuculara sevimsiz gözükürmüyüm diye bir kaygı taşımıyorum. Koyu bir fenerbahçeliyim ve bu bloğa günde 2-3 kez girip okuyan ve çok seven biri olarak takımım adına rahatsız olduğum konuları hep dile getirecem. Senden fenerbahçe düşmanı yaratmak değildir niyetim, bu bloğa başlarken hepimize her takıma eşit yaklaşacam sözünü koruman için uğraşıyorum. Eminim bir çok rahatsız olduğum konuyu istemeyerek yapıyorsun ama isteyerek yaptıklarında var, anket sonucu gibi... Gözlerinden öperim.

Faruk dedi ki...

Daha önce Fenerbahçe lehine çıkan birçok anket sonucunu (en flaş transfer, şampiyon kim olur gibi) değerlendirip yorum yazdım hakkında. İyi ya da kötü. Takdir edersinizki 5 maçta 3 kez yenilmiş bir kulübün uzak farkla şampiyonluk adayı gösterilmesine yazacak bir değerlendirme bulamadım.

Her zaman söylediğim gibi siz bu bloğa yorum göndermediğiniz zaman blogta ters giden birşeyler var demektir. Siz yorum yazasınız diye de kesinlikle Fenerbahçe aleyhinde yazılar yazmıyorum. Bu kesinlikle mümkün değil. Ne gördüysem ne düşündüysem bunları klavyeye döküyorum sadece.

Meşhur sorularınızla ilgili cevapları defalarca hem bu blogta hem de kardeş blogta defalarca verdim, genel olarak toplarsam; herhangi bir kişiden ya da kurumdan özür dileyeceğim bir durum yok ortada, düşüncelerim sadece beni bağlar, kendi fikirlerimdir. Beğenmezsiniz tartışırız, fikirlerimizi masaya yatırırız. Daha önce de olduğu gibi... Benden özür beklemeyin lütfen sorduğunuz sorularla alakalı olarak, özür dilemek bir erdemdir ve bende özür dilemem gereken yerde özrümü dilerim.

Bence siz bunlardan çok aradaki 10 puanlık farkı nasıl kapatacaksınız bunu düşünün :) sevgilerimi gönderiyorum tekno market'e...

Adsız dedi ki...

ya siz şimdi konun dışına çıkıp kişisel tartışmalara girmişiniz zaten gördüğüm kadarıyla sizi karakol paklar:))ben şu yattara i.nesi:)) hakkında bişeyler söyliceğem.bu adam trabzonda taraftarın sevgilisi hatta türk futbol severlerinde ilgiye izlediği bi oyuncu oynadığı zamanda trabzona çok büyük güç kattığı ve takımın artık 1 numaralı oyuncusu olduğu ortada.hepimiz artık onunla vedalaşmışken o mucizevi bir şekilde takımda kaldı.yöneticiler hakkında olur olmaz zevzeklikler yaptıktan sonra onlarlada arası gerilmişti.şimdi herkesin merak ettiği takıma ne verceği.bana göre bu adamda karakter sorunu olduğu için daha doğrusu karater diye birşey olmadığı için hiçbişey olmamış gibi kaldığı yerden devam edecektir.en ufak bir sorun yaşayacağını sanmıyorum.demekki bazen karaktersiz olmakta insanoğluna faydalar sağlamakta.

Unknown dedi ki...

Fark artık kapanmaz, açık yüreklilikle söylüyorum. Fenerbahçe, B.Munchen, R.madrid, bütün bu takımlar kendi ülke şartlarına göre sahip oldukları dev bütçelere rağmen zaman zaman ligten erken kopabiliyorlar. Yönetim yanlışları yüzünden öyle bir sezon geçiriyoruz işte o kadar.
Şimdi sana net bir şekilde soruyorum, madem anket hazırlıyorsun, neden o zaman fenerbahçeyide şıklar içine ekliyosun sevgili kardeşim. 5 maçta 6 puan almış bir takımın neden sence şampiyonluk şansı yüzde sıfır. Madem öyle, ankette ne işi var? Elini vicdanına koy, harbi ol, nedenini açıkla. Yaptığın savunma çok komikti.
Artık okuyanlarda baymıştır, benimde baydı sana sormaktan, sende cevabınıda verdim diyorsun ama hayır cevap mevap yok. Bir kez daha ve son kez soruyorum, geçen sezon 8 tane tescilli net penaltısı verilmeyen fenerbahçe lehine yapılan ilk hakem hatasında (ligin 28. haftasında) yaptığın ligin tadı kaçtı yorumu bana sinir krizleri geçirtmişti. Bu olay yüzünden de senin fenere karşı bakışında tabi ki bir önyargım oluştu, bunuda inkar etmiyoryum. Şu olayı bir açıklama bakalım. Bir daha da bu konuyu asla gündeme getirmeyecem...

Adsız dedi ki...

ya arkadaş ben anlamadımki bu fener trabzon çekişmenizi:))
iş fenerbahçe galatasaray çelişmesine döndü.trabzonspor 25 senedir şampiyon olamıyo fenerbahçe bu 25 sene içinde yüksek imkanlarıyla(tam olarak saysını bilmiyorum)bi çok kez şampiyon olmuştur.trabzonsporun bu sezon fenerbahçeden daha iyi bir sezon geçirmesi(ki daha bu da belli değil ya)trabzonspora fenerbahçeye karşı saygısızlık hakkı vermez.o zaman adama demezlermi 25 senedir nerdesin diye.belli ölçüler içinde şakalaşmalar olur karşılıklı saygıyla ama fenerbahçe bu sezon çok kötü dahi olsa türk futbolunun en önemli taşlarından biridir çok büyük bir camiadır.ayne zamanda trabzonspora karşı galatasaray ve beşiktaşın yaptığı hainlikleri hiçbirzaman yapmamıştır.bu arada hainlikten kastım galatasaray ve beşiktaşın trabzona maç satmaması bunu da nasıl değerlendirirsiniz bilemem:)))en büyük düşmanlar galatasaray ve beşiktaş en büyük dost fenerbahçe saygılar.....

Murat YILMAZ dedi ki...

yattara bu saaten sonra trabzona faydalı olabilir mi bekleyip göreceğiz? Tecrübelerim menfi yönde. Gitse maddi olarak Trabzon'un, güç kaybı olarak biz rakiplerinin lehine olacaktı.

Sayın admine öneri/eleştiri/fikir iletmek gerekirse bence anket açılmışsa kapanmalıdır. Anketi kapatırken kendi görüşlerinizi yazabilirdiniz, ankette sonuç bu çıktı ama ben bunun farklı olduğunu düşünüyorum gibilerinden.

Faruk dedi ki...

ortada fenerbahçe - trabzonspor çekişmesi yok sevgili omanim, ortada futbolun adaleti ve işleyişi ile ilgili doğan fikir ayrılıklarının kimi zaman örneklerle, kimi zamanda eski defterlerin açılmasıyla hesaplaşması var. sevgili demirel ve ben hayatta olduğumuz sürece bu tartışma hep devam edecek, sadece konular ve örnekler değişecek ancak temel mesele baki kalacak...

Sevgili Hakan Abi;

Benim derdim bir hakemin bir maçı alıp aleni şekilde bir takımın lehine yönetmesiyle ilgili. maçta yapılan anlık bir hata ile ilgili değil. fenerbahçe - trabzonspor maçında cem papila, konyaspor - fenerbahçe maçında özgüç türkalp ve fenerbahçe - kayserispor maçında hakan sivriselvi maç boyu bir takımı savunmuş özellikle cem papila ve hakan sivriselvi bunu ayyuka çıkarmıştır. benim derdim anlık hakem hatalarıyla alakalı değil maçı ısmarlama bir şekilde bir takımın lehine yöneten hakemlerle ilgilidir. ligin tadının kaçması hep ısmarlama yönetilen maçlardan sonra tezahür eder, yoksa bir penaltı çalınmış ya da bir ofsayt kaçırılmış benim için bu derece de büyük önem teşkil etmiyor.

fenerbahçe'nin havlu attığını siz söylediniz, ben şu ana kadar en ufak bir şekilde bunu iddia etmedim zaten, aksine sakatların düzelmesi ve takım kimyasının yerine oturmasıyla fenerbahçe'nin şampiyonluk yarışının içinde olabileceğinden bahsediyorum hep. bu yüzden fenerbahçe benim şampiyonluk adaylarımdan birisidir halen ve matematiksel şansı sürdüğü sürece bu tip anketlerin içinde hep ismi geçecektir...

en derin sevgilerimle...

Unknown dedi ki...

Sevgili admin, gerçekten bu konudaki görüşlerimiz asla uzlaşmayacak, bunu anladım. Şimdi oturup gene destan yazmanın manası yok, milletide sıkmayalım.
Ama sürekli su üstüne çıkan çelişkileriniz ve olayları kılıfına uygun yorumlamanız cidden başımı döndürüyor. Hatır şikesinin bir kaç kişi arasında yapılmış olduğunu, buna karşın fener maçlarında çantaların gidip geldiği. Ne ortada belgeli bir çanta gitme gelmesi var, ne de o hatır şikesinin sende kaç kişi yapıldığına dair tutanakları. Ne biliyosun bir kaç kişi olduğunu, sen ordamıydın sayın admin. Çıplak tek bir gerçek vardı, taraflı tarafsız maçı izleyen herkes gördüki trabzon maçı sattı. Ben sadece yalın gerçekler üstünde durdum, sen hep hayal ürünlerinin.
Gelelim çelişkine, kardeşim sen değilmisin yukarıdaki yorumunda 5 maçta 3 yenilgi alan takım şampiyon olamaz, ne yaptıysam bununla ilgili bir anket yazısı yazamadım diyen. Şimdi diyorsun ki fenerin hala şansı var, benim için hala kopmadı. Adama la havle ve la kuvvet demezler mi birader ya, biraz tutar, biraz ölçü lütfen ya.
Sevgili fatih, olaya değişik bir bakış açısı getirmeye çalışmışsın ama tam olarak olayın bu yazılanlarla pek alakası yok. Maç satma konusuna bakış açında çok enteresan. Bana zorla malzeme veriyosunuz bak Turutoğlu familyası olarak. İlerde alehinde delil olacak sözleri yazarken aman dikkat et :) İkinizede sevgiler...

Faruk dedi ki...

Öncelikle belirtmek isterim burada herkes bir bireydir. Turutoğlu Familyası diye bişey yok, Omanim kardeşin yazdıkları kendi düşünceleri, benimkiler kendi düşüncelerim, sizinkiler sizin düşünceleriniz, Yavuss'unkiler de kendi düşünceleridir. Yoksa familyadan çok adam geziyor buralarda. Kimse sizin elinize koz vermiyor sevgili Demirel, ne tür bir kozdan bahsettiğinizi de anlamış değilim. Alın size aynı takımı tutan Trabzonsporlulardan farklı farklı görüşler işte. Siz değilmiydiniz hepiniz aynı tornadan çıkmış gibisiniz diyen. Alın işte Rize sınırında farklı tornalardan geçmiş Trabzonspor taraftarları. Ben diyorumki İstanbul hegemonyasından bize dost çıkmaz, kaldıki ihtiyacımız yok, Omanim kardeşte derki Fenerbahçe en büyük dostumuz, Galatasaray ve Beşiktaş düşmanımız.

Anlatmakta zorluk çekiyorum galiba sevgili Demirel, ankette Kayserispor ve Sivasspor'da vardı yanlış hatırlamıyorsam. Nispeten şampiyonluk şansları olan takımları aldım değerlendirmeye ancak temel görüşüm ya Trabzonspor'un ya da Beşiktaş'ın anketten birinci çıkacağı yönündeydi. Zira bir tanesi 5 maçta 4 galibiyet 1 beraberlik yapmış diğeri ise 3 galibiyet 2 beraberlik. Anket'in yapılış amacıda ilk beş haftaya göre kim şampiyon olur sorusunun cevabını alabilmekti? Fenerbahçe 2 galibiyet ve 3 mağlubiyetle birinci çıkınca hem de uzak farkla kılıfına uyduramadım işi, lugatın yetmedi dersiniz, kelime dağarcığın az dersiniz ne derseniz diyin artık. Fenerbahçe'ye karşı yapılmış bir hareket değil diyorum samimiyetime güveniyorsanız.

Çanta muhabbetlerine üç beş kişinin yaptığı hatır şikesi muhabbetlerine böyle haftada bir girersek işin işinden çıkamayız, ben çantacıları ispatlayamıyorsam sizde 4-0'lık maçtaki şikeyi ispatlayamazsınız, nereden biliyorsunuz Galatasaray'ın maçı hakkıyla 4-0 almadığını? Nasıl ispatlayablirisiniz şikeyi? Elinizde belge mi var? Ben birşeyi iddia ediyorum sadece gözlemlerime dayanarak yıllardır bu ligi iyi kötü takip eden birisi olarak ''Fenerbahçe ve Galatasaray bu ligin en çok şikeye karışan, teşvik primlerini havalarda uçuran, rakip futbolcuların aklını karıştıran kulüpleridir kardeşim. Bunlardanda muhtemelen Galatasaray Fenerbahçe'den bir adım öndedir. Bu benim görüşümdür tamamen. Konuşarak tarihi değiştiremeyiz ki...

Yavuss patlat bi yorum Hakan Abi'ne şöyle damardan da görsün yorum nasıl yapılırmış, hadi koçum :)

Unknown dedi ki...

Mübarek perşembe akşamı damardan yorum yapılmaz, günah, duymamış olayım cık cık cık...
Her zaman derim ki, hiç bir klüp sütten çıkmış ak kaşık değildir, herkesin geçmişinde anadolu klüplerinin futbolcusuna çelme takıp kafasını karıştırmak, hatır ve teşvik şikeleri mutlaka vardır. Üstten alta her takımın ama.
Ama göğsümü gere gere, övüne övüne söylerim ki, benim takımım hiç bir zaman maç satmamıştır. Bu bir çok pisliği içinde barındıran futbolda ulaşılabilecek en adi zirvedir. Benim takımım gün gelmiştir ligte hiç iddiası yokken son maçta kocaeli'yi yenip küme düşürmüştür, (hala kocaelinin dinmek bilmeyen nefretini kazanmışızdır), gün gelmiş kendi elleriyle galatasarayı şampiyon yapmıştır, allaha şükür hiç kimseye bugüne kadar yatmamış, maç satmamıştır. Trabzonun bunu yaptığını sende bende ve bütün Türkiye'de tartışmasız çok iyi biliyor. Bu bence rezilliğin en büyüğüdür ve büyük olma kimliği ile asla örtüşmez. Büyük olan hiç bir takım maç satmaz. Ne g.saray'a ne a.sebat'a. Bizim eskiden bildiğimiz, ligte fırtınalar estiren Trabzonspor bunu yapmazdı. Benim özlediğim sadece eski iyi futbol oynayan Trabzon değil, büyük kimliğini kaybetmemiş Trbazon'dur. Yeni başkan ve yeni gidişat bana umut vermeye başladı. Sizi ne istanbul bozar ne de başka bir güç. Eski kimliğinizi hatırlayın yeter, bilmem anlatabildim mi?

Adsız dedi ki...

yalnız şunu belirtmekte fayda sizin o trabzonun sattı dediğiniz maç olayına şiddetle katılmıyorum.o sene beşiktaştan 3 yedik kimsede ses yok fenerden 5 yedik kimsede ses yok(itirazı olan varsa arşivden baksın 2000-2001 sezonuna)galatasaraydan 4 yedik ortalık ayağa kalktı.neymiş efendim trabzon maç sattı.kanıt bilmemne yok.çıktı dönemin başkanı özkan sümer olum bu maçı veriyoz dedi tamam dediler trabzonsporlu futbolcular maçı verdi.ne kadar kolay ya.hiç kanıtlanamamış bi olaydır bu trabzon o sene ligi kaçıncı bitirmiş hangi futbolculardan oluşuyomuş bi baksın idda edenler zahmet olmazsa ama ortaya çıkan bi gerçek vardı trabzonsporlu tamer tuna ve oktay derelioğlu fenerbahçeden teşvik primi almış bu adamlarla o ağzı burnu oynıyan adamın telefon konuşmalarında çıktı bu ortaya tani resmileşti.ama hala trabzon galatasaraya maçı sattı.fenerle şampiyonluk için çekişirken ligin bitmesine 2 hafta kala avni akerde galatasaraydan yine 4 yedi o zamanda sattı o zaman ona kimse ses çıkarmaz ama trabzonun şampiyonluk iddası olmasada galatasarayın olsa idi yine başlıcaktı bay fenerliler TRABZON MAÇI SATTI diye bağarmaya adamlarda alışkanlık olmuş çünki bu durum.son 10 senede galatasarayı iki maçın birinde yeniyoz en kötü fenere iki maçıda kaybediyoz kendi sahamızda arka arkaya 10 maç kaybediyoz o zaman satış yok herşey işlerine geldiği gibi galatasaray trabzonspor maçının satıldığı kanıtlanamamış sadece bi komple teorisi olarak kalmıştır ama oktay la tamer adında adını siz koyun iki futbolcunun fenerhabçeden teşvik primi aldığı kanıtlanmıştır bilmem anlatabildimmi....

Faruk dedi ki...

Tek estiren siz değilsiniz sevgili Demirel :) Dinsiz imansız muhabbeti tam da bunun gibi bişeydir işte :) Hadi bakalım hodri meydan :)

Unknown dedi ki...

Fatihçim sana zahmet edip yorum yazmıyorum, vakit geç oldu, sadece küçük bir alıntı sunmak istiyorum.
Date: 06.10.2008
Location: Faruk's iş yeri
Talihsiz açıklama:
Faruk said'' Bakın sevgili Demirel;

Galatasaray'a Fenerbahçe'nin şampiyon olduğu sezonda 4-0'lık bir hatır şikesi yaptığımızı ayan beyan kabul ediyorum. YALNIZCA FUTBOLCULAR ARASINDA GERÇEKLEŞEN, BELKİ BİR İKİ YÖNETİCİNİN DE TELKİNİYLE MAÇ ESNASINDA OLUŞTUĞUNA İNANDIĞIM BİR TÜR SİNERJİYLE GERÇEKLEŞEN BİR HADİSEDİR BU. Hiçbir işe yaramadı zaten. ''
Turutoğlu familyasını sevgiyle kucaklıyorum, teker teker gelin :)

Faruk dedi ki...

Sevgili Demirel;

Güldürdünüz bu saatte teşekkür ederim size öncelikle.

Yahu daha az önce dedim ya size bu yukarıdaki benim görüşümdür Omanim kardeşinki kendi görüşüdür diye. Hangi akla hizmet yaptınız o volume çalışmanızı. Teker teker gelin diye bişey yok, ortada teker teker gelinecek bir durumda yok, suçlamayı yapan sizsiniz, kabul eden benim, etmeyen ise başka bir birey olan Omanim. Uykunuz gelmiş hadi yatın artık...

Unknown dedi ki...

Bir camiada 2 kişiye bu maçı sattınız mı yoksa satmadınız mı diye sorulursa ve en az bir tanesi evet sattık derse o işte bir iş olduğu açıktır.

Faruk dedi ki...

Camianın içinden kişiler değiliz maalesef sevgili Demirel. Camianın taraftarlarıyız sadece...

Unknown dedi ki...

Tamam canım benim satmadınız maçı, can-ı gönülden inanıyoruz. Olanlar olmuş zamanında, harbiden uzatıp cılkını çıkarmayalım. Bloğa başladığın bu yıl Trabzonun şampiyonluk adayı olması senin için güzel bir şans. Büyük olmayı hatırlamaya başlayan klübüne layık bir taraftar olmanı ve yıl sonunda şampiyonluk kupasını kaldırıp fener-cimbom tekelini kırmanızı dilerim.

Adsız dedi ki...

kimin trabzon maçı sattı dediği benim için hiç önemli değildir.çünki trabzonspor maçı satmamıştır.milletin sadece maçın skoruna bakarak hiçbir dayanağı olmadan uydurduğu bi olaydır.ama benim yazımdaki dayanaklarım gayet mantıklıdır.bizde bütün karadeniz takımlarını yenip küme düşürerek onların düşmanlığını kazandık bende göğüsümü gererim o zaman.şu ülkedeki en temiz takımda beşiktaştır kimse aksini idda etmesin.

Unknown dedi ki...

Güldürme beni, Sebat'a yatıp Bursa' yı küme düşüren kimdi acaba? Hafızanın çok yetersiz olduğunu görüyorum. Neyse benim açımdan artık konu kapandı...

Faruk dedi ki...

O sezon Beşiktaş Sebat'a değil Rizaspor'a karşı şaibeli bir maç oynamıştır. Sinan Engin ve Sergen Yalçın'ın da bu şaibeli maçta ciddi şekilde parmağı vardır. Maçtan sonra ortaya çıkan telefon konuşmalarında maçta büyük şaibeler olduğu ortaya çıkmıştır. Bursaspor'un Beşiktaş'a karşı olan nefreti de bu maçtan dolayıdır...

Unknown dedi ki...

Bu ülkede büyük diye adlandırılan takımlardan Beşiktaş ve Trabzon maç satmış takımlardır. Hiç sevmesemde G.saray ve takımım F.bahçe'nin maç sattığına ya da maç satma şüphesi doğurduğuna tüm samimiyetimle söylüyorum ki asla şahit olmadım. Bu iki takım şu maçı satmıştır ya da satma şüphesi vardır diyeceği bir maç varmıdır acaba geçmişte soruyorum. Boynumuda vursalar kimse beni aksine inandıramaz. İlk 11 'de oynayan tek bir oyuncunun bile maç satması tüm klübün maçı satması anlamını taşımaktadır. Neyse anlaşılan o ki, bu konular bir sonuca ulaşmayacak, o yüzden yorumlarıma bir süre fasıla vermeyi düşünüyorum, çok yorgun düştüm. Az önce okuduğum ve sinirden titrediğim 'tekke ve gökdeniz'in bu takımda oynamasına izin verilmedi' türü saçma sapan yazıda bu kararımı değiştirmeyecek. eyvallah...

Faruk dedi ki...

Allah Fenerbahçe ve Galatasaray'dan razı olsun. Türk futbolunun en temiz ve en güzide kulüplerinin önünde saygı ile eğiliyorum. İnşallah her daim onlar şampiyon olurlar, en büyük başarıları onlar yaşarlar. İyi ki varlar...

Gökdeniz ve Fatih Tekke'nin Trabzonspor'da futbol oynamamak istememe sebepleri, bir tür mafya ile girdikleri ilişkiler ve Trabzon'daki yaşam standartlarıdır. Başka anlamlar yükleyip sinirden titremenize gerek yok...

Unknown dedi ki...

Oyuncularınızın mafya ile ilişkileri, iddia oynayıp ceza almaları, sonra bu adamların efsane olmaları beklentisi içine girilmeleri. Bravo, tebrikler, işte bunlar herşeyin özeti.
Çarpıtma gene, daha dün Trabzon'un şampiyon olmasını istediğimi ve artık sıkıldığım fener-cimbom tekelinin yok olması gerektiğini yazmıştım.